Küresel Politikada Yükselen Afrika…

Afrika, giderek dünyanın ilgisini çeken bir kıta olarak görülüyor. Dış ülkeler ise kıtada siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, stratejik ilişkileri artırma yolundalar. Menekşe Sözbilir, “Küresel Politikada Yükselen Afrika”yı enine boyuna inceledi ve kitaplaştırdı. Kitap hakkında yazdıklarını özetleyerek sizlerle paylaşıyoruz. Bu güzel yazıdan dolay Menekşe Sözbilir’i kutluyoruz. - think tank dusunce kurulus

Afrika, giderek dünyanın ilgisini çeken bir kıta olarak görülüyor. Dış ülkeler ise kıtada siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, stratejik ilişkileri artırma yolundalar. Menekşe Sözbilir, “Küresel Politikada Yükselen Afrika”yı enine boyuna inceledi ve kitaplaştırdı. Kitap hakkında yazdıklarını özetleyerek sizlerle paylaşıyoruz. Bu güzel yazıdan dolay Menekşe Sözbilir’i kutluyoruz.

Yeryüzünün en yoksul kıtası olan Afrika’nın, en etkili küresel ve bölgesel güçlerin etkisi altında kaldığı bilinen bir gerçektir. Ancak son zamanlarda Afrika’nın genelinde ortaya çıkan değişim ve gelişim ivmesi, layığı veçhile anlaşılmış değildir. Bu yönü ile yükselen bir değer olan Afrika’nın, Türkiye’de hak ettiği yere ulaştığını belirtmek de pek gerçekçi değildir. Özellikle de Türkiye’de ve Türk akademiyasında Afrika’yla ilgili olarak bilgi ve kaynak yetersizliği, adeta bilgi açlığına dönüşmüştür.

Ne var ki gelişmiş Batılı toplumlarda durum bu merkezde değildir. Hatta denebilir ki, Afrika dışı ülkelerin kıtadaki ülkelerle siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel, stratejik vb. ilişkileri artarak devam etmekte ve bu ülkeler kıtada üstünlük kurmak istemektedirler. Bu çıkar ilişkisinde Türkiye’nin rolünün ne olacağı veya vaziyetinin nasıl şekilleneceği ise ciddi bir tartışma konusudur. Ancak bu tartışmada, Batı Avrupa devletlerinin Afrika’da yaptıklarını Türkiye’nin yapmaması temel prensip olarak kabul edilebilir. Bu açıdan Türkiye’nin Afrika açılımının, karşılıklı işbirliği düzeyinde şekillenmesinde fayda vardır. Bu amaçla ele alınan bu çalışmada, Afrika’nın iç ve dış dinamiklerine bakılarak karşılıklı çıkarların gözetilerek dengeli bir siyasetin nasıl belirlenebileceğinin ufku çizilmeye çalışılmıştır.

Bundan hareketle bu çalışmada, ilkin Afrika’nın sorunlarına kuramsal bir çerçeve çizilmiş ve ardından da siyaseten uygulamalarına bakılmıştır. Daha sonra da Afrika’yla ilgilenen bazı devletlerin çıkar ilişkileri incelenmiş ve kıtada ortaya çıkan muhtelif sorunların kaynağına ve özelliklerine bakılarak değerlendirmeler yapılmıştır.

Bir yönüyle günümüzde Afrika kıtası, başta eski sömürgeci devletlerin yanı sıra küresel politikada yükselmekte olan güçlerin etki ve çıkarlarının da bulunduğu, rekabet ve mücadelelerin yaşandığı ciddi bir kıta haline gelmiştir. Hâl bu merkezde olunca pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de Afrika üzerine yeni politikalar geliştirilmeye ve çalışmalar yapmaya ihtiyaç duyulmuştur. Pek tabiî ki bu durumda Afrika’ya yönelik bilgi kaynaklarının üretilmesini zorunlu kılmış ve bilhassa akademik çevrelerde Afrika çalışmaları hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Özellikle Türk üniversitelerinde bir süreden beridir Afrika uzmanları yetiştirmek üzere lisans ve yüksek lisans düzeyinde Afrika derslerine yer verilmeye ve düşünce kuruluşları ile kamu kurumlarında Afrika araştırmaları gerçekleştirilmeye başlanmıştır.

Aslında günümüzde Afrika’ya yönelik birtakım olumsuz veya gerçek dışı değerlendirmeler yapılırken, kıtayla ve burada yaşayan insanlarla ilgili olarak gerçekçi bilgiye ulaşabilmek için çok boyutlu araştırmaların yapılmasını gerekli kılmıştır. Söz konusu bu kitabın oluşturulmasındaki amillerden birisi de Afrika’yla ilgili gerçekçi bilgiye ulaşmak olmuştur.

Bu araştırmanın bünyesinde ekonomi, siyaset, tarih, kültürel, etnisite, iktidar, değişim, ordu, ideoloji, hammadde, güvenlik vb. bilgiler olmakla birlikte bunların birçok alt bileşeni de bulunmaktadır. Böylelikle bu çalışmada, Afrika kıtasının bütününe bakılarak, örnek vaka ve modellerle derinlemesine inceleme yapılmaya çalışılmıştır. Aslında büyük bir tarihî mirasa sahip olan Afrika kıtasının incelenmesinin, inter-disipliner bir çabayı beraberinde getireceği muhakkaktır.

Elinizdeki bu kitap ekonomi, kültürel, sosyal ve politik olarak büyük bir tarihî mirasa sahip Afrika’yı biraz olsun açıklama gayretindedir. Elbette ki, Türk akademiyasına ve uluslararası ilişkiler literatürüne mütevazı bir katkı sağlaması niyetiyle hazırlanan bu kitap ne ilk, ne de son olacaktır. Ancak bu kitabın, Afrika’ya yönelik yapılacak yeni çalışmalara bir nebze olsa da katkı sağlayacağı umudu taşınmaktadır.

Gazi Kitabevi’nden çıkan “Küresel Politikada Yükselen Afrika” adlı bu çalışma, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünün değerli akademisyen hocalarından Doç. Dr. Soyalp Tamçelik’in girişimi, teşviki, yönlendirmesi, planlanması, redaktesi ve editörlüğünde tanzim edilmiştir. Her şey dahil yaklaşık 670 sayfadan oluşan bu kitap, Sayın Tamçelik’in girişimleriyle yaklaşık iki buçuk yılda ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden Afrika’yla ilgili araştırmacıların katkılarıyla hazırlanmıştır.

Özellikle Türkiye’de Afrika ile ilgili çalışmaların eksikliğine ve yetersizliğine karşın Afrika’ya ilgi çekmeyi ve Afrika çalışmalarına başvuru niteliğinde katkı koymayı amaçlayan bu kitap, toplamda on altı makalenin bulunduğu üç ana bölümden oluşmaktadır.

Kitabın ilk bölümünü oluşturan “Afrika’daki Siyasal Dönüşümün İdeolojik ve Pratik Temelleri” başlıklı bölümde, Afrika’da ideolojilerin ve siyasal akımların etkileri incelenmiştir. Afrika’daki devletlerin iç ve dış politikalarının belirlenmesinde ve toplumsal yapıların şekillenmesinde önemli rolü bulunan ideolojiler ve popüler düşünce akımları, Afrika’da da belirli dönemlerde önemli işleve sahip olmuşlardır. Bu kapsamda kitabın ilk bölümünde, milliyetçilik, Pan-Afrikanizm, sosyalizm, self-determinasyon gibi akımların Afrika’daki bağımsızlık ve uluslaşma sürecindeki etkilerine ayrılmıştır.

Tarihî Süreçte Afrika’nın Stratejik Önemi ve İlgili Devletlerin Çıkar İlişkisi” başlıklı ikinci bölümde Afrika’nın jeopolitik ve stratejik olarak taşıdığı önemin kıtadaki klasik ve neo-kolonyalist politikalar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu kapsamda Britanya ve Fransa İmparatorluklarının Afrika’daki hâkimiyetlerinde kıtanın sahip olduğu özellikler gözden geçirilmiş, günümüzde ABD ve Çin’in Afrika’daki etki alanları kıtanın stratejik ve tarihî önemi göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Afrika’ya ilişkin politikalarına bakılmış ve bu süreç, Türklerin geçmişten günümüze Afrika ile ilişkileri mercek altına alınmıştır.

Afrika’da Yüksek Yoğunluklu Çatışma Alanları ve Aktörlerin Yönetim Algısı” başlıklı üçüncü ve son bölümde ise Afrika kıtası genelinde çatışma bölgelerine, çatışmaların nedenlerine ve bu çatışmaların Afrika ülkeleri ve halkları üzerindeki sonuçlarına bakılmıştır. Bu kapsamda Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Ruanda’da yaşanan çatışma ve iç savaşlar, Mali ve Sudan krizleri ve Afrika’da çocuk askerler sorununa değinilmiştir.

Dolayısıyla hızla kalkınmakta olan Afrika kıtası üzerindeki mücadele, yeraltı ve yerüstü kaynakları ile geçiş güzergâhlarının kontrolü bakımından sahip olduğu öneminin yanı sıra kıtadaki gelişmeleri anlamaya yönelik bu kitapta, Afrika’nın kalkınma ve gelişmesinde rol alan aktörler ile kıtanın sağladığı ekonomik, politik ve insanî fırsatlardan faydalanabilecek aktörlere ne gibi fırsatlar sunduğu veya bu kapsamda oluşturabileceği tehditler üzerinde yoğunlaşılmıştır.

Türkiye’nin özellikle 2000’li yıllarla birlikte geliştirmeye başladığı Afrika ile ilişkileri çok yönlü işbirliğine doğru giderken, kıta ülkelerine yaptığı insanî ve kalkınma yardımlarının etkisiyle kıta halkları nezdindeki itibarı da giderek artmıştır. Özellikle Avrupalı devletlerin aksine Afrika ile sömürgecilikle bağlantılı bir geçmişi bulunmayan Türkiye’nin, Afrika ülkeleri nezdindeki prestijini, karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesini sağlayacak şekilde kullanması temel amaçlarından biri olmuştur. Bu nedenle Afrika’da oluşturulan bölgesel örgütlenmelerde yer almak, Afrika üzerinde uzmanlaşan akademik kurumlar oluşturmak, bölgeye yönelik çalışacak uzmanlar yetiştirmek, kıtayla ilişkileri geliştirmek gerekecektir.

Özellikle bunu yaparken, kıta ülkeleri ile ilişkileri derinleşen Türkiye’nin kıtayı daha iyi tanıyıp analiz edebilmesi ve izlenecek politikaların doğru belirlenmesi açısından faydası büyük olacaktır. Afrika’nın toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlarının köken ve nedenlerinin Afrika’nın iç dinamikleri üzerindeki etkileri, bunların günümüz Afrika devletlerine ve toplumlarına yansımaları, Afrika’nın dış dünyayla ve Türkiye’yle ilişkilerine etkileri anlaşılmadan Afrika’ya yönelik doğru politikaların belirlenmesi mümkün olmayacaktır.

Aslında Türk toplumunda Afrika’ya yönelik ilgi ve duyarlılığın artırılması ve bu ilginin kapsamının genişletilmesi, kıta ülkelerine dair bilgilendirici kaynakların ortaya konulmasını gerektirmiştir. Bu konuda, Türk akademiyasındaki Afrika uzmanlarına büyük görev düşeceği aşikârdır. Başta akademik camiada yapılacak araştırmalar neticesinde monografiler, makaleler, raporlar, öngörüler, projeler ve konferanslar gibi bilgilendirici araçların kullanılması gerekmektedir.

Bu saikten hareketle hazırlanan “Küresel Politikada Yükselen Afrika” kitabı, özellikle Türkiye’de Afrika’ya yönelik bilincin artırılmasını ve Afrika araştırmalarına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Özellikle Afrika’ya ilgi duyan, Afrika’nın bugününü ve geçmişini birlikte öğrenmek isteyen okuyucular ve genç araştırmacılar için aydınlatıcı bir çalışma olduğu düşünülmektedir.

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir