“Amerika’nın tek hedefi Türkiye’nin kafasını karıştırmak…”

NECDET BULUZ - abd turkler

NECDET BULUZ

 

IŞİD ile olan mücadelede Türkiye’nin kara harekâtı yapması gerektiği bir kez daha dile getirildi. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu “Amerika Esad’ı devirmeye yönelik hareket içinde olursa, kara harekâtına karar veririz” diyor. Ancak, şu anda Amerikalı yetkililer “Önceliğimiz IŞID “ diyerek Türkiye’nin bu önerisine sıcak bakmıyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Ankara ziyareti ve daha sonra ABD öncülüğündeki Uluslar arası Koalisyonun Özel Temsilcisi General John Allen’in Türk yetkilileri ile yaptığı görüşmede öyle sanıyoruz ki, Türkiye’ye kara harekâtı için baskı yapılmıştır.

Çünkü Amerikalı yetkili “Türkiye kara harekâtında öncülük yapma görevini üstlenecek” diyor. NATO Genel Sekreteri ise Türkiye dışındaki NATO üyelerinin olası bir kara harekâtına girmeye niyetli olmadığını “Gerekirse NATO olarak Türkiye’yi korumaya hazırız” diyor.

Şimdi bu ziyaretler ve gelişmeler, bölgede Türkiye’nin yalnızlığa itildiğini somut biçimde gösteriyor.

Çünkü baştan bu yana Amerika sorumluluk almak istemiyor. Hep Türkiye’yi öne sürüyor.

ODTÜ Uluslar arası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, konuyu enine boyuna inceleyen ve görüşlerini de açık biçimde ifade eden bir söyleşide bulundu. Bağçı “Amerika, Ortadoğu’da işgalci güç olarak biliniyor. Türkiye’yi de aynı konuma sokmaya çalışıyor. Bu yüzden de Türkiye’yi kendi başına hareket etmeye zorluyor. “diyor.

Hüseyin Bağçı’nın söyledikleri bu kadarla da sınırlı değil. Bakınız neler diyor, kendisini dinleyelim:

“Aslında NATO da biliyor ki; IŞİD ile mücadelenin daha etkin olması için Türkiye’nin dediği gibi uçuşa yasak ve güvenli bölgenin bir an önce ilan edilmesi gerekiyor. Ama kendi içlerinde tartıştıkları bile yok. Amerika da işbirliğinin güçleneceğini söyleyip, Türkiye’yi daha da yalnızlığa itmekten başka bir şey yapmıyor. Gelinen noktada IŞİD ile mücadelede Türkiye yalnızdır ve ABD de bu mücadeleyi sürüncemeye bırakmıştır. Washington yönetimi gerçekten Türkiye’yi anlasaydı, şu ana kadar çoktan kara birliklerini Suriye sınırına konuşlandırırdı. Ellerinde Türkiye’nin tezkeresi de var ama somut olarak yaptıkları hiçbir şey yok. Türkiye’nin tek hedefi Türkiye’nin kafasını karıştırmaktır.”

Gelen konukların seslendirdikleri, daha önce Amerika yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar, Bağçı’nın söyledikleri ile bir noktada kesişiyor. Bundan sonra da çeşitli görüşmeler yapılacak. Ancak, şunu çok açık ifade edelim ki, bu görüşmelerden de somut bir sonuç çıkmayacaktır.

Çünkü Türkiye’nin tek başına Suriye topraklarına girmesi ve IŞİD ile mücadele etmesi mümkün görülmüyor. IŞİD’ın Türkiye’deki destekçileri ve tabanı AK Parti ile aynı anda karşı karşıya gelebilir.

Bunun sonucunda AK Parti tabanının önemli bölümünü yitirir.

İkincisi IŞİD’ın Türkiye’deki hücreleri ile çatışmalar başlar. Kanlı eylemler sürdürülür.

Bu kıvılcım, Türkiye’nin her tarafına yayılabilir ve en çok endişe ettiğimiz mezhep çatışmaları başlayabilir.

Bütün bunları alt alta koyduğumuzda bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye’nin tek başına “IŞİD ile mücadele edeceğim” diyerek Suriye’ye girmez. Bu nedenle ısrarla “Esad’ın devrilmesi için yapılacak mücadelede yer alırız” diyerek IŞİD ile mücadele etse bile bunu bu şekilde kamufle ederek hareket etmeyi daha doğru bulur. Bizim görüşümüz budur.

Şunu da söylemeliyiz:

IŞİD ile mücadelede koalisyon güçlerinin ve NATO’nun ortak noktada buluşması gerekiyor ama hala ortada çelişkiler var. 27 NATO ülkesinin önemli bölümünün bu konudaki çekinceleri ve ABD ile koalisyon güçlerinin hala uzun vadeli stratejilerinin bulunmaması da mutlaka tartışılmalıdır.

Bu noktada Türkiye, hem içeride, hem dışarıdaki sorunlarla baş başa kalabilir ve sonu belirsiz bir noktaya doğru sürüklenebilir. Bu nedenle, biz Türkiye’nin tek başına Suriye’ye girmesini hem riskli, hem de son derece tehlikeli görmekteyiz. Zaten, Türkiye’nin de bu konuda çekincelerinin olduğu görülüyor.

Amerika’dan Türkiye’ye yeni bir heyet gelecek. IŞİD’a karşı bir askeri plana şekil vermek için çalışmalar yapılacak. Bu görüşmelerin Amerika ile Türkiye arasında bir kırılma noktasına varabileceği de düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’nin isteklerini geri çeviren Amerika, kendi isteklerinde ısrar eder, Türkiye’den “ret” yanıtını alırsa sonuç ne olur? İşte iki ülke arasında bir kırılma noktası olursa bu görüşmelerden sonra bu ortaya çıkabilir.

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 

 

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir