İş kazasız günümüz geçmiyor…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

 

Türkiye, birçok alanda olduğu gibi iş kazaları alanında dünyada önde gelen ülkelerden birisi oldu. Dikkat edilecek olursa, onca iş kazasına rağmen, yine de önlem alınmıyor. Birçok işyerinde iş kazası sonunda hayatını yitirenlerin sayısı da giderek artıyor.

Maden ocaklarından başlayıp, gemi sanayi ve inşaatlarda devam eden iş kazaları nedeni ile, bu kazalarda ihmali olanlara hiçbir cezanın uygulanmaması, ya da uygulamaların caydırıcılığının bulunmaması yeni iş kazalarına da davetiye çıkarıyor.

İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalıdır.

Gelişmiş ülkelere baktığımızda iş kazalarını önleyebilecek her türlü tedbiri aldıklarını görmekteyiz. Bırakınız iş kazası nedeni ile ölümü, yaralanmalarına bile izin verilmeyecek önlemleri gördükçe, ülkemiz adına üzülüyoruz.

Uzun süre Japonya ve Güney Kore’de kaldık. Bu süre içinde Toyota ve Kawasaki Tersanesi sanayi tesislerini gezme fırsatımız oldu. Burada ilk dikkatimizi çeken “iş Güvenliği”ne verilen önem oldu. Japon yetkililer “Bizim için iş güvenliği en önde gelen konudur. Gerek Toyota, gerekse Kawasaki’deki tersanelerde bazı ufak tefek kazalar oldu ama ölümle sonuçlanan bir kaza meydana gelmedi. “dediler.

İşyerleri çok sıkı denetleniyor. İlgili Bakanlık yetkilileri iş güvenliği önlemlerinin sağlanmadığı iş yerlerine ruhsat vermiyor. Aynı zamanda işyeri ilgilileri, sendikalar da iş güvenliği önlemlerini sıkı denetliyor. Eksiği olanlara büyük cezalar veriliyor. Kaldı ki, adı geçen ülkelerde böyle bir kaçağa zaten izin verilmiyor.

Japonya’da bazı yollarda onarın çalışmaları gördük. Yol güvenliği ışıklı robotlarla sağlanıyor. İnsanları kullanmıyorlar.

Güney Kore’de kaldığımız süre içinde Hyundai Heavy Industries ile Samsung Heavy Industries Co.’da incelemelerde bulunduk. Japonya örneğinde olduğu gibi buralarda da iş güvenliği ön planda tutuluyor, bu konuda taviz verilmeyecek önlemlerin alındığını söylediler.

Bizde trafik polislerinin ya da belediye yetkililerinin üzerine fosforlu yelekler giydirip yol ortasına atıyorlar. Dalgın bir sürücünün her zaman hedefi olabilecek böylesine güvensiz bir ortama gelişmiş herhangi bir ülkede rastlamak mümkün değildir.

Geçenlerde Çin’in Shenzhen Kentine gittik. Bir balıkçı köyünden, son derece modern bir kent yaratılmış. Halen de devasa binalar yükseliyor. Baş döndüren yüksek binalarda binlerce Çinli mühendis ve işçi çalışıyor. İş kazaların ise sıfır denilecek düzeyde indirildiğini söylediler. Konu ile ilgili aylık istatistikî bilgiler de yayınlanıyor. Yaralanma ile sonuçlanabilecek iş kazalarını bile önlemeye çalışıyorlar. İnsan hayatı ve güvenliği her şeyin önünde geliyor.

Bizde sendikaların adı var ama acaba hangileri, hangi işyerlerini gerektiği gibi denetliyor, rapor hazırlıyor? Eksikleri ve yanlışları tespit ederek, ilgili birimlere iletenler var mı? Sendika yetkilileri ancak kazalardan sonra ortaya çıkıp, sadece suçlama yaparak iş yaptıklarını sanıyorlar. Ama gerek Uzakdoğu, gerekse diğer gelişmiş ülkelerde bu işler böyle gitmiyor. Bu çalışmalardan ders bile almıyorlar.

Avrupa’da da çalışma hayatının Uzakdoğu’dan farklı olmadığını biliyoruz. İş kazaları yönünden AB’nin de karnesinin iyi olduğunu söylemeye gerek görmüyoruz.

Bunların yanında trafik kazalarını da iş kazaları olarak değerlendirecek olursak, bu alanda da birinciliği elimizde tutuyoruz. Alınan onca önleme, yapılan onca uyarılara rağmen trafik kazalarının önüne geçilemiyor. Bir savaşta bile bu kadar can verilmiyor.

Demek ki, ülkemizde iyi gitmeyen bazı şeyler var.

Gerek iş kazalarının yoğunluğu, gerek trafik kazalarındaki artış Türkiye’yi bu alanda dünyanın önünde bulunduruyor. Her yıl rekor üzerine rekor kırıyoruz.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, iş kazalarını önleyebilecek düzeyde çalışmalara imza attığını da iddia edemeyiz. Eğer, böyle bir şey olmuş olsa, bu kadar ölümcül iş kazası olur muydu? Bunca kazalara rağmen, halen önlem almamakta israr edilir miydi?

Demek ki, çalışma yerleri gerektiği gibi denetlenmiyor. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, çalışan çifte güvenlik altında çalışma fırsatı bulamıyor. Bir ölümcül kazanın sıkıntısı ve acısı bitmeden, bir başka yerde ölümcül kaza haberi geliyor. Neredeyse İş kazasız günümüz geçmiyor. “Nasıl olsa kısa zamanda unutulur” denilerek kalınan yerden devam ediliyor.

Bu kadar yoğun gündem içinde iş kazaları konusunu getirip başköşeye oturttuk. Ancak, giderek kanıksadığımız, kapanmayan bir yara olarak gördüğümüz iş kazaları Türkiye’nin en büyük sorunlarından biridir. Görmezden gelemeyiz. Dünyanın en gelişmemiş ilkel ülkelerinde bile bu kadar sorumsuzluğun, bu kadar ölümcül iş kazalarının olmadığını görüyoruz, biliyoruz. Bunları da bize yakıştırmadığımız için, bu konuyu gündeme taşımak durumunda kaldık.

email: [email protected]

            [email protected]

 

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir