IŞİD ile mücadele bir mezhep çatışmasını ateşleyebilir mi?…

NECDET BULUZ - ISID

NECDET BULUZ

 

IŞİD’a karşı oluşturulan “çekirdek koalisyon”un ABD koordinatörlüğünde başarılı olup olamayacağı tartışılırken, asıl soru gündeme taşındı. Ortadoğu uzmanları, bu mücadelede bölgede bugüne kadar görülmemiş bir mezhep çatışmasının başlayabileceğine dikkat çekiyorlar.

Konu ile ilgili endişelerde öne çıkan görüşleri yansıtalım:

IŞİD ile mücadelede Şiilerin konumu ise oldukça kritik durumda. Zira İran’ın doğrudan silah ve askeri mühimmat desteği verdiği Şii milis güçlerinin Sünni bölgelerinde ilerlemesinin ileride onarılması güç felaketlere yol açabileceği uyarısı yapılıyor. Bir anda bölgesel mezhep savaşına dönüşme riski taşıyan operasyonlarda Bedir Tugayları, Çeyşil Mehdi ve Asabıl Hak gibi Şii grupların kullanılmaması bekleniyor. Aksi durumda Sünni bölgelerde öfke patlaması yaşanabileceği ve gruplar arasında mezhepsel çatışmalar yaşanabileceği belirtiliyor.

Ancak Bağdat merkezi yönetimine yakın kaynaklar, İran’ın her üç grubun da yerel harekât unsurları içinde yer alması için Savunma Bakanlığı’na baskı kurduklarını ifade ediyor. Bu durumda Şii milis güçlerinin Musul savaşı sonrası itibar kaybeden ve eski gücünü tamamen yitiren Irak ordusu ile koordineli harekât etmesini planlanıyor. IŞİD’e karşı yapıldığı söylenen savaşın Celavla veya Samawa’da yoğunlaşması durumunda Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında uzun yıllar sürecek bir iç savaşın fitilini ateşleyebileceği korkusu hakim görünüyor.

Irak Bölgesel Yönetimi’nin bir gücü yok. Çıkabilecek olayları önleyebilecek kapasitede görünmüyor. Zaten Irak’ta Sünni, Şii ve Kürt grupların göründüğü gibi rahat olmadıkları da biliniyor. Zoraki oluşturulan Hükümette görev almalarına rağmen bu grupların her an pozisyon değiştirebileceğine de dikkat edilmesi gerekiyor.

Burada dikkat edilecek olursa, eğer bölge karışırsa, bu savaş sadece bir mezhep çatışması değil, bölgesel güçler arasındaki savaşa da dönüşebilir. Zaten böyle bir olasılık vardır ve fitilin ateşlenmesi ile bu patlama yaşanabilir.

IŞİD’ı bitirme noktasına getiren Amerika ve Batı ülkeleri günün birinde operasyon bitince çekilecekler. Bölgedeki ülkeler kaderleri ile baş başa kalacak. En önemli ve kritik noktadaki ülkenin de Türkiye olduğuna dikkat çekiliyor.

Biz, daha önce konu ile ilgili yazdığımız yazılarda, günün birinde bölgemizde bir mezhep çatışmasının çıkabileceğinden endişe ettiğimizi vurgulamıştık. Bugün gelinen noktaya baktığımızda bunun ayak seslerini de duyar gibiyiz.

Obama, Suudi Arabistan, Katar, BEA ve diğer Körfez ülkeleri ile koalisyon kurarak IŞİD’a karşı mücadele edecek. Burada eğer Şii’lerin önü açılırsa Sünni Arapların tavrı bir anda değişebilir. O zaman Obama’nın oluşturduğu bu güç bozulabilir ve dağılır. Bu da Obama planlarının suya düşmesi anlamına gelir. Ortaya çıkacak kargaşayı önlemek de zorlaşır.

Irak tam istikrara kavuşmamışken, şimdi Suriye’nin durumu da tartışılıyor. IŞİD’a karşı mücadelede Suriye’nin kuzeyindeki PKK’nın uzantısı PYD’ye bağlı YPG milislerini kara operasyonunda kullanacak olan Amerika’nın bu bölgedeki boşluğu Kürtlerle doldurması da bekleniyor. Böylece Kürt gruplar daha rahat edebilecekleri bir ortama da kavuşmuş olacaklar. Bunun yanı sıra Amerika tarafından ağır silahlarla donatılacak olan bu grupların PKK ile olan bağlantıları Türkiye’yi rahatsız etmeyecek mi?

Konuya nereden bakacak olursak olalım karşımıza çıkan gerçek şu:

Amerika, Irak’ı işgal edip, petrol yataklarına el koyarak bunların bekçiliği de Kuzey Irak’taki peşmergelere bırakmıştı. Bir yerde müttefikimiz, bölgede kendi çıkarlarını korumak için harekete geçiyor. IŞİD’ın petrol yataklarını tehdit etmesi, Erbil kapılarına dayanması Amerika’yı harekete geçirmeye yetmiştir. Özetle, Amerika çıkarlarını koruma peşindedir.

İkinci konu ise, İsrail’in bölgedeki güvenliğidir. Suriye ve Irak’ta açılacak koridoru Kürtlerin doldurması ile İsrail’in güvenliği de bir noktada sağlama alınmış olacaktır. Bunun için Suriyeli ılımlı muhalifler ile 2 yıldır IŞİD’e karşı mücadele eden grupların bir çatı altında toplanmasına çalışılıyor. Irak-Suriye sınırını büyük ölçüde kontrolünde tutan IŞİD’ın buradan atılması ve bu boşluğu Amerika’nın desteklediği grupların doldurması hedefleniyor.

Rusya’nın pozisyonu ne olur, bunu göremiyoruz. Çünkü Rusya şu anda Kiev ile sorunlarını çözmeye çalışıyor. Sıkıntıları bitmedi. Buna rağmen Suriye’ye olan ilgisinden bir şey eksiltmiyor ve Esad’a karşı girişilebilecek bir operasyonun karşısında olabileceğinin mesajlarını veriyor. Bu konuda Obama yönetimine de uyarılarda bulunuldu.

Bölgedeki durum giderek daha da karmaşık bir hal alıyor. Her zaman söylediğimiz gibi, burada en önemli ve kritik noktadaki ülke Türkiye’dir. Şu anda Türkiye’nin nasıl hareket edeceği tam olarak netlik kazanmış değil. Tavrını ve hangi yönde hareket edeceğini de tam olarak açıklamamıştır. Ancak, bizim söyleyeceğimiz şey, Türkiye ayağını mayına basmıştır, ayağını da bu mayından kaldıramamaktadır.

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir