Rusya pazarının getirisi götürüsü…

NECDET BULUZ - 7593

NECDET BULUZ

 

Amerika ve AB’nin Ukrayna krizin nedeniyle Rusya’ya uyguladığı ambargo, Türkiye yarar mı? İlk bakışta, Rusya’nın özellikle ihtiyaç duyduğu gıda maddelerini Türkiye’den alacağını açıklaması ile bizim için Rusya pazarı önemli hale geldi. Ancak, bu Pazar, bizim için ne getirir, ne götürür bunun hesabının da çok iyi yapılması gerekiyor.

Rusya pazarı üretici açısından önemlidir. Malın satılması, iyi para kazanılması açısından bunun tartışılacak bir yanı da yoktur.

Dikkat edilecek olursa, hangi gıda maddesi ihraç ediliyorsa üretici iyi para kazanıyor. Bunu yıllardır izliyoruz. İhraç edilen mallardaki iç piyasalardaki pahalılık ve dalgalanma doğrudan tüketiciye yansıyor.

Bakınız bu yıl 2-3 liradan satılan limonun kilosu ihracat nedeni ile birden 10 liraya yükselmedi mi?  

Hiç kuşkusuz biz üreticilerin de korunmasını, ürünlerinden daha çok kar elde etmelerini hem istiyor, hem de destekliyoruz. Hiçbir zaman da üretimin ve üreticinin karşısında olmadık. Üretici ile tüketici arasındaki dengelerin de bizi yönetenlerce mutlaka kurulması gerektiğini de beklemekteyiz. Üretici teşvik edilsin, daha kaliteli ve bol ürün elde edilmeye çalışılsın. Bunlar yapılırsa kötü mü olur? Hiç kimsenin de bunların karşısında olacağını sanmıyoruz.

Ancak, bir de madalyonun öteki yüzüne bakmakta yarar var.

Bugün, Türkiye’de enflasyon çift haneli rakamları görüyorsa, bunda gıda maddelerindeki yükseliş damgasını vuruyor. Zaten Merkez Bankası’nın açıklamasında da enflasyondaki artışın gıda maddelerinden kaynaklandığı sıkça vurgulanıyor. Bu yükseliş nedeni ile de Merkez Bankası faiz indiremiyor.

Merkez Bankası, yayınladığı son raporunda tarımdaki olumsuz ve arz koşullarının gıda fiyatlarında yukarı doğru baskı oluşturduğunu vurguluyor. Raporda “Son dönemlerde gıda fiyatlarındaki yüksek seyir enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskılar oluşturuyor. Belirli tarım ürünlerinde uygulanacak aktif bir dış ticaret politikası gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü riskleri sınırlamada etkili olabilecektir” diyor.

Bunun yanında kuraklık, don ve dolu nedeni ile gıda maddelerinde beklenen üretimin elde edilememesini de bunlara eklemeyi unutmayalım. Nitekim Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da bu noktaya dikkat çekiyor ve “Üreticiler zor bir üretim sezonu yaşıyor” diyor.

Her konuda olduğu gibi tarım konusunda da uzun vadeli ve önümüzü görebileceğimiz çalışmalar yapmamız gerekiyor. Böyle durumlar karşısında iç tüketimde sıkıntı yaşanmaması için alınması gereken önlemler önceden alınmıyor ve bir planlama yapılmıyorsa bu sıkıntılarla karşı karşıya kalmamız da kaçınılmaz oluyor. Bugün, Rusya pazarı ile bunu yaşamaya başladık.

Ya da İspanya’nın, İtalya’nın yaptığını örnek alıp, buna göre hareket etmek durumundayız. İspanya ve İtalya, zeytinyağı piyasasını elinde tutuyor. Çoğu ihraç ettiği zeytinyağını ham olarak Türkiye’den alıp, işliyor, kendi ambalajı ile ihraç ederek hem açık kapatıyor, hem önemli miktarda kar elde ediyor. İngiltere KKTC’nden portakal ve greyfurt alıyor, bunları işleyip, ambalajlayarak ihraç ediyor. Çay konusunda da aynı yöntem uygulanıyor.

Gıda konusunda ortadaki bu olumsuzluklara Rusya’ya başlayacak ihracat hiç kuşkusuz sebze ve meyve fiyatlarını daha da artıracaktır. Bunun sonucu olarak pahalılık, ardından enflasyon artışı devam edecektir. Bunun için ne gibi önlemler alınıyor, tüketici lehine neler yapılacak bunların da kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.

Dünyanın her tarafında üretim düşüklüğünde, üretimin fazla olduğu dönemlerde ürünler depolarda muhafaza edilir. Türkiye, depolama konusunda da istenilen seviyelerde bulunmuyor. Stok yapacak durumda değiliz. Ekonomik birliklerin de yeterince gelişmemiş olması var olan sıkıntılara yenilerini ekliyor.

Bu durumda yapılması gereken, yeterli olmayan ürünlerin ithal edilmesi olacaktır. Geçmişte bunun örneklerini gördük. Piyasalardaki fiyat artışlarının önüne ancak bu şekilde geçilebilir. Birkaç yıl öncesine baktığımızda aşırı pahalanan eti ithal ederek frenlemedik mi?

Zaten bazı Avrupa ülkeleri, Rusya’ya doğrudan ihracat yapamayacakları için Türkiye’yi bir geçiş kapısı olarak da görmeye başladı. Türkiye kanalı ile malların Rusya’ya ihraç edilmesi gündemde. Bunların ne kadarının tarım ürünü olacağını bilemiyoruz. Görebildiğimiz kadarı ile daha çok gıda dışı malların Türkiye yolu ile Rusya’ya ihraç edilebileceğine dair çalışmalar yapılıyor.

Eğer bugün enflasyonla gerçek anlamda mücadele edilecek, tüketici korunacaksa, bizi yönetenler bunun önlemini almak zorundadırlar. Son bir yıl içinde gıda maddelerinde görülen aşırı pahalılık önlenmemiş, tüketici de kaderi ile baş başa bırakılmıştır. Bu da ister istemez enflasyon rakamlarının yükselmesine neden olmuştur.

Konuyu bu açıdan değerlendirdiğimizde Rusya pazarının üretici için önemli, ancak iç tüketici ve yükselecek fiyatlar açısından olumsuz olabileceğini görmekteyiz.

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir