"Gül gelirse tasfiye" endişesi…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

 

Artık şu tablo açıkça ortaya çıktı:

Cumhurbaşkanlığına seçilen Erdoğan, partiden elini çekmeyecek. Yaptığı açıklamalarda ve Gül ve ekibini tasfiye etmede gösterdiği girişimlerle bunu belli ediyor. Bunu yadırgamıyoruz. Çünkü Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmeden önce yaptığı açıklamalarda da “Partili Cumhurbaşkanı olacağım. Tarafsız olmayacağım” demişti.

Her ne kadar bundan sonra “Başbakan kim olsun?” nabız yoklamaları yapılıyorsa da Erdoğan’ın kafasındaki Başbakan bellidir. Gül’ün kongrede aday olması beklenmiyor. Erdoğan’ın gösterdiği aday Genel Başkan ve Başbakan olacak. 2015 seçimlerine de bu isimle gidilecek.

Bunun anlamı Gül’ün partiye dönmesi halinde sade bir üye olarak kalması demektir. Gül, bunu kabul eder mi, içine sindirir mi, bekler mi bilemiyoruz? Görünen o ki, eğer parti içinde böyle bir tasfiye girişimi olursa Gül ve ekibinin sessiz kalmayacağıdır.

AK Parti içinde “Yenilikçi grup” ile “Ak saçlılar” grubu arasında bir mücadele sürüyor. Bu mücadelenin su yüzüne çıkmaması için yoğun bir çabanın var olduğunu da görmekteyiz. Erdoğan’ın yanında yer alan “Yenilikçi Grup” yaptıkları açıklamalarda “Bizde kopma, ayrışma ve istifa olmaz” diyor. Bugüne kadar partiden ayrışma ve kopmaların da AK Parti’ye hiçbir zararının olmadığını vurguluyorlar. Özetle, bundan sonra da kopacak, aykırı hareket edeceklerin bundan önce olduğu gibi bundan sonra da parti çatısına zarar veremeyeceklerini söylüyorlar.

Gül ve kendisini destekleyen gruptan ise şu ana kadar böylesine açıklamalar gelmedi. Bir sessizlik ve suskunluk var. Sanıyoruz kongre sonrası ortaya çıkacak tablo değerlendirilecek ve ondan sonra da ne yapılacağı konusunda bir karar verilecektir.

Gül’ün bir özelliği, sessiz ve derinden gitmeyi tercih etmesidir. Gül, renk vermiyor, ne yapacağı konusuna açıklık getirmiyor. Ama kafasının içinde mutlaka ne yapacağı konusunda bir takım görüş ve düşüncelerin olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Gelelim şimdi asıl konuya:

Gül’ün AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olması demek, şimdiki kadroların tasfiye edilmesi demek olacak. “Yenilikçi grup” bundan endişeli. Bu endişeyi Erdoğan’ın da taşıdığını düşünüyoruz. Aynı zamanda Erdoğan, Çankaya’da yalnız kalacağı endişesi içinde de olabilir.

Gül, partiyi kendi çalışma arkadaşları ile yönetmeye çalışacaktır. Erdoğan’ın parti üzerindeki etkinliğini de ağır ağır yok edecek ve kendi kadrosu ile “iyi bir yönetici” tablosu çizme yarışı içine girecektir.

Gül, gerek iç ve gerekse dış siyasette “Yumuşak ve herkesi, her kesimi kucaklayabilen” biri olarak görülüyor. Üslubu yumuşak, sert söylemlerden uzak, paralel yapı dahil her kesimle barışık biri olarak da kısa zamanda Erdoğan’ın önüne geçebilir. AK Parti içinde bunun endişesi yaşanıyor olabilir. Bu endişeyi Erdoğan’ın da yaşadığını sanıyoruz.

AK Parti kurmaylarının Gül için söylediklerini inandırıcı bulmuyoruz. Hem Gül’ü kucaklıyor, hem de Gül’ün partiye dönmesinden endişe duyuyorlar. Bir yerde “Dönmek istiyorsa bir üye olarak aramızda yeri var “demeye getiriyorlar.

Cumhurbaşkanlığı yapmış bir isimin, bundan sonra partiye dönerek sade bir üye olarak kalması düşünülebilir mi?

Gül’ün Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak partinin başına geçmesi, bundan önce yapılan bazı yolsuzluk ve vurgun iddialarını yeniden gündeme getirebilir. Gül, bunların üzerine de giderse Erdoğan ve adı yolsuzluğa karıştığı iddia edilenlerden “hesap sorulur” endişesi de yaşanıyor. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda Gül ve ekibinin tasfiye edilmesi en doğru hareket olarak öne çıkıyor.

Konu ile ilgili daha önce yazdığımız yazılarda böyle bir durumda Gül ve ekibinin ne yapacağıdır. “Yeni bir oluşum” söz konusu olabilir mi? Olabilir. Şu ana kadar Gül, bu konuda konuşmadı ve renk vermesi ama hiç kuşkusuz boş durmayacaktır. Yoğun bir taraftar kitlesi ile hareket edebilecek bir konumda olduğunu da sanıyoruz.

Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün, AK Parti artık eskisi gibi olmayacak. Eğer, muhalefet cephesi kendisine çeki düzen verir, yenilenirse bu kargaşadan gerektiği gibi istifade edebilir konuma da gelir.

Çünkü AK Parti içinde çatlamalar, istifalar, bölünmeler kaçınılmaz hale gelecektir. Bu durum, tabanı da etkileyecek. Özellikle Erdoğan’ın yerine geçecek olanın aynı performansı sergilemesi, Erdoğan gibi kitleleri arkasından sürüklemesini de beklemiyoruz. Bu da partideki tabanı etkiler ve AK Parti de düşüş yaşanabilir.

Parti tabanında Gül yanlılarının var olduğunu da göz önüne getirdiğimizde bu kesimin artık AK Parti’ye oy vermeyeceğini de düşünebiliriz. Eğer, böyle bir tasfiye ve ayrışma yaşanırsa parti tabanı da çatırdayacak,partiyi kontrol etmek zorlaşacaktır.

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir