Türkiye böyle mi tanıtılmalı?..

NECDET BULUZ - TurkiyeHalki

NECDET BULUZ

 

Her yurt dışına konuk olarak çıktığımızda, gittiğimiz ülkelerin yetkilileri ile çeşitli alanlarda görüşmeler yapıyoruz. Genellikle turizm ve tanıtım üzerine yaptığımız görüşmelerde bize iletilenler genellikle şöyle:

 

“Türkiye, çok güzel, gezilmesi, görülmesi gereken ülkelerin başında geliyor. Tarihi dokusu zengin. Konaklama yerleri muhteşem. Denizi ve güneşi tartışılmayacak kadar önemli. Ancak, Türkiye’nin en büyük eksikliği kendisini yurt dışında gerektiği gibi tanıtamamasıdır. Bu konuda çok çaba harcamak gerekiyor. Bu eksikliğin giderilmesi ile Türkiye cazibesi artan, turist akınına uğrayan bir ülke haline gelebilir. “

 

Biz, konu ile ilgili yazdığımız yazılarda hep tanıtım eksikliğine değinmişizdir. Yurt dışında Tanımın Müşavirliklerimiz var. Bunlar ne iş yapar, nasıl bir etkinliğe imza atar, Türkiye’yi nasıl ve hangi kanallardan tanıtır bilinmez. Türkiye’de görev yapan yabancı ülkelerin Tanıtım Müşavirliklerinin yaptığı çalışmalara ve etkinliklere baktığımızda bizim tanıtım açısından yurt dışında çok zayıf kaldığımızı görüyoruz.

 

Geçenlerde Fransa’nın Başkenti Paris’te “Woh’s Next” adlı bir sergi açıldı. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri desteğindeki bu sergide Türkiye, bir stantla tanıtıldı. Türkiye’nin önde gelen tekstilcilerinin de katıldığı bu serginin açılışına konuk olarak katılma fırsatımız oldu. Bu tür etkinlikler ülkeler için çok önemli fırsattır. Özellikle de turizm alanındaki tanıtım açısından çok daha etkili oluyor.

 

Türkiye, çağdaş, gelişmiş, turizm alanında kendisini yenilemiş, ispatlamış bir ülkedir. Tek eksikliğimiz, yukarıda da vurguladığımız gibi yurt dışında kendimizi pazarlayamamamız, tanıtamamamızdır. Bu tür fuar ve sergiler, ülkelerin tanıtımında önemli rol oynuyor. “Woh’s Next” i de bu açıdan önemli buluyoruz. Ancak, bu sergide Türkiye, çağdışı, yıllar öncesine geri dönmüş, bugünün Türkiye’sinden uzak bir görüntü çizmiş.

 

Böyle bir tanıtım Türkiye’ye yakışmıyor. İTKİB gibi bir kuruluşun üstlendiği bu görevi başarı ile yerine getirebilecek ekonomik gücü ve becerisi vardır. Profesyonelce yapılması gereken bir tanıtım sergisi, ne yazık ki, amatörlerin bile yapmayacağı bir komediye dönüşmüş. Türkiye’nin imajına yakışmayan bir stant, satanda yer alan takma bıyıklı, fesli, kabadayı kıyafetli gençler, dansöz kıyafetli kızlar, ne mesaj verilmek isteniliyor, ne tanıtılıyor bunu anlamakta güçlük çektik. Türkiye’yi her hali ile doğal güzellikler, tarihi mekânları, son derece modern konaklama tesisleri ve yiyecek, içecekleri ile tanıtımı varken, bu çağdışlılık da neyin nesi oluyor? Böyle bir Türkiye fotoğrafını şaşkınlıkla izlemek durumunda kaldık. Standı gezenlerin çoğunda da Türkiye hayal kırıklığının yaşandığını düşünüyoruz.

 

Geçmişi, standın bir bölümünde sergileyebilirsiniz, bu bir yerde hoşgörü ile karşılanabilir. Geçmişimizi inkâr etmiyoruz. Ama Türkiye’nin tanıtımını tamamen bunun üzerine kurduğunuzda şekil değişiyor, bunu kabullenmek mümkün değildir. Örneğin, Japonya standında geçmişi yansıtan Geyşa tanıtımı da vardı, ama çağdaş ve teknoloji devi Japonya tanıtımında Geyşa bir nokta kadar küçük kalmıştı.

 

Unutmadan şunu da vurgulayalım: Yurt dışında Türkiye hala fesli, yaşmaklı yaşamla tanınıyor, biliniyor. Ancak, Türkiye’ye tatile ve gezmeye gelenler, ülkemizde böyle bir yaşam tarzının olmadığını görüyorlar. Tarihin derinliklerine gömülmüş ve bugün çağ dışılığı temsil eden bu görüntülerin yurt dışı tanıtımlarda ön plana çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Eğer, Türkiye yurt dışında tanıtılacaksa bu doğru düzenli ve bize yakışan biçimde olmalıdır.

 

Yurt dışı tanıtımlarda sınıfta kaldığımızın bir fotoğrafı ile karşılaştığımızın altını kalınca çizmek istiyoruz. Kaldı ki, böyle çağdışı bir tanıtımın yapılmasına göz yumulmaması gerektiğini de ilgilere anımsatmak isteriz. Türkiye, bu değildir. Keşke bu tanıtım yapılacaksa, bu şekilde yapılmasa çok daha iyi olurdu, gerçekten üzüldük.

 

Özellikle Türkiye, modacılık, yaratıcılık alanlarında toplumun üst düzeyini temsil edenlere dünyanın her noktasında başarıyla hitap eden bir yapıya sahip olarak biliniyor. Yıllardır moda dünyasında Türkiye adını başarı ile temsil ediyor. Bunun Paris’te nasıl noktalandığını bilemiyoruz. Sergi açılışından sonra İstanbul’a dönmek durumunda kaldığımız için gelişmeleri takip edemedik.

 

Sergide bize rakip bazı ülkelerin stantlarına da göz attık. Hayranlığımız, ilgimiz daha da arttı. Demek ki, herkesin söylediği gibi, Türkiye turizm alanında ne kaybediyorsa, tanıtım eksikliğinden kaybediyor, Paris’te bunu bir kez daha gördük ve yaşadık.

Böyle tanıtım, Türkiye’ye ve Türk turizmine yapılan en büyük haksızlık ve yanlışlıktır. Ülkemizi bir Ortadoğu, Arap ülkesi gibi göstermeye de hiç kimsenin hakkı yoktur.

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir