NECDET BULUZ
Kuzey Irak Yönetimi Lideri Mesut Barzani, Irak’taki kritik durumu değerlendirirken “Irak artık eski Irak olamaz. Çöküşü de kaçınılmaz görüyorum. Kürt’lerin de geleceklerini tayin etme günü geldi” diyor. Kuzey Irak’ta, Bağımsız Kürt Devleti’nin yıllar önce temellerini atan, bu konuda İsrail, Amerika ve Batı’nın da desteğini alan Barzani ayrıca bölgedeki tüm Kürtlere de birlik çağrısı yapıyor.
IŞİD’ın Irak’ta başlattığı ve bölgede bir Sünni Devleti’in kurulması yolundaki çalışmalar Irak’ın üçe bölüneceğini gösteriyor. Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin Şii Bölgesi, IŞİD’ın çalışmaları sonunda ise Sünni Bölgesi’nin, Barzani’nin Kuzey Irak’ında da bir Kürt Bölgesinin şekillendiğini söyleyebiliriz. Zaten Peşmergebaşı da açıklamalarında “Çöküş kaçınılmaz” diyerek buna vurgu yapıyor.
Daha önce Kürt Bölgesinde yapılan bir referandumda bağımsızlığa desteğin % 90 olduğu görülmüştü. Peşmergebaşı, gerekirse yeni bir referanduma gidebileceklerini söylüyor ve “Irak ve Kürdistan bölgesi arasında daha önce ortak askeri güç vardı. Ancak şimdi Irak ordusunun mevcudiyeti yoktur. Kürt bölgesi ile Irak arasında bin kilometreden fazla sınır oluştu. Bu bölgelerin önemli bir kısmı terörist grupların kontrolündedir. Bu durum, bütün Iraklılar için ciddi bir tehdittir.”diyor. Kürdistan bölgesinin Irak siyasi sürecinin bir parçası olarak her zaman ülke yararına çalıştığını da söylüyor.
Barzani, böyle bir bahaneyi uzun zamandır bekliyordu. Puslu ve bulanık havayı seven, her fırsatta da “Zamanı gelince bağımsızlığımızı ilan edeceğiz” diyordu. Bu konuda Amerika ve Batı’nın da desteğini alan, İsrail ile birlikte çalışan Barzani, Irak’taki bu gidişten en fazla yarar sağlayan kişi olarak gösteriliyor. Ortadoğu uzmanları “Barzani için böylesine bir fırsat kolay kolay ortaya çıkmayabilir” görüşünde birleşiyor.
Geçenlerde ABD Dışişleri Bakanı Kerry Erbil’de Barzani ile bir araya geldi ve yapılan görüşme sonunda Kerry’nin Barzani’ye destek vermesi “Güçlerinizi birleştirin “demesi Peşmergebaşının elinin güçlenmesine neden olmuştur. Zaten, Kuzey Irak’ta bir Bağımsız Kürdistan kurulacaksa, bunun ABD’nin desteği olmadan gündeme gelmesi mümkün değildir.
İşin bundan sonrası Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Yanı başımızda Barzani Bağımsız Kürdistan’ı ilan ederse Türkiye ne yapacak? Başbakan da Dışişleri Bakanı da yaptıkları her açıklamada “Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız.”demiyorlar mıydı? Şimdi, bu hesaplar ters dönerse ne gibi bir strateji uygulanacak, bunların hesabı yapıldı mı bilemiyoruz? Ancak, yanı başımızda gümbür gümbür bir Bağımsız Kürt Devleti’nin ayak seslerini duyar gibiyiz.
Çünkü Barzani’nin Kürt Bölgesi, başta Türkiye, İran ve Suriye’deki Kürtlerin de iştahını kabartacaktır. Adı geçen ülkelerde hak arayışı içinde olan Kürtlerin daha sonra Kuzey Irak’taki Barzani ile birleşip, bütünleşmeleri gündeme gelecektir ki, bu da Türkiye, Suriye ve İran’ın haritalarının değişmesi demektir. Ortada böyle bir gerçek ve gelişme var. Türkiye’de başlatılan “Barış süreci” bu anlamda atılmış bir adım olarak değerlendirilmelidir.
Ortada öylesine gelişmeler oluyor ki, bu saatten sonra Türkiye’nin söylemlerinin, tutum ve davranışları ile itirazlarının hiçbir şey ifade etmeyeceği de görülüyor. Bölgedeki şekillenme süreci Türkiye’nin boyunu aşmış durumda. “Bölgede söz sahibiyiz” diyen Başbakan ve Dışişleri Bakanı bakalım tüm bu gelişmeler karşısında bakalım ne kadar “söz sahibi” olacaklar,hep birlikte göreceğiz.
Aslına bakılacak olursa, Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesi ile Barzani korumaya alınmış, bugün gelinen noktaya o dönemde damga vurulmuştu. Özetleyecek olursak, Barzani, Irak’ın işgalinden bu yana bölgede “Bağımsız Kürt Devleti” olgusundan her zaman söz eder olmuştur. Beyaz Saray’da da her zaman bir devlet Başkanı muamelesi görmüştür.
Türkiye’nin bölünmesi konusu da yeni sayılmaz. Yıllardır, Güneydoğu Bölgemiz, Kürt Devleti haritası içinde Amerika’da, İsrail ve Batı ülkelerinin dosyalarında yer alıyordu. Bunlar zaman zaman dışa vuruldu, “Bizi parçalamak istiyorlar” diye de gündeme damgasını vurmuştu. Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) içinde bütün bunların yer aldığını biliyor ve görüyoruz. Başbakan Erdoğan da BOP Eş Başkanı olduğunu göre, artık söylenecek bir şey var mı dersiniz?
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın