TÜRKİYE’Yİ YANGIN YERİNE, CEHENNEME ÇEVİRDİNİZ… Ali Eralp

Dincilik sizde… - TurkiyeHalki

Dincilik sizde…

Mezhepçilik sizde…

Irkçılık sizde…

Yalancılık sizde…

Rüşvet almak, rüşvet vermek sizde…

Yolsuzluk sizde…

Atatürk, Cumhuriyet, ordu düşmanlığı sizde… Ayrık otu gibi her yanda sahte dinciler, şeyhler, şıhlar türedi sayenizde… 24 saat Atatürk’e, Cumhuriyete, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına küfrediyorlar.

PKK’lı eşkıyalar türedi… Yol kesiyorlar, haraç alıyorlar, can alıyorlar…

Bin yıldır bir arada yaşayan Kürtleri Türklere, Türkleri Kürtlere düşman ettiniz.  Alevi- Sünni diye böldünüz ülkeyi…

Sayenizde Güneydoğuda ne ordunun, ne emniyetin bir hükmü kaldı…

Ölümle yatıyoruz, ölümle kalkıyoruz…

Ölüm kol geziyor…

Yangın yerine çevirdiniz Türkiye’yi… Cehenneme çevirdiniz…

Neymiş?  “Barış sürecini, Kürt açılımı sürecini yaşıyormuşuz… Sürece zarar vermemeliymişiz…”

“Herkes susmalı, konuşmamalı, ordu, emniyet isyanlara ve isyancılara seyirci kalmalı, askeri kurumları da taşlasalar, bombalar, Molotof kokteylleri de atsalar, belediye otobüslerini içindekilerle birlikte yakmaya da kalksalar, bir ülkenin namusu, şerefi olan bayrağı da indirseler, sesimizi çıkarmamalıymışız…  Sürece zarar vermemeliymişiz…

Bir “süreç”tir gidiyor… Süreçle yatıyor, süreçle kalkıyoruz.

İktidarın ağzında süreç. Muhalefetin ağzında süreç. PKK’lıların ağzında süreç. Yalaka medyanın ağzında süreç ve hepsinin üstünde ABD – AB politikacılarının ağzında süreç…

Emperyalist güçler süreci ayakta alkışlıyorlar. Batı’nın 200 yıllık SEVR rüyasını gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Peki, nedir bu süreç? Neyin nesidir? Çağ mı açıyor? Çağ mı kapatıyor?

İşin özeti şu: İki buçuk Ortaçağ kalıntısı şeriatçı ile bir buçuk toprak ağası bölücü peşmerge, Türkiye halkının ezici çoğunluğunu da karşısına alarak, yedi bin yıllık Türk adını, Türklüğü, ulus devleti tarihten silme çabası içine girdiler.

Bu plan Amerika’da, Amerikan başkanları ile BOP başkanı arasında yapıldı. Ayrıca 2 sayfa, 9 maddelik anlaşma ile de güçlendirildi.

AKP, ABD’ye verdiği taahhütleri, sözleri yerine getirebilmek için, önce sürecin gidişine karşı koyacak, direnecek aydınları, askerleri dört duvar arasına attı. Arkasından orduya saldırıya geçti.

Eğer bu vatansızların, bayraksızların gücü yeterse Atatürk’ü, Atatürk Devrimlerini, Cumhuriyeti de tarihten silmeye kararlılar.

Bu Orta Oyununun artık son sahneleri oynanıyor günümüzde. Bu “32 kısım tekmili birden film” gösterime sunuldu.

“İmralı şöyle dedi, Kandil böyle dedi… Görüşmeler olumlu bir biçimde sürüyor… Falan, filan…”

 Onlar, “Analar ağlamasın, gözyaşı dinsin, barış ve demokrasi gelsin” çığlıkları ve aldatmacası ile şimdi Türkiye’nin bölünmesini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Siz onların “Kan akmasın” demesine bakmayın. Aslında en çok kan ve gözyaşı AKP döneminde aktı. Akmaya devam ediyor. AKP kanla besleniyor…

AKP, İktidarı teslim aldığında, hemen hemen terör bitmiş, geride kalan üç beş PKK’lı çapulcu ise inine çekilmişti. Ama Amerika ile yapılan anlaşma gereği ordunun Kuzey Irak’tan çekilmesi ve sınır ötesi harekât yapmaması sonucunda hainler palazlandılar. Değerli ve uzman komutanların zindanlara atılması da işin tuzu biberi oldu. Bu durumu fırsat bilen teröristler saldırılarını yoğunlaştırdılar.

Amerika’nın, Barzani’nin, Talabani’nin yardım ve desteğini de arkalarına alarak Mehmetçiklerimizi katlettiler. 2002’de şehidimiz sadece 7 kişiydi. Bu sayı 2003’te 94’e, 2004’te 103’e, 2005’te 135’e, 2006’da 149’a çıktı ve artarak devam etti.

Anaların gözyaşları sel olup aktı. Ama iktidar onların bu gözyaşlarını görmedi. Feryatlarını işitmedi. Duymadı. Bir kez olsun, sınır dışı harekât yapmayı, Kandil’i teslim almaya düşünmedi.

Ama şehit cenazelerinin kaldırılmasını yasakladı. Haberlerine sansür getirdi. Bütün bunlar olup biterken, O, bir yandan da gizli gizli, kapı arkalarında örgütle ve terörist başı ile görüşmelerini sürdürüyordu. Seçimden seçime verdiği ödünlerle geçici olarak ateşkes sağladı. Hepsi bu…

Sonra birden bire hidayete erdi ve “Analar ağlamasın”, “Barış ve kardeşlik süreci olsun” edebiyatına başladı.

Ne “Barışı, ne kardeşliği” be!

Türkiye’yi savaş meydanına, yangın yerine, cehenneme çevirdiniz.

Bin yıldır bir arada yaşayan, birbirinden kız alıp, kız veren insanları, akrabaları, komşuları birbirine düşman ettiniz. Türklüğünüzden, Türk olmaktan utanır oldunuz.

Ne süreci bu, neyin süreci be?

Evet, bu ülkede bir süreç başladı AKP ile.

Bu süreç haksızlığın, hukuksuzluğun, yağmanın, talanın sürecidir. Yeri göğü yağmaladınız. Orman, akarsu, koy, kıyı, kumsal bırakmadınız… Suçsuz günahsız insanları düzmece belgelerle, 50 kuruşluk CD’lerle zindanlara doldurdunuz.

Ne süreci be? Ne kardeşliği be?

Siz Türkiye’ye savaş açtınız. Türk insanına, tarihine, geçmişine, geleceğine, atasına, babasına savaş açtınız. Genelkurmay başkanlarını, komutanları tutsak alıp, bebek katilleri ile görüşme masalarına oturdunuz.

Neymiş? “Aman ha, aman ha sürece zarar vermemeliymişiz…”     

Vereceğiz.

Evet, sürece zarar vereceğiz.

Türkiye’yi böldürmeyeceğiz.

Bu oyunu bozacağız.

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir