Çocuk cinayetleri ve kadına şiddet…

NECDET BULUZ - KADIN VE SIDDET

NECDET BULUZ

 

Son günlerde Türkiye’de çocuk cinayetleri ve kadına uygulanan şiddette artışlar olmaya başladı. Neredeyse hemen her gün bir çocuk çeşitli nedenlerle kaçırılıyor, sonra öldürülüyor. Yurt içinde olduğu kadar, konu yurt dışında bile ilgi uyandırıyor. Kaçırılan çocukların bazılarına da cinsel istismarda bulunulması tecavüz edildikten sonra öldürülmesi de toplumda var olan rahatsızlıkları daha da artırıyor.

Kadınlara uygulanan şiddet ise ayıca masaya yatırılıp, ayrı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü dünyada kadına şiddette de ülkemiz en ön sıralarda yer alıyor. Bugüne kadar alınan önlemlere rağmen kadına şiddetin önüne geçilemiyorsa, bunun için yeni ek önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Bazı gelişmiş ülkelerde çocuk cinayetleri ile kadına şiddet konuları aynı havuzda değerlendirilip ele alınıyor. Çünkü her iki konunun içinde de psikoloji ön planda bulunuyor.

                                             CEZALAR AĞIRLAŞTIRILACAK

                                               Geçenlerde Başbakan Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakan Ayşenur İslam, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda çocuk cinayetlerini işleyenlere idam cezası verilmesinden yana olduklarını, ancak idamın yasak olması nedeni ile cinayeti işleyenlere ağırlaştırılmış hapis cezası verilmesi gerektiğini söylediler. Bu konuda da bir hukuki düzenleme yapılacağının mesajını verdiler.

Ayşenur İslam’ın “Yasalar müsaade etse bu tür suçlar için idam kararıyla ilgili bir anne, bir kadın, hatta bir bakan olarak idam cezasını istemekte asla bir tereddüt göstermeyeceğimi bilmenizi arzu ederim” demiştir. Aileden Sorumlu Bakan çocuk cinayetlerinin önüne geçilmesi için bir dizi önlem alınacağını, cinayet işleyenlere de çok ağır cezalar verilmesi için çalışmalara başlandığını söylemiş.

                                               Bu görüş ve düşünce içinde kim olursa olsun desteklediğimizi, alınan bu kararların da sonuna kadar yanında olacağımızı altını çizerek belirtmek isteriz. En azından, Başbakan’ın, sorumlu bakanının olaya ilgisiz kalmaması da sevindiricidir. Çok büyük bir sosyal yara olarak değerlendirdiğimiz çocuk cinayetleri ve kadına şiddet konusunda daha duyarlı hareket edilmeye başlanması bizleri umutlandırmıştır.

AİLELER DE EĞİTİLMELİ

Çocuk cinayetlerini önlemek hiç kuşkusuz, cinayeti işleyenlere ağır cezalar vermekle çözülmez. Önemli olan, cinayetlerin işlenmesinin önüne geçilecek önlemlerin alınmasıdır. Bunun da ilk ayağı eğitimden geçer. Gelişmiş ülkelerde bu konu okullarda işleniyor. Aileler eğitiliyor. Psikolojileri bozuk olanlar tespit edilerek tedavi ediliyor.                                        

                                             Aslında kadına şiddetin de aynı çerçevede ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Çünkü kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin çoğunun psikolojik sorunu olduğu, çevre baskısı ile hareket ettiği tespit edilmiş. Bu konuda da psikololojileri bozuk olanların tedavi edilmesi için adım atılmalıdır. Dikkat edilecek olursa son yıllarda kadına şiddet olaylarında da çok büyük artışların olduğu gözleniyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da kadına şiddetin dozu artıyor ama kadın gördüğü bu şiddetin altında eziliyor, sesini yükseltemiyor. Burada da aile ve çevre baskısı ön plana çıkıyor.

Burada şu önemli konuya da değinelim:

Şiddet gören kadınların çoğu korkularından şiddet gördüklerini söylemiyorlar. Bazı olaylar tesadüfen ortaya çıkıyor. Bazı olaylar da şiddet gören kadının yakınlarınca şikâyetle netleşiyor. Hâlbuki şiddetin saklanacak bir tarafı yoktur. Kadın nerede olursa olsun, kimden şiddet görüyor oluyorsa olsun dik durmak, kendisini korumak, çevresine de örnek olmak durumundadır.

                                             SORUN TOPLUMSAL İSE

                                                 Eğer kadın, devleti yanında görürse, kendisini koruyup kollayacak bir gücün var olduğunu hissederse mutlaka kendisini daha güçlü görecek, daha sağlam basacaktır. Hükümet olanların bu konuda duyarlı hareket etmeye başlamış olması bu açıdan önemlidir. Eğer Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakan Ayşenur İslam, çocuk cinayetleri konusundaki tutum ve davranışlarını, şiddet gören kadınlara da yönlendirebilirse, bu konudaki sosyal yaranın tedavisinde etkili olacaktır.

Gerek çocuk cinayetleri, gerek kadına şiddet konuları eğitim alanında olduğu kadar, medyada da yaygınlaştırılarak ele alınmalıdır. Televizyonların bu konuya özel programlarla katılması, konunun uzmanlarınca eğitim verilmesi, ailelerin aydınlatılması sağlanmalıdır. Çarşaf çarşaf magazin programlarına yer veren televizyonlar her gün bir saati bu tür programlara ayıramaz mı? Çocuk cinayetleri ve kadına şiddet toplumsal sorun ise, bunun çözümünde de ortak hareket etmek durumundayız.

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 

                                        


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir