UKRAYNA’DA KURTLARLA DANS

21 Nisan'da İsviçre/Cenevre'de ABD,Rusya, AB ve Ukrayna'nın dörtlü zirvesinden gerginliği azaltıcı adımlar atılmasında görüş birliğine rağmen,Ukrayna için varılan anlaşma yerine getirilmiyor.
Devlet Başkanı A.Turçinov, ülkesindeki milliyetçilerin Güney ve Doğu Ukrayna'da federalizm taraftarlarının protestolarını bastırması yönünde yaptıkları baskılara direnemiş,Ukrayna ordusunu ve Milli Muhafızları bölgeye göndermiştir; hayatlar kaybediliyor, kan akıyor.*
Halbuki, Ukrayna sorunu ne tek başına Batı yanlısı halkın demokrasi,ne de Rusya yanlısı federasyon isteyenlerin talebidir.
Sorun iktidar ya da muhalefet partilerinin dinamik güçlerle birlikte ülkenin gelecekteki yönünü belirleme mücadelesi olarak yayılıyor, ama bu siyasi tercih tarafların yönelimlerini refah, kalkınma ve ulusal güvenlik gerekçeleriyle açıklaması tezlerinin daha kuvvetli olduğu anlamına gelmiyor...</p>
<p>*
Ya? Rusya,Ukrayna'yı Avrupa'ya giden en önemli stratejik su ve karayollarının üzerinde doğazgaz transit terminali olması, Batı'nın hammadde kaynaklarına ulaşımındaki tampon işlevi ve  2017'de kira sözleşmesinin bir kez daha uzatılmayacağı açıklanan Sivastopol üssü nedeniyle yakın çevresi olarak görüyor.
Bu bakımdan Ukrayna, Avrasya'nın hem batısı hem de doğusundaki dengeyi tartıyor.
Burada bir çözülüş halinin bir domino etkisiyle bütün Avrupa'yı etkileyebileceği öngörülüyor,ama Rusya'nın Batı'ya ilerlemesi hali ABD'den ziyade Almanya'yı ilgilendiriyor.
Sonuçta Ukrayna'nın Baltık'tan Karadeniz ve Hazar'a kadar bütün bu bölgedeki rolü, ABD-Rusya arasındaki güç dengesinin nasıl etkileneceği, Rusya'nın yeniden eski Sovyet bloku ülkelerini eline geçirme potansiyeli, ABD'nin Doğu Avrupa ve Kafkasya'yı Rusya'ya mı terk edeceği soruları gündemi belirliyor, ne kaybedilen hayatlar,
ne de akan kan umursanıyor...</p>
<p>*
Görünürde Rusya Cenevre'de varılan anlaşmaya uyulmasını ve ihtilafı hafifletme yönünde adımlar atılmasını isterken,
ABD operasyonların yeniden başlamasını Ukrayna hükümetinin vatandaşlarını teröre karşı savunma hakkı olarak nitelendiriyor.
Rusya dahil tüm tarafların bölgedeki güçlerini silahlandırmaktan vazgeçmesini isterken,kullandığı "Terörizm" ifadesi,Rusya'ya farklı yaptırımların uygulanacağının işareti sayılıyor.
Mesela, Rusya'nın uluslararası finans sisteminden tecrit edilmesi bile öngörülüyor.
AB; Rus ve Rusya yanlısı Ukraynalı yetkililere uyguladığı seyahat yasağı ve malvalıklarının dondurulması gibi  yaptırımları genişletiyor.</p>
<p>*
Bu noktada Rusya'nın en önemli ticaret ortağı olan AB'nin eli, Moskova karşısında Washington'dan daha güçlüdür.
Rusya,AB'nin en büyük doğalgaz ve petrol sağlayıcısıdır, bu durum Brüksel'i yaptırımlar konusunda dikkatli davranmaya zorluyor.
Üstelik AB liderleri, Rusya'nın Ukrayna'daki krizi tırmandırması halinde finans ve enerji sektörünü de hedef alabilecek yaptırımlar uygulayabileceklerini açıklamışlardır, ne ki yaptırımların hedefinde henüz bu sektörler bulunmuyor...</p>
<p>*
Bunun üzerine Dışişleri Bakanı J.Kerry'nin, Washington'da,"Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya'ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir" ifadesi ABD'nin gelecek stratejisine işaret ediyor.
Çünkü ABD bir taraftan, küresel istikrar için Çin'le  rekabetini sürdürürken, öte tarafta Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerin teknolojik olarak gelişmemiş üretime bağlı olmaları yüzünden gelişmiş ülke kategorisine ulaşamayacaklarından yararlanıyor ve stratejisini teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olarak siyasi ve ekonomik gücünü konsolide edeceği matematiğinden geliştiriyor.</p>
<p>*
Nitekim Başkan B.Obama, Almanya Şansölyesi A.Merkel ile Beyaz Saray'da, öncelik olarak Ukrayna meselesi ve Rusya'ya yaptırımların ele alındığı görüşme sonrası, Rusya'ya yönelik ek yaptırımlara hazır oldukları  açıklanmış, ancak bu yaptırımların hangi sektörleri hedef alacağına dair bir bilgi verilmemiştir.
Obama, ABD ve AB arasında Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda olağanüstü bir ittifak olduğunu söylüyor,"Rusya liderleri, Ukrayna'yı istikrarsızlaştırmayı ve bu ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini engelleme çabalarını sürdürürse, daha büyük bedele mal olacak ilave yaptırımlar dahil, ek adımlara hızlı bir şekilde geçeceğimizin farklında olmalıdır"derken,
Merkel, Başkan Obama gibi Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 25 Mayıs'a işaret ediyor ve yeni yaptırımlar için hazır olduklarını  söylüyor.</p>
<p>*
AB, hem Rusya'dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50'sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD'yi beklemenin dezavantajları çerçevesinde Rusya'ya uygulayacağı yaptırımları planlamak zorundadır.
2009'da kabul edilen 3.Enerji Paketi prosedürleri çerçevesinde Rusya'nın dev tedarikçi Gazprom şirketinin, hem doğalgaz satıcısı,hem de boru hattı sahibi olamayacağı, bunun Doğalgaz Arz Güvenliğine aykırı olduğundan hareketle,
Gazprom şirketinin Avusturya,Bulgaristan, Yunanistan,Macaristan,Sırbistan,Slovenya ve Hırvatistan'da doğalgaz satış ve taşımacılık işini birbirinden ayırmasını istiyor.</p>
<p>*
Avrupa borçlar,düşük yatırım ve artan işsizlikle boğuşurken ve inovasyon temelinde gelişme başka kıtaların eline geçerken,
Şimdi Rusya'dan doğalgaz ithalatının kısa ya da uzun süre yasaklanmasıyla, doğalgaz krizine yol açabilecek,finansal krizi oluşabilecektir.</p>
<p>*
Yaptırımlar karşısında Rusya ise "Batı, Ukrayna hükümetini Güney ve Doğu'daki federasyon yanlılarıyla masaya oturmasını ve Ukrayna'nın geleceğini tartışmaya zorlamalı,Rusya'ya karşı dostane olmayan davranışlarda bulunmamasını sağlamalıdır" düşüncesindedir.</p> *
İnsanlar hayatlarını kaybediyor, kan akıyor.
 
*
Türkiye jeopolitiği ne çok Ukrayna'yı andırıyor?
 
5.5.2014 - 7593
21 Nisan’da İsviçre/Cenevre’de ABD,Rusya, AB ve Ukrayna’nın dörtlü zirvesinden gerginliği azaltıcı adımlar atılmasında görüş birliğine rağmen,Ukrayna için varılan anlaşma yerine getirilmiyor.
Devlet Başkanı A.Turçinov, ülkesindeki milliyetçilerin Güney ve Doğu Ukrayna’da federalizm taraftarlarının protestolarını bastırması yönünde yaptıkları baskılara direnemiş,Ukrayna ordusunu ve Milli Muhafızları bölgeye göndermiştir; hayatlar kaybediliyor, kan akıyor.
*
Halbuki, Ukrayna sorunu ne tek başına Batı yanlısı halkın demokrasi,ne de Rusya yanlısı federasyon isteyenlerin talebidir.
Sorun iktidar ya da muhalefet partilerinin dinamik güçlerle birlikte ülkenin gelecekteki yönünü belirleme mücadelesi olarak yayılıyor, ama bu siyasi tercih tarafların yönelimlerini refah, kalkınma ve ulusal güvenlik gerekçeleriyle açıklaması tezlerinin daha kuvvetli olduğu anlamına gelmiyor…

*
Ya? Rusya,Ukrayna’yı Avrupa’ya giden en önemli stratejik su ve karayollarının üzerinde doğazgaz transit terminali olması, Batı’nın hammadde kaynaklarına ulaşımındaki tampon işlevi ve  2017’de kira sözleşmesinin bir kez daha uzatılmayacağı açıklanan Sivastopol üssü nedeniyle yakın çevresi olarak görüyor.
Bu bakımdan Ukrayna, Avrasya’nın hem batısı hem de doğusundaki dengeyi tartıyor.
Burada bir çözülüş halinin bir domino etkisiyle bütün Avrupa’yı etkileyebileceği öngörülüyor,ama Rusya’nın Batı’ya ilerlemesi hali ABD’den ziyade Almanya’yı ilgilendiriyor.
Sonuçta Ukrayna’nın Baltık’tan Karadeniz ve Hazar’a kadar bütün bu bölgedeki rolü, ABD-Rusya arasındaki güç dengesinin nasıl etkileneceği, Rusya’nın yeniden eski Sovyet bloku ülkelerini eline geçirme potansiyeli, ABD’nin Doğu Avrupa ve Kafkasya’yı Rusya’ya mı terk edeceği soruları gündemi belirliyor, ne kaybedilen hayatlar,
ne de akan kan umursanıyor…

*
Görünürde Rusya Cenevre’de varılan anlaşmaya uyulmasını ve ihtilafı hafifletme yönünde adımlar atılmasını isterken,
ABD operasyonların yeniden başlamasını Ukrayna hükümetinin vatandaşlarını teröre karşı savunma hakkı olarak nitelendiriyor.
Rusya dahil tüm tarafların bölgedeki güçlerini silahlandırmaktan vazgeçmesini isterken,kullandığı “Terörizm” ifadesi,Rusya’ya farklı yaptırımların uygulanacağının işareti sayılıyor.
Mesela, Rusya’nın uluslararası finans sisteminden tecrit edilmesi bile öngörülüyor.
AB; Rus ve Rusya yanlısı Ukraynalı yetkililere uyguladığı seyahat yasağı ve malvalıklarının dondurulması gibi  yaptırımları genişletiyor.

*
Bu noktada Rusya’nın en önemli ticaret ortağı olan AB’nin eli, Moskova karşısında Washington’dan daha güçlüdür.
Rusya,AB’nin en büyük doğalgaz ve petrol sağlayıcısıdır, bu durum Brüksel’i yaptırımlar konusunda dikkatli davranmaya zorluyor.
Üstelik AB liderleri, Rusya’nın Ukrayna’daki krizi tırmandırması halinde finans ve enerji sektörünü de hedef alabilecek yaptırımlar uygulayabileceklerini açıklamışlardır, ne ki yaptırımların hedefinde henüz bu sektörler bulunmuyor…

*
Bunun üzerine Dışişleri Bakanı J.Kerry’nin, Washington’da,”Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya’ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir” ifadesi ABD’nin gelecek stratejisine işaret ediyor.
Çünkü ABD bir taraftan, küresel istikrar için Çin’le  rekabetini sürdürürken, öte tarafta Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerin teknolojik olarak gelişmemiş üretime bağlı olmaları yüzünden gelişmiş ülke kategorisine ulaşamayacaklarından yararlanıyor ve stratejisini teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olarak siyasi ve ekonomik gücünü konsolide edeceği matematiğinden geliştiriyor.

*
Nitekim Başkan B.Obama, Almanya Şansölyesi A.Merkel ile Beyaz Saray’da, öncelik olarak Ukrayna meselesi ve Rusya’ya yaptırımların ele alındığı görüşme sonrası, Rusya’ya yönelik ek yaptırımlara hazır oldukları  açıklanmış, ancak bu yaptırımların hangi sektörleri hedef alacağına dair bir bilgi verilmemiştir.
Obama, ABD ve AB arasında Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda olağanüstü bir ittifak olduğunu söylüyor,”Rusya liderleri, Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmayı ve bu ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini engelleme çabalarını sürdürürse, daha büyük bedele mal olacak ilave yaptırımlar dahil, ek adımlara hızlı bir şekilde geçeceğimizin farklında olmalıdır”derken,
Merkel, Başkan Obama gibi Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 25 Mayıs’a işaret ediyor ve yeni yaptırımlar için hazır olduklarını  söylüyor.

*
AB, hem Rusya’dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50’sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD’yi beklemenin dezavantajları çerçevesinde Rusya’ya uygulayacağı yaptırımları planlamak zorundadır.
2009’da kabul edilen 3.Enerji Paketi prosedürleri çerçevesinde Rusya’nın dev tedarikçi Gazprom şirketinin, hem doğalgaz satıcısı,hem de boru hattı sahibi olamayacağı, bunun Doğalgaz Arz Güvenliğine aykırı olduğundan hareketle,
Gazprom şirketinin Avusturya,Bulgaristan, Yunanistan,Macaristan,Sırbistan,Slovenya ve Hırvatistan’da doğalgaz satış ve taşımacılık işini birbirinden ayırmasını istiyor.

*
Avrupa borçlar,düşük yatırım ve artan işsizlikle boğuşurken ve inovasyon temelinde gelişme başka kıtaların eline geçerken,
Şimdi Rusya’dan doğalgaz ithalatının kısa ya da uzun süre yasaklanmasıyla, doğalgaz krizine yol açabilecek,finansal krizi oluşabilecektir.

*
Yaptırımlar karşısında Rusya ise “Batı, Ukrayna hükümetini Güney ve Doğu’daki federasyon yanlılarıyla masaya oturmasını ve Ukrayna’nın geleceğini tartışmaya zorlamalı,Rusya’ya karşı dostane olmayan davranışlarda bulunmamasını sağlamalıdır” düşüncesindedir.

*
İnsanlar hayatlarını kaybediyor, kan akıyor.
 
*
Türkiye jeopolitiği ne çok Ukrayna’yı andırıyor?
 
5.5.2014

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir