Gül, Cumhurbaşkanlığı makamını bırakır mı?…

NECDET BULUZ - abdullah gul

NECDET BULUZ

 

Yerel seçim sonrası şimdi de Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi konusu gündeme oturdu. Yapılan tartışmalarda, halen Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün yeniden aday olup olmayacağı, Başbakan Erdoğan’ın Gül’ün yerinde geçip geçemeyeceği konuşuluyor. Muhalefet cephesi ise ortak bir aday arayışı içine girdi. Öyle görünüyor ki, bu konudaki tartışmalar uzunca süre devam edecektir.

Biz, aylar öncesi konu ile ilgili yazdığımız yazılarda özellikle şu konuya vurgu yapmıştık. Gül’e “Yeniden Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?” diye çok soru yöneltildi. Gül, bugüne kadar “Hayır olmayacağım. Bu makam artık Başbakan Erdoğan’ın hakkıdır” demedi. Dikkat edilecek olursa bugün de bunu demiyor. “Zamanı geldi, oturup konuşuruz” diyor. Bu da, Cumhurbaşkanlığı konusunun pazarlık masasına yatırılacağı anlamına geliyor.

                                                  PAZARLIK SIKI OLACAK GİBİ

                                                      Gül, eğer Cumhurbaşkanlığı makamını bırakırsa, AK Parti’nin başına geçip, Başbakanlık olarak görevini sürdürürse, bunu da pazarlık yaparak elde etmeye çalışacaktır. Çünkü Köşk’e çıkan Erdoğan, AK Parti içine müdahale etmeye kalkışacak, bu durum Gül’e ters gelebilir. Öncelikle bu konunun açıklığa kavuşması gerektiği görüşündeyiz.

                                                    Partiyi ele geçirmede Erdoğan buna razı olur mu, bu da ayrı bir tartışma konusudur. Diplomatik deneyimi fazla olan, üslup farklılığı öne çıkan Gül’ün özellikle Avrupa’ya daha yakın tavırları, özgürlükçü görüşü, kendisini bir anda öne çıkaracak, Erdoğan Köşk’te sadece noter görevi sürmüş olacaktır. Sanıyoruz, Başbakan Erdoğan da bu konuyu enine boyuna düşünüyor, gelecekte nelerin olabileceğinin hesaplarını yapıyordur.

                                                  Bize göre, eğer Gül Cumhurbaşkanlığını bırakıp, partinin başına geçerse mutlaka kendi kurallarını öne çıkaracaktır. “Oturup konuşuruz” demenin altında yatan gerçek de budur. Parti içinde “Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül Başbakan olsun”  formülü üzerinde görüş birliğinde olanların da düşüncelerinin bu doğrultuda olduğunu sanıyoruz.

GÜL’DEN ÖNEMLİ MESAJLAR

Ancak, geçenlerde Cumhurbaşkanı Gül’ün verdiği bazı mesajlar oldu, bunların da iyi okunması gerektiğini düşünüyoruz. Gül’ün bu mesajları geniş biçimde yayınlandı, yorumlar da yapıldı. Köşk’ten bu konuda yalanlama gelmedi, Gül de suskun kaldı. Bakın bu mesajlar neler içeriyor özetle bakalım:

“ Yolsuzluk iddialarının vicdanlarda hiçbir şüphe kalmayacak şekilde aydınlatılması gerekiyor. Hukukun üstünlüğünü hayati önemde buluyorum. Kendi gündemimize dönüp güçlü reform sürecini başlatmamız gerekiyor. Hedefimiz AB standartlarında demokrasi olmalıdır. Özerklik taleplerinin aşırı ve yanlış olduğunu düşünüyorum. Türkiye gerçekleri ile bağdaşmıyor. Şartlanmak doğru değil. Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kriz olabilir. Önleyici tedbirler alınmalıdır. Parlamenter sistem Türkiye’ye daha uygundur.

Bu mesajlara da baktığımızda Gül’ün koltuğu öyle “Hadi ben eşyalarımı toplayıp gidiyorum, sana başarılar dilerim” şeklinde olmayacağını da görmüş oluyoruz.

Asıl can alıcı noktaya da değinelim:

Erdoğan, Gül’ü devre dışı bırakabilir mi? Gül’ün önünü kesip önünde hiçbir engelin kalmamasını sağlayabilir mi? Aslında dillendirilmiyor ama, Erdoğan, Gül’ü önündeki en büyük engel olarak görüyor. Böyle bir durumda ne yapılır, ne sonuç ortaya çıkar?

                                                   GÜL RAHAT, ERDOĞAN TEDİRGİN

                                                       Eğer her türlü risk göz alınır, Ağustosta Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi birleştirilip yapılırsa Gül’ün önü ancak bu şekilde kesilebilir, devre dışı bırakılır. Milletvekili seçimine giremeyecek olan ortada bırakılmış olur. Böyle bir durum karşısında parti içinde Gül destekçileri ne yapar o da ayrı bir tartışma konusu olarak önümüze çıkacaktır. Özetle partinin karışması, ayrılıkların gündeme gelmesi, belirsizliklerin derinleşmesi de hesap edilmelidir.

Başbakan “Erken seçim yok, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimini birlikte yapma gibi niyetimiz de yok” diyor ama gelişmeler her şeyi değiştirebilir.

Gerek Erdoğan, gerekse Gül, “Aramızda bir sorun yoktur. Kardeşlik hukukumuz vardır” diyorlarsa da, bugün için biz bu söylemleri pek inandırıcı bulmuyoruz. Her türlü gelişme, her türlü kopma yaşanabilir. Bazı sürprizlerin olmasını da şaşırtıcı bulmayız.

                                                       Gördüğümüz bir izlenimimizi de paylaşalım:

                                                          Gül, çok rahat, ama Erdoğan’da bu rahatlık yok. Daha endişeli, düşünceli ve tedirgin portre çiziyor.

e.mail: [email protected]

              [email protected]

 

      

 

 

 

                

       


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir