NECDET BULUZ
Yıllardır yönetim kadrosu, “Bodrum’da yaz bitince hayat da bitiyor. Bu nedenle Bodrum’da kış aylarını da canlandıracak önlemleri almalıyız” hesapları ve tartışmaları yapıyor. Bunun için özellikle “kış turizmini” canlandıracak bazı önlemlerin alınması konusunda da ciddi çalışmaların yapılmakta olduğunu gözlemliyoruz.
Ancak, şu gerçeği de hemen belirtelim:
Bodrum’da eskiden kış aylarında pek oturan olmazdı. Bu nedenle yazlıkçılar, Eylül ayı itibarı ile evlerini kapatıp, Yarımada’yı terk ederlerdi. Sitelerde de oturanlar pek olmazdı. Şimdi, Bodrum’da kış aylarında da oturanlar arttı. Kışın güzelliği yaşayanların çoğunun “Yaz gelmesin” temennisinde bulunduklarını da çokça duyuyoruz.
BODRUM ESNAFI KIŞA HAZIR
Kısa bir not daha:
Yazın kalabalığından hoşlanmayan birçoklarının da özellikle Eylül ayı sonrasında kışı geçirmek, kışı yaşamak, bu güzelliği paylaşmak için gelenlerin de çoğaldığına dikkatlerinizi çekelim.
Kış aylarının büyük bir bölümünü biz de işlerimiz gereği Bodrum’da geçiriyoruz. Fırsat buldukça da özellikle Ortakent-Yahşi, ya da Bitez sahillerinde yürüyüşümüzü yapıyoruz. Yıllar öncesini anımsıyorum. Ortakent-Yahşi, ya da Bitez sahilleri Ekim ayı itibarı ile adeta terk edilmiş görünümünde olurdu. Kedilerin, köpeklerin mekânı haline gelirdi. Şimdi, kış aylarında bu adı geçen yerlerde mekânlar açık kalmaya, canlılık az da olsa yaşanmaya başladı. Açılan butik oteller 12 ay hizmet veriyor. Cafe ve lokantalarda kahvaltılı günler düzenleniyor. Müzik sesleri yankılanıyor. Bir güzellik, bir canlılık, Bodrum için “Kışın da güzel” mesajları verilmeye çalışılıyor.
Demek ki, esnaf, eğer fırsat verilirse, destek görürse kış ayları için de hazır olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle kışın Bodrum’da oturanların çoğalmaya başlaması, bu mekânları biraz daha canlı hale getiriyor. Ama biz, bunun yeterli olmadığını söyleyelim. Yarımada’yı yönetenler bu konuda çok daha aktif hareket etmeli, proje üretmeli, bazı hazır projeleri de hayata geçirebilmelidir.
KONGRE TURİZMİNİN ÖNEMİ
Ortada birçok proje var. Bu projeler içinde yer alan “Kongre Merkezi” bizim benimsediğimiz, yıllardır desteklediğimiz bir projedir. Temennimiz bunun en kısa zamanda bu turizm beldemize kazandırılmasıdır. Çünkü kış turizminin ancak bu kongre merkezi ile kısmen de olsa aşılacağını görüyoruz. Bodrum’a kazandırılacak uluslar arası düzeydeki fuarlarla, yarışmalar, seminer ve toplantılarla oteller doldurulabilir, esnaf kazanabilir. Kaldı ki böylesine organizeler Bodrum’a adeta “hayat öpücüğü” anlamına gelecektir ki biz bu yolda topyekûn bir çalışma içine girilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Gelişmiş ülkelerde Bodrum’a benzer yerlerde kongre turizmi ile kış ayları da canlı geçiyor. Yapılan fuarlar ve diğer etkinlikler hayat veriyor. Bodrum’u bunlarla kıyasladığımızda Yarımada’nın birçok alanda daha fazla zenginliğe sahip olduğunu da görüyoruz.
Bunun yanı sıra kış turizmini canlı tutacak başka projeler de üretiliyor. Bunların hepsinin birleştirilip bütünleştirilmesi ile atılacak her adım Bodrum’u daha da öne çıkaracaktır. Çünkü Bodrum’a sadece deniz, güneş ve dinlenilecek yer olarak bakmamak gerekiyor. Sağlık, tarih, mutfak ve diğer doğal zenginlikleri de harekete geçirerek Yarımada’yı layık olduğu yere taşımak gerekiyor.
YERELDEN KURTULMALIYIZ
Dünyada eşi olmayan Bodrum Mandalinası, değişik ve organik türleri ile zeytin zenginliği, mantar ve ot çeşitleri, bakısızlıktan yıkılmaya yüz tutan yel değirmenleri, deve ve boğa güreşleri, köylerdeki organik ortamlarda yapılan üretim, su sarnıçları, antik kent ve tiyatroları Bodrum’un zenginlikleridir. Şimdi bu saydıklarımızdan ciddi bir organizasyonla istifade edebiliyor muyuz? Bunları yurt içi ve yurt dışına taşıyabiliyor muyuz? Bodrum, yerel düzeyde yapılanları artık aşma noktasına gelmiştir.
Kışın güzelliğini doyasıya Bodrum da yaşayanlar, yaşamak isteyenler “Kış Turizmi”ni canlanması ile öyle sanıyoruz ki bir güzelliğe daha kavuşmuş olacaklardır. Bu da kış aylarının daha hareketli, daha çeşitli etkinliklerle ve müzik dolu geçmesi anlamına gelir.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi Bodrum esnafı, kış aylarına da hazır olduğunun mesajını veriyor. Daha önce terk edilmiş konumda olan yerlerin zaten canlanmaya başlamış olması da bunun somut bir adımı olarak görülmelidir. Bodrum’un, yönetim anlayışı ile bugünleri aşacağına, geleceğe kucak açıp, hatta daha da ileri gidelim, uçacağına yürekten inananlardanız.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın