Altı sıfırlık başbakan ve Kahire’den Kiev’e Rabiacılar

Sevgili okurlarım bugün bahçeye gidip geldim. Bahçeyi kendisine emanet ettiğim ve bir kış boyu tek başına bahçemizi bekleyen Melo’nun (köpeğimiz) durumu, seçimler sebebiyle içler acısı! Hatta Melo’nun içinde bulunduğu psikolojik, fizyolojik ve itolojik durum, Fadime’nin durumundan bile daha vahim gözüküyor!

Malum fıkraya göre; Temel ile Fadime aşk evliliği yapmışlardır. Aşk evliliği yaptıkları için Fadime’nin cinsel arzuları tavanlarda gezinirken, bizim Temel’de tık yoktur. Hangi doktora gittilerse, hangi ilacı kullandılarsa faydasız. Temel ise Fadime’ye karşı büyük mahcubiyet içindedir. Günün birinde Temel, “Acaba ben de büyü mü var?” diyerek kalkıp Oflu Hoca’ya gitmiş. Utana sıkıla da olsa durumu bir güzel anlatmış hocaya.

Oflu Hoca, “Ula uşağum, sende kara büyü var!” deyip, Temel’i bir güzel okuyup üfledikten sonra Temel’e dönerek;

-“Uşağum, ben gerekeni yaptım. Fakat bu iş ancak fındık bahçesinde olur…” demiş.

Temel yarı sevinçle dönmüş köyüne ve durumu Fadime’ye açmış. Fadime sevinçten havalarda!

– “Ancak” demiş Temel, “Bu iş sadece fındık bahçesinde olabilirmiş Fadime. Bu işi nasıl çözeceğiz?”

Fadime;

-“Uy penum sevduceğum, sen punu hiç dert etme da. Sen bahçede çalışırken penu arzu ettuğunde bir tüfek patlat, ben hemen koşar gelirum, işimizu bir güzel yaparuz Temelum…”

Fadime’nin bu teklifi Temel’in de aklına yatmış ve epeyce bir zaman işi bu şekilde götürmüşler. Ancak ortaya hiç akıl edemedikleri bir sorun çıkınca Temel yine Oflu Hoca’da almış soluğu.

Oflu Hoca;

-“Hayurdur Temel, Fadime ile muhabbetiniz nasıl gideyu uşağum?” diye sorunca Temel boynu bükük şu cevabı vermiş:

-“Hocam, Fadime ile muhabbetimiz gayet iyi gideyu. Ancak bizim köyde av mevsimi paşladu, Fadime nerede bir tüfek patlasa oraya koşayi…”

Bizim Melo’da tıpkı Fadime gibi şu anda. Nerede bir seçim arabası görse o tarafa koşuyor. Bahçemiz, üç yolun kavşağında bir konumda. 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için siyasi partiler bangır bangır bağıran yüksek sesli müzik çalan arabalarla vızır vızır geçiyor bizim evin çevresindeki yollardan. E haliyle bizim Melo, kendisine verilen görevi hakkıyla yapabilmek için bir o tarafa koşturuyor, bir bu tarafa. Zavallı hayvan, koşturmaktan bitap düşmüş. Dili bir karış havada. En çok da AKP araçlarına koşuyor Melo. Bunun nedeni, AKP araçlarının diğer partilerden daha fazla olması. Belki bir sebep de seçim şarkılarından “Dombra”nın aşırma, yani hırsızlık eseri olması olabilir! Zira ben, Melo’yu harsızlara saldırması ve hırsızlığa isyan etmesi için eğitmiş bulunmaktayım! O da AKP’nin Dombra çalan seçim arabalarına saldırarak görevinin hakkını veriyor bir anlamda!

Şaka bir yana; seçim çalışmaları yüzünden Türkiye’nin diğer ileri gibi Ankara ve civarında da müthiş bir çevre ve gürültü kirliliği var bu günlerde. Değil insanların, hayvanların psikolojileri bile bozuldu desem yeridir. Şu seçimler bir an önce gelse de, bu gürültü ortamından bira an önce kurtulsak diyorum. Yoksa bu gidişle ben de Melo’yu Oflu Hoca’ya götürmek zorunda kalabilirim…

Altı Sıfırlık Başbakan! 

1970’lerde TRT’de yayınlanan “6 milyon Dolarlık Adam” diye bir TV dizisi vardı. Geçenlerde bizim Başbakanın Balıkesir konuşmasını dinlerken nedense bu tv dizisi geldi aklıma. Ancak bizimki, “6 milyon dolarlık adam” değil, biraz da “Altı sıfırlık adam” gibi geldi bize. Nedeni, Tayyip Bey’in yapılan yatırımları büyük göstermek için para miktarını eski para birimiyle, yani 1 ekmeğin 1.000.000 TL, 1 kg beyaz peynirin 15.000.000 TL, 1 kg kıymanın 25.000.000 TL olduğu  dönemdeki para birimiyle telaffuz etmesidir.

Balıkesir konuşmasında  “Şimdi size neler anlatacağım, neler. 10 katrilyonu aşkın yatırım yaptık biz Balıkesir’e. Ne demek bu? Her yıla 1 katrilyon. Bunları biz bu Balıkesir’e yaptık. Balıkesir’in tarihinde böyle bir yatırım anlayışı yok. Niye? Kuvayi Milliye şehri burası.” diyen Başbakan, Balıkesir’den sonra gitmiş olduğu Denizli’de de, “İktidarları döneminde Denizli’ye 8 katrilyon yatırım yaptıklarını” söylemiştir kürsüden. Önceki gün aynı şeyi Niğde’de yaptı ve “Niğde’ye 3.5 katrilyonluk yatırım yaptıkları” söyledi.

Başbakanın vermiş olduğu rakamlar, yalan olmasa bile en azından bilinçli bir şekilde ve seçmenleri kandırmak maksadıyla abartılı olarak verilen rakamlardır. Zira 25363 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 31.01.2004 tarih ve 5083 No.lu Kanuna göre 01.01.2005 tarihinden itibaren Türk lirasından altı sıfır atılmıştır. Bu durumda, AKP hükümetinin, Balıkesir’e 10 katrilyon, Denizli’ye 8 katrilyon ve Niğde’ye 3.5 katrilyon yatırım yapması veya genel bir ifade ile söyleyecek olursak; bu miktarlarda kaynak aktarması mümkün değildir.  Bu rakamları sırasıyla; 10 milyar, 8 milyar ve 3.5 milyar olarak belirtmekte fayda vardır. Bir taraftan paradan altı sıfır atılmasını “Ekonomik başarı” olarak lanse edeceksiniz, bir taraftan da çöpe atmış olduğunuz altı sıfırı çöpten geri alıp rakamların sonuna ilave ederek konuşacaksınız. Olur şey değil…

Öte yandan 2014 yılı bütçe gelirlerinin 436.3 milyar TL, faiz dışındaki bütçe giderlerinin 384.3 milyar TL, toplam vergi gelirlerinin 348.4 milyar TL olarak öngörüldüğü, 31 Ocak-7 Şubat 2014 tarihleri itibarıyla Merkez Bankası rezervlerinin yaklaşık 225 Milyar TL(102 milyar 51 milyon dolar) olduğu, yani rakamların trilyonlarla bile değil, milyarlarla ifade edildiği bir dönemde, miting meydanlarında rakamların katrilyonlarla ifade edilmesi, halkı kandırmaya çalışmaktan başka bir amaç taşımamaktadır. Böyle bir dönemde, illere yapılan yatırımları halka anlatırken rakamları katrilyonlarla ifade etmek, ahlaka ve başbakanın çok üstünde durduğu edebe de aykırıdır. İşte burada başbakana dönüp, “Edep yahu” demek gerekir diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum acaba?

Öte yandan başbakanın katrilyon olarak ifade ettiği bu rakamları söylerken halktan gizlediği ve güya kurnazlık yaptığı bir başka durum daha vardır. Oda para çeşidini özelikle söylemiyor başbakan. Yapılan harcamaların, TL’mi, Dolar mı, Euro mu olduğunu söylemiyor. Bahsetmiş olduğu rakamların içinde belirtmiş olduğu illerde çalışan kamu personeline yapılan maaş ödemelerinin olup olmadığını da belirtmiyor. 10 katrilyon, 8 katrilyon, 3.5 katrilyon deyip geçiyor. Gerçi “BİZİM İÇİN DEMOKRASİ AMAÇ DEĞİL ARAÇTIR” diyen bir insandan da daha fazlası beklenemez. Ancak bu konudaki hükmümüzü de vermiş olalım; başbakanın yaptığı tek kelimeyle ayıptır…

Başbakanın yaptığı, ahlaki açıdan ayıp olmasına ayıptır da, muhalefetin yaptığı da ondan aşağı kalmıyor. Onlar da başbakanın “Pensilvanya” ve “Paralel Devlet” şeklinde çiğneyip durduğu sakıza, “17 Aralık Operasyonu” ve “Ses kayıtları” üzerinden çiğnedikleri sakızla karşılık veriyorlar. Halkın karşısına plan ve proje ile çıkan sanki yok gibidir. Burada en dikkat çekici çağrıyı yine de Sayın Bahçeli yapıyor ve o, en azından “Sokaklara inmeyin. Gereğini sandıkta yapın” diyor  parti tabanına…

Kahire’den Kiev’e Rabiacılar!

Seçimle göreve gelen, ancak seçildikten sonra çıkarmış olduğu kararnamelerle kendisinden öncekiler gibi Firavunlaşma emareleri gösteren Mısır Devlet Başkanı Muhammet Mursi’nin iktidardan indirilmesi üzerine, Türkiye’yi ayağa kaldıran ve Çankırı örneğinde olduğu gibi, işi, parklara Rabia ismini vermeye kadar vardıran bizim Rabiacılar’ın, Ukrayna’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Victor Yanokviç’in, aşağı yukarı  Mısır’da uygulanan yöntemle  iktidardan uzaklaştırılması karşısında hiç seslerinin çıkmaması ilginçtir. Kahire Meydanında öldürülen “Esma” için göz yaşı dökenlerin, Kiev meydanında öldürülen “Olga” için kılını bile kıpırdatmaması da öyle.

Peki; Mısır’da yaşananlarla Ukrayna’da yaşananlar arasında ne fark vardır? Mısır’da öldürülenler Müslüman, Ukrayna’da öldürülenler Hıristiyan olduğu için mi tepkisizsiniz ey Rabiacılar?  Muhammed Mursi, tıpkı sizin gibi radikal dinci, Victor Yanukoviç ise gavur oğlu gavur olduğu için mi tepkisizsiniz ey Rabiacılar?

Oysa hayır; Müslüman olsun, Hıristiyan olsun, her şeyden önce insan insandır. İnsanları dinlerine ve etnik kökenlerine göre değil, öncelikle insani vasıflarına göre değerlendirmek zorundayız. Üstelik Ukrayna, ülkemiz ve milletimiz için, Mısır’dan hiç de daha az önemli değildir. Belki de çok daha önemlidir Ukrayna bizim için. Çünkü bizim 200-300 milyon soydaşımız yaşıyor Ukrayna’da. Üstelik onlar da tıpkı Mısır’dakiler gibi Müslüman.

Kırım, milletimizin öz yurdudur ve üstelik, Mısır’dan çok daha önce Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Kırım’daki milli hatıralarımız, Mısır’dakilerden çok daha eskidir bizim. Osmanlı’nın ve dolayısıyla İslam’ın, Avrupa içlerine doğru yayılmasında Kırım’daki soydaşlarımızın, yani Girayların yönetimindeki soydaşlarımızın büyük payı vardır. Bu insanların torunları olan 193.865 soydaşımız ve dindaşımız, 1944 yılında zorunlu göçe tabi tutulmuşlar ve bunların yaklaşık yarısı (%46’sı) sürgün sırasında telef olmuşlardır(*). Bugün, Kırım yarımadasında yaşayan insanların yaklaşık %14’ü, ana yurtlarına dönmelerine (1989 yılında) izin verilen Müslüman Kırım Türkleridir. Onlara bu imkanı sağlayan ise herhalde o tarihlerde Sovyetler Birliği içinde yer alan Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti  olmalıdır. 2007 yılında yapılan nüfus sayımına göre Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde yaklaşık 2 milyon (1.973.185) kişi yaşamaktadır ve bu nüfusun %13’ünü teşkil eden 256.5 bini Müslüman Kırım Türkü’dür(**). Ancak ne yazık ki; Kırım Tatarlarının yaklaşık %40’ı halen Ukrayna vatandaşlığına sahip değildir ve birçoğunun sürekli oturma izni yoktur(***).

Ve ey Rabiacılar, sizin umursamaz tavrınız yüzünden, bakın Rusya Kırım’ı tekrar işgal ve ilhak etmek üzeredir. Sizlerin bu ikiyüzlülüğünüzü kınıyorum, yüzünüze vuruyorum ve sizleri ayıplıyorum…

_______________

(*)http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1r%C4%B1m_Tatar_S%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BC

(**)http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1r%C4%B1m_%C3%96zerk_Cumhuriyeti

(***)

Haberi paylaşın
Sevgili okurlarım bugün bahçeye gidip geldim. Bahçeyi kendisine emanet ettiğim ve bir kış boyu tek başına bahçemizi bekleyen Melo'nun (köpeğimiz) durumu, seçimler sebebiyle içler acısı! Hatta Melo'nun içinde bulunduğu psikolojik, fizyolojik ve itolojik durum, Fadime'nin durumundan bile daha vahim gözüküyor! - 7593

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış, dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin, acımasızca sömürdükleri iki…

  2. Unutmayalım ki Nazım Hikmet karısını ve küçücük çocuğu Mehmet’i Türkiye’de terk etmiş, ilgilenmemiş ve Vera’yla sonradan evlenmiş hayırsız bir babadır.…

  3. Bu kadar yalan bir aciklama olamaz,adamin sulalesi 5 kusak dedelik mazisi olan bir aile, kesinlikle turkmen kokenli,ne kurt ,ne ermeni…

  4. SAYIN ÇELİK HOCAMIZ GECENİN 3’ÜNDE YAZMIŞ. BEN DE GECE’NİN DÖRTBUÇUĞU’NDA CEVAP YAZİİM . .. SODOM ve GOMORE’ye MUSA’NIN ŞİKÂYETİYLE ,…

  5. Olmadı, olmadı! Seçkin üyeleri olan [E-Türkiyeyiz.Biz]öbeğinde tartışma ekinin(kültür) yerleşmemiş olduğunu “Başarmak zorundayız” yorumunda görmekten mutlu değilim. İki örnekte olduğu gibi…

  6. Mustafa Şahin sen alçagın önde gidenisin Gazi Mustafa Kemal Atatürk e dil uzatanın dilini keserler…

  • Kara Ahmet

    Kara Ahmet

    Osmanlı’da Diri Diri Mezara Gömülen Cihan Pehlivanı Kara Ahmet’in Trajik Öyküsü..! Türkler için itibarlı ve millî bir spor olan güreşin geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. […]


  • Köşe yazarımıza hapis cezası

    Köşe yazarımıza hapis cezası

    Yazılarını Turkish News’da takip ettiğimiz Turkish Forum köşe yazarı Temel Sağıroğlu’na “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ceza 5 yıl aynı suçu […]


  • Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Uzman Psikiyatrist dr. Sedat İrgil’in 21 Haziran 2023 tarihinde „yapay zeka“ konulu sunumu hakkındaki bilgiler alt tarafta. Tıp mesleğindeki insanları çok beğenirim, zira bütün ömürlerini […]


  • Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zeka, sağlık sektöründe son derece önemli bir rol oynamaktadır ve gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Yapay zeka, görüntü analizi, ses analizi ve büyük […]


  • Şehit ve Şefaat

    Şehit ve Şefaat

    KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış,dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin,acımasızca sömürdükleri iki kavram daha;şehit ve şefaat!? Bu sömürüyü şöyle […]


  • Memur ve emekliye kademeli zam…

    Memur ve emekliye kademeli zam…

    Seçim öncesi memur ve emekliye zam yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi bu vaatlerin yerine getirilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en düşük emekli aylığı ve bayram ikramiyesinin yeniden […]


  • BATAR MI BATMAZ MI ?

    BATAR MI BATMAZ MI ?

                Şu kendine ‘ekonomist’ diyenlerin çoğunluğunu birkaç yıl ekonomi öğrenimi görmüş olmalarına bağlayan ‘şapşal’ların sayısı her geçen gün artmaktadır.             Bunların ‘en iyi’leri ise, ekonomi […]


  • AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    Ah Kılıçdaroğlu ahhhh!Sevgi dedin, saygı dedin, özgürlük dedin, adalet dedin, insanca yaşam dedin. Yetmedi…“Yolsuzluğa son verip, hırsızlığa izin vermeyeceğim” dedin.“Halk sefalet içinde yaşarken saray benim […]


  • SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    Türkiye’de devletin dine bakışını ve tavrını eleştiren, laik eğitim karşıtı dinci ve siyasal İslamcılara ithaf olunur. Okuyun da ülkenizdeki dini serbestliğin demokrasinin değerini bilin. Türkiye’de […]


  • Resim bize ne anlatıyor?

    Resim bize ne anlatıyor?

    Bn. Sümer’e teşekkür ediyoruz. Yalnız olmadığımızı duyumsattı. 1929 yılına ait bu resim bize ne anlatıyor? Henüz Cumhuriyet yönetimine geçeli 7 yıl olmuş. Her yaştan 10 […]


  • Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Seçimler öncesi Türkçe bilmeyenlere vatandaşlık verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır. Türk vatandaşlığı doğum yoluyla veya sonradan başvuru yoluyla kazanılabilir. Yabancılar sonradan kazanma şansına sahiptir. Türk […]


  • TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    KAŞGARLI MAHMUD ARAPLAR’A TÜRKÇE’Yİ ÖĞRETMEK VE ARAPLARA TÜRKÇE’NİN ARAPÇA’YA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ DE GÖSTERMEK İÇİN YAZAR DİVAN-ÜL LÜGAT’ÜT TÜRK’Ü. KİTABIN BİR NÜSHASINI , KİTABIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YAZDIĞI […]


  • ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    UMUTSUZLUĞU, HAYIFLANMAYI VE YILGINLIĞI BIRAKIN!ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK VE TÜRKİYE ULUSAL KONGRESİNİ TOPLAMAKTIR. SEFA YÜRÜKEL Değerli yurtseverler, Umutsuz olmaya gerek yok. Bugünler geçici günler. Bu […]


  • Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehaletin mutlaklaştırıldığı bir süreçte olduğumuz doğru. Doğru, lakin cehaletle savaş halkın kendisi ile savaş değildir. Mesela deprem bölgesindekilerin, mağduriyetlerine rağmen, iktidara oy vermesini suçlamak, halkla […]


  • AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    Avrupa Birliği’nin dertleri başından aşkın. Kendi içlerindeki sorunlara ilaveten şimdi bir de “Türkiye ile nasıl baş ederim” düşüncesi var kafalarında. “Türkiye ile düşman mı olayım, […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • “DIŞ” İŞLERİ

    “DIŞ” İŞLERİ

    “DIŞ” İŞLERİ (1) HÜSEYİN MÜMTAZ                 Çok eski yıllarda bir “Hariciye” geleneği vardı.                 “Mülkiye”, “Tıbbiye”, “Harbiye” gibi.                 Hariciye’nin de kendine has ahkâmlı bir […]



Posted

in

by