Bu yasa, Avrupa ile ipleri kopartır…

NECDET BULUZ - 0203 40

NECDET BULUZ

 

Hükümetin savcı ve hakimleri kendisine bağlayacak HSYK Yasası’nın Meclis’ten çıkıp, yürürlüğe girmesi demek, AKP ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki iplerin kopması demektir. Çünkü Başbakan Erdoğan’ın Brüksel’deki temaslarında AB yetkilileri yeni HSYK düzenlemesinden duydukları rahatsızlıkları iletmişlerdi. Hatta bir yetkilinin “Bu yasa çıkar ve yürürlüğe girerse Avrupa’yı unutun” dediği de ifade ediliyor.

Brüksel’deki görüşmelerin neleri içerdiği açıklandıkça gerçekler de ortaya çıkmaya başladı. Bunların ışığı altında Başbakan’ın Brüksel’de tarafları hiçbir konuda ikna edemediği anlaşılıyor. Sadece HSYK düzenlemesi değil, diğer birçok konuda da AB yetkililerinin kafalarındaki soru işaretlerine yanıt verilememiş.

                                                       KİMSE İKNA OLMAMIŞ

Nitekim Brüksel görüşmeleri sonunda Avrupa’nın saygın gazeteleri yapılan yorumlarda ortak görüş olarak şu ifadeleri kullanıyor:

“Türkiye Başbakanı Erdoğan, AB yetkililerini hiçbir konuda ikna edemedi. Türkiye’de yargının bağımsızlığı tartışılıyor ve AB de bundan son derece rahatsız. Özellikle HSYK Yasası ile hukukun bağımsızlığından söz edilemeyecek. Erdoğan, yargı bağımsızlığı konusunda teminat verdi ve bunu gerçekleşmek zorunda. Aksi olursa Avrupa kapıları Türkiye için kapanabilir.”

                                                        Dikkat edilecek olursa, yeni HSYK Yasası içte olduğu kadar dışta da fırtınalar koparacak gibi görünüyor. Bu satırlar yazılırken, hükümet kanadının HSYK konusunda “geri adım” attığına yönelik haberler geliyordu. Bu yasanın çıkmasını en çok isteyen Başbakan’ın, AB’nin 3 tepe ismini bu konuda ikna edememiş olması HSYK Yasası konusunda frene basılmasına da neden olmuş görünüyor.

Brüksel’de yapılan görüşmelerden sonra AB Komiseri Füle, bir açıklama yapıp “Bu tasarının Avrupa standartlarında olmadığını Erdoğan’ın yüzüne karşı söyledik. O da bu konuda teminat verdi.” diyerek HSYK konusundaki tepkileri ve kararlılığı vurgulamış bulunuyor. Bu açıklamalar, HSYK Tasarısı’nda yeni bir düzenlemenin yapılabileceğini gösteriyor.

                                                   YENİ BİR ARAYIŞ MI?

                                                       AB, yeni bir “İlerleme Raporu” hazırlıyor. Bu rapor, Türkiye AB ilişkileri aşçısından son derece önem taşıyor. İşte HSYK konusunda endişeler bu rapora yansıdığı an, Hükümet daha da köşeye sıkışabilir. Başbakan Erdoğan’ın bundan da endişe ettiğinin altını çizelim.

                                                    Bu arada aldığımız bir duyumu da sizlerle paylaşalım:

                                                       Cumhurbaşkanı Gül’ün tasarıya karşı olduğu, Erdoğan başta olmak üzere, ilgili Bakanları bu konuda uyardığı biliniyor. Gül’ün tasarı önüne gelirse “veto” edebileceği de yakın çevresince ifade ediliyor. Hatta Gül’ün konu ile ilgili olarak Hükümet ile muhalefeti uzlaşma noktasına getirmek için yeni bir çalışma başlattığına da dikkat çekiliyor.

                                                      Hükümet cephesi, tasarıyı geri çekmediğini söylüyor ama hafta sonu da Meclis’i çalıştırmayı hedefleyen AKP’nin bundan vaz geçmesi konu ile ilgili frene bastığını gösteriyor. Bu arada kazanılan zaman içinde uzlaşma zemini aranarak ve HSYK konusunda yeni adımların atılması gündeme gelebilir. İşte bu noktada Cumhurbaşkanı Gül’ün atacağı adımlar önem kazanacaktır.

Bazı AKP Milletvekillerinin de HSYK Tasarısı’ndan rahatsız oldukları ve tasarıya “ret” oyu verebilecekleri de söyleniyor. Seçimler arifesinde Hükümet, yeni firelerin olmasından da endişe ediyor. Nitekim teşkilatlardaki bazı toplu istifalar da bu tasarıya bağlanıyor.

ENDİŞE GİDEREK BÜYÜYOR

Yeni HSYK Yasası ile baskı gelecek, hukuk sistemi yok edilecek. Bundan Hükümet dışında her kesim rahatsız. Konu Türkiye ile AB arasındaki sıkıntıları artırırken, diğer yandan böyle bir sistem içinde Türkiye ekonomik açıdan da büyük zarar görecek. İşte, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, bu konuyu gündeme taşıdı ve “Baskı varsa, hukuk yoksa yabancı gelmez”dedi. Yılmaz’ın açıklamasından kısa bir alıntı yapalım:

“Hukukun üstünlüğüne uyulmayan, yargısı AB normlarında çalışmayan, düzenleyici kurumlarının bağımsızlığına gölge düşen, vergi cezaları veya başka tür cezalarla şirketler üzerinden baskı kurulan, ihalesi yasası onlarca değiştirilen bir ülkeye yatırımcı sermaye gelmez. Ortadaki meseleye kurumları altüst ederek çözüm bulmaya çalışmanın doğru olmadığı görüşündeyiz. Türkiye şu anda kendini tüketen, şiddetli, yıkıcı ve kazanımı olmayacak bir kavganın içine düşmüştür. Bunun temelinde hukuk devleti, güçler ayırımı, temiz siyaset konusundaki zaaflarımız var.”

e.mail: [email protected]