AB “Türkiye’de hukuk yara almıştır”…

NECDET BULUZ - ab

NECDET BULUZ

 

“Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” ile başlayan süreç, öyle görünüyor ki, Türkiye’yi içte ve dışta daha da sıkıntıya sokacaktır. Kamuoyu, rüşvete ve yolsuzluğa karşı duyarlıdır. Nitekim son olayların kamuoyunda çok büyük bir rahatsızlık yarattığını görüyoruz. Bunun yanı sıra, yeni yolsuzluk iddiaları ve savcıların yeni gözaltı dalgasının Emniyet Teşkilatınca engellenmeye çalışılması, savcılar üzerindeki baskılar da içte ve dışta yoğun olarak tepkilere neden oluyor.

Bir yandan “Yargı Bağımsızlığı”ndan söz edip, öte yandan yargının işini engellemek için Hükümet olarak her türlü işin içine girilmesi, aslına bakılacak olursa yargıya yapılan en büyük darbedir. Bunun yanında, “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” içinde dış bağlantı aramak, Amerika ve AB’yi suçlayarak bir noktaya varılamayacağı da görülmelidir.

                                                       Başbakan, her konuşmasında yargı bağımsızlığını, kuvvetler ayrılığını hiçe sayarak içeriye de ve dışarıya da meydan okuyor. Herkesle, her tarafla adeta ipleri koparıyor. Bunun sonuçlarının hiç de iyi olmayacağını görmesi gerekmiyor mu?

                                                   “TÜRKİYE’DE HUKUK YARA ALDI”

                                                      Bugün, iki küresel gücün karşıya alınmasını biz son derece tehlikeli görüyoruz. Bazı ekonomistler, dış güçlerin ekonomimize darbe vurabilecek güçte olduklarına dikkat çekiyor. Hatta yerel seçimlere yakın zamanda kur’u 2,5’a doğru zıplatabileceklerini bile dile getiriyorlar. “Türkiye ile oynamak isterlerse bunu ekonomide yaparlar. Ekonomimiz kırılgan, öyle söylendiği gibi değil” diyorlar.

Avrupa Birliği (AB) ile Amerika, hukuk konusundaki duyarlılıklarını son günlerde sıkça dile getiriyor. Son operasyon çerçevesinde Türkiye’de hukuk sisteminin yara aldığını, bunun onarılamayacak noktalara doğru sürüklendiğini vurguluyorlar. Emniyet Teşkilatı içindeki depremi de hukuka uygun bulmuyorlar.

                                                  AB, yargı bağımsızlığının garantisi olan kuralların kesinlikle ihlal edilmemesi gerektiğini sıkça anımsatıyor. Bu konuda da Türkiye, çok uyarı aldı. AB ile olan ilişkilerde, eğer yargı bağımsızlığı konusunda taahhütlerde bulunmuşsanız bunları yerine getirmek durumundasınız. Hem “Biz muz cumhuriyeti değiliz” diyorsunuz, hem de söylediğinizin tersini yapıyorsanız karşınıza işbirliği yapmak istedikleriniz çıkacak ve “dur” diyeceklerdir.

                                                AB’DEN SERT AÇIKLAMA

                                                   Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, sözcüsü aracılığı ile yaptığı açıklamada çok sert ifadeler kullandı. Erdoğan’ın, AB üyeliğini riske attığına değinerek şu açıklamada bulundu, paylaşıyoruz:

“Polis müdürlerinin kovulması ve polise soruşturmalar konusunda üstlerine bilgi verme zorunluluğu getirilmesi, soruşturmaların bağımsızlığı, verimliliği ve tarafsızlığı ile güçler ayrılığı konularında ciddi kaygılar yaratıyor. Bu durum AB’nin daha önce tavsiye ettiği gibi düzgün bir adli polis sistemi kurulması ihtiyacının altını bir kez daha çizmektedir.”

AB üyesi bazı ülkelerin milletvekillerinin de Türkiye’deki olaylara ve hukuk sitemindeki depreme Birliğin duyarsız kalmaması gerektiğini anımsatmaları ve AB’nin harekete geçmesini istemeleri de hiç kuşkusuz önemsenmelidir. Böyle bir durum karşısında AB ile ilişkiler nasıl sağlıklı ilerleyebilir?

                                                     Sorun, sadece AB ile sınırlı kalmayacak. Amerika’dan da çok sert tepkiler geliyor. Bu satırlar yazılırken, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun görüşme isteğinin Amerikan tarafından reddedildiği haberini aldık. Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Ricciardone ile ilgili açıklamalar, yandaş basındaki saldırılar müttefikimiz ile olan ilişkilerimizi de germiştir.

AMERİKA’NIN TAVRI NE?

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ardından Amerika’nın Ankara Büyükelçisi ard arda mesajlar yayınladı. Bu mesajlarda “Atılan iftiralar, yapılan yanlı yayınlar Türkiye-Amerikan ilişkilerine zarar verici noktaya gelebilir” uyarısında bulundular.

                                                    Asıl can alıcı noktaya da gelelim:

                                                       Kulislerde dolaşan haberler, ard arda gelen gelişmeler ve Amerika’nın son günlerdeki tutumu, Başbakan Erdoğan’ın bu ülkede “ipinin çekildiği” şeklinde yorumlanıyor. Bazı medya kuruluşlarında çıkan haber ve yorumlarda da buna dikkat çekiliyor ve “Başbakan Erdoğan, itibar kaybediyor. Birçok noktada ABD ile çatışma noktasına gelmesi ve sağduyulu hareket etmemesi Erdoğan’ı gözden düşürdü” ifadeleri kullanılıyor.

                                                      Özellikle Beyaz Saray’da Başkan Obama’nın siyasi danışmanlarınca Erdoğan ile ilgili hazırlanan bir raporun ilgili birimlere dağıtılması ve görüş istenmesi de bu çerçevede değerlendirildiğinde işin ciddiyeti ve boyutu daha da önemsenmelidir.

e.mail: [email protected]