Sonunda doğru yolu buldular…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

 

Suriye’deki iç çatışmaların sona ermesi, Suriye halkının kendisini yönetecekleri seçmesi için bu ülkede ortamın sağlanması, her şeyden önce bizi ilgilendiriyor. Bu nedenle, ilk yapılması gereken tarafların ateşkes sağlamasının önünü açmaktır. Cenevre-2 toplantısına da tarafların katılması ve ortak bir çözüm yolunun bulunması aynı zamanda bölgeye de barış ve istikrar getirecektir. Biz, bunu baştan bu yana savunuyoruz.

Geçenlerde Rusya’ya giden ve Petersburg’da Rusya Devlet Başkanı ile bir araya gelen Başbakan Erdoğan’ın, ortak basın toplantısında tarafları ateşkese çağırması ve Suriye halkının kendisini yönetecekleri seçmesini istemesi, bu yolda atılmış olumlu bir adımdır. Bu açıklama, aynı zamanda Türkiye’nin de Suriye politikasında doğruyu görmesi açısından olumludur.

                                                       ARTIK “ATEŞKES” İSTENİYOR

Burada yapılması gereken, Türkiye’nin iddia edildiği gibi, Suriye’de Esad’a karşı savaşan ithal ve tehlikeli gruplara olan desteğini ve silah sevkiyatını kesmesi olacaktır. Eğer, gerçek anlamda Suriye’de barış isteniliyorsa bu adım mutlaka atılmalıdır. Suriye halkının sandık başına gitmesi, hür iradesini sandığa yansıtması için öncelikle iç barışın önemli olduğunu belirtmeliyiz.

Bilindiği gibi Türkiye, daha önce Rusya ve İran’ı karşısına alma pahasında Suriye oyununu sahnelemişti. Bu oyunda Esad karşıtlarının desteklenmesi, eğitimi ve silahlandırılması vardı. Bir de Suriye’ye uluslar arası müdahale için Ankara’nın nasıl çaba gösterdiğini de biliyoruz. İşte, bu oyun tutmadı, Suriye politikaları da iflas etti ve Türkiye bu konuda tek başına kaldı.

                                                           Geçenlerde Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran’a giderek İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile bir araya geldi. İki Bakan, Suriye konusu masaya yatırdı. Ortak açıklamada da “Cenevre-2 sürecinin başarılı olması için taraflar arasında ateşkesin sağlanmasını istiyoruz” dediler. İki Bakan, Suriye’de halkın kendisini yönetecek olanları seçmelerine de fırsat verilmesi konusunda işbirliği yapacaklarını vurguladılar.

BİZİMKİLERDEN “U” DÖNÜŞÜ

Rusya’da Başbakan Erdoğan, İran’da Dışişleri Davutoğlu, yaptıkları bu açıklamalarla Suriye konusunda sonunda doğru adımı atmaya başladıklarını gösteriyorlar. Bizce geç kalınmış olsa da doğrusu budur. Çünkü Amerika ve Batı Suriye’de barışta kararlı görülüyorlar, savaş ve askeri müdahaleye sıcak bakmıyorlar.

                                                         Suriye’de şu gerçek görülmelidir:

                                                             Amerika ve Rusya’nın istemediği, uygun görmediği ve onaylamadığı atılan veya atılmak istenilen her adım havada kalır. 2,5 yıldan bu yana komşumuzda iç çatışmalar sürüyor. Bu süre içinde Türkiye’nin attığı hangi adım hedefini buldu? Kaldı ki, attığımız bu adımlar hedefini bulmadığı gibi, başımıza 600 bin sığınmacı, PKK’nın Suriye kolu PYD, destek verdiğimiz iddia edilen El Kaide ile de düşman haline geldik, başımıza yeni sorunlar aldık. Suriye çıkmazında tek başımıza kaldık, boğazımıza kadar da batağa girdik. Ekonomik açıdan da zorlandığımızı söylemeliyiz.

                                                AMERİKA VE RUSYA İSTEMEZSE

                                                Konu ile ilgili bir çarpıcı not daha:

                                                   Eylül ayında Suriye’de geçici kabineyi oluşturan Suriye muhalefetinin Başbakanı Tumeh, oluşturduğu kabinesi için Suriye Muhalife ve Devrim Güçleri Konseyi’nden de onay almıştı. Ancak, bu girişime Amerika ve Rusya şiddetle karşı çıkıyor. Gaziantep’i de üs seçen Tumeh ve ekibi herhangi olumlu bir adımı atabiliyor mu? Dış güçlerin bu bölgede oldu-bittilere izin vermeyeceğine de bu olayı çarpıcı bir örnek olarak göstermek istiyoruz.

                                                  Dikkat edilecek olursa, Amerika’nın ve Rusya’nın şiddetle karşı olduğu birçok konuda Türkiye de adım atmıştır. Atılan her adımın sonu hüsranla bitmiş, kaybeden hep Türkiye olmuştur. Açıkça sorgulayalım, Suriye’de bugüne kadar uygulanan politikalarda Türkiye ne kazanmıştır, ne elde edilmiştir? Bu politikalar bizi hem yalnız bırakmış, hem yıpratmış, hem de her yönden zarar vermiştir.

O nedenle, sonunda doğruları görmüş olmamız ve Suriye’deki iç çatışmaların sona ermesi konusunda “ateşkes” çağrısında dış dünya ile buluşmamız olumlu bir adımdır. Temennimiz, bu adımlardan geri dönüş yapılmaması, doğru politikalarla Türkiye’nin en kısa zamanda düze çıkmasının sağlanmasıdır.

e.mail: [email protected]