Dünya olup bitenlere neden sessiz?..

NECDET BULUZ - world dunya harita politika

 

NECDET BULUZ

 

Bugün, Ortadoğu’da iki çıbanbaşı var. Bunlardan biri 2,5 yıldır Suriye’deki iç çatışmalar, diğeri ise Mısır’daki askeri darbe ve darbenin getirdiği katliamlar. Bir yandan Suriye’de oluk gibi kan akıyor, kimyasal gaz kullanılıyor, öte taraftan Mısır her gün yeni bir katliam haberi ile sarsılıyor. Bütün bunlara dünya sessiz kalıyor. Özellikle Ortadoğu’da her olaya koşan Amerika, AB ülkeleri Suriye ve Mısır’da yaşananlar karşısında duymayan, görmeyen ve söylemeyenler sınıfında yer alıyor.

Dünyanın bütün bu olup bitenler karşısında sessiz kalmasının hiç kuşkusuz nedenleri vardır. Bunun iki önemli nedeninin olabileceği görüşündeyiz:

AŞIRI İSLAMCILAR İSTENİLMİYOR

1.- Müslüman ülkelerindeki karışıklık, Müslümanların birbirini kırması Amerika’nın da, İsrail’in de Batı’nın da işine geliyor. Tek kurşun atmadan, tek bir insan kaybı vermeden böylesine karışıklıklar ekonomik ve siyasi bakımdan adı geçen ülkelerin çıkarına işliyor.

2.- Suriye’de Esad’a karşı savaş veren Özgür Suriye Ordusu çatısı altındaki Nusra ve diğer gruplar aşırı İslamcılardan oluşuyor. Suriye’de Esad sonrası bu grupların iş başına gelmesini Amerika, İsrail ve Batı istemiyor. Bugün, Mısır’daki darbenin arkasında olan ve Müslüman Kardeşler (İhvan)’ı iş başından uzaklaştıranlar da bu dış güçler olmuştur.

                                                           Bu işin özeti şu:

                                                               Aşırı İslamcı gruplar, terör üretiyor, terörist yetiştiriyor. Bunlar da Amerika, İsrail ve Batı için tehlikeli oluyor. Bu gruplar ve bunlardan oluşanların herhangi bir ülkeyi yönetmesine bu nedenle izin verilmiyor. Dış güçler bunu böyle istiyor. Kaldı ki, aşırı İslamcılara Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikler, Kuveyt gibi petrol ve para babası Arap ülkeleri de şiddetle karşı çıkıyorlar.

                                                        DIŞ GÜÇLERİN TUTUMU

                                                            Suriye’de Esad’ın kimyasal gaz kullandığı iddialarına karşı Amerika’nın “ Suriye’de kimyasal gaz kullanıldı diyemeyiz” şeklinde yanıt vermesi bu açıdan önemlidir. Yine Mısır’da askeri darbecilerin katliamları karşısında Amerika’nın “katliam” dememesi de aynı ölçüde önemlidir. Süper gücün bu tutumu eleştirilmez mi, hiç kuşkusuz eleştirilir. Ancak, ABD’nin çıkarları bunu böyle gerektiriyorsa, böyle adım atılıyor. Aynı şekilde Batı ülkelerinin de Amerika’yı takip ettiklerine dikkatlerinizi çekelim.

                                                  Diğer Araplar, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar. Daha düne kadar kol kola olduğumuz Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, bir anda Türkiye ile ters düşmediler mi? Suudiler, yaptıkları açıklamalarda “Hiç kimse Mısır’daki askeri yönetime destek olmasa bile biz sonuna kadar bu yönetimin yanında olacağız. Petrol ve paramız var, her türlü yardımı yapacağız” demediler mi? Sisi yönetimine para aktarmıyorlar mı? Demek ki, bu Arap milletine de inanmayacaksınız. Çıkarları ön plana geldiğinde arkadan vurabiliyorlar. Tarihte bunun somut örneklerini de gördük.

                                                    Müslüman ülkelerin birbiri ile savaşmaları, iç karışıklıklar, vahşice katliamlar, kimyasal gaz kullanımı Amerika’nın da, İsrail’in de Batı’nın da umurlarında bile değil. “Bırakın yesinler birbirini” diyerek koltuklarına kurulup, olup bitenleri sadece seyrediyorlar. Çıkarlarına ters bir şey olduğunda müdahale gündeme geliyor. Hatta Ortadoğu’da Müslümanlar arasında mezhep çatışmalarının çıkmasını ve alevlenmesini bile destekliyorlar. Bu gerçekleri görmeden, olayları analiz etmek doğru değildir.

TÜRKİYE ORTADA KALDI

Burada kendimiz için de bir eleştiri yapabiliriz. Başbakan ve kadrosu, aşırı İslamcı gruplara verdikleri destek ile komşuları ile de, müttefikleri ve Arap ülkeleri ile de ters düşmüş durumdalar. Hala dış güçlerin “Terörist” gözü ile ile gördükleri bu grupların arkasında durmak bize ne kazandırır, ne kaybettirir bunların da tek tek hesabını yapmamız gerekiyor.

                                                    Nusra ve etrafındaki grupların masum olduğunu söyleyebilir miyiz? Suriye’de çok daha vahşete ve infazlara imza atıyorlar. Mısır’daki Müslüman Kardeşler’i masum görebilir miyiz? Geçmişte yaptıkları eylemlerle özellikle Batılı turistleri hedef almışlar, toplu katliamlar yapmışlardı. Özetle, bu grupların sicillerinin temiz olduğunu söyleyemeyiz.

                                                       Suriye’de Esat’a karşı savaşan el Nusra militanlarının etrafındaki grupları destekleyen Türkiye’dir. Mısır’da Müslüman Kardeşler (İhvan)’ın arkasında duran tek ülke yine Türkiye’dir. Bu gruplara da dış güçler tamamen karşı olduğuna göre şimdi bu ülkelerdeki bütün olup bitenlere adı geçen ülkelerin neden bu kadar sessiz kaldığı daha net ortaya çıkmış olmaktadır.  

e.mail: [email protected]