Kendi elimizle düşman çoğaltıyoruz…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

 

AKP Hükümeti’nin son derece hatalı Suriye politikaları, gelişen olayların detaylarına inildiğinde, kendi elimizle düşman edindiğimiz gerçeğini gösteriyor. Esad’ı devirmek için kolları sıvayan Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Esad’ı deviremedikleri gibi, bir de Suriye’de PKK’nın devamı PYD’nin güçlenerek ortaya çıkmasını sağlamıştır. İşin bununla da kalmayacağı görülüyor. Çünkü yine AKP Hükümeti’nin desteğindeki El Nusra cephesi, şimdi Esad’ı bir kenara bırakıp, PTD ile kıyasıya mücadeleye başlamıştır.

Şimdi denilecek ki “Burada garipsenecek ne var?” Çok şey var. Türkiye’nin desteğindeki Nusra cephesi, çeşitli aşırı İslami gruplarından oluşuyor. Bu gruplar, Esad’dan daha acımasız ve dünya listelerinde “terörist” olarak geçiyor. Nusra Cephesi komutanları “PKK’nın kökünü kurutacağız” diyorlar. Bu durumda Türkiye Nusra’yı desteklediğine göre bir yerde PYD ile Türkiye Suriye topraklarında çatışıyor demektir.

                                                     TÜRKİYE ZORDA KALABİLİR

Zaten konu ile ilgili olarak PKK’nın siyasi uzantısı BDP Eş Başkanı Selahhatin Demirtaş yaptığı açıklamada, bugünkü AKP Hükümeti’nin Suriye politikalarını eleştirip “Güney Suriye’deki Nusra ile PYD arasındaki çatışmaları Türkiye ateşliyor” demiştir. El Nusra içindeki el Kaide’nin Suriye’deki Kürt katliamlarının Türkiye destekli olduğunun bütün çıplaklığı ile ortaya çıkması hiç kuşkusuz Türkiye için yeni düşmanların varlığını da ortaya koyacaktır.

Kaldı ki, Suriye’deki olayların sona ermesinden sonra burada Esad’a karşı savaşan aşırı İslami grupların da Türkiye’de tehlikeli sayılabilecek eylemlere başlayabileceği de unutulmamalıdır. Belki de dış güçler, bu grupları amaçları doğrultusunda Türkiye için kullanabileceklerdir.

Geçenlerde yazdığımız bir yazıda Kürt-Arap savaşının sınırımıza dayandığından söz etmiştik. Bu savaş, öyle görünüyor ki daha da yayılacak ve bizi de derinden etkileyecektir.

                                                     “BARIŞ SÜRECİ” YERLERDE SÜRÜNÜYOR

                                                         Hükümetin PKK ile başlattığı “Barış süreci” Suriye’deki gelişmelerle önemli ölçüde yara alacak ve başarıya da ulaşamayabilecektir. Bunun ayak sesleri de şimdiden duyuluyor.

Serekaniye’de (Resulayn) ,el Kaide militanlarının saldırılarına karşı kendilerini koruyan Kürt halkı, bu çetelere Türkiye üzerinden silah, erzak ve diğer çeşitli yardımların ve desteğin yapıldığını söylüyor. Şimdi, burada asıl sorun, el Kaide militanlarının sadece Suriye’deki Kürtleri değil, sınırın Türkiye tarafındaki Ceylanpınar ve çevresindekileri de tehdit etmeleri ve sindirmeye çalışmalarıdır. Türkiye’de konaklamaları sağlanman, eğitimleri verilen, sınırdan çift taraflı geçiş yapmaları sağlanan, silahla donatılan bu grupların gelecekte Türkiye için de tehlikeli olabilecek adımları atabilecekleri hesaplanmalıdır. Bizce bu tehlikeli oyunlar, Türkiye’ye daha çok düşman kazandıracak adımlardır.

                                                         Kürt gruplar açıkça, kendilerine saldıran güçlerin lojistik desteğinin Türkiye tarafından verildiğini biliyorlar, bunu da açıklamaktan çekinmiyorlar. Türkiye ise şimdiye kadar bu suçlamalara yanıt vermedi. Hatta Kürt gruplarca yapılan açıklamalarda “el Kaide militanlarının attıkları top mermileri ve silahlarla Ceylanpınar’daki halk sokaklara bile çıkamıyor. Bu mermilerden ölenler bile oldu” deniliyor.

DÜŞMAN YARATIYORUZ

Şimdi bütün bu gelişmeleri alt alta             koyup değerlendirdiğimizde “Kendi elimizle düşman yaratıyoruz” demek doğru olur mu olmaz mı? Sonu belli olmayan bir yola çıkmışız, gelecekte neler olacak bunu kestiremiyoruz. Aslına bakılacak olursa Esad yanlıları, Nusra Cephesi ve PYD arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Bu grupların ne yapacağı, nerede duracağı bilinmiyor. Ancak, nereden bakarsak bakalım, hemen hepsi de bizi “düşman” gözü ile görüyor. Yapılan her şeyden Türkiye’yi suçluyorlar.

                                                         Yazımızın başında “Bu savaş daha da yayılacak” demiştik. Çünkü PYD’nin zor durumda kalması, diğer Kürt grupları harekete geçirdi. Şimdi, İrak’daki PKK (PJAK), Türkiye’deki PKK ve Kuzey Irak’taki Kürdistan Yurtsever Birliği PYD’nin yanında savaşmak için Suriye’ye gidiyor. Rojava, yakında kan gölüne dönüşebilir.

Bu gelişmelerden Hatay, Şanlıurfa ve çevresindeki bölgelerde yaşayanların rahatsızlıkları da büyüyor. Bu iş, eğer çığırından çıkar, etrafa sıçrarsa Türkiye’nin bu bölgeleri de karışabilir, bundan endişe ettiğimizi vurgulayalım.

e.mail: [email protected]