Site icon Turkish Forum

Süleyman Demirel’in anlattığı fıkralar

İŞİN KOLAYI
Çocuk pek cılız doğmuş, bir türlü hastalıktan kurtulamamış. Anası, çocuğunu alıp doktora götürmüş. Doktor çocuğa göz ucuyla baktıktan sonra anasına dönüp "Soyununuz!"demiş.
Çocuğun anası "Hasta olan ben değilim." deyince doktor da şöyle cevap vermiş. "Bu çocuk adam olmaz, sen soyun da yenisini yapalım, daha kolay olur."</p>
*****
<p>YAKTIN BENİ
Adamın biri kendine çok güçlü bir büyü yaptırmak istemiş. Tutmuş ülkenin en ünlü büyücüsüne gidip durumunu anlatmış. Ünlü büyücü büyüyü yaptıktan sonra adama şöyle demiş: "Bu büyüyü ay ışığında havaya doğru salla, yalnız sallarken sakın aklına dişi tilkinin kuyruğunu getirme."
Adam da bunun üzerine "Yaktın beni büyücü!" demiş. "Şimdi artık aklımdan hiç çıkmaz ki dişi tilkinin kuyruğu!"</p>
*****
<p>SAĞIR DOSTUN ZİYARETİ
Kulakları duymayan bir adam, hastanede yatan bir arkadaşını ziyaret etmek istemiş. Düşünmüş, ben ne sorarım, o ne cevap verir... Klasik cevaplara göre konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış. "Nasılsın?" derim, o da "İyiyim." der. Ben de "Oh oh, ne güzel!" der, devam ederim.
Adam hastaneye gidip arkadaşının başucuna varmış.
"Nasılsın, iyi misin?"
"Ölüyorum."
"Oh oh, ne iyi! Ne ilaç veriyorlar?"
"Zehir."
"O ilaç çok iyidir. Doktorun kim?"
"Azrail."
"Ondan iyi doktor yoktur."</p>
*****
<p>BERDUŞTAN PADİŞAH OLURSA...
Bir gün iki berduş kasaba meydanındaki pazarlarda aval aval dolaşıyormuş. Bakmışlar bir kalabalık, durmuşlar. Bir güvercin uçup gitmiş, berduşlardan birinin omzuna konuvermiş. Herkes toplanmış, berduşa "Sen padişahımız olacaksın!" demişler. Berduş kabul etmemiş, ısrarla hayır demiş. Daha sonra güvercin havada birkaç tur atıp tekrar aynı berduşun omzuna konunca, ısrarlara dayanamayıp padişah olmuş. Arkadaşı olan berduşu da başbakan yapmış. Sonra başlamış zulme, boyun vurmaya, vergi salmaya.
Arkadaşı "Yapma, etme, halk kızacak." demiş.
Berduş padişahın cevabı ise şöyle olmuş: "Güvercin uçurup padişah seçen halka böylesi az bile!"</p>
*****
<p>BUNU BEN UYDURMADIM
Mısır'ın eski diktatörü Cemal Abdülnasır için halk arasında bir sürü öykü anlatılırmış. Abdülnasır'ın canını sıkacak nüktelermiş bunlar.
Abdülnasır, bunları kim uyduruyorsa bulun o adamı bana, diye buyurmuş. Adamları bu emir üzerine hemen adamı bulup getirmiş. Abdülnasır sormuş:
"Hakkımdaki falanca öyküyü sen mi uydurdun?"
Adamcağız boynunu büküp yanıtlamış: "Evet efendim, ben uydurdum."
Abdülnasır bir daha kükremiş:
"Ya falanca öykü? Onu da mı sen uydurdun?"
"Evet efendim, ben uydurdum."
"Peki feşmekan öykü?"
"O da benim uydurmamdır efendimiz."
Abdülnasır küplere binmiş:
"Be hey densiz adam! Bilmez misin ki benim iktidarım referandum ile kabul edilmiştir. Ben halkın yüzde 94.5 oyunu alarak ülkemi yönetiyorum."
Adamcağız başını öne eğerek cevaplamış: "Efendimiz, bakın işte bunu uyduran ben değilim."</p>
<p>(Fıkralar Demirel'den Siyasi Fıkralar adlı kitaptan alınmıştır, Türker Sanal, Ocak 1991) - sddefault1

İŞİN KOLAYI
Çocuk pek cılız doğmuş, bir türlü hastalıktan kurtulamamış. Anası, çocuğunu alıp doktora götürmüş. Doktor çocuğa göz ucuyla baktıktan sonra anasına dönüp “Soyununuz!”demiş.
Çocuğun anası “Hasta olan ben değilim.” deyince doktor da şöyle cevap vermiş. “Bu çocuk adam olmaz, sen soyun da yenisini yapalım, daha kolay olur.”
*****

YAKTIN BENİ
Adamın biri kendine çok güçlü bir büyü yaptırmak istemiş. Tutmuş ülkenin en ünlü büyücüsüne gidip durumunu anlatmış. Ünlü büyücü büyüyü yaptıktan sonra adama şöyle demiş: “Bu büyüyü ay ışığında havaya doğru salla, yalnız sallarken sakın aklına dişi tilkinin kuyruğunu getirme.”
Adam da bunun üzerine “Yaktın beni büyücü!” demiş. “Şimdi artık aklımdan hiç çıkmaz ki dişi tilkinin kuyruğu!”

*****

SAĞIR DOSTUN ZİYARETİ
Kulakları duymayan bir adam, hastanede yatan bir arkadaşını ziyaret etmek istemiş. Düşünmüş, ben ne sorarım, o ne cevap verir… Klasik cevaplara göre konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış. “Nasılsın?” derim, o da “İyiyim.” der. Ben de “Oh oh, ne güzel!” der, devam ederim.
Adam hastaneye gidip arkadaşının başucuna varmış.
“Nasılsın, iyi misin?”
“Ölüyorum.”
“Oh oh, ne iyi! Ne ilaç veriyorlar?”
“Zehir.”
“O ilaç çok iyidir. Doktorun kim?”
“Azrail.”
“Ondan iyi doktor yoktur.”

*****

BERDUŞTAN PADİŞAH OLURSA…
Bir gün iki berduş kasaba meydanındaki pazarlarda aval aval dolaşıyormuş. Bakmışlar bir kalabalık, durmuşlar. Bir güvercin uçup gitmiş, berduşlardan birinin omzuna konuvermiş. Herkes toplanmış, berduşa “Sen padişahımız olacaksın!” demişler. Berduş kabul etmemiş, ısrarla hayır demiş. Daha sonra güvercin havada birkaç tur atıp tekrar aynı berduşun omzuna konunca, ısrarlara dayanamayıp padişah olmuş. Arkadaşı olan berduşu da başbakan yapmış. Sonra başlamış zulme, boyun vurmaya, vergi salmaya.
Arkadaşı “Yapma, etme, halk kızacak.” demiş.
Berduş padişahın cevabı ise şöyle olmuş: “Güvercin uçurup padişah seçen halka böylesi az bile!”

*****

BUNU BEN UYDURMADIM
Mısır’ın eski diktatörü Cemal Abdülnasır için halk arasında bir sürü öykü anlatılırmış. Abdülnasır’ın canını sıkacak nüktelermiş bunlar.
Abdülnasır, bunları kim uyduruyorsa bulun o adamı bana, diye buyurmuş. Adamları bu emir üzerine hemen adamı bulup getirmiş. Abdülnasır sormuş:
“Hakkımdaki falanca öyküyü sen mi uydurdun?”
Adamcağız boynunu büküp yanıtlamış: “Evet efendim, ben uydurdum.”
Abdülnasır bir daha kükremiş:
“Ya falanca öykü? Onu da mı sen uydurdun?”
“Evet efendim, ben uydurdum.”
“Peki feşmekan öykü?”
“O da benim uydurmamdır efendimiz.”
Abdülnasır küplere binmiş:
“Be hey densiz adam! Bilmez misin ki benim iktidarım referandum ile kabul edilmiştir. Ben halkın yüzde 94.5 oyunu alarak ülkemi yönetiyorum.”
Adamcağız başını öne eğerek cevaplamış: “Efendimiz, bakın işte bunu uyduran ben değilim.”

(Fıkralar Demirel’den Siyasi Fıkralar adlı kitaptan alınmıştır, Türker Sanal, Ocak 1991)

Exit mobile version