Kandil “Biz daha güçlü hale geldik” havasında…

NECDET BULUZ - necdet buluz

 

NECDET BULUZ

 

                                                               Bugünkü AKP iktidarının PKK’ya silah bıraktırma amacı ile İmralı canisi Öcalan ile müzakere masasına oturması, PKK’yı adeta şımarttı. Nitekim terör örgütünün siyasi uzantıları düğün-bayram ediyor. Görüşmelerde alacakları edinimlerle sorunlarının çözüleceğine inanıyorlar. Meydanlara çıkıp, devlete meydan dahi okuyorlar. Kendileri ile müzakere masasına oturan AKP’yi bile artık savunuyorlar. “Biz daha güçlü konuma geldik” havasındalar.

                                                               Şu anda, hükümetin yol haritası nedir, terör örgütüne ve onun İmralı’daki liderine ne vaatlerde bulunmuştur bilemiyoruz. Bu konuda da açıklama yapılmıyor. BDP’lilerin Kandil’de Öcalan ile yaptıkları görüşmelerin basına sızan tutanaklarından az da olsa ne olup, ne bittiğini öğrenebildik. Eğer, Başbakan çıkıp ortaya, atılmakta olan adımların neler olduğunu söylerse biz de ne olup, bittiğini öğrenmiş olacağız. Gelişmeleri de birinci ağızdan duyacağız.

                                                              PKK’YI AKP İKTİDARI GÜÇLENDİRDİ

                                                                Durum böyle olunca, sadece başka kanallardan yapılan açıklamalarla yetinmek durumunda kalıyoruz. PKK, son 10 yıllık AKP iktidarı döneminde neden bu kadar güçlendi, palazlandı ve Hükümet olanları müzakere masasına çekecek duruma geldi? Kısaca bu konulara değinelim.

                                                                Türkiye’nin yanlış dış politikalarının PKK’ya yaradığına daha önceki yazılarımızda değinmiştik. Komşularımızla olan sıfır sorundan bugün, komşularımızla sorunla hale geldik. Bu da PKK’nın daha da güçlenmesine yaradı. Nitekim geçenlerde Kuzey Irak’taki Kandil Kampı’na giden BDP milletvekilleri ile görüşen Murat Karayılan, yaptığı açıklamada  “ Türkiye’nin bölgedeki ilişkiler bozuldu, PKK güçlendi” mesajını vermiştir. PKK’nın neden bu kadar güçlü konuma geldiğini Karayılan bakın nasıl anlatıyor:

                                                                 “ Türkiye’nin Suriye, İran ve Irak ile bozulan ilişkileri sayesinde PKK rahat bir nefes almış ve güçlenmiştir. Kürdistan üzerinde egemen olan devletlerarasındaki ittifaklar da bozulmuştur. Biz, şimdi bu koşullara dayanarak daha güçlü bir mücadele zemini yakaladık. Bilindiği gibi Kürdistan dört parçadır. Dört parçayı egemenliğinde tutan devletler hemen her zaman kendi aralarında Kürtlerle ilişkin anlaşmışlardır. Belki bazen sorunları olsa da her zaman Kürtler konusunda ortak hareket etmişlerdir. Çoğu zaman bunu resmi anlaşmalarla da kayıt altına almışlardır. Türk Devleti Saddam ile istediği vakit sınırdan 20 kilometre içeriye girmesini sağlayan bir anlaşma yapmıştı. Yani Kürdistan’ı egemenliğinde tutan bir devletin her zaman ortak hareket ettiği tarihsel bir gerçekliktir. Hatta son 2003’ten 2011’e kadar Türkiye-İran-Suriye’nin bize karşı üçlü anti –Kürt ittifakı vardı. Bölgede Kürdistan üzerinde egemen olan devletlerin ittifakı da Kürtlerin manevra alanını çok daraltan ve özgürlük hareketini zorlayan bir faktördü.”

                                                              KANDİL, HÜKÜMETE GÜVENMİYOR

                                                                  Laf cambazlığı yapmanın, eğip bükmenin bir anlamı yok. Bugün, PKK’nın silahlı gücünü elinde bulunduranlar bile, kendilerine bu fırsatı, güçlenme alanını açanların bugünkü hükümetin uyguladığı politikalar sonucu doğduğunu açık biçimde itiraf ediyorlar. “Biz, içinde bulunduğumuz şu anda daha güçlü hale geldik” diyorlar. Zaten, Hükümet kanadı, İmralı canisi Öcalan’ı muhatap alarak ömür boyu hapis cezası almış bir katili bile güçlü hale getirmedi mi? Kaldı ki, anayasanın yapılandırılmasında bile Öcalan’ın söz sahibi olması yenilir yutulur gibi değildir.

                                                              Başbakan şimdi, PKK’ya sesleniyor, silahları gömüp, bulundukları yerleri terk etmelerini istiyor? Kendilerini daha güçlü halde bulduklarını söyleyenlerin bunu yapması mümkün olabilir mi? Zaten, Kandil’in süreç boyunca silahlı gücünü koruyacağına dair mesajlar da geliyor. Bunun anlamı” Size güvenmiyoruz. İsteklerimizin yerine gelmesini bekliyoruz” demektir.

                                                             SİLAHLI GÜÇ PKK’NIN KOZU

                                                              PKK, bugünkü konumunu silahlı gücü ile sağlamıştır. Bu gücün de elinden alınmasını istemiyor. Aslına bakılacak olursa, Suriye politikalarımızın iflas etmesi de PKK’nın Suriye’deki silahlı gücünü de güçlendirmiştir. PKK’nın Suriye kolu PYD Kuzey Suriye’de hâkimiyetini pekiştirmektedir. Kaldı ki, PKK’yı Türkiye’ye karşı desteklemiş olan ülkelerin varlığını da hesap etmek durumundayız. Süreçte öyle kolay biçimde yol alınmasını bu nedenle kolay göremiyoruz.

                                                              Burada yapılması istenilen, Hükümetin yol haritasını açıklaması, müzakerelerde verdiği vaatlerin yerine getirilmesi olarak değerlendirilebilir. İmralı’da BDP milletvekilleri ile yapılan görüşmelerin tutanaklarında PKK’lıların neler istediği, neler beklediği açıkça görülüyor. Başbakan da çıkıp “Bunların tamamı yalandır” demediğine göre bu müzakerelerin sonu nereye dayanacak, bunu gerçekten biz de merak etmeye başladık.

e.mail: [email protected]

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir