MERKEL NEDEN GELİYOR

24.2.2013 - merkel

Almanya Şansölyesi Angela Merkel iki ülkede Alman-Türk üniversitelerinin kurulması görüşmelerinde bulunmak üzere Türkiye’ye geliyor.
İki günlük ziyareti öncesi halka sesleniş programında Ankara ile AB üyeliği konusunda görüşmelere davam edilmesi yönünde desteğini, Suriye sorununu görüşeceğini açıklamıştır.
Ankara görüşme masasında Başbakan Erdoğan’ın Almanya’yı terörle mücadeleye yeterli destek vermediği suçlamasının da olacağını bekliyor.

*
Yine de asıl görüşme başlıklarının farklı olacağı biliniyor.
Merkel’i kısa süre sonra takip edecek Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın da Türkiye’ye gelecek olması, ziyaretlerin AB üyeliğine sıcak bakmayan Almanya ve Fransa’nın yeni Türkiye değerlendirmeleriyle bağlantılı olduğunu düşündürüyor.

*
ABD’nin on yıllardır planladığı Ortadoğu’da olanlar Rusya ile arasında pek çok soruna, İsrail’in bölgedeki geleneksel güvenlik ortaklarından izolasyonuna, İran’ın nükleer programında gelişmesine ve Suriye’den gelişen İsrail’i merkezde tutan Sünni-Şii eksenini oluşturan ülkelerde ve karşıtlıkta dehşet bir gerilime neden olmuştur.
Dönüştürülmek istenen Arap İslam ülke ekonomilerinin Batı’ya entegrasyonu henüz sağlanamamış -aksine, tüm bu ülkeler batının himmetine muhtaç düşmüştür.

*
Bu süreçte Başbakan Erdoğan iktidarı gerek siyasi vizyonu, gerek bu doğrultuda ABD ile stratejik yakınlaşmasının sonucu çevresi Ortadoğu’da,Balkanlar, Rusya,Güney Kafkasya’da sorunlara yönelik koyduğu açılım stratejisiyle kamu diplomasisi uygulamaları ve karşılıklı ekonomik bağımlılıkta işbirliği odaklı yeni dış politika stratejisini kurumsallaştırmıştır.
Karşılığında Amerikan toplumundaki değişimin yansıması hali olan evrensel tek bir pazarın oluşturulmasına destek veren müttefik Avrupa Birliği de Türkiye’nin yeni dış politika vizyonunu yüreklendirmiş -işte, evrensel tek bir pazarda Ortadoğu’lu Türkiye konseptinde karşılıklı sudan bahanelerle AB’ye üyelik hevesi soğutulmuştur.
Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi haline gelirken pek çok kalıcı sorunla da kuşatılmıştır.

*
Çünkü ABD’nin Türkiye ile stratejik yakınlaşması Ortadoğu sorunlarının inişli-çıkışlı gelişmesi paralelini izliyor.
Mesela İran’ı İsrail’i vurmaktan caydırmak üzere Türkiye’ye füze radar sistemi ve koruyucusu Patriot füzeleri yerleştirirken kurulan sıcak yakınlık,
Türkiye’nin enerji bağımlılığı nedeniyle İran’a uygulanan yaptırımlardan eksik kalışı,
Şimdilerde de,Türkiye’nin Suriye sorununa hızlı çözüm talepleriyle ABD’nin Suriye’ye açık bir müdahaleyi Birleşmiş Milletler kararı olmaksızın istememesi,sorunu çatışan grupların kendilerinin çözmesi düşüncesinin örtüşmemesi yüzünden soğuyor.

*
Çünkü Başkan Obama’nın yeni döneminde ABD dış politika önceliğini Asya-Pasifik alıyor.
Bu çerçevede İran’ın nükleer programının durdurulması ve Suriye iç savaşı merkezli Ortadoğu sorunlarının debdebesine rağmen Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ın zengin enerji kaynaklarının da Batı ekonomisine entegre edilmesi gerekiyor!
ABD ile Türkiye’nin stratejik yakınlaşması inişli-çıkışlı bir seyir izleye-dursun; Irak Kürdistanı ve Suriye Kürdistanı giderek önem kazanıyor.
Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Irak merkezi hükümetinin gücünü geçiremediği ABD’nin gözdesi haline geliyor!

*
Zengin petrol kaynaklarının bulunduğu Kuzey Irak’ta Barzani’nin Kürdistan’ı neredeyse kurduğu kabul edilmektedir.
Ne ki Kürdistan, Gülen cemaatinin ekonomik ve idari örgütlenmesi ile Türkiye’nin ekonomik desteğine bağımlıdır.
Kürdistan potansiyelini göstermek üzere -mesela, 2012’de Türkiye’nin Almanya’ya ihracaatı 13 milyar dolardır, Irak Kürdistanı’na 11 milyar dolar ihracaat yapıldığını belirtmek yetiyor.
Almanya ya da başka bir ülkenin Kürdistan’ın muhteşem enerji kaynaklarından ve gelişmesinden pay alması için Türkiye’ye örgütselleştirilmiş bağımlılığının Türkiye’den aşılması gerekiyor…

*
Türkiye NATO üyesidir,ABD’nin yoğun dış politika gündeminde Ortadoğu’da teminatıdır -fakat, ABD ile Türkiye’nin stratejik yakınlaşması Ortadoğu sorunlarının gelişmesi paralelinde inişli-çıkışlı bir seyir izleyince;
Birincisi, Almanya, Fransa gibi müttefiklerin Türkiye’nin güvenini tazelemede yardımcı olması,
İkincisi, Türkiye’nin güveni sağlanırken Almanya’nın Irak Kürdistanı, Fransa’nın Suriye Kürdistan’ı pazarlarına girmeleri için Türkiye siyasetinden vize almaları gerekiyor.

*
Şansölye Angela Merkel -işbu, hedefle -fakat, Türkiye’yi yeniden yıllarca avundurmaya yönelik yeni AB üyelik süreci ve terörle mücadelede ortaklık önerileriyle geliyor.
Başbakan Erdoğan “Silahını bırak-Türkiye’den çık” sloganıyla başlattığı İmralı süreciyle terörle mücadeleyi sonlandırmayı, İslam Birliği vizyonunu gerçekleştirmek üzere Kürt toplumu içinde marjinal siyasi konseptte olan PKK hareketini tasfiye etmek ve İslam Birliği adına Batı ile ortak Kuzey Irak-Kuzey Suriye petrollerini Doğu Akdeniz’e akıtmak üzere Kürt Koridoru teşkil etmenin görevindedir.
Sadece Mesud Barzani’nin önünde-sonunda bir Kürt birliği kurmak idealini değil Almanya’nın, Fransa’nin genişlemeci vizyonlarını nasıl değerlendirdiği bilinmiyor!

*
Çıkar savaşlarının bunca karmaşasında ABD ve müttefiklerine sırtını sıvazlatmak -sonra, o keyifle İslam Birliği hayaline yatmak, ne menem şeydir!

24.2.2013


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir