Paris’teki suikastın şifresi

PARİS  CİNAYETİNİN SİFRELERİ KONUSUNDA İLGİ CEKİCİ  İKİ  İLETİYİ İHTİYAT KAYDİ İLE  SUNUYORUM: - 11263003 10205539225173961 8197072380251809504 n

PARİS  CİNAYETİNİN SİFRELERİ KONUSUNDA İLGİ CEKİCİ  İKİ  İLETİYİ İHTİYAT KAYDİ İLE  SUNUYORUM:

15 OCAK  GECESİ  ARTE’ TV  DE İZLEDİGİM BİR  OTURUM KONUSUNDA  YARİN BİLGİ SUNACAGİM

P.T.

pulat tacar

            Ergün DİLER’in iki yazısı:

–          Kozmik Dosya Kayıp;

–          Paris’teki suikastın şifresi: 3.

Ergün DİLER’in yazdıkları gerçekten bir araştırma sonucu bulduğu bilgiler mi,  yoksa kafasından uydurduğu şeyler mi bilemiyorum. Kendisi TAKVİM  Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni.   

Selam ve sevgilerimle.

Kozmik Dosya Kayıp –

Ergün Diler

Tarih:14/01/2013

Nedir işin perde arkası?

Leyla Söylemez Brüksel’den Paris’e gitti.
Söylendiği gibi etkisiz biri değildi. Belçika istihbaratı adım adım izler ve korurdu!

Kimden, neyden?

Leyla Söylemez sadece KASIM ayı içinde Ortadoğu’dan iki ülkenin üst düzey istihbarat teşkilatlarıyla tam 6 kez bir araya geldi. Sakine Cansız’ın yanına gidişi de tesadüf değil. Cinayetlerin işlendiği gün saat 23:00’de toplantıları varmış.

Paris’in göbeğinde susturuculu silahla ile öldürülen 3 PKK’lı kadın manşetlerden inmiyor.

Herkes gördüğünü, duyduğunu yazıyor. Ancak cinayetleri işleyen kişi ya da kişiler hala sokakta! “Gizli servis işi mi?”, “PKK içi hesaplaşma mı?” kesinlik kazanmadı…

Lafayette Sokağı 147 no’lu binada yaşananlar sanırım bir süre daha ortaya çıkmayacak.

Paris’teki bütün Kürtler’i adım adım izleyen Fransız istihbaratı “açıklama” için uygun zamanı bekleyecek.

Fransız istihbaratı hazırlıklarını yaparken, ben de AVRUPA’da görev yapan önemli bir dostuma ulaştım. Müthiş bir bilgi ağı vardıdostumun…

Oradaki başkentlerde KUŞ uçsa haberi olurdu. Cumartesi günü kendisiyle irtibata geçtim.Yoğundu. “Gece yarısı dönebilirim” diye cevap verince oturup sorularımı hazırladım. PKK’lı üç kadın hakkında ilginç şeyler söyledi.

İşte o konuşma…

Merhaba… Nasılsınız?

Teşekkürler… Kendal Nezan’a dikkat çekmeniz müthiş… Değişik ve derin biri… Sizin de yazdığınız gibi Fransız istihbaratı ile iç içe…

Fransızlar’ın suikastlerden haberi var mı?

Olmaması mümkün değil. Bütün Kürtler kayıt altındadır. Öldürülen üç kadın yakından izleniyordu. Bilmemeleri imkansız.

Sakine Cansız çok önemli biri miydi?

Barış yanlısı bir isimdi. Ama nedense kimse diğer iki kadını konuşmuyor!

Fidan Doğan ve Leyla Söylemez tesadüfen oradaymış!

Yok öyle şey!

Nedir işin perde arkası?

Leyla Söylemez Brüksel’den Paris’e gitti.
Söylendiği gibi etkisiz biri değildi. Belçika istihbaratı adım adım izler ve korurdu!

Kimden, neyden?

Leyla Söylemez sadece KASIM ayı içinde Ortadoğu’dan iki ülkenin üst düzey istihbarat teşkilatlarıyla tam 6 kez bir araya geldi. Sakine Cansız’ın yanına gidişi de tesadüf değil. Cinayetlerin işlendiği gün saat 23:00’de toplantıları varmış.

Toplantıya örgütün önemli isimleri de gelecekmiş!

Leyla Söylemez büyük ihtimalle Paris’te de yalnız değildi o zaman?

Değildi. Paris’e geldiğinde Belçika istihbaratı otelini ayarladı. Ancak Lafayette 147’ye tek başına geldi. İlginç!

Bu isimleri bir araya getiren ne?

Sakine Cansız BARIŞ yanlısı olduğu kadar dürüst bir kişilik. Örgütte bazı yolsuzlukları tespit etmiş. Örgütte kendisine bu konuda destek veren başkalarıda mevcut. Tek değil anlayacağın…

Eee?

Bütün para trafiğini gösteren, PKK’ya destek veren isim ve şirketlerin yer aldığıKOZMİK bir dosya ortadan kaybolmuş! İlginçtir Fransızlar ve Belçikalılar bu dosyanın peşindeymiş! Büyük ihtimalle DOSYA suikastten sonra birilerinin eline geçti.

Okumaya devam et  İngiliz gazetesi bunu yayınına taşıdı

İş iyice karıştı!Kim neden PKK’nın dosyasını ele geçirmek istesin ki?

Konuyu biraz daha açıyım o zaman…

İyi olur!

PKK’nın Fransa’daki kasalarından NEDİM SEVEN, Kendal Nezan ve adamları tarafından ihbar edilip birkaç kez gözaltına alınıp bıraktırıldı. Nezan ve Rıza Altun ekibi kendisini sevmezdi. Seven, Öcalan’a yakın bir isimdi. Her yerde “BARIŞI” dile getirirdi.

Yükselmesi ve eğitim için Fransa’ya gönderildi. Ama sözünü ettiğin grubun hışmına uğradı…

İlginç olan şuydu ki; Nedim Seven “Kırmızı Bülten”le aranırken Fransızlar kendisine destek çıkıyordu. Oturum alıp, elini kolunu sallayıp dolaşıyordu. Seven, etkisiz hale getirilince PARA TRAFİĞİ o ekibin iyice kontrolü altına girdi…

Anladım ama bunun olayla ne ilgisi var?

Nedim Seven Fransa’daki PARA trafiğinde önemliydi. Ama ondan daha önemli isimler vardı.

Kim?

İsmini veremeyeceğim bir isim MİLANO’daydı!Kandil’e giden paralar bundan geçerdi. Kilit isimdi.

Heyecanla dinliyorum…

Sakine Cansız da muhtemelen izinsiz olarak bu isme yanaştı. Galiba fazlasıyla bilgi sahibi oldu.

Bilmemesi gereken çok şey öğrendi.

Yani?

Kim bilir; belki Sakine Cansız örgütün bütün PARA TRAFİĞİNİ belgeleyen dosyayı son iki ayda sık sık gittiği Milano’dan alıp geldi!

Peki Sakine Cansız neden Avrupa’daki bütün Kürt örgütlerine mektup gönderip toplantıistedi?

İşte benim de gelmek istediğim nokta bu!

Nokta mı?

Evet… Tam burada düşünelim… Sakine Cansız Öcalan’ın güvendiği bir isim. Barış istiyor. Ve ortadan kaldırılıyor…

Sakine Cansız ya örgüte destek yağdıran paravan isimlerin arkasındaki DEVLETLERİ ve yardım şartlarını ele geçirdiyse! Ve bunu bütün Kürtler’le paylaşmak istediyse!

Fransa zorda kalırdı!

Sadece Fransa mı! Birçok devlet adamı sokağa çıkamazdı Avrupa da! Kendi halklarına bile anlatamazlardı teröre verdikleri desteği…

Türk basınında “İran yaptı” iddiaları çok fazla yer alıyor. Ne dersiniz?

Humeyni nerede kaldı? Paris’te…
Teşkilatını nerede oluşturdu? Paris’te… Tahran’a nereden gelip indi? Paris’ten…
Eğer arkada İran varsa onun arkasında da Fransa vardır!
PKK, yedi kocalı Hürmüz’dür, biz birinden söz ediyoruz!

Peki bölge ülkeleri süreci bozmak istemezler mi?

İsterler elbet… Türkiye, Kürtler’i kucakladığında büyük devlet olur.
Tarihte bunu ne zaman yaptıysa büyümüştür! Avrupa yıllardır PKK ile Ankara’nın Kürtler’i kendine çekmesini engelliyor. Şehit cenazeleri kalkarken kimse çıkıp “BARIŞ İSTİYORUM” diyemez…

İlk kez bu kadar kararlı Ankara… Sonuna kadar gidilecek.
Avrupa bunu biliyor. Bu yüzden hem kendileri hem Kürt nüfus barındıran bölgedeki aktörler rahatsız… Korkunun ecele faydası yok! Türkiye büyüyecek…

Peki içeride bu süreci bozmak isteyen yok mu?

Olmaz mı?

Unutma hükümet bu konuda yalnız. Muhalefet tamamen karşısında. İşdünyasının mavi boncuk dağıttığına kanma!

Birileri hala hükümetten ve ülkenin gittiği istikametten dönmesinin tek yolunun PKK olduğunu düşünüyor.

Son sözünüz?

Son hatırlatma diyelim…

Şubat 2007’de Le Parisien gazetesi PKK tutuklamalarını haber yaparken

“Muhbir olarak kullanılan bu militanlar, ayda ortalama bir kere istihbarat servisi üyeleriyle bir araya geliyorlardı”

diye yazmıştı… Sanırım yeterli!

Paris’teki suikastın şifresi: 3

  • Ergün Diler
  • 15 Ocak 2013, Salı
Okumaya devam et  Terörü Anlamada Kolaycılık ve Büyük Kapışma

Birkaç gündür Paris’te gerçekleştirilen suikastlar üzerinde duruyorum. Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan başlarına sıkılan kurşunlarla hayatını kaybetti. Olay, Paris’in göbeğindeki Kürt Enformasyon Bürosu’nda meydana geldi.
Fransız istihbaratının 24 saat gözetim altında tuttuğu Lafayette 147 No’lu binaya hala kimin girip çıktığını öğrenmiş değiliz. Zaten Fransızlar’ın bunu açıklamaya da niyetleri yok.
Dün birkaç önemli dostumla uzun süre konuştuk. Neredeyse bütün günümü bu konuya ayırdım. Çünkü ne Fransız medyasında ne de Türk medyasında doyurucu bilgi ve yorum vardı. 3 PKK’lı kadına sıkılan kurşunlar TOTO’ya dönmüştü… Herkes birilerini hedef gösteriyordu. Anlayacağınız atış serbestti!
İşte bu atmosferde ulaştığım dostlarımdan çok ama çok önemli bilgiler aldım.
Hem de Fransız ve Türk medyasında yer almayan cinsten…
Önce Avrupa’da şehir şehir gezen önemli ve gizemli dostuma kulak verelim…
Ulaşılması çok kolay olmayan ve asla telefonla konuşmayan dostum, PKK’nın Avrupa’da attığı adımı bilir ve izlerdi. Gidemediği yerlerde görevi arkadaşları devralırdı.
Yıllardır oralardaydı…
Zamanının kısıtlı olduğunu bilirdim. Çok fazla soru sorma ve cevap alma şansım yoktu. Akıllıca davranıp bir soruda işi bitirmeliydim.
Dostumu karşımda görünce hazırlıksız olduğumu anladım. “Nereden başlamalıyım” diye düşünürken birden “Paris’te suikasta kurban giden 3 PKK’lı kadınla ilgili yazılmayan ne var?” diye soruverdim!
Soru hoşuma gitmişti…
Çerçevesi genişti…
Dostum doğrudan söze girdi…
“Her şeyi şu an söyleme şansım yok.
Birkaç gündür fazlasıyla yazıyorsun zaten.
Ama eksik bıraktığın kısımları tamamlamak istiyorum. Fidan Doğan ve Leyla Söylemez, Sakine Cansız’a göre daha genç insanlar. Doğan, Fransa doğumlu. DİPLOMAT kimliği ile bilinir. Kendal Nezan kadar olmasa da Fransız istihbaratının gözdesidir. O kadar ilgi görmüştür ki Fransa devleti kendisine KIRMIZI PASAPORT bile vermiştir.
Fransızlar’la ilişkisi olan sadece bunlar değildi. Ama bu iki ismin, yani Doğan ve Söylemez’in bilinmeyen başka özellikleri vardı. Bunlar da Sakine Cansız gibi Öcalan’a yakın olup BARIŞ istiyorlardı. Doğan, PKK üyesi olup MADRİD’e en fazla gidip gelen isimdi. İspanya’daki ayrılıkçı BASK örgütü ve ETA üyeleriyle sık sık bir araya gelirdi. Zamanında militan eğitimi almış da olsa BARIŞIN nasıl geleceğini araştırıyordu. Leyla Söylemez de Brüksel-
Paris-Madrid arasında çok gidip gelirdi. Bazen birlikte hareket ettikleri olurdu. Yani cinayet günü ikisi de tesadüfen orada bulunuyor değillerdi! Biri çağırmıştı! Söylemez, Fransız ve Belçika gizli servislerinin kuşatması altındaydı.
Zaten olay aydınlanırsa onun üzerinden aydınlanır…
Tabii Fransızlar isterse… Ama Devlet Başkanı Hollande’ın emriyle bütün bilgi akışı kapatılmış durumda…”
Bütün mercekler Sakine Cansız’ın üzerindeyken dostumun farklı bilgiler vererek konuyu açması son derece güzel…
Üç kadın, üç telefon, üç cinayet…
Şimdi gelin ikinci dostuma kulak verelim. Bu da öyle her yerde bulacağınız kalibrede biri değil…
Özel biridir yani…
Soruyu beğenmiş olacağım ki aynısını bu dostuma sordum… Cevabın ne olacağını bilmeden beklemeye başladım. Sanki bu soruyu bekliyormuş gibi konuşmaya başlayan dostum neler anlattı neler…
“Geçtiğimiz günlerde seni arayacaktım ama vaktim olmadı” diye söze girince hemen böldüm…

Okumaya devam et  İngiliz gazetesi bunu yayınına taşıdı

* Hayırdır?
Hayır, hayır… Çok önemli bir konuya değindin ama hayati önem taşıyan bir ayrıntıyı atladın…

* Meraktan çatlayacağım… Nedir o?
Erdoğan 2011’in Ağustos ayında Somali’ye giderek Afrika’nın doğu kapısını tuttu! O hamleden sonra doğudan gelen kimse içeri giremezdi… Sen bunu yazdın… Geçtiğimiz günlerde bu kez BATI kapısı olarak bilinen üç ülkeyi ziyaret etti. GABON, NİJER ve SENEGAL…

* Bunları da yazdım!
Evet, bunları yazdın… Ama önemli bir noktayı atladın…

* Neymiş?
Başbakan Erdoğan, Afrika’nın BATI kapısı olan 3 ülkeyi gezerken Paris’in göbeğinde 3 PKK’lı kadın ortadan kaldırıldı.

* Bunu biliyoruz!
Bilmediğin noktaya geleceğim. Konu kadınlarla ilgili…

* Çatladım inan!
Bu 3 kadının sırrını biliyor musun? Hiç kafa yordun mu?

* Bilsem yazardım. Tanırsın beni…
Bu kadınların tek sırrı “3”tü…

* ÜÇ mü?
Evet! Erdoğan, dolayısıyla Yeni Türkiye, sınırlarına sığmayacağını dünyaya ilan etti. Kürt meselesinin çözümü ve Öcalan’ın oynadığı rol bu nedenle çok önemli. Ankara Kürtler’i kucakladıktan sonra Ortadoğu’yu kendine çekecek.
İşte bu büyük rahatsızlık kaynağı… Sokaktaki insanın DOST ÜLKE olarak bildiği bütün devletler bu kucaklaşmanın önüne geçmek için çırpınıyor…

* Anladım, anladım ama “3”le ne ilgisi var?
Bu dost görünümlü ülkeler SOMALİ ziyaretinden sonra uykuya yattı. Daha doğrusu ikinci hamlenin gelmesi için beklemeye koyuldular. Merakla bekledikleri İKİNCİ hamle de gelince düğmeye bastılar…

* Nasıl yani?
Erdoğan, Türk devletinin ayak seslerini Gabon, Nijer ve Senegal’e götürünce bazı devletlerin ÖZEL OFİSLERİNDE sandalyeler havada uçuştu. Kırılmadık cam kalmadı. Öfkeden tabii… En fazla kendini kaybeden PARİS oldu… Ve bunu hemen göstermeye girişti!

* Neyle?
Erdoğan “Bundan böyle Afrika’da biz de varız” derken mesaj Paris’ten geldi… Fransız istihbaratı 3 PKK’lı kadını vurarak gözdağı verdi. Hem Ankara’ya, hem Öcalan’a…

* Kadınlar peki?
Kadınların sırrı “Üç”tü… Eğer Erdoğan son gezisinde ÜÇ ÜLKEYİ DEĞİLDE 5 ÜLKEYİ ZİYARET ETSEYDİ barış için çalışan 5 PKK’lı ÖLECEKTİ!

* Ne diyorsun!
Evet! Anlayacağın Avrupa-Türkiye savaşı başladı. Zaten vardı da şimdi su üstüne çıktı. Onlar hem Kürtler üzerinden hem Afrika’daki halklar üzerinden gelecekler. Zaten MALİ karıştı. MALİ’yi SOMALİ gibi yapmak için start verdiler bile… Afrika’nın kalbi olan ülkeyi Türkler’e, yani bize, bırakmak istemiyorlar… Dertleri DIŞ MÜDAHALE ile ülkenin bölünmesi. Eğer bu gerçekleşirse ALTIN, URANYUM , GAZ ve PETROL Fransızlar’a kalacak…
Bu nedenle bütün güçleriyle MALİ’yi karıştırmaya devam ediyorlar… Yıllarca unuttuğumuz bu Müslüman halkı hatırlamamız birilerini çok ürküttü…

* Ankara ne yapacak peki?
Mali’de de Paris’in göbeğinde de MÜSLÜMAN çok…
Fransızlar düşünsün… Korkuları büyük!

* Ne olacak peki? Öcalan terörü bitirip bölünmeyi önleyecek. Bunu görmek lazım. Kürt kapısı onların elinden alındıktan sonra mücadele AFRİKA’da olacak. Bilek güreşinin sonucu Avrupa’da hissedilecek… Sancı çekmeden BÜYÜK DEVLET olunmaz… Biz 30 yıldır acı çekiyoruz ama onlar hazırlıksız… Küllerimizden doğuyoruz… Bunu biliyorlar.

* Peki şu PKK’ya hangi ülkeler destek veriyor?
Bir açıkla da insanlar öğrensin!
Google’a girip bakılsın… Avrupa’da hangi ülkede Kürt nüfusu varsa bilinsin ki hepsi PKK’nın arkasında…
Verilen desteği anlatmanın en kolay yolu bu!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir