LEFKOŞA’NIN ORTA YERİ

<p>LEFKOŞA’NIN ORTA YERİ HÜSEYİN MÜMTAZ</p>
<p>Lefkoşa’nın orta yeri BÜYÜK HAN..
Aslında, asıl “orta yer dabellası” birkaç sokak ötede kalıyor ama Lefkoşa’nın kalbi, Büyük Han ve çevresinde atıyor.
Kasım sonu, hafta içi.. Ama sokaklar, dükkanlar dikkati çekecek kadar boş..
Son derece yoğun ve kocaman AB, ABD, UNDP ve USAİD levhaları arasına düşüyoruz. Selimiye Camii, Bedesten, Belediye Pazarı..
Arasta, Lokmacı Barikatı (Kapısı) sanki bir tür “Kurtarılmış Bölge”.
Oysa 60-63-67 “İ foni don Durkkon Gipriagon agoniston” (Cafer Mehmet’e Allah Rahmet Eylesin) döneminin en yoğun yaşandığı “eski” Lefkoşa burası.
Lefkoşa’daki ABD Büyükelçilik Sözcüsü, USAID “himayesinde” altı yıl boyunca devam eden ve 5 milyon dolar maliyeti olan Arabahmet Sokağı’ndaki Sourp (Aziz) Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi’nin restorasyon sonunda, Yakın Doğu Üniversitesi’ne 10 yıllığına Türkoloji Enstitüsü olarak kiralanmasına karşı çıkıyor.
Çünkü USAİD kilisenin, kilise olarak kullanılmasını istiyor.
Annan Planı döneminde kendi ceplerindeki, gözlerindeki AB-D ve BM pasaportlu kirli paraları, sistem ve proje mühendisleri merteğini göremeyenler şimdi devlet malının deniz olmadığını savunmaya soyunmuş.
Türkiye’de kaloriferler cayır cayır yanarken biz Büyük Han’da güneşten gölgeye kaçıp, açık havada kahve içiyoruz. O yollar söken, köprüler çökerten felaket yağmur üç gün sonra yağacak.
Karşı kapıdan iç bahçeye kalabalık bir turist grubu giriyor. Başlarındaki turist rehberi yüksek bir taşın üzerine çıkıp anlatmaya başlıyor.
Rehber Rum..
Rum rehberler Türk tarafına geçip “mesleklerini icra edebiliyor” ama Türk rehberler güneye geçemiyor.
Aynı durum taksi, tur otobüsü konusunda da yaşanıyor. Rum taksilere, tur otobüslerine kuzey serbest, Türklere güney yasak.
Fenerbahçe maç yapmak için ancak Yunanistan üzerinden güneye gidebiliyor, ama İstanbul’daki rövanş için Rum taraftarlar serbestçe Ercan’ı kullanıyor.
Ve güneydeki kara vicdanlı II. Hrisostomos, Kıbrıs Türklerini “hayırsızlar” olarak niteleyip, “Hayırsızlarla federasyon mu, ne münasebet?” diyebiliyor.
Rumlar KKTC için ‘’Sahte Devlet’’ diyor. KKTC'ye önce ‘’Dandik Cumhuriyet’’ diyen BDP ise şimdi de Diyarbakır milletvekili Altan Tan’ın ağzıyla, ‘’Kıbrıs, kumarhane ve fuhuş merkezi oldu, sahtekârlık yapan bütün bankaların merkezi oldu, onu da belirtmek lazım’’ diyor.
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş 15 Kasım dolayısı ile yaptığı açıklamada; "Yönetimsizliğin hüküm sürdüğü ülkemizde insanlarımızın giderek devletten soğutulmasına neden olan birçok sıkıntı yanında, törensel etkinliklerin yarattığı trafik karmaşası da artık halkımızın öfkesini üst düzeye çıkartmaya başlamıştır. Devletimizin 29. Kuruluş Yıldönümünü kutlama etkinlikleri çerçevesinde başlayan hazırlıkların provaları nedeniyle birçok insanımızın -eksik olsun bu devlet- sözlerine tanık olmak bizleri son derece üzmektedir” dedikten sonra asıl bombayı patlatıyor; “Daha bir iki hafta önce -Cadılar Bayramı- diyerek gençlerimizin tamamen kendi inisiyatifi ile yapılan şenliklere katılan gençlerimizin, KKTC ilanı için yapılan törenlere katılan halkımızdan sayıca fazla olması bile bu konuyu ciddi olarak ele almamızın gereğine işaret etmektedir” diyor..
İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Dışişleri Bakanları Konseyi’nin 15-17 Kasım tarihleri arasında yapılan 39’uncu Toplantısı’nda alınan “Siyasi İlişkiler ile ilgili Kararlar”ın Kıbrıs bölümünde, adada, BM parametreleri çerçevesinde acilen bir çözüme ulaşılması için çağrıda bulunulurken çözümün BM parametreleri çerçevesinde ve 2004’teki Annan Planı’na dayandırılması gerektiği vurgulanıyor..
Ve buna bağlı ve paralel olarak Lefkoşa’nın orta yerinde hala “Ben de Annan’cıyım” diyebilen kişiler göğüslerini gere gere gezebiliyor.
Hâlbuki Annan Planı, oylanan metinde yer alan bir maddesine göre, “taraflardan birinin reddetmesiyle” 2004’de kadük olmamış mıydı?
Birileri ölüyü yeniden diriltilmeye, hortlatmaya çalışıyor.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer de daha, “Meclis Başkanı görevine, gün 24 saat çalışıp toplum ihtiyaçlarına cevap verecek bir Meclis hayali kurarak geldiğini ama bunu başaramadıkları için üzgün olduğunu” söyleyerek milletten özür diliyor..
Kıbrıs’ın orta yeri Lefkoşa, Lefkoşa’nın orta yeri Büyük Han..
Biz ise bütün bu yaşananlara, dünyaya sırtımızı dönüp Büyük Han’da miskin miskin sade kahvelerimizi yudumlamaya devam ediyoruz..
Güneşten kaçıyoruz, güneşi örtüyor, balçıkla sıvıyoruz.
Gerçeklerden kaçıyor, sanal bir dünyada yaşıyoruz.23 Kasım 2012</p>
<p>57’İNCİ ALAY HER YERDE HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ</p> - girl 548946 640

LEFKOŞA’NIN ORTA YERİ
HÜSEYİN MÜMTAZ

Lefkoşa’nın orta yeri BÜYÜK HAN..
Aslında, asıl “orta yer dabellası” birkaç sokak ötede kalıyor ama Lefkoşa’nın kalbi, Büyük Han ve çevresinde atıyor.
Kasım sonu, hafta içi.. Ama sokaklar, dükkanlar dikkati çekecek kadar boş..
Son derece yoğun ve kocaman AB, ABD, UNDP ve USAİD levhaları arasına düşüyoruz. Selimiye Camii, Bedesten, Belediye Pazarı..
Arasta, Lokmacı Barikatı (Kapısı) sanki bir tür “Kurtarılmış Bölge”.
Oysa 60-63-67 “İ foni don Durkkon Gipriagon agoniston” (Cafer Mehmet’e Allah Rahmet Eylesin) döneminin en yoğun yaşandığı “eski” Lefkoşa burası.
Lefkoşa’daki ABD Büyükelçilik Sözcüsü, USAID “himayesinde” altı yıl boyunca devam eden ve 5 milyon dolar maliyeti olan Arabahmet Sokağı’ndaki Sourp (Aziz) Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi’nin restorasyon sonunda, Yakın Doğu Üniversitesi’ne 10 yıllığına Türkoloji Enstitüsü olarak kiralanmasına karşı çıkıyor.
Çünkü USAİD kilisenin, kilise olarak kullanılmasını istiyor.
Annan Planı döneminde kendi ceplerindeki, gözlerindeki AB-D ve BM pasaportlu kirli paraları, sistem ve proje mühendisleri merteğini göremeyenler şimdi devlet malının deniz olmadığını savunmaya soyunmuş.
Türkiye’de kaloriferler cayır cayır yanarken biz Büyük Han’da güneşten gölgeye kaçıp, açık havada kahve içiyoruz. O yollar söken, köprüler çökerten felaket yağmur üç gün sonra yağacak.
Karşı kapıdan iç bahçeye kalabalık bir turist grubu giriyor. Başlarındaki turist rehberi yüksek bir taşın üzerine çıkıp anlatmaya başlıyor.
Rehber Rum..
Rum rehberler Türk tarafına geçip “mesleklerini icra edebiliyor” ama Türk rehberler güneye geçemiyor.
Aynı durum taksi, tur otobüsü konusunda da yaşanıyor. Rum taksilere, tur otobüslerine kuzey serbest, Türklere güney yasak.
Fenerbahçe maç yapmak için ancak Yunanistan üzerinden güneye gidebiliyor, ama İstanbul’daki rövanş için Rum taraftarlar serbestçe Ercan’ı kullanıyor.
Ve güneydeki kara vicdanlı II. Hrisostomos, Kıbrıs Türklerini “hayırsızlar” olarak niteleyip, “Hayırsızlarla federasyon mu, ne münasebet?” diyebiliyor.
Rumlar KKTC için ‘’Sahte Devlet’’ diyor. KKTC’ye önce ‘’Dandik Cumhuriyet’’ diyen BDP ise şimdi de Diyarbakır milletvekili Altan Tan’ın ağzıyla, ‘’Kıbrıs, kumarhane ve fuhuş merkezi oldu, sahtekârlık yapan bütün bankaların merkezi oldu, onu da belirtmek lazım’’ diyor.
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş 15 Kasım dolayısı ile yaptığı açıklamada; “Yönetimsizliğin hüküm sürdüğü ülkemizde insanlarımızın giderek devletten soğutulmasına neden olan birçok sıkıntı yanında, törensel etkinliklerin yarattığı trafik karmaşası da artık halkımızın öfkesini üst düzeye çıkartmaya başlamıştır. Devletimizin 29. Kuruluş Yıldönümünü kutlama etkinlikleri çerçevesinde başlayan hazırlıkların provaları nedeniyle birçok insanımızın -eksik olsun bu devlet- sözlerine tanık olmak bizleri son derece üzmektedir” dedikten sonra asıl bombayı patlatıyor; “Daha bir iki hafta önce -Cadılar Bayramı- diyerek gençlerimizin tamamen kendi inisiyatifi ile yapılan şenliklere katılan gençlerimizin, KKTC ilanı için yapılan törenlere katılan halkımızdan sayıca fazla olması bile bu konuyu ciddi olarak ele almamızın gereğine işaret etmektedir” diyor..
İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Dışişleri Bakanları Konseyi’nin 15-17 Kasım tarihleri arasında yapılan 39’uncu Toplantısı’nda alınan “Siyasi İlişkiler ile ilgili Kararlar”ın Kıbrıs bölümünde, adada, BM parametreleri çerçevesinde acilen bir çözüme ulaşılması için çağrıda bulunulurken çözümün BM parametreleri çerçevesinde ve 2004’teki Annan Planı’na dayandırılması gerektiği vurgulanıyor..
Ve buna bağlı ve paralel olarak Lefkoşa’nın orta yerinde hala “Ben de Annan’cıyım” diyebilen kişiler göğüslerini gere gere gezebiliyor.
Hâlbuki Annan Planı, oylanan metinde yer alan bir maddesine göre, “taraflardan birinin reddetmesiyle” 2004’de kadük olmamış mıydı?
Birileri ölüyü yeniden diriltilmeye, hortlatmaya çalışıyor.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer de daha, “Meclis Başkanı görevine, gün 24 saat çalışıp toplum ihtiyaçlarına cevap verecek bir Meclis hayali kurarak geldiğini ama bunu başaramadıkları için üzgün olduğunu” söyleyerek milletten özür diliyor..
Kıbrıs’ın orta yeri Lefkoşa, Lefkoşa’nın orta yeri Büyük Han..
Biz ise bütün bu yaşananlara, dünyaya sırtımızı dönüp Büyük Han’da miskin miskin sade kahvelerimizi yudumlamaya devam ediyoruz..
Güneşten kaçıyoruz, güneşi örtüyor, balçıkla sıvıyoruz.
Gerçeklerden kaçıyor, sanal bir dünyada yaşıyoruz.23 Kasım 2012

57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir