İŞTE GERÇEK TÜRKİYE

Mustafa Kemal Atatürk

Burada bahse konu araştırma, “TÖMER DİL MERKEZİ” tarafından yapılmıştır…
Seçilen konu, alanında çok önemli, güncel ve bilimsel; Üstelik doğru, namuslu, ilkeli ve dürüst… Gerek araştırma veya gerekse yayında, her hangi bir siyasi beklenti yok. Dahası bu çalışma birilerine destek, diğerlerine köstek tartışması da değil. Sadece bilimsel bir disiplin dairesinde yapılan; Onurlu ve sorumlu bir analiz olup; Mezkür araştırmaya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Sonuçta ortaya çıkan gerçek: 50 yıldır ülkemizi yönetenlerin; Son derece bilgisiz, özgür irade yoksunu, utanç verici derecede bencil; Bir ihtimal haymatlos veya kripto olduklarının acı göstergesidir. Zira bu hezimeti, düşüş ve çöküşü başka türlü açıklamak mümkün değildir.
Bakınız:
Evet, hakikatte Türkiye “madden de, manen de” batmış…
1960 sonrası başlatılan “kasıtlı” erozyon, yozlaşma ve çürümenin tetiklemesi bu…
O zamanın aktörleri; Özellikle hırsızlık, rüşvet-iltimas, yalan-talan, yolsuzluktan malûl “başpezevenkleri”, veledi zina ve sorospu çocuklarının bir kısmı sözde “darbeye teşebbüs etmekten” yargılanıyor gibi görünüyor. Ancak, olay ciddi olsa 27 Mayıs gibi “naklen” yayın yapılır; Adalet’in mutlak hakikat ve tereddütsüz belgelere göre tecelli etmesi için; (27 Mayıs domuzları gibi değil) erkekçe, mertçe, fazilet ve feragatle gereği yapılır; Hiç utanmadan, tam bir “haçlı zihniyeti” ile bu süfli davalara Ergenekon adı verilmezdi.
MHP ve CHP’de bu süreçte “Türk ve Türkiye” partisi olmadıklarını kanıtladılar.
Başta ANAYASA olmak üzere; mevcut ve mer-i hukukun, bütün emir ve hükümleri “ırkçı, narko-terörist, militarist tedhiş örgütünün aleni maşası” vakıası sabit bulunduğu halde; “Anayasa Değiştirme” bahanesiyle bu eşkıya sürüsünden (muhtemelen) yararlanıyor veya asla affedilmeyecek bir şekilde “organize suç örgütü” başlarıyla görüşebiliyorlar…
LÜTFEN DİKKAT EDİNİZ:
Mezkür melânetlere, sayın diyen, “tabandan-tavana her hangi biri dâhil” görüşen veya görüşme yolunu açanların hiçbirinin; Sürecin doğal gereği Müslüman, Türk veya İnsan olmaları mümkün değildir. En basit ispatı şu ki: Devlette veya muhalefette sadece bir insan; Türk veya Müslüman olsa; TC sınırları içinde “bir tek: Hırsız, yolsuz, donsuz, anarşist, terör-tedhiş unsuru” bulunamaz; Ülkede varsa, başta “her hükümet kademesi, siyasi partiler ve karar mercilerinde” de var demektir. Bunun millete ve tarihe karşı vebali çok büyüktür. Tez belâlarını bulurlar inşallah.
Fakat hala sözde aydın, bilim adamları ve kanaat önderleri “kim ne dedi” diye aymazca tartışıyor; Tıpkı Endülüs’ün mahvolduğu gün gibi: Bütün özü ve cevherini kaybetmiş bedbahtlar ve “fikren ve bedenen” fahişeleşmiş, pişkin ve kart kaltaklar gibi; “çöküşü durdurmaya değil”, var güçleriyle hızlandırmaya çalışıyorlar…
ŞİMDİ ARAŞTIRMANIN SONUCUNA BAKALIM:
ABD 71.681
Almanya 70.400
Japonya 44.224
İtalya 31.762
Fransa 30.193
S. Arabistan 13.579
Türkiye 7.260…
Bu rakamlar ne? İlköğretim okullarında okutulan ders kitaplarının içerdiği kelime ve kavram sayısı… Kutsal Kitabı “İkra-Oku” emriyle başlayan bir dinin mensupları için büyük utanç!.. İlkokulu bitiren bir Amerikan çocuğu 70 bin kelime öğreniyor. Yaşıt bir Türk çocuğu ise 7.000 kelime… Amerika’nın edebiyatını, bilimini, tekniğini kıskanıyoruz. Adamlar “adam gibi” yapmış; Belediye idare eder gibi değil!. Üstelik sürekli ‘dil’ ile oynanıyor. Oysa bir Türk için; “Türk’çe düşünmek, Türk’çe konuşmak ve Türk’çe yaşamak” (Atatürk) Hayati önemi haizdir.
“Bir millete yapılacak en büyük kötülük, O’nun diliyle oynamaktır.” Goethe. (Bölüm:1)

Okumaya devam et  ..İST

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir