Karabağ Kapanında Clintonlu Oyunlar

 

 

 

 

 

Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ

Avrasiya Strateji arasdirmalar merkezi Directoru 
ESREC-CAKU-TURKIYE

Karabağ ve diğer işgal edilmiş Azerbaycan toprakları yeniden sıcak çatışmalara sahne oluyor. Sahne oluyor diyorum, çünkü yaşananlar tamamen sanal, kurgulanmış bir uluslar arası politika oyundan başka bir şey değil. Zira daha önce bir çok kez benzerlerini gördük ve göreceğimizden de eminim.

Karabağ’daki çatışmalarının gerçek anlamını kavrayabilmek için bölgede yaşanan son dönem gelişmelere dikkatlice bakmak gerekiyor. Uluslar arası sistemde yaşanan son dönem gelişmelere paralel olarak Kafkasya’da da bir hareketlilik başladı. Özellikle İsrail-Azerbaycan yakınlaşması (1,6 milyon dolar silah alımı anlaşması ve İsrail’e gayri resmi olarak bir hava üssü verilmesi) buna karşın Azerbaycan ve Rusya ilişkilerinde yaşanan Gebele anlaşmazlığı, ayrıca İran’ın Azerbaycan’a her geçen gün artan baskısı Karabağ kapanının bir kez daha kapanmasına sebep olmuştur. Kapanın bu seferki kapanma sebebini kısaca Batı Bloğu ile Rusya Bloğunun Kafkasya’nın yeniden şekillendirilmesinde anlaşamaması olarak adlandırmak mümkündür.

Çatışmanın görünen taraflarını genel bir analize tabi tutacak olursak, Ermenistan’ın ekonomik darboğaz, siyasi istikrarsızlık, artan demokrasi kazaları, bir yandan Rusya ve İran baskısı diğer yanda uluslar arası kamuoyunun etkisi ile iyice köşeye sıkıştığını görmek mümkün. Azerbaycan ise bir yanda iç kamuoyunun artan çözüm baskısı, diğer taraftan uygulamaya çalıştığı denge politikalarının Rusya, İran, İsrail üçleminde devamlılığının iyice zorlaşması ile Ermenistan vari bir görüntü sergiliyor.

Son çatışmaların sebeplerini analiz edebilmek için öncelik zamanlamasına bakmakta fayda var. İsrail-Azerbaycan Anlaşmaları, Gebele istasyonu üzerindeki görüşmelerin başarısızlığı ve nihayet İran üzerinde artan baskılar bölgeyi gerçek manada siyaseten ısıtmış durumda. Birde buna çatışan taraflar üzerindeki iç ve uluslar arası kamuoyunun baskısı eklendiğinde bu sıcaklığın oranının artması kaçınılmaz. Bölgenin bu derece ısınmasının sebebine bakılacak olursa Batı Bloku ile Rusya’nın bölge pazarlığında anlaşamamış olması kolayca görülebilir. Zira Rusya, ABD ve onun uzantılarının bu kadar yakınına gelmesini açıkcası kabul etmeyecektir. Özellikle Putin’li bir Rusya’nın bunu cevapsız bırakması ise hiç mümkün değil.

Bu gelişmeler ışığında yaşanan çatışmalar ve kayıplar bölgedeki siyasi dengeleri tehdit ediyor. Bu da doğal olarak bölgede ekonomik dengeleri sarsıyor ve ekonomik güç odaklarının dikkatini bölgeye yöneltiyor. ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın bölgeyi ziyareti hiç şüphesiz bunun bir örneği. Peki bu ziyaret sorunu çözecek mi ya da sorunu çözmeye yetecek mi?

Azerbaycan siyasi tarihinin önemli bir simgesi olan Vefa Guluzade’nin ifadesiyle bu sorun bu asırda çözülmez. Ne Obama’nın ne Putin ne de bir başkasının da bu problemi çözecek ne gücü ne de isteği mevcut. Bu noktada Clinton’un ziyaretinin sorunu çözmeye katkısı da mümkün gözükmüyor. Bununla birlikte Clinton’un ziyaretine farklı anlamlar yüklemek mümkün.

Öncelikle ziyaretin zamanlaması önemli. Zira İran ve Suriye gerginliği, NATO’nun Şikago Zirvesi’nin yarattığı hayal kırıklıkları, İran’ın çevrelenmesi politikaları karşısında sert refleksler vermesi, Putin tekrar Rusya’nın dümenine geçmesi, ABD’nin bölgeye yönelik politikalarını yeniden revize etmesini zorunlu kılıyor. Aynı zamanda bölge devletlerinin durumlarını dikkate alarak her birisi için farklı mesajlar içeren yeni dönem paketlerinin uygulamaya konulması da önemli bir zorunluluk haline geliyor. Clinton’un bölge ülkelerini ziyaret ederken bir yandan iktidarlarla ekonomik ve siyasi alanda işbirliğinin geliştirilmesi üzerinde dururken, diğer taraftan muhalefet cephesini memnun edecek tarzda demokrasi, insan hakları konusundaki hassasiyetlere vurgu yapması, ABD’nin her kesimin memnuniyetine dayalı politikalar geliştirilmeye çalıştığını gösteriyor.

Clinton’un ziyaretini ülkeler bazında analiz edecek olursak, ABD Clinton gezisiyle Gürcistan’ın gönlünü almaya çalıştığını söyleyebiliriz. Zira NATO’nun 20-21 Mayıs 2012 tarihli Chicago Zirvesi’nde Gürcistan’ın taleplerinin karşılanmaması karşısında Tiflis ciddi bir hayal kırıklığına uğramış durumda. Ayrıca ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunların giderilmesi noktasında da ciddi önlemler alınması gerekiyor. Kaldı ki ABD bu sorunu çözebilecek tek kaynak görünüyor. Zira Gürcistan’ın büyük ümitler bağladığı AB ciddi bir ekonomik kriz içerisinde ve ekonomik yorgunluktan eli Gürcistan’a kadar uzanmadığı, hatta yakın gelecekte de uzanamayacağı açık olarak görünüyor.

Ermenistan tarafına bakıldığında bu ziyaret hem Ermenistan iktidar ve muhalefetinin ağzına bal çalma hem de aba altından sopa gösterme anlamı taşıyor. Zira Clinton Erivan’da iktidarla ilişkileri geliştirmenin yollarını ararken diğer taraftan ülkedeki demokrasi ve insan hakları ihlallerine son verilmesi üzerine yoğunlaştı. Clinton hiç şüphe yok ki bir taraftan da Türkiye’ye yönelik söylemlerle ABD ‘deki Ermeni diasporasının sempatisini kazanmanın yollarını ararken, diğer taraftan Soykırım Abidesine gitmeyerek Türkiye’ye zeytin dalları uzatmayı da ihmal etmiyor.

Bu ziyaretin en önemli ayağını ise Azerbaycan oluşturuyor. Zira İran ve Rusya’ya karşı yürütülecek yeni dönem politikaların en önemli merkezini Azerbaycan oluşturuyor. İsrail’in bölgeye yerleşmesi bu ziyaretle pekiştirilerek, Azerbaycan’ın Rusya’dan koparılıp Batı ile entegre edilmesi tamamlanmaya çalışıyor. Bunun için ABD Dış İşleri Bakanlığının 2011 Dünya İnsan Hakları raporunda Ermenistan’ın işgalci olarak tanımlanması da bir bakıma aynı amaca hizmet eden bir adım olarak görülebilir.

Bu ziyaretin Türkiye ayağını ise sadece küresel terörle ilgili bir organizasyonla sınırlamak aldatıcı olur. Zira Kafkasya ülkelerinin nabzını ölçüp, her birisinin beklentilerini aldıktan sonra bölgede önemli görevler üstlenen Türkiye’ye gelmek sadece küresel terörle sınırlanamayacak kadar önemli verilere sahip. Bu kapsamda bölgedeki sıcak gelişmeler karşısında Türkiye’nin daha aktif roller üstlendiğini görürsek şaşmamak gerek.

Sonuç olarak Kafkasya’nın siyasi kapanı Karabağ son dönemde yeniden etrafında dolaşanların canını yakmaya başladı. Bu kapanı kendi menfaatleri için güçlü bir silah yapmak isteyen büyük güçler bölgeye yönelik politikalarını yeniden şekillendiriyor. Clinton’un son ziyareti de bu kapsamda önemli adımları içeriyor. Bir bakıma Karabağ kapanına Clinton oyunlarıyla müdahale anlamı taşıyor.

Haberi paylaşın
Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ - stele Nagorno Karabakh Daglik Karabag

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. fatma sibel yüksek ankara yenimahalle’de meydana gelen düşük şiddetli, pek çok vatandaşın hissetmediği depremden 20 dk. önce içinde tahteravalli kelimesinin…

  2. arkadaşlar sallıyorsunuz angelina jolie nin cia ajanı olduğu rockfellerin çıkarları doğrultusunda abd nin saldıracağı yerlerin savaş hatlarını oluşturmak müdahaleye zemin…

  • ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK

    ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK

    Atatürkçülüğün en önemli ilkelerinden biri de milliyetçiliktir. Bu ilke, Millî Mücadele’nin doğuşunda ve başarıya ulaşmasında başlıca rolü oynamıştır; zira yeni kurulan devlet, artık milletler topluluğuna […]


  • HAZARALAR

    HAZARALAR

    İSTANBUL MALTEPE BELEDİYESİ YAŞAR KEMAL KÜLTÜR MERKEZİNDE AFGANİSTAN HAZARALARI KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİNİN BÜYÜK BULUŞMASI 23 Eylül tarihinde Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin organize […]


  • Türk Katliamları ve İslamiyet’i kabul

    Türk Katliamları ve İslamiyet’i kabul

    Gizlenen tarih; 670-740 Türk Katliamları ve Türklerin İslamiyet’i kabul edişi. TARİHİN EN AŞAĞILIK SOYKIRIMLARINDAN BİRİ – TALKAN KATLİAMI … O dönemlerde Türklerin Orta-Asya’dan göç edip, […]


  • YARGI BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

    YARGI BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

    BAĞIMSIZ KKTC YARGISI BASKI ALTINA ALINMAK, YARGININ VERECEĞİ KARAR ETKİLENMEK İSTENİYOR. Yasalarımıza göre mahkemede olan veya görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak mahkemeyi baskı […]


  • KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET

    KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET

    HÜSEYİN MÜMTAZ KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET HÜSEYİN MÜMTAZ                 Sina Akşin’in “Kısa Türkiye Tarihi”ni okurken satırların altını çizmiş, sayfa kenarlarına notlar almışım. İlk sayfanın […]


  • Diktatörlüğe giden Türkiye

    Diktatörlüğe giden Türkiye

    Sayın Temel Sağıroğlu‘ nun „En büyük ihanetin fitili bu şekilde ateşlendi“ (3.10.2023) yazısına bir katkı. Sayın Bedrettin Dalan’ın 16.12. ve 23.12.1998 tarihinde Kanal E‘ nin „Kantarın […]


  • YÜZDE YÜZ BAŞARININ ALTIN KURALI

    YÜZDE YÜZ BAŞARININ ALTIN KURALI

            Benim candan aziz okurlarım! Sizlere biraz düşünmenizi ve etrafınıza şöyle bir bakmanızı sağlayacağını umduğum bir yazı kaleme almak istedim.         Efendim hepimiz başarıyı yakalamak isteriz. Başarılı […]


  • Kış dönemi satışları artıyor…

    Kış dönemi satışları artıyor…

    Kış turizmi ilgi görüyor. Daha ucuz ve hesaplı tatil yapmayı düşünenler Ekim-Kasım aylarını tercih ediyor. Rus ve Ukrayna’dan sonra Almanya’da e çok Türkiye’yi tercih eden […]


  • Kör Topal Dünya

    Kör Topal Dünya

    Sayın Erdem , Kapitalizmin şahlanması bakır ve demir-çelik üretiminin patlamasıdır.. Bakır madeni tröstler hem maden işletir hem elektrik iletkeni bakır tel üretir.2 ülke ABD ve […]


  • Turancı Ganire Paşayeva

    Turancı Ganire Paşayeva

    Turancı rahmetli Ganire Paşayeva ve Türk milliyetçiliği Son derece saygın bir isim olan, turan ülküsü ile yaşamış Türk milliyetçisi, turancı rahmetli Ganire Paşayeva’nın vefatı üzerine […]


  • TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    FETO-AKP DÖNEMİ KULLANIŞLILARI TÜKENMEYE , HIZLANARAK , DEVAM EDİYOR.. nâgehan ve ozan kütahyalı 03.10.23’te boşandı Duruşma sonrasıUzun stres yıllarında Nagehan yıpranmış çöp olmuş ,Ozan Kütahyalı […]


  • ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ÇEDES’E YÖNELİK ADD(ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ) İDARESİNDEN ÇOK ŞÜKÜR SES ÇIKTI! Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), ·  öğrencilerin açlık, ·  sefalet ve cehalete mahkûm edilemeyeceğini vurgulayarak 4+4+4 sistemi, ·  ÇEDES’ten […]


  • MARX’TA PARA (15)

    MARX’TA PARA (15)

                Brunhoff, R.Luxembourg’un neredeyse Marx’tan daha marksist bir tutumla ‘para’ konusuna önem verdiği söylenebilir diyor.             Çünkü, bir dolanım aracı olarak para, kapitalist yeniden-üretimin onsuz olmaz bir […]


  • Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bu yıl on birincisi düzenlenen Bodrum Türk Filmleri Haftası için gerçekleşen ödül törenine katılan ünlü isimler damga vurdu. Ali Poyrazoğlu, Fikret Kuşkan, Suzan Kardeş, Murat Şeker, Mustafa Uslu, Sinem Uslu, Sera Tokdemir, Güven Kıraç, Müfit Can Saçıntı, Açelya Elmas ve Tarık Pappuççuoğlu gibi ünlü oyuncu, yönetmen ve yapımcıların katıldığı gece oldukça renkli geçti.


  • Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    İşin sıkıntılı tarafı şu: Tarlada fiyatı 5 lira olan ürün markette 25-30 lira arası satılıyor. Fiyatlar Pazar tezgahlarında da değişmiyor. Özetle: Üretici ile market-Pazar fiyat […]


  • HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    Bugün sizlere 2010 yılında yazdığım bir yazımı paylaşmak istiyorum. Benim candan aziz okurlarım, yazdığım Almanya’da Türk Olmak (Turke zu sein in Deutschland) isimli kitabımla ilgili […]


  • HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    ÖLÜMÜN BİTMEYEN UFKUNDA YATARKEN  GENE SAĞ,  BİR AVUÇ TOPRAK OLURKEN  GENE DAĞ…   Sevgili ve değerli okurlarım, TBMM uzuuun bir aradan sonra açılırken, sağlık durumunun iyice […]


  • İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

    İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

                Eğitimin önemi hakkında pek çok şey söylenebilir ancak eğitimin en önemli özelliği; dünyayı yaşanabilir bir dünya haline getirmesidir.            Yeterli eğitim almamış toplumlarda insanların; mutlu, başarılı, […]


  • MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    Sene 1925 …Alman­ya’ya on sekiz teknisyen ve Fransa’ya uçak mühendisliği öğrenimi için beş öğrenci gönderildi…15 Ağustos 1925… Türkiye’de ilk uçak fabri­kası Tayyare ve Motor Türk […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. Bir başka Hristiyan kulübü […]


  • DÜNYA HABİTAT GÜNÜ

    DÜNYA HABİTAT GÜNÜ

    Ekim’in ilk Pazartesi günü, Dünya Habitat Günü olarak kutlanan bir gündür.Sürdürülebilir kentleşme, uygun konut politikaları, yaşanabilir çevrelerin oluşturulması ve toplumda barınma sorunlarına dikkat çekmek amacıyla […]


  • MARX’TA PARA (22)

    MARX’TA PARA (22)

              Kişisel yoksulluk veya zenginlerin lüks amaçları için ya da kapitalist olmayan, örneğin köylü, zanaatkâr vb’nin kredi alması durumunda, Marx, alınan borcu ödememe ya da […]