ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ VE SHANGHAI İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ ZİRVESİ ARALIĞINDAN

Ulaştırma,Denizcilik,Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,"Kanal İstanbul projesinin çalışmaları başladı.Bu yıl içinde jeolojik etüdleri,güzergâh çalışmalarını tamamen bitirmiş kamulaştırma çalışmalarına da başlamış olacağız. Üçüncü boğaz köprüsünün ihalesini de yapıldı. 3 yıl içinde tamamlanacak.Ne zaman? Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe metrosu bitince aynı zamanda üçüncü köprü de bitecek"diyor. *
Türkiye, Çin/Beijing'te birçok önemli küresel ve bölgesel konuda ortak görüşler ve çıkarlara sahip Çin,Rusya,Kazakistan,Kırgızistan,Tacikistan ve Özbekistan'ın oluşturduğu Shanghai İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Konseyi 12.toplantısında örgüte diyalog ortağı statüsüyle kabul edilmiştir.
Sonuç Bildirgesinde önemli uluslararası ve bölgesel konularda temas ve eşgüdüm içinde,somut koşullar ve ortak çıkarlara uygun tek seslilikle küresel etkiyi genişletmeyi amaçlayan bir platform olmak ideali ise dikkat çekiyor.  * 
ŞİÖ iddiası söz konusu olunca,"Amerikalıların ülkelerinde ve yurtdışında güvenlikleri,noksanlıkları olan uluslararası sisteme rağmen küresel işbirliği sayesinde  yaratılacak barışçıl ve istikrarlı dünya ile sağlanacaktır" iddiasında ABD Ulusal Güvenlik Stratejisine de lâyık olduğu dikkati vermek gerekiyor.
ABD bu iddiasını küresel etkideki gücü ile kimi zaman askeri yöntemlerle kimi zaman yetki devirleriyle sağladığı yeniden ekonomik ve siyasi yapılandırmalarla yürütüyor. *
Nasıl oluyor?ABD -mesela,Türkiye'de, Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan'a yetkisinden devretmiştir. O yetkiyle Gülen toplumsal ve ekonomik faaliyetlerde  zenginleştirilmiş ve insanlardan</p>
 tüm yaşamda Allah'ın hükmünden başka hüküm tanımamaları söylemi geliştirilerek, İslam siyasallaştırılmıştır. Erdoğan da siyaseten Atatürk'ün dünyaya nesnel bakışı güncelleştiren,dine karşı olmak yerine ondan bağımsız olmayı öneren Lâik Cumhuriyet Devrimi zihniyetinin içine işlediği yargının,merkezi-yerel idarenin ve ekonominin kuruluşlarını  dönüştürmüştür -ki,birlikte yeniden yapılandırılan ve iç dinamiklerle eskiye dönüşü neredeyse imkansız kılınan yeni Türkiye oluşturulmuştur.  * Türk ve İslami nitelikleriyle Yeni Türkiye,Osmanlı Devletinin yıkılması ve halifeliğin kaldırılmasıyla başsız ve karmakarışık kaldığını düşünülen İslam ülkelerine ve Sovyet  baskısıyla demokratik gelişim sağlayamadığı düşünülen Orta Asya Türk devletlerine model olarak ileri sürülüyor.
Sonra çok taraflı ya da ikili anlaşmalarla serbest ticaret,ortak proje ve yatırımlar,kültürel işbirliği anlaşmalarıyla o ülkelere giriliyor.  *
2006'da Kabil'de başlatılan ve Afganistan'ı merkez alan, bölgedeki bütün ülkeleri kapsayan tek girişim  Büyük Orta Asya’da İşbirliği Konferansı bölgede ekonomi, kalkınma,güvenlik,eğitim gibi alanlarda çok boyutlu işbirliği sağlamayı öngörmektedir. Konferans kararlaştırdığı ABD'nin teklifi "Yeni İpek Yolu" projesiyle de Afganistan sorununun çözülerek istikrarın sağlamlaştırılması ve Orta Asya'dan Hint Okyanusu'na, Güney Asya ve ötesine doğru temel ulaşım yollarının açılmasıyla bölgenin Batı'ya entegrasyonun güçlendirilmesini hedefliyor. *
Hedef  denize doğrudan açılamayan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini olduğu gibi Çin,Hindistan,Rusya dahil tüm ülkelerin kalkınma vizyonunu okşuyor! 
İpek Yolu güzergâhında GüneyKore,Moğolistan,Tacikistan,Özbekistan,Kırgızistan,Kazakistan,Afganistan,Pakistan,İran,Irak,Suriye,Azerbaycan,Gürcistan ve Türkiye'de küresel piyasaların demokrasi ve ekonomik kriterleri başlığında  ortaklaştırılması, aralarındaki psikolojik duvarların yıkılması, piyasaların canlandırılması ve güvenliğin amaçlandığı görüntüsü veren bir oyun oynanıyor!  * Afganistan'da Mezar-ı Şerif, Kabil, Kandahar ve Herat çevre yolu inşası,Özbekistan ile olan Hayraton Mezar-ı Şerif demir yolu hattı,İran'ın Chabahar limanını Afganistan'a bağlayan karayolu, Çin'in Orta Asya ve Pakistan/ Karakurum otoyolu üzerinden Afganistan'a bağlanması gibi farklı ulaşım projeleri devam ediyor.
Türkmenistan doğal gazının Türkmenistan- Afganistan- Pakistan'dan Hint Okyanusuna ulaştıracak Trans Afgan Boru Hattı Projesi  ve daha nicesi de. *
Yeni Türkiye Doğu-batı güzergâhında İpek Yolu'nun yeniden canlandırılmasında lokomotif rolde ve -bizzat,topraklarında transit ülke konumundadır. Gürcistan ile yapılan "Yolcuların, Taşıtların ve Eşyaların Uluslararası Dolaşımına İlişkin Elektronik Veri Paylaşımının Detaylarına Dair Protokol",ortak gümrük kapılarında basitleştirme sağlarken,Yeni İpek Yolu projesine katılımın bir örneğini veriyor. Kanalİstanbul projesini,üçüncü boğaz köprüsünü de Yeni İpek Yolu Projesi kapsamında düşünmek gerekiyor. *
Ne ki Rusya ve Çin'in,ABD'nin ekonomik,siyasal gelişmeler adına yaptığı küresel girişimlerden endişesi giderek saklanamaz boyutlara ulaşmıştır. 
Tayvan'a silah satışı Çin'in Amerika ile askeri ilişkilerini askıya almasının nedeni olabiliyor ya da İran saldırırsa diye Körfez Arap ülkeleri silahlandırılıyor.
Hazar petrolleri,doğal gazın ardında İran ile restleşme,İran'ın rejimini düşürmek için yürütülen BM ekonomik ve siyasi yaptırımlarından daha etkilisi, yaptırımların ancak bölge ülkeleri ve komşular işbirliğiyle etkili olacağı varsayımıyla Arap Baharı sürecinde rejimlerin yıkılması,Suriye'de oluşturulan kriz  endişe ile izleniyor. *
En esaslı endişeyi ise İran ve Kuzey Kore'nin nükleer programına dair uluslararası kamuoyuyla tam işbirliği içinde olmaması bahanesiyle ABD'nin, Rusya ve Çin topraklarını küresel Füze Savunma Sistemleri ile kuşatması oluşturuyor.
ABD'ye yapılan Avrupa-Atlantik ve Asya-Pasifik mekânlı ortak güvenlik anlaşmaları da kabul edilmeyince; *
ŞİÖ Konseyinin başlıca konusunu bölgesinde barış,güvenlik ve istikrarın sağlanması oluşturuyor.
Nitekim bölgeyi tehdit eden durumlara ortak yanıt verilmesini teminen Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinde güvenlik sistemleri kurulması dahil bir dizi siyasi ve diplomatik önlemler ve mekanizmalarla ilgili karar alınıyor.
En ilginci ŞİÖ'ün diğer bir kararıdır-ki,ABD'den yetki dev'almış yeniTürkiye'ye diyalog ortağı statüsü veriliyor.
Halbuki Türkiye'nin pozisyonu,örgütün Avrupa-Atlantik ve Asya-Pasifik bölgesinde güvenlik sisteminin kurulması ve bir dizi siyasi- diplomatik önlemler ve mekanizmalarla ilgili aldığı kararlara ters düşüyor! * Füze Savar Sistemleri küresel istikrarın,güvenliğin ve gelişmenin önünde aşılması gerekli engel oluşturuyor.
Rekabet -artık,karmaşık ve uzun dönemli,terörizmi kullanan,ulusal sınırları aşan,medya maniplasyoncusu,kültür tecavüzcüsü,psikolojik savaşı da kapsayan,siyasi-ekonomik-askeri tüm olanakların kullanıldığı,düşük yoğunluklu yeni nesil savaşla devam ediyor. Bir yanda ŞİÖ üyesi ülkeler Orta Asya sorunlarında potansiyel çözümlerini göz ardı etmediği Türkiye'ye diyalog üyesi statüsü verirken, 
Öte yanda Türkiye, ABD'den aldığı yetki devriyle geliştirdiği politikalarıyla örgüte ters düşüyor ve birikimlerini kaybetme riski ile karşı-karşıya bulunuyor...  8.6.2012 - Binali Yildirim Sivas Geminbeli Tunelinin ihalesi tamamlandi 62975 69a31
Ulaştırma,Denizcilik,Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,”Kanal İstanbul projesinin çalışmaları başladı.Bu yıl içinde jeolojik etüdleri,güzergâh çalışmalarını tamamen bitirmiş kamulaştırma çalışmalarına da başlamış olacağız. Üçüncü boğaz köprüsünün ihalesini de yapıldı. 3 yıl içinde tamamlanacak.Ne zaman? Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe metrosu bitince aynı zamanda üçüncü köprü de bitecek”diyor.

*
Türkiye, Çin/Beijing’te birçok önemli küresel ve bölgesel konuda ortak görüşler ve çıkarlara sahip Çin,Rusya,Kazakistan,Kırgızistan,Tacikistan ve Özbekistan’ın oluşturduğu Shanghai İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Konseyi 12.toplantısında örgüte diyalog ortağı statüsüyle kabul edilmiştir.
Sonuç Bildirgesinde önemli uluslararası ve bölgesel konularda temas ve eşgüdüm içinde,somut koşullar ve ortak çıkarlara uygun tek seslilikle küresel etkiyi genişletmeyi amaçlayan bir platform olmak ideali ise dikkat çekiyor. 

ŞİÖ iddiası söz konusu olunca,”Amerikalıların ülkelerinde ve yurtdışında güvenlikleri,noksanlıkları olan uluslararası sisteme rağmen küresel işbirliği sayesinde  yaratılacak barışçıl ve istikrarlı dünya ile sağlanacaktır” iddiasında ABD Ulusal Güvenlik Stratejisine de lâyık olduğu dikkati vermek gerekiyor.
ABD bu iddiasını küresel etkideki gücü ile kimi zaman askeri yöntemlerle kimi zaman yetki devirleriyle sağladığı yeniden ekonomik ve siyasi yapılandırmalarla yürütüyor.

*
Nasıl oluyor?ABD -mesela,Türkiye’de, Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan’a yetkisinden devretmiştir.
O yetkiyle Gülen toplumsal ve ekonomik faaliyetlerde  zenginleştirilmiş ve insanlardan

 tüm yaşamda Allah’ın hükmünden başka hüküm tanımamaları söylemi geliştirilerek, İslam siyasallaştırılmıştır.
Erdoğan da siyaseten Atatürk’ün dünyaya nesnel bakışı güncelleştiren,dine karşı olmak yerine ondan bağımsız olmayı öneren Lâik Cumhuriyet Devrimi zihniyetinin içine işlediği yargının,merkezi-yerel idarenin ve ekonominin kuruluşlarını  dönüştürmüştür -ki,birlikte yeniden yapılandırılan ve iç dinamiklerle eskiye dönüşü neredeyse imkansız kılınan yeni Türkiye oluşturulmuştur. 

*
Türk ve İslami nitelikleriyle Yeni Türkiye,Osmanlı Devletinin yıkılması ve halifeliğin kaldırılmasıyla başsız ve karmakarışık kaldığını düşünülen İslam ülkelerine ve Sovyet  baskısıyla demokratik gelişim sağlayamadığı düşünülen Orta Asya Türk devletlerine model olarak ileri sürülüyor.
Sonra çok taraflı ya da ikili anlaşmalarla serbest ticaret,ortak proje ve yatırımlar,kültürel işbirliği anlaşmalarıyla o ülkelere giriliyor. 

*
2006’da Kabil’de başlatılan ve Afganistan’ı merkez alan, bölgedeki bütün ülkeleri kapsayan tek girişim  Büyük Orta Asya’da İşbirliği Konferansı bölgede ekonomi, kalkınma,güvenlik,eğitim gibi alanlarda çok boyutlu işbirliği sağlamayı öngörmektedir.
Konferans kararlaştırdığı ABD’nin teklifi “Yeni İpek Yolu” projesiyle de Afganistan sorununun çözülerek istikrarın sağlamlaştırılması ve Orta Asya’dan Hint Okyanusu’na, Güney Asya ve ötesine doğru temel ulaşım yollarının açılmasıyla bölgenin Batı’ya entegrasyonun güçlendirilmesini hedefliyor.

*
Hedef  denize doğrudan açılamayan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini olduğu gibi Çin,Hindistan,Rusya dahil tüm ülkelerin kalkınma vizyonunu okşuyor! 
İpek Yolu güzergâhında GüneyKore,Moğolistan,Tacikistan,Özbekistan,Kırgızistan,Kazakistan,Afganistan,Pakistan,İran,Irak,Suriye,Azerbaycan,Gürcistan ve Türkiye’de küresel piyasaların demokrasi ve ekonomik kriterleri başlığında  ortaklaştırılması, aralarındaki psikolojik duvarların yıkılması, piyasaların canlandırılması ve güvenliğin amaçlandığı görüntüsü veren bir oyun oynanıyor! 

*
Afganistan’da Mezar-ı Şerif, Kabil, Kandahar ve Herat çevre yolu inşası,Özbekistan ile olan Hayraton Mezar-ı Şerif demir yolu hattı,İran’ın Chabahar limanını Afganistan’a bağlayan karayolu, Çin’in Orta Asya ve Pakistan/ Karakurum otoyolu üzerinden Afganistan’a bağlanması gibi farklı ulaşım projeleri devam ediyor.
Türkmenistan doğal gazının Türkmenistan- Afganistan- Pakistan’dan Hint Okyanusuna ulaştıracak Trans Afgan Boru Hattı Projesi  ve daha nicesi de.
*
Yeni Türkiye Doğu-batı güzergâhında İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasında lokomotif rolde ve -bizzat,topraklarında transit ülke konumundadır.
Gürcistan ile yapılan “Yolcuların, Taşıtların ve Eşyaların Uluslararası Dolaşımına İlişkin Elektronik Veri Paylaşımının Detaylarına Dair Protokol”,ortak gümrük kapılarında basitleştirme sağlarken,Yeni İpek Yolu projesine katılımın bir örneğini veriyor.
Kanalİstanbul projesini,üçüncü boğaz köprüsünü de Yeni İpek Yolu Projesi kapsamında düşünmek gerekiyor.

*
Ne ki Rusya ve Çin’in,ABD’nin ekonomik,siyasal gelişmeler adına yaptığı küresel girişimlerden endişesi giderek saklanamaz boyutlara ulaşmıştır. 
Tayvan’a silah satışı Çin’in Amerika ile askeri ilişkilerini askıya almasının nedeni olabiliyor ya da İran saldırırsa diye Körfez Arap ülkeleri silahlandırılıyor.
Hazar petrolleri,doğal gazın ardında İran ile restleşme,İran’ın rejimini düşürmek için yürütülen BM ekonomik ve siyasi yaptırımlarından daha etkilisi, yaptırımların ancak bölge ülkeleri ve komşular işbirliğiyle etkili olacağı varsayımıyla Arap Baharı sürecinde rejimlerin yıkılması,Suriye’de oluşturulan kriz  endişe ile izleniyor.

*
En esaslı endişeyi ise İran ve Kuzey Kore’nin nükleer programına dair uluslararası kamuoyuyla tam işbirliği içinde olmaması bahanesiyle ABD’nin, Rusya ve Çin topraklarını küresel Füze Savunma Sistemleri ile kuşatması oluşturuyor.
ABD’ye yapılan Avrupa-Atlantik ve Asya-Pasifik mekânlı ortak güvenlik anlaşmaları da kabul edilmeyince;

*
ŞİÖ Konseyinin başlıca konusunu bölgesinde barış,güvenlik ve istikrarın sağlanması oluşturuyor.
Nitekim bölgeyi tehdit eden durumlara ortak yanıt verilmesini teminen Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinde güvenlik sistemleri kurulması dahil bir dizi siyasi ve diplomatik önlemler ve mekanizmalarla ilgili karar alınıyor.
En ilginci ŞİÖ’ün diğer bir kararıdır-ki,ABD’den yetki dev’almış yeniTürkiye’ye diyalog ortağı statüsü veriliyor.
Halbuki Türkiye’nin pozisyonu,örgütün Avrupa-Atlantik ve Asya-Pasifik bölgesinde güvenlik sisteminin kurulması ve bir dizi siyasi- diplomatik önlemler ve mekanizmalarla ilgili aldığı kararlara ters düşüyor!

*
Füze Savar Sistemleri küresel istikrarın,güvenliğin ve gelişmenin önünde aşılması gerekli engel oluşturuyor.
Rekabet -artık,karmaşık ve uzun dönemli,terörizmi kullanan,ulusal sınırları aşan,medya maniplasyoncusu,kültür tecavüzcüsü,psikolojik savaşı da kapsayan,siyasi-ekonomik-askeri tüm olanakların kullanıldığı,düşük yoğunluklu yeni nesil savaşla devam ediyor.
Bir yanda ŞİÖ üyesi ülkeler Orta Asya sorunlarında potansiyel çözümlerini göz ardı etmediği Türkiye’ye diyalog üyesi statüsü verirken, 
Öte yanda Türkiye, ABD’den aldığı yetki devriyle geliştirdiği politikalarıyla örgüte ters düşüyor ve birikimlerini kaybetme riski ile karşı-karşıya bulunuyor… 

8.6.2012
Okumaya devam et  Maraton koşusunda Köprü yıkılır mı?

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir