DENKTAŞ YAZISI

DENKTAŞ YAZISI - 446688 4

DENKTAŞ YAZISI - 446688 4

DENKTAŞ YAZISI

Hüseyin MÜMTAZ

 

                5 BM Genel Sekreteri, 5 Rum lider, 6 Türkiye Cumhurbaşkanı ve 13 TC Başbakanı ile “çalışan” Rauf Denktaş “uçmağa vardı”.

Öldü, vefat etti.

Allah Rahmet Eylesin..

Bir gün önce yakınlarına; “Camiye gidin, dua edin. Fazla çekmeyeyim” demiş.

“Dua edin” dememiş, “Camiye gidin, dua edin” demiş.

Anlayana..

Ne yazık ki; “11 Eylül” ile girilen “Yeni Dünya Düzeni”nin Rice/Ralph Peters coğrafyasında yaşıyordu.

Bu “düzen”de, bu “coğrafya”da “O”na yer yoktu.

Önce “emekli” ettiler.

60’lı yıllarda Makarios “O”nu “Anavatan”da ikamete mecbur etmişti, bir anlamda “sürgün”dü.

Sonraları “İstiklal Marşı’nı söylemeyenleri, Türkiye benim anavatanım değil” diyenleri de görecekti, ama “O” “Anavatanı”nda sürgünü yaşamaktan hiç gocunmadı..

Yıllar sonra “Yeni Dünya”nın düzenleyicileri bu defa “O”nu “kendi vatanında-memleketinde” susmaya memur etmeye niyetlendiler.

“Rauf Bey’in memleketi” neresidir?

Her gün yazı yazdı, her hafta televizyonda program yaptı.

Sabahları Girne’deki evinden, Lefkoşa’daki ofisine gelene kadar geçen “zamanda” kitap okudu. 400 sayfalık bir kitabı üç-dört sabah yolculuğunda bitirdiğini söylemişti.

Kıbrıs konusunda yüzlerce yazı, ona yakın kitap yazdım. Yüzde doksanında kaçınılmaz olarak “Rauf Bey” vardı.

Zaman zaman kendisini de eleştirmiştim. Annan Planı zamanındaki tavrı nedeniyle Serdar’ı da..

Emekli Büyükelçi Çavlan Süerdem tanıktır; “Benim için, oğlum için yazdıklarına üzülürüm ama –dava- için yazdığını bildiğimden kırılmam” demişti.

Öyle bir “adam”dı.

Ben bu ayın sonunda “Uzun Ada”daki “Yeşil Ağaç” çiftliğinde yapılacak Kıbrıs görüşmelerinde masanın bu tarafında, karşı tarafında, yan tarafında oturacak heyetleri kaçınılmaz olarak “etkileyeceğini” düşünüyorum Rauf Bey’in.

Rauf Bey’in sağlığında kolaylıkla atılacak imzaların, şimdi o kadar kolay atılamayacağını göreceğiz.

Kimse “Rauf Bey’in ölümünü fırsat bildiler, verdiler” etiketi ile etiketlenmek istemeyecektir.

Sağlığında, Rice/Ralph Peters tarafından “görevlendirilen” halefi Talât bile becerememişti “çözüm”ü.

Onu yıllarca “Çözüm karşıtı” olarak tanıttılar.

Rauf Bey “çözüm”e değil, “teslimiyete” karşı idi.

Politik bir dehâ, kıvrak bir zekâ sahibi idi.

Başka türlü “5 BM Genel Sekreteri, 5 Rum lider, 6 Türkiye Cumhurbaşkanı ve 13 TC Başbakanı ile” “çalışması” mümkün olur muydu?

Politik jargonumuza “Sorospu çocukları” deyimini armağan eden “adam gibi adam”dır Rauf Bey.

Ölüm haberi ekranlara düşünce, gece yarısı “Rauf Bey’in memleketi”nin her tarafında “başsağlığı” telefonları edilmeye başlandı. “Rauf Bey’in memleketi”nin Çin Denizi kıyısındaki en uzak noktasında bile saat farkından dolayı zamanın “sabaha karşı” olduğuna kimse aldırmadı.

Ailesine ve şimdi omuzlarına daha ağır bir yük yüklenen Serdar Denktaş’a sabırlar diliyorum.

Türk vatanı bir evlâdını kaybetti.

Türklerin başı sağ olsun.

 

Dip Not: Üç yıl olmadı Kıymetli Rauf Bey; büyük oğlumun nikah şahitliğini lütfedip kabul buyurmuştunuz. Ayrılırken de eğilip “İnşallah torunların kulaklarını ısırır” demiştiniz.

 Isırıyor(lar) Rauf Bey..                    14 Ocak 2012

 

 

57’NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir