100.000 AB PASAPORTU

100.000 AB PASAPORTU (1) - images22

100.000 AB PASAPORTU (1) - images2

100.000 AB PASAPORTU (1)

Hüseyin MÜMTAZ

               

KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün geçen hafta TBMM Dışişleri
Komisyonunda “400 bine yakın nüfusu bulunan KKTC’de Rum pasaportu alanların
sayısının 100 bine yakın olduğunu” belirtti.

Özgürgün, Rum Yönetimi’nin AB’ye üye olmasından kaynaklanan
avantajları kullanarak Türk gençlerini Rum vatandaşı olmaya çektiğini ifade
ederken, “Rum kesimi özellikle
gençlerimizi, Kıbrıslı Türkleri AB pasaportu ile kandırıyor. 100 bine yakın
Kıbrıs’lı Türk, Rum pasaportu almış durumda. Büyük çoğunluğunu gençler
oluşturuyor. Öğrenci ve işsiz olan gençler Avrupa’ya okumaya veya iş bulmaya
gidiyor. KKTC pasaportuyla vize gibi bir sürü engelle karşılaşmamak için Rum
pasaportuna yöneliyorlar”
deyiverdi.

Dedi ve çanak çömlek patladı.

95 yılında Çiller’le Gümrük Birliği’ne “girdiğimizden” beri şu şehir
efsanesi ile uyutuluyoruz;

a)AB Türkiye’yi alacak; b)Ama
Kıbrıs engel..

O halde bu “rüya”nın sokaktaki
sade vatandaşı o yıldan bu yana nasıl etkilediğini masaya yatıralım..

“İspanya’da şato” vaat edilen Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşları için AB vatandaşı olabilmenin pratikte iki yolu
vardır; 1) Türkiye’nin AB’ye girmesi; 2) Bir şekilde KKTC vatandaşlığı
edinilmesi.

  1. Türkiye’nin
    AB’ye girmesi.

Nilgün Cerrahoğlu 6 Ekim 2011 tarihli
yazısında Umut Oran’a atfen şu kronolojinin altını çizdi:

“1999 Helsinki Zirvesi’nde
‘Türkiye, diğer adaylarla aynı kriterler temelinde birliğe katılmaya adaydır’
açıklaması ile yeni yol haritamız başladı.

6 Ekim 2004’te Komisyon;
‘Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığını’ değerlendirdi,
müzakerelerin başlamasını tavsiye etti. Aralık 2004’te müzakerelerin açılması
kararı alındı. 3 Ekim 2005 gününde müzakere çerçevesi belgesi imzalandı.

Tam 6 yıl oldu. Aynı gün
müzakerelere başlayan ve bunları sonuçlandıran Hırvatistan’la katılım anlaşması
yıl sonunda imzalanacak ve Hırvatistan 1 Temmuz 2013’ te birliğe katılacak.

 Türkiye bu noktadan çok uzak.

33 müzakere başlığından
yalnız 13’ü açıldı. Bunlardan sadece 1’i geçici olarak kapatıldı 18 fasıl bloke
durumda.

30
Haziran 2010’dan beri tek yeni fasıl müzakereye açılmış değil.

Fasıllar üzerinde görüşmeler
devam etmiyorsa müzakere süreci de devam etmiyor demektir.”

Şu haber de 12 Ekim tarihli www.gazetevatan.com da yer aldı;

                “’AB süreci kesinlikle bitti!’

İngiliz gazetesi Financial
Times, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecini değerlendiren bir
haber-analize yer verdi.

Daniel Dombey imzalı
haberde, Cengiz Aktar’ın Bahçeşehir Üniversitesi’nde AB üzerine olan master
dersinin yeterli ilgi olmadığı için kaldırıldığı aktarılarak, “işte bu iptal
kararı, Türkiye’nin AB üyeliği arayışının acıklı haline işaret ediyor” denildi.
Adı belirtilmeyen bir Türk diplomatın, Türkiye’de popüler olan bir söylemi
kullandığı belirtilerek şu sözleri aktarıldı:

‘Güven sorunu var. Avrupa
Birliği bize adil davranmıyor. En büyük fark da şu: Türkiye artık geçmişe
kıyasla kendine çok daha fazla güveniyor.’ Diplomata, AB müzakereleri
sorulduğunda da ‘Süreç kesinlikle öldü’ diye cevap verdiği aktarıldı”.

Türkiye, hükümetinde AB ile ilgili bir
bakan bulunduruyor ama Üniversitesinde AB dersi yeterli ilgi olmadığı için
kaldırılıyor.

Peki AB ne durumda?

Berbat..

Batıyor..

Yunanistan battı..

Portekiz sallantıda.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu
Fitch, ekonomik krizin pençesindeki İtalya ve İspanya’nın kredi notunu düşürdü.

Son değerlendirmeyle İtalya’nın ‘A+’ olan
notu ‘AA-‘ye, İspanya’nın ‘AA+’ olan notu ise ‘AA-‘ye indirildi.

Rum kesimi sırada..

Benim için en heyecan verici bölüm, çünkü
kuzeydeki “embedilmiş birleşikler” için güney bir rüya ülkesi.

Fileleftheros geçen gün, verilerin
2009’dan 2011 yılına kadar kamu borcunun, bütçe açığından dolayı 3,2 milyar
Euro ağırlaştığını gösterdiğini, öte yandan 2012 yılına ilişkin mesajların hiç
de iyi olmadığını yazdı.

Gazete Maliye Bakanlığının, bütçe açığının
2012 yılında yüzde 2,3 olmasına, yani “kara deliğin” yaklaşık 420
milyon Euro ile sınırlı kalmasına ilişkin iyimser senaryosu hâkim olsa bile,
(kamu borcunun) toplam ağırlığının 3,6 milyar Euro’ya yükseldiğini kaydederek
“müflis devlet” fotoğrafı çizdi.

Politis ise yeni alınan 2,5 milyar avroluk
Rus kredisinin bile, Rum ekonomisini kurtarmaya yetmeyeceği değerlendirmesini
yaptı.

Gazetenin haberinde, devlet giderlerinin
azaltılması için alınan önlemlerin yetersiz oluşu nedeniyle, böyle büyük
meblağlı bir krediye karşın Rum ekonomisinin kurtarılmasının mümkün olamayacağı
belirtildi.

Rum hükümetinin bu ay, borçlarını ödemek
için 350 milyon avro, maaşları ödemek içinse 200 milyon avroya ihtiyacı
olduğunu aktarılan haberde, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından
Standard&Poors’un 15 gün içerisinde Rum ekonomisini yeniden
değerlendireceği bildirildi.

Kıbrıs Rum yönetimi Bakanlar Kurulu, Rusya
ile yapılan yüzde 4.5 faizle 2.5 milyar avroluk kredi alınmasını öngören
anlaşmayı onaylamış, kredi anlaşmasının ocak ayında yürürlüğe gireceği
bildirilmişti.

Bu arada, Rum basın haberlerine göre,
Güney Kıbrıs’ta işsizlik oranı son 3 yılda yüzde 157 oranında artış gösterdi.
Eylül 2011’de, kayıtlı işsiz sayısı 29 bin 931 kişiye ulaştı.

Hele yukarıdaki haberin “Rum hükümetinin
bu ay, borçlarını ödemek için 350 milyon avro, maaşları ödemek içinse 200
milyon avroya ihtiyacı olduğu” bölümü; keyiften şıkır şıkır oynamama neden
oldu.

KKTC hükümetinin her ay maaşları ödeyebilmek
için piyasadan, anavatandan borç arandığını söylerlerdi ya..

Ne
diyormuş Rum basını? İşsizlik oranı son 3 yılda yüzde 157 oranında artış göstererek
Eylül 2011’de “kayıtlı işsiz sayısı” 29 bin 931 kişiye ulaşmış.

Hadi sabah sabah koşa koşa gidin
Rum tarafına da “eurocuk”ları ütüleyin bakalım..

AB rüyasının Türkiye için
bittiği bu kadar açık ve net olduğu ve…

….Ve aslında AB’nin kendisinin de iflasının şu veya bu şekilde elle
tutulur bir hâl aldığı açıkça ortada olduğuna göre..

Tercihlerimizi, yanılgılarımızı gözden geçirmenin daha zamanı gelmemiş
midir sizce?

“Mesele”nin, “Bir şekilde KKTC vatandaşlığı edinilmesi” bölümü gelecek
yazıya kaldı..

13 Ekim 2011

 

57’NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir