İÇİMİZDEKİ AFRODİTLER

İÇİMİZDEKİ AFRODİTLER - bayrak 4

İÇİMİZDEKİ AFRODİTLER - bayrak 4

İÇİMİZDEKİ AFRODİTLER

Hüseyin MÜMTAZ

 

                İçimizde o kadar çok ve çeşitli Afrodit var ki, taa 12’inci Parsel’e filan gemi gönderip sismik araştırma yapmaya hiç lüzum yok.

KKTC’deki ana muhalefet partisi CTP Parti Meclisi, Eroğlu ve Erdoğan’ın 21 Eylül’de New York’da imzaladığı Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’na “hayır” deme kararı almış..

Şaşırdınız mı?

Yâni dünya kamuoyunun gözü, BM Genel Kurulu dolayısı ile New York’ta bulunan kendi liderlerinin üzerindeyken aynı nedenle orada bulunan Eroğlu, Erdoğan’ın “Gel imzalayalım” önerisine “Hayır” mı diyecekti?

Skandalı, Rum’a verilecek istismar malzemesinin çapını düşünebiliyor musunuz?

Talât’ınız aynı pozisyonda olsaydı, “İmzalamam” mı diyecekti?

Kendinizi de başkasını da kandırmayın.

Belki fuzulî bir çaba ama ben halâ 2004’deki işbirliğinizin diyalektik materyalizme olan aykırılığı üzerine kafa yormaktayım.

9 Eylül sabahı kavşaklarda pankart tutup el broşürleri dağıtarak, “ORTAK PAYDA VARLIĞIMIZ, ORTAK HEDEF FEDERAL KIBRIS” dememiş miydiniz?

Meclisinde bulunduğunuz KKTC, bu “FEDERAL KIBRIS”ın neresinde?

Siz hangi bağın bülbülüsünüz, kimin kayığına binip kimin rembetikosunu çağırıyorsunuz?

Daha geçen gün Gençlik Kolları, Kadın Kolları dahil bütün “örgüt”ünüz, KKTC’yi tasfiye etmek için ölümüne mücadele eden Güneyin benzer Yoldaş örgütleri ile el ele, kol kola “Eleftheria Meydanı”nda “Sirdagi” oynamadınız mı? Kıbrıs’ın üzerine kuş kondurup adına da “YENİDEN BİRLEŞME FESTİVALİ” demediniz mi?

Akansoy’unuz, yaptığı açıklamada “halkın ve ülkenin birleştirilmesi ve ortak vatan yaratılması” için düzenlenecek olan eyleme katılalım çağrısında bulunurken; “Hep birlikte bir kez daha ‘Kıbrıs’ta barış engellenemez’ diyerek bağıralım” demedi mi?

Kıbrıs’ta 1974’den beri savaş mı vardı ki “barış” istiyorsunuz?

Akansoy mu?

Talât Cumhurbaşkanı, o da sekreteri iken Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Türkekul Kurttekin’i, Amerika’nın Büyükelçisi Urbanciç’e şikâyet ettiğini, gizli bilgileri paylaştığını “Wikileaks”tan öğrendiğimiz adam.

“Doktriner Marksist öğreti” meğer “gerektiğinde” dünyanın en büyük sermaye oligarşisi ile pekalâ işbirliği yapabiliyormuş..

“İçimizdeki Afrodit”ler böyleyken “Görüşmeler” nasıl devam ediyor?

Ediyor etmesine de rivayetler muhtelif..

Eroğlu’na göre “Al/Ver” süreci yaşanıyor, Hristofiyas’a göre ise; “Al-Ver” pazarlığı yapılmıyor, özellikle Avrupa Birliği, polis gücü ve ekonomi konularına odaklanılıyor.

Sonuçta kabağın bizim başımıza “VER/VER” olarak patlayacağından endişe ediyorum.

2004’de yola “Kazan/kazan” parolasıyla çıkmamış mıydık?

Çünkü bakın Hristofiyas “menfadaki” Omorfo ”belediyesinin” bu yıl 31’incisini düzenlediği ”anti işgal etkinliği” kapsamında Astromerit Kültür Merkezi’nde yapılan törendeki konuşmasında ne diyor;

”Güzelyurt (Omorfo) ve Maraş Rum idaresi altına verilmeden ve olabildiğince çok göçmenin Kıbrıs Rum idaresi altında geri dönmesine olanak tanıyacak ölçüde ciddi toprak düzenlemeleri yapılmadan Kıbrıs sorununa Rum tarafınca kabul edilecek, yaşayabilir ve işleyebilir çözüm bulunamaz. Bugüne kadar çözüme ulaşamamamızın nedeni öteki tarafın (Türk tarafı), uzlaşılmış çözüm zemininin dışında olan aşırı talepleridir”.

                Hristofiyas; a)Maraş’ı, b)Güzelyurt’u “Rum idaresine” istiyor;  c)“Olabildiğince çok göçmenin Kıbrıs Rum idaresi altında geri dönmesine olanak tanıyacak ölçüde” ciddi toprak düzenlemeleri yapılmadan…..

“Kıbrıs sorununa Rum tarafınca kabul edilecek, yaşayabilir ve işleyebilir çözüm bulunamaz” diyor ve dedikten sonra da;

“Bugüne kadar çözüme ulaşamamamızın nedeni öteki tarafın (Türk tarafı), uzlaşılmış çözüm zemininin dışında olan aşırı talepleridir” diye ekliyor…

Bana bir Müslüman çıkıp şu Türk tarafının “aşırı talepleri”nin ne olduğunu açıklayabilir mi acaba?

                Rum tarafının “kabul edilebilir, yaşayabilir çözüm” için istediklerini, Karpaz’ı cepte bildiğini, ufak ufak Girne’den de söz ettiğini biliyoruz da Türk tarafı hangi aşırı taleplerde bulunmuş acaba?

Duysak da rahatlasak..

Akıncılar’ın burnundan batıya doğru Bostancı’ya, doğuya doğru da Derinya’ya bir hat çizdik de haberimiz mi yok?

“İçimizdeki Afrodit”lerden bir fırsat bulsak öğreneceğiz de, bırakmıyorlar ki! 11 Ekim 2011

 

57’NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir