DEMOKRASİ GÜVENLİĞİ VE TSK

Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg,"Yine de her zaman demokrasi ve açıklık değerlerine bağlı kalan,insanları aktif olmaya,kendilerini güvenli hissettikleri ölçüde siyasi yaşama katılmaya teşvik eden bir toplum olacağız"diyor. - military askeri helikopter rus

DEMOKRASİ  GÜVENLİĞİ VE TSK
Terörist Anders Behring Breivik’in Oslo ve Utöya adasında 76 kişiyi öldürmesi ardından Avrupa’da  daha sıkı güvenlik tedbirleri alınıyor.

Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg,”Yine de her zaman demokrasi ve açıklık değerlerine bağlı kalan,insanları aktif olmaya,kendilerini güvenli hissettikleri ölçüde siyasi yaşama katılmaya teşvik eden bir toplum olacağız”diyor.

Norveç’in insanlık ve demokrasiden edindiği birikimle  duruşunun; çoğulculuk için açık,demokratik ve hoşgörülü  toplumlar oluşturmak yerine bilhassa  ılımlısından -radikaline islamcılıkla tehdit algısını zihinlere yerleştiren hem batı hem  İslam medeniyetindeki  sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve liderlerine ders olması gerekiyor.

Bir kez daha  küresel demokrasinin güvenliği tartışmaya açılıyor!
*

AB demokrasileri güvenlik politikaları 11 Eylül ardından Londra ve Madrit saldırılarıyla  transatlantikleşmiş bulunuyor.
Demokrasi güvenliği politikalarında üye ülkelerin mevzuatlarında değişikliklerle  adli birimler ve güvenlik teşkilatları arasında işbirlikleri oluşturulmuş,güvenlik ve icra makamları arasında bilgi paylaşımı ve yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik politikalar geliştirilmiş ve polisiye yöntemler yanında askeri yöntemlerinde  kullanılmasına yol açılmıştır.

Demokrasiler güvenlikleri için isyancılara ve teröristlere karşı kendini koruma hakkına sahiptir -rağmen, insan haklarının  kısıtlanmasına da neden olabilen terörizm tehditine karşı alınan kimi orantısız  anti-terör önlemlerinin,bireyin hak ve özgürlüklerini zedelememesi içinde yasal tedbirler alınmıştır.
*
Türkiye;Büyük Ortadoğu ile Medeniyetler İttifakı Projelerine işbirliğiyle küresel demokrasi güvenliğine omuz veren islamcı  ve çoğunlukta AKP iktidarıyla yönetilirken, muhalefeti oluşturan azınlığı da  gerektiğinde direnebilmektedir.

Türk demokrasi güvenliği çoğunluk ya da azınlığın aşırıya kaçması halinde ötekinin ortadan kalkacağı  dengesinde duruyor.
*
Demokrasinin güvenliğinde aşırıya kaçan  bölücü terör tehditine karşı silahlı veya  bazı özgürlükleri kısıtlayıcı tedbirlerin alınmasında üç husus  öne çıkıyor.
İlkinde AB Bakanı Egemen Bağış’ın,”Norveç’teki saldırıyı gerçekleştiren,Londra’yı, Madrit’i kana bulayanlar  Avrupa için neyse,PKK da bizim için odur.Biz kağıt üzerinde kalan anlaşmaların, bilindik sözlerin ötesine geçmeyen destek beyanlarının değil, gerçek, somut ve kararlı bir işbirliğinin peşindeyiz ve bunun takipçisiyiz” ifadesiyle işaret ettiği Türkiye’nin  PKK terörüyle mücadelesindeki yalnızlığıdır.

Küresel demokrasi güvenliğini kurgulayanların, sıra Türkiye’ye geldiğinde umursamazlıkları  başka hesaplara mı yatıldığı

güvensizliğine  neden oluyor!

 

*

İkincisi Türk Demokrasisinin  Atatürkçü ilkeler yönünde demokratik ve lâik siyaset,serbest piyasa ekonomisi,içte dışta barışa dayalı politikalara ilerlemesi  ve sorunlarını çözmesi gerekirken,

Bizzat küresel projelerle işbirliği ve baskın islamcı karakteriyle demokrasinin güvenliğine  tehdit unsuru olan AKP iktidarının    bölücü  terör tehditine  asla  şifa olmayacağına duyulan inançtır.

*

Üçüncüsü  yine AKP iktidarının  yargıda, merkezi ve yerel idarelerde,özerk kuruluşlarda, ekonomi birimlerinde,medyada ve sivil toplum kuruluşlarına oluşturduğu -güya, islamın demokrasiyle bağdaştığı boş inana dayalı derin yapılanmasıdır.

Bu yapılanmanın hedefi, kudreti  nedeniyle Türk demokrasisi güvenliğine zaafiyet veriyor.

 

*
Bu noktada her gün askeri yetenekleri tartışılan,çok sayıda komutanlarına çeteci ya da başka zanlar yapıştırılan ve prestiji yok edilen TSK’nın,

Mustafa Kemal’in,”Cumhuriyet Orduları, Cumhuriyeti ve kutsal topraklarını güvenle koruma ve savunma kudretindedir ve hazırdır” direktifinde durduğuna ve demokrasinin güvenliğini koruduğuna  nasıl inanmak gerekiyor?

 

*
Norveç saldırısı küresel demokrasi güvenliğini  yanısıra Türkiye demokrasisi güvenliğini de gündeme getirmiştir.

Hükümetin terörle mücadeleyi özel harekâtçı polislere vererek terörle mücadeleyi siyasallaştıracağı polemikleri ardından Yüksek Askeri Şura’da sivil ve asker üyelerin sayılarını eşitleyeceği konuşuluyor.

İnanılmaz fakat Yüksek Askeri Şura sivilleşerek siyasallaştırılmak isteniyor!

Cumhuriyet’in değerlerinin ve demokrasinin   güvenliğinin  korunmasında  taraf olan  TSK’nın; Mustafa Kemal’in,”Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa birlikte hareket ve savaşma yeteneğini temelinden kaybeder. Ve vatanın savunma gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun, karışmadan önceki disiplini ve savaşma yeteneğini yeniden kazanabilmesi  çok zaman ister” ifadesini hatırlamasını  ve  bu oyuna düşmemesini görmek isteriz.

*

Norveç  saldırısının Türkiye’de de  açık,demokratik ve hoşgörülü  toplumlar oluşturmak yerine bilhassa ılımlı islam  siyaseti konusunda başarılı bir retorikle tehdit algısını zihinlere yerleştiren veya  etnik ayrışmacı, demokrasiye sızmış, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin  liderlerine ve aldananlarına da, yöntemlerinin demokrasinin güvenliğini  asla sağlamayacağı konusunda ders olmasını ve  akıllanmalarını  dileriz.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir