AĞRI DAĞI

AĞRI DAĞI - huseyin mumtaz

AĞRI DAĞI

Hüseyin MÜMTAZ

Biz
memleketin bir bölgesinde yüksek sesle dillendirilmeye başlayan “demokratik”
Özerklik “çalışmaları” bağlamında; “devletin ülkesinin” o parçasını nasıl
ederiz de kurtarırızın derdine düşmüşken başımıza bir de AĞRI DAĞI meselesi
çıktı.

Hemen
söyleyelim, “Ağrı Dağı”, aynen en uzak her köşe gibi “bölünmez bir parça” olup “mesele”
değil, VATAN’dır.

Ve
MEVZUU BAHİS OLAN VATAN’SA, GERİSİ TEFERRUATTIR.

Sondan
başlayalım..

Dışişleri
Bakanlığı dün şöyle bir açıklama yayınladı;

“Ermenistan’da
25 Temmuz 2011 tarihinde düzenlenen Ermeni dili ve edebiyatı yarışmasında
kendisine bir öğrenci tarafından sorulan soruya Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın
verdiği yanıtı şiddetle kınıyoruz. Kendi toplumunu, özellikle gençleri barış,
huzur ve refah dolu bir gelecek için hazırlamak devlet adamlarının asli görevi
olmalıdır. Bunun tam tersi bir yaklaşımla halklar arasında husumet ve nefret
ideolojisini tahrik edecek şekilde gençlere ve gelecek kuşaklara öğütlerde
bulunmak son derece sorumsuz bir davranıştır.

Bölgede
barışı sağlamaya dönük arayışların hız kazandığı bir sırada Sayın Sarkisyan’ın
kullanmakta beis görmediği ifadeler barış için çalışmaya niyeti olmadığına
işaret etmektedir. Bölgede barış, huzur ve istikrarın hâkim kılınması için çaba
sarf eden herkesin Sayın Sarkisyan’ın esefle karşıladığımız talihsiz
ifadelerinden gereken sonuçları çıkaracağına inanıyoruz.”

Güzel…

Peki, neydi Sarkisyan’ın söyledikleri?

“Ermenistan
Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Türkiye’nin doğusunda bulunan ve Ermeniler
tarafından -Batı Ermenistan toprakları- olarak adlandırılan Ağrı Dağı
bölgesinin geri alınmasını yeni nesillere görev gösterdi.

Ermenistan’da
dün düzenlenen Ermeni dili ve edebiyatı yarışmasında öğrencilerden birinin,
-Batı topraklarımızı Ağrı Dağı’yla birlikte geri alabilecek miyiz- sorusuna
yanıt veren Sarkisyan, -Bu sizin neslinize bağlı. Mesela benim nesil üzerine
düşen görevi başarıyla yerine getirdi. 90’lı yıllarda vatanımızın parçası
Artsah’ı (Karabağ bölgesini) düşmanın elinden kurtardık. Her neslin bir görevi
vardır. Siz de ileride bizim gibi görevinizi yerine getirip getirmeyeceğiniz
birlik ve beraberliğinize bağlıdır. Biz Ermeni ulusu her zaman Anka kuşu gibi
küllerden dirilmeyi başarmışızdır. Ama şunu da söylemem gerek. Günümüz
dünyasında ülkelerin itibarı yüzölçümüyle ölçülmüyor. Ermenistan modern,
güvenli ve ekonomide başarılı ülke olursa itibarı da o denli yüksek olacaktır-
şeklinde konuştu”.
(Hürriyet.
Nerdun
HACIOĞLU / MOSKOVA.26 Temmuz 2011)

Sarkisyan,
“kişisel düşüncelerini” söylüyor. Ama Cumhurbaşkanı olduğu ve Cumhurbaşkanı
kimliği ile de söylediği için düşünceleri “resmî” nitelik kazanıyor.

Kimse
artık, “Ermenistan’da bakkal Artin’in fikri budur, adam bakkaldır, üzerinde
durmaya değmez” diyemez.

Halbuki
biz Ermenistan için neler yapmıştık!

“Sıfır
sorun” ve “bir adım önde” olmanın gereği Bursa’daki Ermenistan maçında
Azerbaycan bayraklarının stada sokulmasını bile yasaklamıştık.

Yasaklayanların
yüzü;  son Eurovision yarışmasında
birinciliği kazanan Azerbaycan balalarının sahneye Türk bayrakları ile çıkması
üzerine kızardı mı bilemiyorum..

Ben
bu arada asıl, derin bir sessizliğe bürünen Dâvutoğlu’nun tavrını merak
ediyorum.

Kendileri
“Dördüncü Restorasyon Dönemi”nin isim babası ve hariciye sorumlusudur.

Bakanlığı
Sarkisyan’a resmî cevap vermiştir de kişisel olarak ne düşünüyordur Dâvutoğlu?

Bir
süre evvel herkesten önce “bir adım” atarak şu açılımı yapmıştı kendileri;

“TEPAV’ın iki ülke arasında güven artırıcı
önlemleri artırma projesi çerçevesinde düzenlediği çalıştaya, Ermenistan’dan 5
sivil toplum kuruluşu katıldı. Çalıştaya katılan sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileri önceki gün Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile
görüştü. Ermeni temsilcileri, akşam da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu kabul
etti. Alınan bilgilere göre, Davutoğlu, Ermeni temsilcilerle samimi bir havada
konuştu. Davutoğlu, Türkler ile Ermeniler arasındaki tarihi bağlar olduğunu
belirterek, -Konya civarında Toros’lardaydı benim köyüm. Kapı oymalarını yapan
usta Ermeni idi. Ermeni bir aile yaşıyordu bizim oralarda. Çocukluğumdan
kaynaklanıyor benim yakınlık hissim- dedi.

Bir
Ermeni temsilcinin ailesinin Osmanlı’nın son döneminde Erzurum’dan göç etmiş
olduğunu dile getirmesi üzerine Davutoğlu’nun, -İnanıyorum bu sorunlar yakın
zamanda aşılacak. Şu anda bir çıkmaz var. Ama bu böyle sürüp gidecek değil.
Sabırlı olalım. Ailece Erzurum’u gelip gezeceksiniz, hatta yakında bir ev bile
isterseniz alabileceksiniz. İlişkilerimiz düzelecek- dediği aktarıldı. Davutoğlu,
iki kavrama çok önem verdiğini ifade ederek, bunları -tarihdaşlık ve
vatandaşlık- olarak sıraladı”.
(Milliyet.Aydın HASAN. Ankara.
20.7.2011)

Çocukluğundan kaynaklandığını ifade
ettiği köydeki kapı oyma ustasına duyduğu yakınlık hissi “kişisel”dir.
Muhatabına ifade ettiği “Erzurum’a gelip gezebilecek, hâttâ ev alabilecekleri”
düşüncesinin de kişisel niyeti olması gerekir.

Ancak nasıl Sarkisyan’ın söyledikleri
sadece kendisini değil, taşımakta olduğu “Cumhurbaşkanı” kartviziti dolayısı
ile bütün bir Ermenistan’ı bağlıyorsa; Dâvutoğlu’nun “ev satma” düşüncesinin de
devleti bağlıyor olacağını düşünüyorum.

Böyle bir politikamız var mıdır?

Dâvutoğlu’nun niyet beyanı 20 Temmuz
tarihlidir.

Sarkisyan’ınki 25 Temmuz tarihlidir.

Dışişleri Sarkisyan’a 26’sında cevap
vermiştir.

Ama ben yine de son iki gündür suskun
olan Dâvutoğlu’nun kişisel “cevabını” merak ediyorum.

“Erzurum’a gelip ev alın” önerisine,  Sarkisyan’ın “Ağrı Dağı’nı da sizin nesil
alsın” karşı hamlesi yenir yutulur şey değildir.

Bu nasıl bir “tarihdaşlık”tır?

Üst düzey bir devlet adamımızın Türk
genç nesline en son ne zaman millî bir hedef gösterdiğini hatırlayıp
hatırlamadığınızı başka bir yazıda tartışırız.

Sakın, “Yahu, önce elimizdeki
toprakları kurtaralım” demeyin.

İstiklâl Marşı şairi; “Sen sahip
olursan bu vatan batmayacaktır” diyor.

Peki; “Mevzuu bahis olan VATAN’sa
gerisi teferruattır”ı kim söylemişti?  27 Temmuz 2011

 

57’NCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir