NATO,KÜRTLER VE 12 HAZİRAN SÜRPRİZİ

Şimdi süreç ABD-İsrail-Suudi Arabistan ve müttefiklerinin  ivmesiyle Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da Tunus,Mısır,Libya,Yemen,Suriye gibi  kimi ülke yönetimlerin ekonomik,siyasal ve sosyal alanda başarısızlıklarından hareketle başlatılan  muhalif kalkışmalarla gelişiyor. - 20150707 collective defence img 375

NATO, KÜRTLER VE 12 HAZİRAN SÜRPRİZİ
Usame Bin Ladin’in öldürülmesi duyurusu islami terör örgütlerinin marjinalize edildiği ve küresel tehditlerinin  baskılandığının ilanıydı.

Şimdi süreç ABD-İsrail-Suudi Arabistan ve müttefiklerinin  ivmesiyle Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da Tunus,Mısır,Libya,Yemen,Suriye gibi  kimi ülke yönetimlerin ekonomik,siyasal ve sosyal alanda başarısızlıklarından hareketle başlatılan  muhalif kalkışmalarla gelişiyor.

Öncelikle yıllarca yeraltında ekonomik ve siyasal büyüme  sağlayan ve “Ilımlı İslami Uyanışın” temsilciliğine evrilen   sünni “Müslüman Kardeşler Örgütü”nün yasallaşmasına,  ülkelerinde ekonomi ve siyasetten sorumlu kılınarak ehlileşmelerine ve ortak bir stratejiyle terör devleti kabul edilen İran’ın “Sünni eksen”le kuşatılması hedefleniyor.
*

İran da Filistin’de,Lübnan,Bahreyn,Yemen, Suriye’de “Şii Ekseni”yle yanıt veriyor…
*

Ne ki  bulunduğu  önemli coğrafyada “Sünni Eksen ile Şii Eksen”in kesişme alanında  Suriye hızla kurgulanmış bir iç savaşa yönelmektedir.

ABD; kimi Suriyelinin Golan tepelerinde ateşkes hattını geçmek teşebbüsünde 23 kişinin hayatını kaybetmesini  Suriye hükümetinin ülkesindeki gelişmeleri başka tarafa çekme gayretinin bir sonucu olduğunu savunuyor ve egemen devlet olarak İsrail’in müdahale hakkının doğduğunu savlıyor.

Beşşar Esad’ın demokratik reformlar vaadi,geniş kapsamlı af ilanına rağmen sünni “Müslüman Kardeşler Örgütü” giderek muhalif hareketi toparlıyor ve ABD’nin resmi söylemiyle  Beşar Esad hükümetinin yasallığını yitirdiğini ve Suriye’de insanlığa karşı cinayet işlendiğini savunuyor.

Son olarak muhaliflerin Türkiye sınırından 20 kilometre uzaklıkta Cizr el-şuhur kasabasında 120 Suriye güvenlik görevlisini öldürmesi  taraflar arasında kesin hesabın görüleceği ihtimalini güçlendiriyor…
*

Doğrusu kesin hesabın kime ve nasıl  kesileceği: Yarın’a meraktır!

Çünkü İran kendini Doğu Akdeniz’e açan  Suriye gibi bir stratejik  ortağı kaybetmeyi asla düşünmemekte, ABD  ve müttefikleri de İran’ın Suriye’yi kaybetmesi halinde köşesinde sıkışacağını hesaplamaktadır.

Fakat ABD ve müttefikleri  Libya,Yemen ardından Suriye’de de kesin hesabın görülmesinin sürüncemede kalması ve  düşmanın alan genişleterek güçlenmesinden  rahatsız oluyor!

Üstelik ABD ve NATO’nun İran’a karşı Avrupa’da ve Türkiye’de kurulmasını planladığı Füze Savunma Sistemi Rusya’nın muhalefeti nedeniyle gecikiyor…
*
Bu sırada PKK; Büyük Ortadoğu Projesinde ABD ve İsrail ile stratejik ilişkileri sürecinde Irak,Suriye,İran ve Türkiye’de bölge stratejilerini ciddi biçimde etkileyecek  güce ulaşmış ve Kürtlerin eskisi gibi yönetilemeyecekleri savıyla her Kürdistan parçasına çözüm arayışlarını dayatmaktadır.

Irak Kürt Federe Devleti giderek merkeziyetçi ulus devlet modelini aşındırırken,Kürt-Arap, Kürt-Suriye,Kürt-İran, Kürt-Türk ilişkileri gerginleşerek seyretmekte ve bölgede istikrar giderek bozulma eğilimi göstermektedir.

Öte yanda Türkiye Kürt Hareketinin demokratik konfederalizm gibi bireysel ve kültürel özgürlükleri değil coğrafya temelli kitlesel çatışmalara sonuç verecek bir anayasa öngörüsü de  bölgeye  gerilim  ihraç ediyor!

 

*

ABD’nin Irak’tan nihai çekilmesi öncesi yerini NATO’ya bırakma isteği sürerken, yeni gelişen üç haber dikkat çekiyor;

İlkinde NATO’nun kapatılacağı iddia edilen İzmir’deki Hava Unsur Komutanlığı daha önemli bir misyon yüklenmektedir.

NATO  Yunanistan üssünden vazgeçmiş ve İzmir’i bölgenin  en önemli Kara Unsur Komutanlığına çeviriyor!

İkincisini  İngiliz gazeteci Robert Fisk bildiriyor;Türkiye Suriye sınırının öteki tarafına bir tampon bölge için hazırlıklar yapmaktadır!

Üçüncüsü; Fransa  ve İngiltere Suriye’de şiddet olayları artarken buna sessiz kalınamayacağı -çünkü, Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın meşruluğunu kaybettiği iddiasıyla BM Güvenlik Konseyine  başvuruyor.
*

Haberler Sünni ve Şii eksenlerin keşişme noktası Suriye’de ibrenin ABD ve müttefiklerinin lehine çevrilmesini teminen NATO’nun Libya deneyimini akla getiriyor.

Libya deneyiminin gösterdiği üzere önce BM Güvenlik Konseyinde uluslararası bir gündem oluşturuluyor ve NATO durumdan vaziyet çıkararak devreye giriyor!

İşte ABD ve müttefiklerinin çıkarlarını teminen  İzmir NATO Karargahı  Ortadoğu’daki  en büyük Kara Unsur Komutanlığına çevriliyor.

İleri zamanda Suriye sınırında mayınlı sahanında işletilmesi gözönünde olması kaydıyla NATO, TSK üzerinden bölgeye yerleşmeye mi  hazırlanıyor?

Irak’ta ABD komutanlığı da bölgede NATO’ya davetiye çıkarıyor!

Eh!  İslam Cihan Devleti hayalinde AKP, ayrılıkçı Kürt Hareketini  islami sermayesi içinde aş ve işe muhtaç ederek bertaraf etmenin peşindedir ve bu uğurda güvenliğinin ve işbirliğinin  sağlanmasını teminen NATO’nun bölgeye yerleşmesine de-elbette, hayır demiyecektir…
*

Bu yüzden  ABD’nin bölge laboratuvarı Türkiye’nin 12 Haziran seçimi ve ardında yeni Anayasa’nın tüm toplum kesimlerinin  ve bilhassa Kürt Hareketinin taleplerini yansıtarak   hazırlanması sürecinin Türkiye’den bölgesine kurgulanan senaryoda önemli bir aşama olduğu anlaşılıyor.
Ne ki bu kurgunun çok gönüllüsü Recep Tayyip Erdoğan’ın bunu başarabilecek güçte olduğunu ispatlamaya yönelik  rahatsız edici uzlaşmaz kişiliği ve anlamsız otoritesi Türkiye’yi  bölgesinin en  gerilimli ülkesi haline getirmiştir!

12 Haziran Genel Seçim sonucunun bir tık uzaklıkta konfigürasyonu ve  ardından anlaşılmaz, uzlaşmaz otoritesiyle  Recep Tayyip Erdoğan’ın gücünün bir şekilde  ders niteliğinde  zayıflatılmasının  bölgenin  göreceli barış ve istikrarına Türkiye cenahından verilen bir katkı olacağını  düşünmek gerekiyor!

Türkiye AKP ve  yeniCHP koalisyonuna MHP’nin katkısı  ve BDP ‘nin demokratik çözüme dahli ile genişleyen göreceli ve miadlı ulusal birliğe giderken TSK; NATO’ya  mevzi açıyor…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir