HAÇLI İSLAMI İSTİLA EDİYOR

 HAÇLI İSLAMI  İSTİLA EDİYOR - islamcilik demokrasi hayir

 HAÇLI İSLAMI  İSTİLA EDİYOR

 
Başbakan Erdoğan’ın AKP milletvekili adayları tanıtım toplantısında verdiği mesajlar malûmun ilanıdır.
Mızrak çuvala sığmamakta -artık, her taşın altından imamın bir neferinden  islamcı siyasa çıkmaktadır!
*
YGS sınavında şifre iddiası öğrencilerin vicdanında herkesin hakkının tanınmasına yönelik değişmez ve kesin adalet talebini paramparça etmiştir.
Adaleti karşıt çıkarlar arasında hakka ve hukuka uygun denklik olarak düşünmesi ve o yönde uygulamada bulunması gereken Başbakan Erdoğan öğrencilerin adalet istemesinden rahatsız,”Taksim’de iki bin genci yürütmek problem değil.Biz de kalkarız onların karşısına 10 bin genç koyarız!”diyor!
“Kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan,fert fert ben varım cevabını verici,her ferdi benim olmadığım yerde kimse yoktur fikrini besleyici,dava ahlâkına sahip bir gençliğe” işaret ediyor.
Fütûrsuzca bölüyor, ayırıyor, tahrik ve tehditle baskı kuruyor fakat  yargıdan asla çekinmiyor …
*
Nitekim,Hukuk’un bireye verdiği sadece mahkemeleri değil idari makamları da bağlayan herkesin yasalara göre suçluluğu ispat edilinceye kadar masum kabul edilmesi teminatı da hiçe sayıyor.
“MHP’ye,CHP’ye soruyorum; siz, milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, Silivri’nin iradesini mi? Siz gücünüzü milletten mi alıyorsunuz, yoksa çetelerden, mafyadan, karanlık örgütlerden mi?” derken;Ergenekon ve Balyoz gibi davaların hem savcısı hem yargıcıdır!
Fütûrsuzca yargıya el koyarken baskı oluşturuyor  ve  asla çekinmiyor…
*
Başbakan Erdoğan’ın  konuşmasında  vizyon giderek  genişliyor!
“Güneydoğu Anadolu’daki istismar kokan politikaları bu ülkede sadece biz çökertebiliriz.Bu ülkede Kürt Meselesi artık yoktur,benim Kürt Kardeşlerimin meseleleri vardır” diyor.
Kendi andığı Kürt Meselesini bireysel alana indiriyor.
Bir kaç saat sonra YSK, BDP desteğiyle seçime giren çok önemli bağımsız adayların başvurusunu, hüküm giydikleri gerekçesiyle reddediyor!
*
Çünkü Erdoğan; gelişmiş standartlarıyla ABD ve Batılı müttefiklerinin  barışçıl ve istikrarlı dünya için farklı coğrafyaların sorunlarının sadece askeri değil insan odaklı yöntemlerle de çözüleceği konseptinde -bizim coğrafyamızda Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı projelerinin sadık Eşbaşkanıdır.
Projeler ülkeleri etkin kılan ekonomilerin gelişmişliği ve istikrarı,teknolojik üstünlükleri,kültür,sanat,rekabetçilik,sosyal sermaye,yenilikçilik,tarihi hafıza ve medeniyet bağları gibi faktörlerden yükseliyor.
İslam ülkelerinin değişen-değiştirilen sosyolojileri üzerinde  bireysel dini duyguları ağır basan insan tipi yerine siyasal anlamda dini arayışları öne çıkaran cemaatleşmenin ötesinde partileşmeye inanan milyonlarca  insan tipi oluşturuluyor.
 
*
Ne ki,islam ülkelerinin sosyolojileri değişirken alttan çıkan etnik ya da mezhepsel  güçlerin asla uluslararası,bölgesel ya da ulusal kaoslara neden olmaması gerekiyor!
Mesela, uzunca süredir Türkiye’nin etnik Kürtçü Hareketinin taleplerini yürütebilmeyi teminen Abdullah Öcalan,”12 Haziran Seçiminde AKP ne kadar Kürtlerden daha fazla oy alır ve Kürtlerin oyu ne kadar azalırsa, Kürtlerin talepleri,statüleri büyük tehlikeye girer. Kürtler geriler ve yok olma noktasına gelirler” kaygısıyla ve  ısrarla AKP nin ardındaki büyük güç Fethullah Gülen’le uzlaşmaya çalışıyor.
Öcalan seçim barajının indirilmesi ya da  cemaatin sahiplendiği oy havuzundan asgari 30 milletvekili pay almak için gerekirse savaş tehditinde bulunuyor!
Ne İleri Demokrasi söylemi ne Gülen cemaatiyle  ısrarlı  tehdite yönelik pazarlıklar -rağmen,AKP ve Fethullah Gülen etnik bir güç Kürt Hareketinin bölgesel ya da ulusal bir kaosa neden olmaması konusunda verilen hükme uyuyor!
Seçim barajı indirilmeyince BDP seçime bağımsız adaylarla girmek kararı veriyor!
 
*
Bu noktada AKP iktidar gücüyle bölgenin mevcut ekonomik kalkınmışlığını  politik bir silaha çeviriyor!
Ekonomik kalkınma ile hak ve özgürlüklerin birlikte gelişeceği,hak ve özgürlükler genişledikçe de yoksulluk,sömürü ve terörün biteceği kurgulanıyor.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun  tüm kaynaklarından hareketle ekonomik hayatın örgütlülüğünü köylerden kentlere sağlanmıştır.
O garantiyle BDP’nin milletvekili sayısını asgaride tutmak, seçmen ve adaylar üzerinde sür-git baskı kurmak belirleyici politik unsur haline geliyor.
Kürt Hareketi seçmeninin önüne de hayatın belirleyicisi  aş ve iş konuluyor ve seç deniyor!
Halk terör ya da savaş korkusuyla tedirgindir-ne gam! Güvenliğin sağlanmasına yönelik binlerce  özel güvenlik mensubu,korucular,camilerde imamlar ve evlere irşad ekipleri görevde,sokaklar kaynamaktadır!
*
Gülen ve Erdoğan bu felsefeyi Türkiye’den tüm islam coğrafyasına yaymanın hedefinde dolu dizgin ilerliyor.
Şimdi sırada  milliyetçi değil çoğunlukçu felsefede,laik değil siyasal islam sekülerizminde, Cumhuriyet Devrimi bağlılığında yargı ve askeri vesayeti kaldırmış,kuvvetler ayrılığı ilkesini otoriteye bağlamış  güçlü parlamenter sistemi öneren ve  temel felsefesiyle İslam ülkelerine ihraç edilecek bir anayasaya ihtiyaçları var.
 
*
Türkiye yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor!
Ayrılıkçı  Kürt Hareketinin siyasetine dizgin tutulurken  haçlı islamı ya da siyasi islam bölgeselleşiyor!
Baskı hayatın her noktasına işliyor.
O halde  onların cehennemlerine gerisin geri postalanmasını teminen -şöyle derin bir nefesin ardından, “Destûûr,İblis!” avazıyla önce niyetlenmek gerekiyor.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir