KEMAL’İN BARUTU BİR ATIMLIK OLMASIN

<p> KEMAL'İN BARUTU BİR ATIMLIK OLMASIN
Başbakan Erdoğan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurulunda,"Laiklik,Türkiye'de on yıllar boyunca tartışılmış,özgürlükler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmış,adeta demokratikleşme karşısında bir duvar olacak şekilde yorumlanmıştır.Uzun bir sürecin ardından Türkiye,özellikle de bizim iktidarımız döneminde,tüm bu tartışmaları geride bırakarak,İslam-laiklik-demokrasi gibi kavramların pekala bir arada varlığını sürdürebileceğini somut uygulamalarla tüm dünyaya ispat etmiştir"diyor.
Erdoğan, Mustafa Kemal'in," laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve can'lığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz" ifadesine duyarsızdır ve  islam-laiklik-demokrasi kavramlarıyla  alaturka bir Türkiye'ye  işaret ediyor!
*
Ya da PKK ve BDP'nin lideri Abdullah Öcalan devlete ve Türk halkına,"Demokratik anayasal çözüme şans vermelidir.Çünkü bu onların da son şansıdır.Demokratik anayasal çözüm gelişmezse kendiliğinden topyekün savaş dönemi başlar.Kızılca kıyamet kopar.O zaman sözün bittiği zamandır.Seçimden sonra hükümet fark etmez,ister şimdiki hükümet olsun ister sonraki hükümet olsun tutumları netleşecektir.Birkaç ay var önümüzde.Bu aylar demokratik anayasal çözüm için son şanstır"diyor!
Ayrılıkçı Abdullah Öcalan, Mustafa Kemal'in,"Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir"ifadesine duyarsızdır -ki, talebi; yerel makamları her türlü demokratik rejimin temellerinden biri kabul eden AB'nin "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı"nın  kabul edilmesi anlamına geliyor.
Özerk yerel yönetimlerin korunması ve güçlendirilmesi,vatandaşların kamu işlerinin sevk ve idaresinde bulunması bu suretle  idarede adem-i merkeziyetçilikten Demokratik Özerk Kürdistan'a işaret ediyor!
*
Yukarıda ki talepler doğrultusunda Türkiye uluslararası kabul, uluslararası hukuk ilkelerinde,siyasal rejimi demokratikleştiren ve toplumsal mutabakatla belirlenmiş yeni bir anayasanın hazırlanacağı 12 Haziran seçimlerine gidiyor.
Yeni anayasanın ideali bellidir; ortak yaşam için farklılıkların korunduğu, barış ve özgürlükler için toplumsal farklılıklara saygı,çoğulculuk esasında geniş hak ve özgürlükler,din ve inanç özgürlüğü ve bunlara uyumlu kamu idaresini öngörülüyor.
Teminen özgürlüklerin ya da uluslararası demokratik standartlara erişmenin önünde  merkezci,seçkinci ve otoriter bir zihniyet olarak engel görülen Kemalizm; AKP iktidarında devletin tüm kurum ve kuruluşları bürokrasisinde kadrolaşarak,cemaatler ve Kürt sorununun çözümü için demokratik siyaset yolunu açmak üzere yargı bürokrasisi referandumla,askeri bürokrasi  ise Ergenekon Davası ve ardıllarıyla tasfiye edilmiş bulunuyor.
Cumhuriyetin ideolojik mirasçısı durumunda CHP' de de bir komplo ardından Kemal Kılıçdaroğlu;
*
Cumhuriyet tarihinin  çok defa ihtiyaç  gösterdiği üzere Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun davranmak, korumak, yaşatmak ve hakim kılmakla yükümlü partisi CHP'yi;Kemalist zihniyeti bertaraf etmeye yönelik intibada bir liste ile seçime götürüyor!
12 Haziran'da Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniCHP'sini; meş'um komplonun sahibi büyük gücün adına -ki,minareyi çalıp kılıfını hazırlamıştır,
Türkiye ve İslam coğrafyasının  istikrarı yüzü hürmetine -asla,
Ne  kavga ne de bölünmeye neden  yüzde 30 oy oranı altında kalmasını düşünmemek gerekiyor!
*
Ne ki Türkiye'nin Atatürkçü Düşünce Sisteminden yükselen CHP'nin İl ve İlçe Örgütleri;ilişkilerde yazısız kurallar ve geleneklerde yapısallaşmış ve kurumlaşmış,Kemalist tutarlılıkta davranış birliği içinde,katılımcı,özgür milyonlarca kadın,genç ve her yaşta seçmen kitlesini temsil ediyor.
Bu anlamıyla islam-laiklik-demokrasi garabetinde alaturka Türkiye'ye ve Demokratik Özerk Kürdistan takdimiyle Konfederal Türkiye'ye-dilenmez ama, Genelbaşkan Kılıçdaroğlu ve ekibine rağmen  izin vermesini de  asla  düşünmemek,
Milliyetçileri de bu cümleden anmak  gerekiyor!
*
Ulu'muz Atatürk,"Bütün dünya bilsin ki,benim için yandaşlık vardır;Cumhuriyet yandaşlığı,düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı.Bu noktada Türkiye topluluğunda bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.
Cumhuriyet,fikir hürriyeti taraftarıdır.Samimi ve yasal olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.Her kanaat bizce muhteremdir.Yalnız muhaliflerimizin insaflı olması  lazımdır" diyor!</p> - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

 KEMAL’İN BARUTU BİR ATIMLIK OLMASIN
Başbakan Erdoğan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurulunda,”Laiklik,Türkiye’de on yıllar boyunca tartışılmış,özgürlükler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmış,adeta demokratikleşme karşısında bir duvar olacak şekilde yorumlanmıştır.Uzun bir sürecin ardından Türkiye,özellikle de bizim iktidarımız döneminde,tüm bu tartışmaları geride bırakarak,İslam-laiklik-demokrasi gibi kavramların pekala bir arada varlığını sürdürebileceğini somut uygulamalarla tüm dünyaya ispat etmiştir”diyor.
Erdoğan, Mustafa Kemal’in,” laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve can’lığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz” ifadesine duyarsızdır ve  islam-laiklik-demokrasi kavramlarıyla  alaturka bir Türkiye’ye  işaret ediyor!
*
Ya da PKK ve BDP’nin lideri Abdullah Öcalan devlete ve Türk halkına,”Demokratik anayasal çözüme şans vermelidir.Çünkü bu onların da son şansıdır.Demokratik anayasal çözüm gelişmezse kendiliğinden topyekün savaş dönemi başlar.Kızılca kıyamet kopar.O zaman sözün bittiği zamandır.Seçimden sonra hükümet fark etmez,ister şimdiki hükümet olsun ister sonraki hükümet olsun tutumları netleşecektir.Birkaç ay var önümüzde.Bu aylar demokratik anayasal çözüm için son şanstır”diyor!
Ayrılıkçı Abdullah Öcalan, Mustafa Kemal’in,”Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir”ifadesine duyarsızdır -ki, talebi; yerel makamları her türlü demokratik rejimin temellerinden biri kabul eden AB’nin “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nın  kabul edilmesi anlamına geliyor.
Özerk yerel yönetimlerin korunması ve güçlendirilmesi,vatandaşların kamu işlerinin sevk ve idaresinde bulunması bu suretle  idarede adem-i merkeziyetçilikten Demokratik Özerk Kürdistan’a işaret ediyor!
*
Yukarıda ki talepler doğrultusunda Türkiye uluslararası kabul, uluslararası hukuk ilkelerinde,siyasal rejimi demokratikleştiren ve toplumsal mutabakatla belirlenmiş yeni bir anayasanın hazırlanacağı 12 Haziran seçimlerine gidiyor.
Yeni anayasanın ideali bellidir; ortak yaşam için farklılıkların korunduğu, barış ve özgürlükler için toplumsal farklılıklara saygı,çoğulculuk esasında geniş hak ve özgürlükler,din ve inanç özgürlüğü ve bunlara uyumlu kamu idaresini öngörülüyor.
Teminen özgürlüklerin ya da uluslararası demokratik standartlara erişmenin önünde  merkezci,seçkinci ve otoriter bir zihniyet olarak engel görülen Kemalizm; AKP iktidarında devletin tüm kurum ve kuruluşları bürokrasisinde kadrolaşarak,cemaatler ve Kürt sorununun çözümü için demokratik siyaset yolunu açmak üzere yargı bürokrasisi referandumla,askeri bürokrasi  ise Ergenekon Davası ve ardıllarıyla tasfiye edilmiş bulunuyor.
Cumhuriyetin ideolojik mirasçısı durumunda CHP’ de de bir komplo ardından Kemal Kılıçdaroğlu;
*
Cumhuriyet tarihinin  çok defa ihtiyaç  gösterdiği üzere Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun davranmak, korumak, yaşatmak ve hakim kılmakla yükümlü partisi CHP’yi;Kemalist zihniyeti bertaraf etmeye yönelik intibada bir liste ile seçime götürüyor!
12 Haziran’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniCHP’sini; meş’um komplonun sahibi büyük gücün adına -ki,minareyi çalıp kılıfını hazırlamıştır,
Türkiye ve İslam coğrafyasının  istikrarı yüzü hürmetine -asla,
Ne  kavga ne de bölünmeye neden  yüzde 30 oy oranı altında kalmasını düşünmemek gerekiyor!
*
Ne ki Türkiye’nin Atatürkçü Düşünce Sisteminden yükselen CHP’nin İl ve İlçe Örgütleri;ilişkilerde yazısız kurallar ve geleneklerde yapısallaşmış ve kurumlaşmış,Kemalist tutarlılıkta davranış birliği içinde,katılımcı,özgür milyonlarca kadın,genç ve her yaşta seçmen kitlesini temsil ediyor.
Bu anlamıyla islam-laiklik-demokrasi garabetinde alaturka Türkiye’ye ve Demokratik Özerk Kürdistan takdimiyle Konfederal Türkiye’ye-dilenmez ama, Genelbaşkan Kılıçdaroğlu ve ekibine rağmen  izin vermesini de  asla  düşünmemek,
Milliyetçileri de bu cümleden anmak  gerekiyor!
*
Ulu’muz Atatürk,”Bütün dünya bilsin ki,benim için yandaşlık vardır;Cumhuriyet yandaşlığı,düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı.Bu noktada Türkiye topluluğunda bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.
Cumhuriyet,fikir hürriyeti taraftarıdır.Samimi ve yasal olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.Her kanaat bizce muhteremdir.Yalnız muhaliflerimizin insaflı olması  lazımdır” diyor!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir