TATLISES SUİKASTI VE NEVRUZ

Atatürk Nevruz kutlamalarında, 21 Mart 1922, Ankara

          TATLISES  SUİKASTI VE NEVRUZ

 
        İbrahim Tatlıses’in  kimliği belirsiz kişilerce silahlı saldırıya uğramasının arkasında hangi amilin olduğuna dair spekülasyonlar sürüyor.
        Saldırı nedeni; Kuzey Irak’ta Kürt ortağı Roji Said ile yaşadığı sorunlar gibi kişisel midir,
        ŞanlıUrfa veya İstanbul milletvekilliği adaylığından duyulan  PKK  rahatsızlığı mıdır,
        Ya da 12 Haziran seçimlerine yönelik  pazarlıkta olan Ayrılıkçı Kürt Hareketi itibarının, İbrahim Tatlıses üzerinden Kürt seçmenler nezdinde kırılmak istenmesi midir?
        *
        Doğrusu popüler bir şarkıcıya yapılan saldırının ardında  kişisellik dışında  toplum dinamiklerini ateşleyebilecek
 dolu neden bulunuyor.
        En başta 12 Haziran Seçimleri;bazı siyasi partilerin rüştlerini isbat edecekleri ve o oranda yeni anayasaya ortak olacakları bir  milat anlamına geliyor.
        *
        Bugün Demokratik Özerk Kürdistan, yarın Büyük Kürdistan hedefinde  PKK/BDP nin lideri Abdullah Öcalan stratejisini “AKP ne kadar Kürtlerden daha fazla oy alır ve Kürtlerin oyu ne kadar azalırsa,kürtlerin talepleri,statüleri büyük tehlikeye girer. Kürtler geriler ve yok olma noktasına gelirler” odağında kuruyor.
        Siyasetinin ses vermesi için 30-35 milletvekili istiyor.
        AKP ise stratejisine;Osmanlı Devletinin yıkılışıyla ortaya çıkan ve sınırlarını Avrupalı devletlerin çizdiği suni Ortadoğu haritasının çözümden çok sorun ürettiği, barıştan çok savaşa zemin hazırladığı,
        Türkiye ulus-devletinin devlet ve iktidar merkezli bir coğrafya ve kültür tanımıyla tek boyutlu etnik-seküler birey ve vatandaşlığı empoze ettiği,o nedenle akıl tutulmasına, zihin daralmasına giderek çatışmacı kimliklere yol açtığının iddiasından yürüyor.
        Tek başına iktidar istiyor!
        *
        Abdullah Öcalan, AKP’nin Kürt Açılımından hareketle Ağustos 2010′ da  çatışmasızlık kararı  alıyor.
        Devletle süren  diyaloğunun müzakereye dönüşmemesiyle  ayrılıkçı  hareketininin tasfiye mi edilmekte olduğu  zehabında, seçimlerde başarılı olmak  adına Fethullah Gülen’e  tehdit anlamında uzlaşma öneriyor.
        Durdurulmasını istediği güvenlik operasyonlarının devam etmesi, KCK tutuklularının salıverilmesi yerine  150 yıl hapis cezası istenmesi, Hakikatleri Araştırma ve Anayasa Komisyonunun kurulmaması ve Seçim Barajının indirilmemesi üzerine,             
        Öcalan, çatışmasızlık kararını seçimde 30-35 milletvekili çıkarmak koşulunda Fethullah Gülen’e  zaman tanımak üzere Nevruza  kadar son kez uzatıyor…
        Sonrası tufandır,demeye getiriyor!
        *
        Politikası ABD’den teşvik edilen  AKP; 8 yıllık iktidarıyla islami siyasetin, islam ülkelerinde de bayraktarlığını yapmaktadır.
        İslami siyasetinde öncülüğü 12 Haziran seçimlerinde mutlak başarısını gerektiriyor.
        Doğu ve Güneydoğu’da  ayrılıkçı hareketin seçim kampanyası süresince ya da sandık başında  seçmene baskısının önlenmesi için geniş istihbarat ve güvenlik ağı kuruyor,10 bin ilave köy korucusu alınıyor, camilerde yetkin din adamları halka irşad görevindedir,ticaret ve sanayi hayatında sermaye sahipleri,işadamları,ticaret  erbabı,esnaf ekonomik rekabetin denetimindedir, Kürt aydınlarına-sanatçılara el veriliyor!
        Müthiş bir medya desteğindedir.
        Çünkü AKP; BDP/PKK hareketinin alacağı her oyun başarısını gölgeleyeceğini biliyor.

         *
        Nevruz’a az kala Abdullah Öcalan hiçbir beklentisinde umduğunu bulamayınca,  “Kürtlerin statülerine dönük bir gelişme olmazsa,Kürtlerin hakları anayasal güvenceye alınmazsa artık kürtlerle ilgili tamamen KCK sistemi devreye girer “tehditinde bulunuyor.
          Daha bir kaç gün önce de PKK terör örgütü lideri Murat Karayılan , “AKP hükümetinin Kürt siyasetçilere yönelik politikasının değişmemesi halinde KCK Yüksek Adalet Divanının suçlu bulduğu AKP’lileri tutuklayabileceğini” açıklıyor.              
        Kürdistan Yasama Meclisi Kongre Gel’in yaptığı  anayasaya bağlı  Kürdistan Halkları Konfederasyonu (KCK); Kürdistan coğrafyasında halkın iradesini komün,ocak,meclis ve kongreler ile gündeme getiriyor.
        Her düzeyde katılımla Türkiye’de  demokratik ulusu,Kürdistan coğrafyasında Kürt Ulusunun üstünlüğünü esas alıyor. Türkiye,Irak,Suriye ve İran’dan dayatıldığı iddaa edilen  sömürgeci,ekonomik yoksunluk, asimilasyon- soykırım ve askeri işgale karşı, Demokratik toplumcu konfederalizm oluşturmayı amaçlıyor.
        Mesela Türkiye’de; KCK-TM Kürdistan Halkları Konfederasyonu-Türkiye Merkezi, Yurttaşlık Meclisleri denilen İl ve Belediye Meclisleri gibi organlara ve sayısız sivil toplum örgütüne,biri illegal  iki kimlikle katılıyor.  Bu suretle KCK yurttaşlığı hizmetinde bulunulurken,tabandan yerel yönetimlerde gelişerek hukuk,yasama ve yürütmede etkin olmayı hedefliyor.
        Kürtçü Harekete göre PKK önderliğin  felsefe ve ideolojisinden sorumludur, KCK sisteminin ideolojik gücü oluşturan derin devlet görevini yapıyor.
        Öcalan, AKP nin politikalarına temin edilen  Kemal Burkay, Şiwan Perwer,Mehmet Metiner,Muhsin Kızılkaya’yı-işbu, KCK’nın dikkatine sunuyor.
        *
        Ülkeler müktesabatlarını giderek küresel politikaların talebi  insan hakları,azınlık hakları,özgürlükler gibi demokratik kriterlerle geliştiriyor.
        Demokrasi açıklarıyla Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun  bir çok ülkesinde  halklar küresel politikaların teşviğiyle daha çok demokrasi için baskıcı yönetimlerine karşı ayaklanıyor.
        Ne ki PKK önderliğinde Kürtler bu teşvikten yararlanmıyor.                
        Çünkü ABD teşviğinde  Fethullah Gülen merkezli AKP;Türkiye ulus devleti ve laik demokrasisinde her tür sulandırmayı sağlamış olmanın yanısıra,Kürt Sorunu çözümünde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimini esas almakta ve münasebetlerin geliştirilmesinin iki tarafa da barış getireceğini planlamaktadır.
        Kuzey Irak’ta tarih,coğrafya ve kültürün Türk ve Kürt halklarını kardeş kıldığından hareketle  ilişkilerin geliştirilmesinde siyasetin yanında kültür, ekonomi, ticaret, eğitim ve sağlık alanlarında da çok yakın işbirliği kuruluyor.          
        Etnik milliyetçilik üzerinde kurulan her türlü politika reddedilirken, demokratik hak ve özgürlükler güvence altına alınıyor, demokratik kurumların güçlenmesi ve ilişkilerde demokratik aktörlerin seferber edilmesine gayret ediliyor.
        Demokratikleşme ve standartlarının yükseltilmesiyle ekonominin kalkınacağı,ekonominin kalkınmasıyla hak ve özgürlüklerin ileri gideceği,
        Bu suretle Türk ve Kuzey Irak Kürdistan’ında halkların; terörü dışlayacağı, buradan öte bölgeye de barış geleceği hedefleniyor.
        *
        Türkiye 12 Haziran seçimlerine, Ayrılıkçı Hareketin; Demokratik Özerk Kürdistan talebinde  biriktirdiği hırs ve kin’i,
        AKP’nin;Osmanlının yıkılması travmasının Balkanlar,Ortadoğu ve Kafkasya’nın insani ve kültürel coğrafyasında yarattığı  parçalanmışlık ve daralmışlığın oluşturduğu ekonomik,siyasi,sosyal ve dini her sorunu çözmek  ham hayali ortamında hazırlanıyor.
        Bu durumda CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun ,”AKP,Kürt sorununda çözümsüzlüğü yeğlediğini ortaya koyuyor” ifadesi -tam da, Türkiye’nin manzarasını gösteriyor!
 
         *
         “Kalleşçe”  saldırıya uğrayan İbrahim Tatlıses’e -kurban; şifa dilemek gerekiyor.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir