ASKERİN GÖZÜ ÇAPAKLANIRSA

<p>      ASKERİN GÖZÜ ÇAPAKLANIRSA          
        Bayrak Garnizonu ya da Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı (GES), Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) bağlanarak doğrudan Başbakan Erdoğan'ın kontrolüne geçiyor.
        Asker;bu suretle  GES Komutanlığı ve MİT'in faaliyetlerinde eşgüdüm sağlanacağını,
        MİT ise pahalı teknoloji temelli dinleme faaliyetlerinde teknik güçbirliğiyle ekonomik fayda sağlanacağını ileri sürüyor.
 
        *
        GES Komutanlığı; ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatından kopyalı,tugay ölçeğinde, Türkiye'nin en yüksek kapasiteli elektronik istihbarat ve dinleme üssüdür.
        Soğuk savaşta Türkiye'den Sovyetlerin dinlenmesi  için kimi ABD üssünde kurulmuş istihbarat  ekipmanları ve tesislerinden derlenmiş,bugün  Genelkurmay'ın Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri Başkanlığı kontrolündedir.
        Balkanlar,Kafkasya ve Ortadoğu ülkeleri de dahil her tür askeri,resmî,sivil kurum ya da kişiler arasında iletişimlerin kriptolojisinde uzmandır ayrıca Türkiye'nin iletişimlerini yabancı teşkilatlardan koruma görevini de yapıyor.
        *
        Gündeminde tehdit,şantaj,yıpratma amaçlı sayısız olayın pik yaptığı Türk kamuoyu, GES Komutanlığını
Org.Aslan Güner'in PKK'yı dinlemek amacıyla İsrail'den alınan cihazlarla 2 bin kişiyi  dinlettiğini -meğer, İsrail'inde bu cihazlar vasıtasıyla tüm Türkiye'yi dinlediğinin ortaya çıkmasıyla öğreniyor!
        Yasaya göre GES'in dinleme yetkisi bulunmuyor ve bu amaca yönelik  malzemede alamıyor.
        Dinlemeler nedeniyle kamuoyunda  oluşan infiale CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'da katkıda bulunuyor!
        Anayasa güvencesinde  özel hayatın gizliliği ve haberleşme özgürlüğünün yasa dışı ihlal edildiğine bahisle  siyasetçilerden,yargı mensupları,polisler,gazeteciler,bürokratlardan 3 bin kişinin dinlendiğini açıklıyor!
        Yüksek Yargı defaatle bütün kurumların ve kişilerin yasal olmayan  dinlemelerden rahatsız olduğunu, bunun temel hak ve özgürlüklere,haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine aykırı olduğuna dikkat çekiyor.
        Hükümet,MİT,Genelkurmay,Yargı;dinlemeler,dinlemeler,dinlemeler ;pekala, ne anlama geliyor?
        *
        11 Eylül ardından Londra ve Madrit saldırıları, AB ulusal ve uluslararası güvenlik politikalarının transatlantikleşmesinin yolunu açıyor.
        AB mevzuatında değişikliklerle birlikte üye ülkelerin mevzuatlarında da değişiklikler yapılırken,adli birimler ve güvenlik teşkilatları arasında yakın işbirlikleri oluşuyor.
        Ulusal ve uluslararası güvenlik politikalarında polisiye yöntemler yanında askeri yöntemlerinde kullanılması,
 güvenlik ve icra makamları arasında bilgi paylaşımı ve yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik politikalar geliştiriliyor.           
        Terörizm tehditine karşı alınan anti-terör önlemlerinin kimi zaman orantısızlığı  bireyin temel hak ve  özgürlüklerinin ve insan haklarının  kısıtlanmasına da neden oluyor.
         Bu yüzden  AB'de ulusal hükümetler alınan ve alınması planlanan önlemlerde bireyinin hak ve özgürlüklerinin asla zedelenmemesi için yasal tedbirleri de alıyor.
        *
        Küresel tehditlere karşı Türkiye'nin  güvenlik politikalarında gelişimi ve entegrasyonu, AB üyeliğine aday ülke olunmasına rağmen çok farklı bir yöne ilerliyor.
        Türkiye egemeni olmak yolunda  Fethullah Gülen ve cemaatinin yeniOsmanlı entellektüelizmi; Osmanlı Devletinin yıkılış sürecinde ortaya çıkan ve sınırlarını Avrupalı devletlerin çizdiği suni Ortadoğu haritasının, çözümden çok sorun ürettiği,barıştan çok savaşa zemin hazırladığını savlıyor.
        Ortadoğu'nun en gelişmişi Türkiye ulus-devletinin devlet ve iktidar merkezli bir coğrafya ve kültür tanımıyla empoze ettiği indirgemeci ve tek boyutlu etnik-seküler birey ve vatandaşlık tanımlarının akıl tutulmasına, zihin daralmasına giderek çatışmacı kimliklere yol açtığını,
        Bin yıllık ortak tarihi tecrübeyi, kültürel etkileşimi ve medeniyet inşasını çatışmacı kimliklere dönüştüren bu paradigmanın bugünün gerçekleriyle örtüşmediğini ileri sürüyor.
        ABD'nin mutlak desteğini alıyor!
        *
        Çözüm;Türkiye demokrasisi üzerinde vesayetin-ki;merkezi,seçkinci ve otoriter bir zihniyetin kurumların ve toplumun üstündeki kontrolü ya da baskısı anlamına geliyor- çözülmesinden geçiyor.
        Vesayetçi zihniyetin işlediği başta askeri ve yargı kurumlarının demokratik işleyişi engellediği ve ekonomik,siyasi ve sosyal tüm sorunlara neden olduğu varsayılıyor.
        Buna göre başta asker ve yargı kurumlarının vesayetçi karakteri  Kürt,Alevi,azınlıklar,din-vicdan,ifade ve örgütlenme özgürlükleri ve Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde ki sorunların çözümünü güçlendiriyor!
        *
        ABD'nin onayını alan cemaat Türkiye'de AKP hükümetinden  hayat buluyor.
        YeniOsmanlı konsepti için tek parti döneminin ideolojik mirası ve anayasalarda kalıcı bir sistem niteliği kazanan siyasi,hukuki ve kurumsal  vesayetçiliğinin nihai olarak tasfiye edilmesi gerekiyor.
        Cumhuriyet ideolojisi siyasetinde CHP;değiştiriliyor...
        Cumhuriyetin lâik yargısı kadrolaşmalar ve yeni yasalarla alaşağı ediliyor.             
        Askeri  bürokrasinin denetim altına alınması da pundunu bulup yapılan tasfiyelerle sonuçlandırılmıştır.
        Sıra;savunma, güvenlik ve istihbarat konularında sivil kesim ile askeri kesim arasındaki bilgi asimetrisinin  denetim altına  alınmasına geliyor!
        *             
        29 Ekim 1938'de Mustafa Kemal görevi her daim güvenlik sorunlarına ve krizlere uygun şekilde reaksiyon göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlamak olan Türk Ordusuna sesleniyor.
        "Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır.Bütün millete hiç tereddütsüz ve gönül rahatlığıyla arz edebilirim ki, Cumhuriyet Orduları, Cumhuriyeti ve kutsal topraklarını güvenle koruma ve savunma kudretindedir ve hazırdır"diyor.            
        *
        Çok yüksek ekonomiler,teknolojiler ardından savaşlar artık bir kahramanlık konusu olmaktan çıkıp farklı boyutlara taşınmıştır -üstelik, yeni tehditler;savaşan tarafların düzenli ordular olmasını da gerektirmiyor ve  zayıfın galibiyetine de fırsat veriyor.
        Çatışan taraflardan zayıf olan güçlü olana karşı asimetrik yaklaşımla;üstün olanın zayıflıklarından yararlanmaya yönelik beklenmeyen,önlenemeyen yöntemler kullanıyor.
        Asimetrik Savaş denilen bu konseptte; çatışan taraflara mutlaka çatışmanın gidişatını büyük oranda etkileyen bir dış destek gerekiyor.
        Askeri gücün geliştirilmesi,uluslararası siyasette güç sağlamak, kimi uzman personel,silah ve ekipman sağlamak,istihbarat gibi çatışmanın kaderini etkileyecek önemde imkanlar dış destekle sağlanıyor.
        Ne ki Türk Ordusu yeni güvenlik sorunlarının oluşturduğu asimetrik savaşta askeri desteği NATO'dan alıyor ama siyasal destekte siyonist ABD'nin Büyük Orta Doğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinde ilgili coğrafyada da en yetkin siyasi kimliği temsil eden AKP'yi  ya da Fethullah Gülen entellektüelizmini aşamıyor!
        Çünkü AKP'nin o projelerde ve kendi ideolojisi perspektifinde  etkinleşmesi  için Türkiye'nin Kemalist  ideolojisinin çürütülmesi gerekiyor...          </p>
<p>        *
        Son olarak Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığının  Milli İstihbarat Teşkilatı'na  bağlanarak doğrudan Başbakan Erdoğan'ın kontrolüne geçmesi;
        Kemalist ideolojinin ve anayasalarda kalıcı bir sistem niteliği kazanan siyasi,hukuki ve kurumsal ilkelerin ya da anayasanın değişmez hükümlerinin korunması ve kollanmasının nihai olarak Türk Ordusunun elinden alınmasına,
        Türkiye'ye muhtemel  küresel askeri tehditlerin siyaset kanalından ABD'ye havale edilmesine,
        Ve Türk Ordusunun 1920'li yılların pan-İslamist, pan-Turanist yeşil ordusuna dönüşmesi anlamına mı geliyor?
        Fakat bugün olduğu gibi yarınlarında bireyler üzerinde tehditin,şantajın,yıpratmanın artarak sürdürülmesi ve korkunun egemen edileceği kesin görünüyor.
 
        *
        Askerin gözüne düşen çapak, Türkiye'nin trahom'dan zifiri karanlığa düşmesi anlamındaysa,
        Vay başımıza gelene bakınız!</p> - fetullah gulen

      ASKERİN GÖZÜ ÇAPAKLANIRSA          
        Bayrak Garnizonu ya da Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı (GES), Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) bağlanarak doğrudan Başbakan Erdoğan’ın kontrolüne geçiyor.
        Asker;bu suretle  GES Komutanlığı ve MİT’in faaliyetlerinde eşgüdüm sağlanacağını,
        MİT ise pahalı teknoloji temelli dinleme faaliyetlerinde teknik güçbirliğiyle ekonomik fayda sağlanacağını ileri sürüyor.
 
        *
        GES Komutanlığı; ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatından kopyalı,tugay ölçeğinde, Türkiye’nin en yüksek kapasiteli elektronik istihbarat ve dinleme üssüdür.
        Soğuk savaşta Türkiye’den Sovyetlerin dinlenmesi  için kimi ABD üssünde kurulmuş istihbarat  ekipmanları ve tesislerinden derlenmiş,bugün  Genelkurmay’ın Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri Başkanlığı kontrolündedir.
        Balkanlar,Kafkasya ve Ortadoğu ülkeleri de dahil her tür askeri,resmî,sivil kurum ya da kişiler arasında iletişimlerin kriptolojisinde uzmandır ayrıca Türkiye’nin iletişimlerini yabancı teşkilatlardan koruma görevini de yapıyor.
        *
        Gündeminde tehdit,şantaj,yıpratma amaçlı sayısız olayın pik yaptığı Türk kamuoyu, GES Komutanlığını
Org.Aslan Güner’in PKK’yı dinlemek amacıyla İsrail’den alınan cihazlarla 2 bin kişiyi  dinlettiğini -meğer, İsrail’inde bu cihazlar vasıtasıyla tüm Türkiye’yi dinlediğinin ortaya çıkmasıyla öğreniyor!
        Yasaya göre GES’in dinleme yetkisi bulunmuyor ve bu amaca yönelik  malzemede alamıyor.
        Dinlemeler nedeniyle kamuoyunda  oluşan infiale CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’da katkıda bulunuyor!
        Anayasa güvencesinde  özel hayatın gizliliği ve haberleşme özgürlüğünün yasa dışı ihlal edildiğine bahisle  siyasetçilerden,yargı mensupları,polisler,gazeteciler,bürokratlardan 3 bin kişinin dinlendiğini açıklıyor!
        Yüksek Yargı defaatle bütün kurumların ve kişilerin yasal olmayan  dinlemelerden rahatsız olduğunu, bunun temel hak ve özgürlüklere,haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine aykırı olduğuna dikkat çekiyor.
        Hükümet,MİT,Genelkurmay,Yargı;dinlemeler,dinlemeler,dinlemeler ;pekala, ne anlama geliyor?
        *
        11 Eylül ardından Londra ve Madrit saldırıları, AB ulusal ve uluslararası güvenlik politikalarının transatlantikleşmesinin yolunu açıyor.
        AB mevzuatında değişikliklerle birlikte üye ülkelerin mevzuatlarında da değişiklikler yapılırken,adli birimler ve güvenlik teşkilatları arasında yakın işbirlikleri oluşuyor.
        Ulusal ve uluslararası güvenlik politikalarında polisiye yöntemler yanında askeri yöntemlerinde kullanılması,
 güvenlik ve icra makamları arasında bilgi paylaşımı ve yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik politikalar geliştiriliyor.           
        Terörizm tehditine karşı alınan anti-terör önlemlerinin kimi zaman orantısızlığı  bireyin temel hak ve  özgürlüklerinin ve insan haklarının  kısıtlanmasına da neden oluyor.
         Bu yüzden  AB’de ulusal hükümetler alınan ve alınması planlanan önlemlerde bireyinin hak ve özgürlüklerinin asla zedelenmemesi için yasal tedbirleri de alıyor.
        *
        Küresel tehditlere karşı Türkiye’nin  güvenlik politikalarında gelişimi ve entegrasyonu, AB üyeliğine aday ülke olunmasına rağmen çok farklı bir yöne ilerliyor.
        Türkiye egemeni olmak yolunda  Fethullah Gülen ve cemaatinin yeniOsmanlı entellektüelizmi; Osmanlı Devletinin yıkılış sürecinde ortaya çıkan ve sınırlarını Avrupalı devletlerin çizdiği suni Ortadoğu haritasının, çözümden çok sorun ürettiği,barıştan çok savaşa zemin hazırladığını savlıyor.
        Ortadoğu’nun en gelişmişi Türkiye ulus-devletinin devlet ve iktidar merkezli bir coğrafya ve kültür tanımıyla empoze ettiği indirgemeci ve tek boyutlu etnik-seküler birey ve vatandaşlık tanımlarının akıl tutulmasına, zihin daralmasına giderek çatışmacı kimliklere yol açtığını,
        Bin yıllık ortak tarihi tecrübeyi, kültürel etkileşimi ve medeniyet inşasını çatışmacı kimliklere dönüştüren bu paradigmanın bugünün gerçekleriyle örtüşmediğini ileri sürüyor.
        ABD’nin mutlak desteğini alıyor!
        *
        Çözüm;Türkiye demokrasisi üzerinde vesayetin-ki;merkezi,seçkinci ve otoriter bir zihniyetin kurumların ve toplumun üstündeki kontrolü ya da baskısı anlamına geliyor- çözülmesinden geçiyor.
        Vesayetçi zihniyetin işlediği başta askeri ve yargı kurumlarının demokratik işleyişi engellediği ve ekonomik,siyasi ve sosyal tüm sorunlara neden olduğu varsayılıyor.
        Buna göre başta asker ve yargı kurumlarının vesayetçi karakteri  Kürt,Alevi,azınlıklar,din-vicdan,ifade ve örgütlenme özgürlükleri ve Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerinde ki sorunların çözümünü güçlendiriyor!
        *
        ABD’nin onayını alan cemaat Türkiye’de AKP hükümetinden  hayat buluyor.
        YeniOsmanlı konsepti için tek parti döneminin ideolojik mirası ve anayasalarda kalıcı bir sistem niteliği kazanan siyasi,hukuki ve kurumsal  vesayetçiliğinin nihai olarak tasfiye edilmesi gerekiyor.
        Cumhuriyet ideolojisi siyasetinde CHP;değiştiriliyor…
        Cumhuriyetin lâik yargısı kadrolaşmalar ve yeni yasalarla alaşağı ediliyor.             
        Askeri  bürokrasinin denetim altına alınması da pundunu bulup yapılan tasfiyelerle sonuçlandırılmıştır.
        Sıra;savunma, güvenlik ve istihbarat konularında sivil kesim ile askeri kesim arasındaki bilgi asimetrisinin  denetim altına  alınmasına geliyor!
        *             
        29 Ekim 1938’de Mustafa Kemal görevi her daim güvenlik sorunlarına ve krizlere uygun şekilde reaksiyon göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlamak olan Türk Ordusuna sesleniyor.
        “Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır.Bütün millete hiç tereddütsüz ve gönül rahatlığıyla arz edebilirim ki, Cumhuriyet Orduları, Cumhuriyeti ve kutsal topraklarını güvenle koruma ve savunma kudretindedir ve hazırdır”diyor.            
        *
        Çok yüksek ekonomiler,teknolojiler ardından savaşlar artık bir kahramanlık konusu olmaktan çıkıp farklı boyutlara taşınmıştır -üstelik, yeni tehditler;savaşan tarafların düzenli ordular olmasını da gerektirmiyor ve  zayıfın galibiyetine de fırsat veriyor.
        Çatışan taraflardan zayıf olan güçlü olana karşı asimetrik yaklaşımla;üstün olanın zayıflıklarından yararlanmaya yönelik beklenmeyen,önlenemeyen yöntemler kullanıyor.
        Asimetrik Savaş denilen bu konseptte; çatışan taraflara mutlaka çatışmanın gidişatını büyük oranda etkileyen bir dış destek gerekiyor.
        Askeri gücün geliştirilmesi,uluslararası siyasette güç sağlamak, kimi uzman personel,silah ve ekipman sağlamak,istihbarat gibi çatışmanın kaderini etkileyecek önemde imkanlar dış destekle sağlanıyor.
        Ne ki Türk Ordusu yeni güvenlik sorunlarının oluşturduğu asimetrik savaşta askeri desteği NATO’dan alıyor ama siyasal destekte siyonist ABD’nin Büyük Orta Doğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinde ilgili coğrafyada da en yetkin siyasi kimliği temsil eden AKP’yi  ya da Fethullah Gülen entellektüelizmini aşamıyor!
        Çünkü AKP’nin o projelerde ve kendi ideolojisi perspektifinde  etkinleşmesi  için Türkiye’nin Kemalist  ideolojisinin çürütülmesi gerekiyor…          

        *
        Son olarak Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığının  Milli İstihbarat Teşkilatı’na  bağlanarak doğrudan Başbakan Erdoğan’ın kontrolüne geçmesi;
        Kemalist ideolojinin ve anayasalarda kalıcı bir sistem niteliği kazanan siyasi,hukuki ve kurumsal ilkelerin ya da anayasanın değişmez hükümlerinin korunması ve kollanmasının nihai olarak Türk Ordusunun elinden alınmasına,
        Türkiye’ye muhtemel  küresel askeri tehditlerin siyaset kanalından ABD’ye havale edilmesine,
        Ve Türk Ordusunun 1920’li yılların pan-İslamist, pan-Turanist yeşil ordusuna dönüşmesi anlamına mı geliyor?
        Fakat bugün olduğu gibi yarınlarında bireyler üzerinde tehditin,şantajın,yıpratmanın artarak sürdürülmesi ve korkunun egemen edileceği kesin görünüyor.
 
        *
        Askerin gözüne düşen çapak, Türkiye’nin trahom’dan zifiri karanlığa düşmesi anlamındaysa,
        Vay başımıza gelene bakınız!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir