TÜRKİYE ÜZERİNDE DOST PAZARLIKLARI

<p>           TÜRKİYE ÜZERİNDE DOST PAZARLIKLARI
        Son zamanda Türkiye; daim Atatürkçü düşünceyi dilinden düşürmeyen;
        Başta "asker,asker,asker" olmak üzere "büyük utancı" soluyor olması gereken  bir süreçten geçiyor...
        Çünkü Türk Devriminin Cumhuriyetçi,Halkçı,Lâik,Devrimci,Milliyetçi,Devletçi ilkeleri çürütülmüştür.
        Birkaç yıl önce Anayasa Mahkemesinin "antilâik odak" hükümlüsü AKP;Türkiye'yi yönetiyor!
        1966'da Başbakan Süleyman Demirel'in"yollar yürümekle aşınmaz",
        CHP Lideri İsmet İnönü'nün "haytalar" ifadesiyle karşıladığı Gençlik Hareketinden türeyen,
        Yıllar boyu Türkiye'ye kan kusturan PKK terör örgütünün siyasi kanadı  BDP;bugünTBMM de siyaset yapıyor!
        Öte yanda Yüksekova'dan ve Cizre'den tüm bölgeye "Demokratik Özerk Kürdistan" halk pratiği gelişiyor...       
        *
        Asla şaka değil!
        Türkiye'nin ulus-üniter devlet ve bölünmez bütünlüğüne tehdit:ikili bir halk hareketinden gelişiyor.
        Kürt Hareketinde halkın pratiği ile  Antilâik Parti-Devlet pazarlık yapıyor -ki,bu; bal gibi" Türkiye Üzerinde Dost Pazarlıkları" ya da "Bağımsızlığın"da sona erdiği anlamına geliyor.
        Çünkü -işte, taa o eski günlerden beridir üretemediği için işbirlikçi Türkiye  sermayesi,
        Küresel ekonominin partneri değil  ancak o ekonominin lehinde Türkiye'yi tüketen olmasının sonucu yaşanıyor.
 
        *
        "Cep delik cepken delik
        Yen delik kaftan delik
        Don delik mintan delik
        Kevgir misin be kardeşlik?", Delikli Şiir'inde Orhan Veli; bugünün herşeyi para olmuş dünyasında Türkiye'ye rehber oluyor!
        Kürt Hareketi Yüksekova'dan,Cizre'den  tüm bölgeye köy komünleri,Demokratik Özerkliğin alt yapılarını kuradursun,
        Hareketin yeni anayasada elinin bulunması için seçimden kazançlı çıkması,
        Gelişebilmesi için de sürekli bir ekonomiye ihtiyacı bulunuyor!
          
        *
        Doğu ve Güneydoğu'da tarım,hayvancılık,imalat sanayi,madencilik,turizm,enerji üretimi;
        Başbakanlığa bağlı Dicle,Fırat,Doğu Anadolu,Serhat,Kuzey Doğu Kalkınma Ajanslarının tekelindedir.
        Ajanslar;bölgesel,ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü arttırıyor,Ar-Ge ve inovasyon kapasitelerini yükseltiyor ve işbirliği ağlarını geliştiriyor.            
        Ya,Mahalli İdarelerde Belediyelerin yol,su,kanalizasyon alt yapı projelerini destekleyen BELDES?
        Ya köy yolları,içme suları projelerinin desteğini yapan KÖYDES?
        Birlikte yerel yönetimleri merkeze bağlıyor!
        Hepsi Fethullah Gülen'in cemaatinin o kuruluşlardaki kadrolarından hayat buluyor-ki,başka bir Allah kulunun esamesi geçmiyor!
        O kadar değil! Cemaat; nezaretinde istihdam,
        Ya da  himmetinde tuttuğu piyasalarda enva-î tür zanaatkârla da devasa bir halk hareketi oluşturuyor.
        Merkezi hükümetin  bağlı tüm kadrolarında,emniyette, istihbaratta ve artık orduda da kadrolaşması caba!  
        Cemaat hem iktidardır hem oy hem ekonomi,kısaca "Güc"ü temsil ediyor!
        *
        Abdullah Öcalan'ın Fethullah Gülen'e  yaptığı Mart ayına kadar uzlaşma teklifi;
        Gülen cemaatinin oy ve ekonomik gücüne ortak olmak talebi anlamındadır.
        Ya da Gülen'in cemaatine vereceği bir işaretle oyların BDP ye döndürülmesi ve  yönettiği ekonomiden  pay isteniyor.
        BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş "Biz somut bir öneri sunuyoruz.Devlete ve hükümete bir gol atması fırsatı veriyoruz!
        Bu ateşkes diğerlerinden farklı.Bu fırsatın kıymeti bilinmeli" diyor!
        *
        Antilâik Parti -Devlet  ile Kürtçü Hareket arasında Mart ayında sonucunun alınması şartıyla  pazarlık devam etmektedir.
        Devletin özürü anlamına gelen Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu için;
        Seçimden sonra dosyası kapatılmak  üzere Ergenekon,Balyoz,Özal-Bitlis davaları sürüyor.
        Asker kendini 12 Eylül 1980 darbesinden arındırarak özüre götürecek bir prosesi yürütüyor!
        Kürt Hareketi Demokratik Özerk Kürdistan Tasarısıyla  parti-devlete yeni anayasa için yol haritası veriyor...
 
        *
        Ne ki Gülen'e yapılan uzlaşma teklifi;başbakanı zorlamaktadır.       
        Teklifin reddi halinde ateşkesin kaldırılması seçim yolunda iktidarın göze alamayacağı bir husus olması bir yana,
        Seçim öncesi büyük çaplı tutuklamalara,siyasi parti kapatmaya ya da askeri operasyonlara da yol verilemiyor.
        Seçim barajının indirilmesi ise yiğitliğe sığmıyor!
        Öte yanda Cumhurbaşkanı,Başbakanlık,Bakanlıklar,enerji,,ulaşım,finans sistemi,Mernis Projesi vs. elektroniğinin siber teröre karşı savunulması amacı öne çıkarılarak,
        TÜBİTAK; Başbakanlığa bağlı Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurulunda teknik ve idari yeni bir organizasyon yapıyor.
        Aslında  bu hengamede Türkiye'nin elektronik kalbi tamamiyle Başbakanın adamları kontrolüne geçiyor!        
        Fakat sahada daha fazla güvenlik için daha fazla polisle -çaktırmadan, sivil olağan üstü hal için Cizre ve Yüksekova'nın il yapılması,
        Hiçbir şey, sürekli PKK terör tehditi altında cemaatin nasıl  ve nereye kadar korunacağının garantisini vermiyor!
        *
        Elbette Başbakan Erdoğan'ın ağzını bıçak açmıyor!
        Bu kez elinin güçlü olmadığı anlaşılmaktadır.
        Öte yanda BDP'nin CHP ile kurmak istediği ittifakta -ki,işte:kurulmuş görünüyor!
        Çünkü bakınız! Kemal Kılıçdaroğlu CHP nin seçimde oy kazancı uğruna-bırakınız dalaşşınlar,anlaşsınlar, biz de yararlanalım hesabıyla;
        Ya da BDP ye yönelecek AKP oylarındaki azalmadan medet umuyor.
        Kürt Hareketinin Demokratik Özerklik eylemleri üzerine şal örtüyor, sorunu kamuoyundan kaçırıyor,taraf olmuyor!
 
        *
        Oysa, kanını ve canını vatanın harcı yapan aziz şehitler ve gazilerle,
        Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının emperyalizmle savaşarak  kurduğu, tarihin son Türk Devletinde;
        Hiç değilse onların hatırasına;utanmanın insan ruhunun aslı olduğunu,insanı insan olarak muhafaza eden şeyin utanmak olduğunu bilmek gerekiyor!
 
        *
        Elbette Namık Kemal'de bugüne rehberdir.
        "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
        Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?" diyor!</p> - TurkiyeHalki

           TÜRKİYE ÜZERİNDE DOST PAZARLIKLARI
        Son zamanda Türkiye; daim Atatürkçü düşünceyi dilinden düşürmeyen;
        Başta “asker,asker,asker” olmak üzere “büyük utancı” soluyor olması gereken  bir süreçten geçiyor…
        Çünkü Türk Devriminin Cumhuriyetçi,Halkçı,Lâik,Devrimci,Milliyetçi,Devletçi ilkeleri çürütülmüştür.
        Birkaç yıl önce Anayasa Mahkemesinin “antilâik odak” hükümlüsü AKP;Türkiye’yi yönetiyor!
        1966’da Başbakan Süleyman Demirel’in”yollar yürümekle aşınmaz”,
        CHP Lideri İsmet İnönü’nün “haytalar” ifadesiyle karşıladığı Gençlik Hareketinden türeyen,
        Yıllar boyu Türkiye’ye kan kusturan PKK terör örgütünün siyasi kanadı  BDP;bugünTBMM de siyaset yapıyor!
        Öte yanda Yüksekova’dan ve Cizre’den tüm bölgeye “Demokratik Özerk Kürdistan” halk pratiği gelişiyor…       
        *
        Asla şaka değil!
        Türkiye’nin ulus-üniter devlet ve bölünmez bütünlüğüne tehdit:ikili bir halk hareketinden gelişiyor.
        Kürt Hareketinde halkın pratiği ile  Antilâik Parti-Devlet pazarlık yapıyor -ki,bu; bal gibi” Türkiye Üzerinde Dost Pazarlıkları” ya da “Bağımsızlığın”da sona erdiği anlamına geliyor.
        Çünkü -işte, taa o eski günlerden beridir üretemediği için işbirlikçi Türkiye  sermayesi,
        Küresel ekonominin partneri değil  ancak o ekonominin lehinde Türkiye’yi tüketen olmasının sonucu yaşanıyor.
 
        *
        “Cep delik cepken delik
        Yen delik kaftan delik
        Don delik mintan delik
        Kevgir misin be kardeşlik?”, Delikli Şiir’inde Orhan Veli; bugünün herşeyi para olmuş dünyasında Türkiye’ye rehber oluyor!
        Kürt Hareketi Yüksekova’dan,Cizre’den  tüm bölgeye köy komünleri,Demokratik Özerkliğin alt yapılarını kuradursun,
        Hareketin yeni anayasada elinin bulunması için seçimden kazançlı çıkması,
        Gelişebilmesi için de sürekli bir ekonomiye ihtiyacı bulunuyor!
          
        *
        Doğu ve Güneydoğu’da tarım,hayvancılık,imalat sanayi,madencilik,turizm,enerji üretimi;
        Başbakanlığa bağlı Dicle,Fırat,Doğu Anadolu,Serhat,Kuzey Doğu Kalkınma Ajanslarının tekelindedir.
        Ajanslar;bölgesel,ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü arttırıyor,Ar-Ge ve inovasyon kapasitelerini yükseltiyor ve işbirliği ağlarını geliştiriyor.            
        Ya,Mahalli İdarelerde Belediyelerin yol,su,kanalizasyon alt yapı projelerini destekleyen BELDES?
        Ya köy yolları,içme suları projelerinin desteğini yapan KÖYDES?
        Birlikte yerel yönetimleri merkeze bağlıyor!
        Hepsi Fethullah Gülen’in cemaatinin o kuruluşlardaki kadrolarından hayat buluyor-ki,başka bir Allah kulunun esamesi geçmiyor!
        O kadar değil! Cemaat; nezaretinde istihdam,
        Ya da  himmetinde tuttuğu piyasalarda enva-î tür zanaatkârla da devasa bir halk hareketi oluşturuyor.
        Merkezi hükümetin  bağlı tüm kadrolarında,emniyette, istihbaratta ve artık orduda da kadrolaşması caba!  
        Cemaat hem iktidardır hem oy hem ekonomi,kısaca “Güc”ü temsil ediyor!
        *
        Abdullah Öcalan’ın Fethullah Gülen’e  yaptığı Mart ayına kadar uzlaşma teklifi;
        Gülen cemaatinin oy ve ekonomik gücüne ortak olmak talebi anlamındadır.
        Ya da Gülen’in cemaatine vereceği bir işaretle oyların BDP ye döndürülmesi ve  yönettiği ekonomiden  pay isteniyor.
        BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş “Biz somut bir öneri sunuyoruz.Devlete ve hükümete bir gol atması fırsatı veriyoruz!
        Bu ateşkes diğerlerinden farklı.Bu fırsatın kıymeti bilinmeli” diyor!
        *
        Antilâik Parti -Devlet  ile Kürtçü Hareket arasında Mart ayında sonucunun alınması şartıyla  pazarlık devam etmektedir.
        Devletin özürü anlamına gelen Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu için;
        Seçimden sonra dosyası kapatılmak  üzere Ergenekon,Balyoz,Özal-Bitlis davaları sürüyor.
        Asker kendini 12 Eylül 1980 darbesinden arındırarak özüre götürecek bir prosesi yürütüyor!
        Kürt Hareketi Demokratik Özerk Kürdistan Tasarısıyla  parti-devlete yeni anayasa için yol haritası veriyor…
 
        *
        Ne ki Gülen’e yapılan uzlaşma teklifi;başbakanı zorlamaktadır.       
        Teklifin reddi halinde ateşkesin kaldırılması seçim yolunda iktidarın göze alamayacağı bir husus olması bir yana,
        Seçim öncesi büyük çaplı tutuklamalara,siyasi parti kapatmaya ya da askeri operasyonlara da yol verilemiyor.
        Seçim barajının indirilmesi ise yiğitliğe sığmıyor!
        Öte yanda Cumhurbaşkanı,Başbakanlık,Bakanlıklar,enerji,,ulaşım,finans sistemi,Mernis Projesi vs. elektroniğinin siber teröre karşı savunulması amacı öne çıkarılarak,
        TÜBİTAK; Başbakanlığa bağlı Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurulunda teknik ve idari yeni bir organizasyon yapıyor.
        Aslında  bu hengamede Türkiye’nin elektronik kalbi tamamiyle Başbakanın adamları kontrolüne geçiyor!        
        Fakat sahada daha fazla güvenlik için daha fazla polisle -çaktırmadan, sivil olağan üstü hal için Cizre ve Yüksekova’nın il yapılması,
        Hiçbir şey, sürekli PKK terör tehditi altında cemaatin nasıl  ve nereye kadar korunacağının garantisini vermiyor!
        *
        Elbette Başbakan Erdoğan’ın ağzını bıçak açmıyor!
        Bu kez elinin güçlü olmadığı anlaşılmaktadır.
        Öte yanda BDP’nin CHP ile kurmak istediği ittifakta -ki,işte:kurulmuş görünüyor!
        Çünkü bakınız! Kemal Kılıçdaroğlu CHP nin seçimde oy kazancı uğruna-bırakınız dalaşşınlar,anlaşsınlar, biz de yararlanalım hesabıyla;
        Ya da BDP ye yönelecek AKP oylarındaki azalmadan medet umuyor.
        Kürt Hareketinin Demokratik Özerklik eylemleri üzerine şal örtüyor, sorunu kamuoyundan kaçırıyor,taraf olmuyor!
 
        *
        Oysa, kanını ve canını vatanın harcı yapan aziz şehitler ve gazilerle,
        Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının emperyalizmle savaşarak  kurduğu, tarihin son Türk Devletinde;
        Hiç değilse onların hatırasına;utanmanın insan ruhunun aslı olduğunu,insanı insan olarak muhafaza eden şeyin utanmak olduğunu bilmek gerekiyor!
 
        *
        Elbette Namık Kemal’de bugüne rehberdir.
        “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
        Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?” diyor!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir