HAKİKİ’ YE DAİR

Yaşar Büyükanıt - İlker Başbuğ

             HAKİKİ’YE DAİR 
          Deniz Baykal,Star TV’de  Uğur Dündar ve Nedim Şener’in hazırladığı “Arena” programında konuşuyor.
          “CHP zamana uygun olarak değişiyor.
          Yanlış olan yeni CHP lafıdır.
          Bu bana Hakiki Koç kavramını hatırlatıyor.
          Yeni CHP söylemini dile getirdiğiniz zaman, ifade etmekten kaçındığınız bir sıkıntı var demektir.”diyor.
           *
          ABD’nin soğuk savaş sonrası Büyük Orta Doğu Projesi;
          Türkiye ve bölgesinde İslamcı oluşumların radikalleşmesi yerine meşru siyasal sisteme çekilmesi ve normalleştirilmesini planlıyor.
          Bölgesinde siklet merkezi Türkiye’nin  Turgut Özal ile başlayan neoliberal değişimi sürecinde,
          İslamcı hareketinin siyasal ve ekonomik sisteme dönüşümü sağlanıyor.
          Siyasal İslam’ın küresel kapitalizme uyumlaştırılması ardından,
          AKP 2002’de tek başına iktidara geliyor!
          *
          Bu role uygun olmayan Kemalist  laik anlayış  hedeftir.
          Başarı sağlamak üzere ekonomik gelişmenin önü açılıyor…
          Fakat İran’dan gelişen yeni soğuk savaş dönemi; projede  yeni bir uyarlama gerektiriyor!
   
          *         
          Milli Görüş’ten kopan  AKP’nin neoliberalizmle ortaklaşması hayret çekicidir!
          Yahudi lobisiyle iç-içelik,AB taraftarlığı, ulusal kalkınmacılıktan özelleştirmelere,
          Kıbrıs, Ege Denizi, Ermenistan, Irak ve Kürdistan konularında cömert bir vizyon ve  ikramiyesi getirileriyle;
          Türkiye’yi sessiz bir İslami Devrime ramak bırakıyor!
         
          *
          Çünkü 14 Nisan 2009 da İlker Başbuğ’un Harp Akademilerinde yaptığı açıklama;
          TSK’nın  İran’la başlayan  yeni soğuk savaş dönemine uyarlandığı  neoliberal limitlerini gösteriyor!
          Buna göre; birey, grup,cemaat ve tarikatlar her tür dini, kültürel, sosyo-ekonomik  faaliyetlerde serbesttir.
          Fakat siyaset yapmaları engelleniyor:Laik  sınır beliriyor!
          Vatandaşlık esasına dayalı milliyetçilik, ırk ve din farkı gözetmeksizin herkesin Türk ve TC vatandaşı sayılması,    
          Özgül kimlik  olarak kültürel kimliklerin ikincil kimlik olduğunun altı çiziliyor: Ulus ve üniter devletin sınırı beliriyor!
          Yeni Türkiye’nin yeni kırmızı çizgileri oluşuyor!          

          *
          Ayrılıkçı Kürt Hareketi Demokratik Özerklik için konfederal  anayasa,ulus,vatan ve siyaset talep ediyor.
          Kürt Hareketi dört coğrafyada  illegal derinleşiyor ve yasal siyaset yapıyor.
          Yasal siyasete  göz yumulması tıpkı bir zaman siyasal islam için düşünülen tedbirden kaynaklanıyor.      
          Siyasal sisteme çekilerek radikalleşmenin önüne geçilmesi ve normalleşme planlanıyor.
          PKK tasfiye ediliyor denilmesi bu anlamdadır.
          Fakat BDP henüz normalleşme sinyalleri vermiyor ve TBMM çatısı altında dünyaya bayrak gösteriyor!
         
          *
          Yeni Türkiye siyaseti bu çerçeveden gelişiyor.
          Merkezin bir kutbunda AKP; liberal siyasi tercihini muhafazakar liberal milliyetçiliğe çevirmek gayretindedir.
          Asla grup milliyetçiliği değil,bireysel milliyetçilik! “Gemisini kurtaran kaptandır!”deniyor.
          Gemiyi kurtaran kaptan olmak;iktidarda AKP nin onayından geçiyor. 
          Milliyetçi MHP; şehirli,laik hassasiyeti yüksek ve ulusalcı kitleye yönelmiş,muhafazakar-dindar tabanını dışarıda bırakmıştır.
          AKP o tabanda yayılma gayretinde ve  MHP’nin “Türk” milliyetçiliğini zayıflatmayı hedefliyor!
 
          *
          Merkezin ikinci kutbunu yeni CHP tutuyor.
          Cumhuriyet seçkinleri ve eğitimlilere ek olarak emekçi kitle hedeflenmektedir.
          Seçkinciliği kırmak  ve hedef kitlesine ulaşmak üzere yeni bir jargon gelişiyor.
          Cumhuriyet tartışmaları yerine bölüşüm tartışması,
          Sınıfsal sorunlar ve kişi hak ve özgürlükleri savunuculuğu yapılıyor.
          Kemalizmin çizgileri  Sosyal Demokrat politikalarla minimize ediliyor!
 
          *       
          İki kutup ve TSK;
          Kürt siyasetinin merkeze çekilmesi, Türkiye limitleri arasına sıkıştırılması, temsil kabiliyetinin de zayıflatılmasına oynuyor.         
          Kültürel haklar konusunda CHP’nin Alevi Kürtlere,
          Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerin üçüncü büyüğü Saadet  Partisi de muhafazakar Kürtlere yönlendirilmesi;
          İkinci aşamayı oluşturuyor. 
 
          *
          Ne ki Ayrılıkçı Kürt Hareketi toplumsal düzeyde,ideolojik ve felsefik bir vizyondan hareketle  gelişiyor.
          Her tür direniş biçimini geliştirme potansiyelindedir.
          Kapalı bir çevrimle ekonomide güçleniyor, açık ekonomisiyle Kuzey Irak Kürdistan’ından medet umuyor.
          Hızla her konuda örgütleniyor.
          İllegal Kürt Mahkemeleri yapılanıyor.
          Kürtçe yaygınlaşıyor.
          Etnik Milliyetçilik Kürt Ulusunu biçimliyor!         

          *
          Sonuçta siyaseten bireyciliğe düşürülmüş Türkiye;
          Uluslaşma yolunda  ayrılıkçı Kürt Hareketini engellemeye çalışıyor?
          Komşu uluslarda hazır bekliyor!
          Giderek tıpkı “bakkal amcanın alışveriş merkezleriyle” mücadelesi sahneleniyor…
 
          *
          Deniz Baykal Hakiki Koç kavramıyla  yeni CHP ye gönderme yapmaktadır.
         “Kamil Koç” ile rekabet eden “Hakiki Koç” karayolu taşımacılık firmasıydı.
          Bugün taşımacılıktan çekilmiş bulunuyor.
          Çünkü “Önce Kamil Koç Vardı!” deniyor…
 
             *
          Bugün 10 Kasım!
          Hey! “Önce Atatürk vardı!” demek  ve  o’na  inanmak gerekiyor…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir