Karadeniz Bölgesi Ülkelerde Fırsatlar ve Tehditler

Karadeniz Bölgesi Ülkelerde Fırsatlar ve Tehditler
Karadeniz bölgesi, kıyıdaş ülkeler ve hinterlandı ile tarihin önemli ölçüde belirlendiği, yönlendirildiği, değiştiği olayların merkezinde yer almaktadır. Bundan dolayı Mackinder’ın Kara Hakimiyeti Teorisi’nde, dünyanın kalbi olarak belirlendiği bölge önemli ölçüde Karadeniz çevre ve hinterlandında yer almaktadır.
Soğuk Savaş döneminde iki kutbun sınırlarını teşkil eden Karadeniz kıyılarının yarıya yakını NATO üyesi Türkiye’ye ait iken kalan kısmı ise Varşova Paktı üyesi SSCB, Romanya ve Bulgaristan sahillerini oluşturmaktaydı. Günümüzde iki kutup kalmadığı halde ABD öncülüğündeki NATO yayılması yine Karadeniz’de Rusya tarafından durdurulmuştur. Bulgaristan ve Romanya’nın NATO üyeliğini sineye çeken Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’ın üyeliklerine Soğuk Savaş üslubu ile karşı koymuştur.
Soğuk Savaş yıllarında iki paktın sınırı olarak kör nokta fonksiyonunu ifa eden bölge için günümüzde de benzer senaryoların varlığı hissedilmektedir. “Kenar Kuşak” ülkesi olarak Türkiye’nin temel görevi SSCB’yi kollamak, durdurmak olup böyle bir rol gereği ekonomik ve siyasal gelişme de dondurulmuştu.
Sakarya Üniversitesi’nde 10-13 Ekim tarihleri arasında koordinatörlüğüm altında toplanan II. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi’nde (www.blueblacksea.sakarya.edu.tr), Karadeniz’in ekonomik, stratejik, siyasi özellikleri ile bölge ve bölge dışı ülkeler açısından önemi tartışıldı. Yerli ve yabancı akademisyenler tebliğlerinde, bölgenin özellikle enerji kaynakları ve ulaşımındaki önemine işaret eden tebliğler sundu. Bunun yanında bölgedeki çatışma ve anlaşmazlıkların adeta planlı olarak bölge dışı ülkelerce çözümsüz bırakıldığı belirtildi.
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununa Ermenistan’ın 20 yıla yaklaşan işgaline karşın dünyanın sessiz kalması, sadece Rusya’nın Güney Kafkasya’daki çıkarları ile açıklanabilecek bir olay değildir. Parçalanan Gürcistan ile Rusya şemsiyesi altına giren Abhazya ile Güney Osetya konusunda da benzer durumlar sözkonusudur. Ukrayna ile Moldova’nın Rusya ve bölgesel konulardaki sorunları, yapılan anlaşmalara rağmen çözümsüzlük dondurucusunda beklemektedirler.
Bütün bu gerçeklere rağmen bölge ülkeleri, demirperdenin yıkıldığının farkına varmışlardır. Eski Sovyet cumhuriyetleri ile Doğu Bloku’na mensup olanlar, Rusya’nın emperyalist ittifakından kurtulmanın mutluluğunu yaşarken ABD politikalarının fuzuli bekçisi olma konusunda suyu üfleyerek içme gereğini hissetmektedirler. Bölgenin kıdemli NATO üyesi Türkiye ile yeniler Bulgaristan ve Romanya’nın da yeni Soğuk Savaş stratejilerine karşı çekinceleri mevcuttur.
Hazar ve ötesi kaynakların Avrupa ve diğer tüketici ülkelere ulaşmasında Karadeniz kilit bölge olduğu gibi kendisi de önemli kaynaklara sahiptir. Bununla beraber Karadeniz’in jeopolitik önemi, enerji kaynaklarının üretimi ve ulaşımındaki coğrafi mevkii ile sınırlı değildir. Bu gerçekler, bölge ülkelerinin aralarındaki her türlü anlaşmazlığı bir şekilde çözerek her alanda işbirliği yapmayı zorunlu kılmaktadır.
Çatışma ve anlaşmazlıkların çözümünde tarafların konuya sıfır toplamlı değil de değişken toplamlı oyun mantığı ile yaklaşmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Uluslararası hukuk kuralları ile daha önce yapılmış olan anlaşmalar ve sözleşmeler çerçevesinde genellikle sınır ve toprak ile ilgili anlaşmazlıkların sıfır toplamlı oyun çerçevesinde çözümü, az gelişmişlik veya azgelişmiş kalma oyununun parçasıdır. Halbuki gelişmiş ülkeler bu tür sorunlarda iki tarafın da tavizleri ile uzun vadede her iki tarafın çıkarına olacak formüller bulmanın çaresine bakarlar. Yani bir tarafın kaybı mutlaka diğer tarafın kazancı demek olmayıp, her iki tarafın kazancına olacak yöntemler geliştirilmiştir.
Geniş anlamıyla Kafkasya ve Balkanlar’ı da kapsayan Karadeniz bölgesindeki anlaşmazlıkların çözümleri ile birlikte bölge dışı ülkelerin barış sürecinde kendilerine yeni üsler kurdukları görülmektedir. Böyle bir çözüm, aslında iki komşu ülkenin paylaşamadığı toprağı yabancı ülkeye peşkeş çekme senaryosundan başka bir anlam ifade etmemektedir. Genellikle ithal ideolojilerle beslenerek kabartılan mikro-milliyetçi politikalar, yeni bir emperyalizm türünün bölgede kök salmasına yol açmaktadır.
Bu husus, sadece Azeri-Ermeni veya Gürcü-Abhaz sorunuyla sınırlı olmayıp Türkiye-Rusya veya Ukrayna-Rusya ilişkilerinde de farklı boyutları ve renkleriyle görülebilir. Rusya, ABD veya Çin’in bölgeye yerleşme politikalarına karşı, diğer Karadeniz ülkeleriyle karşılıklı çıkar ve güvene dayalı ilişkilere öncelik vermelidir. Bunun yanında Azeri-Ermeni sorununu kullanarak Güney Kafkasya’ya yerleşmesinin, böylece bölgede çatışma ve geri kalmışlığı beslemesinin kendisine de zarar vereceğini idrak etmelidir. İçinde yaşadığımız iletişim çağında, işbirliği ve güven temelli politikaların, komplocu ve emperyalist olanlardan çok daha başarılı olacağını anlamak konusunda geç kalınmamalıdır.
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya
Öncevatan, 19.10.2010

Haberi paylaşın
<p>Karadeniz Bölgesi Ülkelerde Fırsatlar ve Tehditler
Karadeniz bölgesi, kıyıdaş ülkeler ve hinterlandı ile tarihin önemli ölçüde belirlendiği, yönlendirildiği, değiştiği olayların merkezinde yer almaktadır. Bundan dolayı Mackinder’ın Kara Hakimiyeti Teorisi’nde, dünyanın kalbi olarak belirlendiği bölge önemli ölçüde Karadeniz çevre ve hinterlandında yer almaktadır.
Soğuk Savaş döneminde iki kutbun sınırlarını teşkil eden Karadeniz kıyılarının yarıya yakını NATO üyesi Türkiye’ye ait iken kalan kısmı ise Varşova Paktı üyesi SSCB, Romanya ve Bulgaristan sahillerini oluşturmaktaydı. Günümüzde iki kutup kalmadığı halde ABD öncülüğündeki NATO yayılması yine Karadeniz’de Rusya tarafından durdurulmuştur. Bulgaristan ve Romanya’nın NATO üyeliğini sineye çeken Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’ın üyeliklerine Soğuk Savaş üslubu ile karşı koymuştur.
Soğuk Savaş yıllarında iki paktın sınırı olarak kör nokta fonksiyonunu ifa eden bölge için günümüzde de benzer senaryoların varlığı hissedilmektedir. “Kenar Kuşak” ülkesi olarak Türkiye’nin temel görevi SSCB’yi kollamak, durdurmak olup böyle bir rol gereği ekonomik ve siyasal gelişme de dondurulmuştu.
Sakarya Üniversitesi’nde 10-13 Ekim tarihleri arasında koordinatörlüğüm altında toplanan II. Uluslararası Mavi Karadeniz Kongresi’nde (www.blueblacksea.sakarya.edu.tr), Karadeniz’in ekonomik, stratejik, siyasi özellikleri ile bölge ve bölge dışı ülkeler açısından önemi tartışıldı. Yerli ve yabancı akademisyenler tebliğlerinde, bölgenin özellikle enerji kaynakları ve ulaşımındaki önemine işaret eden tebliğler sundu. Bunun yanında bölgedeki çatışma ve anlaşmazlıkların adeta planlı olarak bölge dışı ülkelerce çözümsüz bırakıldığı belirtildi.
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununa Ermenistan’ın 20 yıla yaklaşan işgaline karşın dünyanın sessiz kalması, sadece Rusya’nın Güney Kafkasya’daki çıkarları ile açıklanabilecek bir olay değildir. Parçalanan Gürcistan ile Rusya şemsiyesi altına giren Abhazya ile Güney Osetya konusunda da benzer durumlar sözkonusudur. Ukrayna ile Moldova’nın Rusya ve bölgesel konulardaki sorunları, yapılan anlaşmalara rağmen çözümsüzlük dondurucusunda beklemektedirler.
Bütün bu gerçeklere rağmen bölge ülkeleri, demirperdenin yıkıldığının farkına varmışlardır. Eski Sovyet cumhuriyetleri ile Doğu Bloku’na mensup olanlar, Rusya’nın emperyalist ittifakından kurtulmanın mutluluğunu yaşarken ABD politikalarının fuzuli bekçisi olma konusunda suyu üfleyerek içme gereğini hissetmektedirler. Bölgenin kıdemli NATO üyesi Türkiye ile yeniler Bulgaristan ve Romanya’nın da yeni Soğuk Savaş stratejilerine karşı çekinceleri mevcuttur.
Hazar ve ötesi kaynakların Avrupa ve diğer tüketici ülkelere ulaşmasında Karadeniz kilit bölge olduğu gibi kendisi de önemli kaynaklara sahiptir. Bununla beraber Karadeniz’in jeopolitik önemi, enerji kaynaklarının üretimi ve ulaşımındaki coğrafi mevkii ile sınırlı değildir. Bu gerçekler, bölge ülkelerinin aralarındaki her türlü anlaşmazlığı bir şekilde çözerek her alanda işbirliği yapmayı zorunlu kılmaktadır.
Çatışma ve anlaşmazlıkların çözümünde tarafların konuya sıfır toplamlı değil de değişken toplamlı oyun mantığı ile yaklaşmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Uluslararası hukuk kuralları ile daha önce yapılmış olan anlaşmalar ve sözleşmeler çerçevesinde genellikle sınır ve toprak ile ilgili anlaşmazlıkların sıfır toplamlı oyun çerçevesinde çözümü, az gelişmişlik veya azgelişmiş kalma oyununun parçasıdır. Halbuki gelişmiş ülkeler bu tür sorunlarda iki tarafın da tavizleri ile uzun vadede her iki tarafın çıkarına olacak formüller bulmanın çaresine bakarlar. Yani bir tarafın kaybı mutlaka diğer tarafın kazancı demek olmayıp, her iki tarafın kazancına olacak yöntemler geliştirilmiştir.
Geniş anlamıyla Kafkasya ve Balkanlar’ı da kapsayan Karadeniz bölgesindeki anlaşmazlıkların çözümleri ile birlikte bölge dışı ülkelerin barış sürecinde kendilerine yeni üsler kurdukları görülmektedir. Böyle bir çözüm, aslında iki komşu ülkenin paylaşamadığı toprağı yabancı ülkeye peşkeş çekme senaryosundan başka bir anlam ifade etmemektedir. Genellikle ithal ideolojilerle beslenerek kabartılan mikro-milliyetçi politikalar, yeni bir emperyalizm türünün bölgede kök salmasına yol açmaktadır.
Bu husus, sadece Azeri-Ermeni veya Gürcü-Abhaz sorunuyla sınırlı olmayıp Türkiye-Rusya veya Ukrayna-Rusya ilişkilerinde de farklı boyutları ve renkleriyle görülebilir. Rusya, ABD veya Çin’in bölgeye yerleşme politikalarına karşı, diğer Karadeniz ülkeleriyle karşılıklı çıkar ve güvene dayalı ilişkilere öncelik vermelidir. Bunun yanında Azeri-Ermeni sorununu kullanarak Güney Kafkasya’ya yerleşmesinin, böylece bölgede çatışma ve geri kalmışlığı beslemesinin kendisine de zarar vereceğini idrak etmelidir. İçinde yaşadığımız iletişim çağında, işbirliği ve güven temelli politikaların, komplocu ve emperyalist olanlardan çok daha başarılı olacağını anlamak konusunda geç kalınmamalıdır.
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya
Öncevatan, 19.10.2010</p> - alaeddin yalcinkaya

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  2. Şimdi de Çiftçilerin önü kesiliyor. Her çiftçi her istedini ekemeyecek, ekime sınır getiriliyor, hayvancılığa sınır getiriliyor. Enflasyon düzelirim dersiniz.

  3. brics ilk kurulduğunda ekonomik mucize gerçekleştiren ülkeler olarak masum bir örgüttü ve Türkiye’de o zamanlar nispeten iyi giden ekonmisi ile…

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR. Sefa Yürükel

    ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR.       Sefa Yürükel

    Atatürk’ün kurtardığı milletin bazı bireyleri ve Atatürkün kurduğu devletin bazı bürokratları, kurtarılmayı ve Türk Milletinin mensubu ve TC devletinin vatandaşı olmayı hak etmiyorlar. Son bir […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (21 Eylül 2023) 1.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Eylül Bağımsızlık Günü’nde Ermenistan halkına en iyi dileklerini göndererek, ABD’nin Ermenistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve […]


  • 8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    Yaz aylarında beklenen turist 50 milyondu 36 milyon turistle sezonu kapattık. Turizm Bakanlığı yetkilileri geçen yılın Ağustos ayına göre yüzde 5.65 artış yaşandığını söylüyor. Kış […]


  • NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    Tv de anlatılıyordu.Antalya da Rus’un biri Site den 80 daire satın almış. Sadece Ruslara kiralıyormuş.Doğrumu yanlış mı bilmiyorum. Ama sektörüm olan Tarımdan biliyorumBaşta Muz seraları […]


  • İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İzmir’in işgalinden cesaret alan 800 kadar yerli Rum çetesi, İzmir’in işgalinden bir gün sonra, ı6 Mayıs sabahı Urla yarımadasındaki Türk köylerine saldırdılar. Köylüleri katletiler. Mallarını […]


  • MARX’TA PARA (10)

    MARX’TA PARA (10)

                ‘Para-sermaye’nin başlangıçta, metalik para, kredi senedi, değerli kâğıt vb biçiminde olmasının önemi yoktur.             Tek koşul “ sermaye olarak para (argent) biçiminde avans edilmiş […]


  • MARX’TA PARA (9)

    MARX’TA PARA (9)

    Para ve semayenin çevrimi Kapital’in II.cilt birinci bölümünde kapitalin dolanım süreci şöyle formüle edilebilir (1): I           A-M … P … M’ -A’  para-sermaye çevrimi […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda  “Hocalı Soykırımı”na da  Değinebilirdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda  “Hocalı Soykırımı”na da  Değinebilirdi

    ABD’deki BM’nin 78’nci Genel Kurulu görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmaları ele alarak  şu önemli tespiti yapmıştır: “Karabağ, Azerbaycan toprağıdır.”  Erdoğan   bu  fırsattan yararlanarak  en […]



Posted

in

by