ÖZGÜRLÜK ÖZGÜNLÜK İSTER

Mustafa Kemal Atatürk

Kısıtlanmadan yaşamak, seçimlerini kendileri yapmak özgürlüğünde ruhları kanatlıydılar.
Her riski göze aldılar,savaştılar.
Aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarılmasını;
Tam bağımsız, millet egemenliğinde huzur ve refah için,
Toplumun temel kurumlarından devletin rejimi ve işleyişine  sistematik oluşturdular.
Akılcı ve bilimci,
Vicdan ve düşünce özgürlüğünde,
Ulusal birlik ve bütünlükle,
Seçme ve seçilme hakkında söz ve karar sahipliğinde,
Millete ve insanlığa adanmışlıkla özgür bireyler istediler.
Türkiye bu düşünce temelinden doğdu!

*
TÜSİAD yukarıda ki sistematiğin açılımında,
Girişim özgürlükleri, lâik hukuk devleti ve katılımcı demokrasinin paylaşımcısıdır.
Gelir getiren faaliyetlerde kaynaklara el atma biçiminden gelişip zamanla uluslararası ölçeğe taşınmış,
Aldığı kararlarla ve uyguladığı politikalarla ülke ekonomisini etkileme gücünde bir baskı grubu!
Bugün temsil adaletini,yüksek biçimde uzlaşmayla yeni bir anayasayı, batı standartlarında demokrasiyi talep ediyor.

*
TÜSİAD’ın  AKP iktidarıyla gerginliği doludizgin sürüyor.
Referandumda  TÜSİAD’dan desteği için  ‘bitaraf olan bertaraf olur’ tehditinde  bulunan,
Başbakan Erdoğan MÜSİAD Uluslararası İş Forumu Kongresinde konuşuyor:
İstanbul Sermayesi-Anadolu Sermayesi ayrımında imalı,
‘Türkiye’nin demokratikleşmesinde MÜSİAD’ın çabaları müstesna bir yer tutuyor.
Bir sivil toplum örgütü olarak MÜSİAD  bir yandan ekonomik büyüme ve kalkınma mücadelesinde ön safta yer alırken,
Aynı zamanda demokratik haklar ve özgürlükler noktasında da takdire şayan bir imtihan verdi.’ diyor…

*
Başbakanın sermaye gruplarından birine verdiği açık destek,
O noktadan alınıp polemikleriyle  tabana yansıyor.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner,  ‘türban yasağı ve 18 yaşını geçen bir genç kadının kıyafeti yüzünden,
Eğitim hakkından geri kalması kabul edilemez.
Eğitimden  sonra kadınların kızların kamuda istihdamının gündeme gelmesi gerekir,mutlaka tartışılması gerekir’ ifadesi,
Başbakanın izinde  Bülent Arınç’ın,
‘Tüm ümitlerimizi boşa çıkardı. Bendeki kredisini tamamen tüketti. Sözlerini okuyunca tüylerim diken diken oldu, bunlar yanlış’ yanıtıyla karşılanıyor!

*
Rekabet,dayanıklılık ve ortak güvenliğe dayanan ekonomik kriterler,
Demokrasi,insan hakları ve özgürlüklere dayanan siyasal kriterleriyle
Küresel Serbest Piyasalar Düzeninde;
Hükümetin sermayenin duruşu,varlığı ve biçimini değiştirmek üzere,
İş dünyasının sermaye yapısını değiştirmeye yönelik  fütursuz bir kutuplaşma oluşturduğu  gözden kaçmıyor.
Elbette lâik kimliğiyle İstanbul sermayesinin ekonomik ölçütlerdeki gücü muhafazakar Anadolu sermayesinden üstündür.
Fakat hükümet desteğiyle muhafazakar Anadolu sermayesinin;
Hangi alanlara yöneltileceği,
Şirketlerin cari yönetimlerinin uzun süreli  perspektif stratejisinde güven algılaması,
Piyasalara girerken şirket mülkiyet ve yönetimlerinin  desteklendikleri bilinciyle,
Güçlendirilen bir sermaye yapısıyla, birlikte Türkiye Siyaset ekseninin de değişmeye yazdığı çok açık görülüyor.

*
Mahalle baskısı diye aslında azımsanan fakat  muazzam bir sosyolojik değişim de sağlanıyor!
Amerikalı siyaset bilimcisi Joseph Nye, Soft Power adlı kitabında  kapsamlaştırdığı,
‘Yumuşak güc’ kavramı;
Ekonomik gelişmişlik ve istikrar,teknolojik üstünlük,sağlık ve eğitim hizmetleri,
Kültür,sanat,rekabetçilik,insan gücü ve sosyal sermaye,yenilikçilik,
Tarihi hafıza ve medeniyet bağları gibi faktörlerden oluşuyor ve ülkeleri etkin kılıyor.
AKP hükümetinin Büyük Orta Doğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinden desteğiyle,
Küresel Serbest Piyasalar Düzeninde  oluşturduğu sayısız sivil toplum örgütü üzerinden sırt verdiği Anadolu Sermayesiyle;
Yumuşak güc birikiminde yeni bir şirketler oligarşisi oluşuyor.
Yargı,Yasama ve Yürütmesi emrinde!
*
Başkan Boyner,’Sayın Bakanın özgürlükçü bulmadığı konu nedir? Bilmiyorum.Açıklasa sevinirim.
Kişisel ve bireysel seçimlerimizin toplumsal veya kamusal baskıya maruz kalmayacağı bir noktaya gelebilmeliyiz’ diyor…
Bülent Arınç ve Ümit Boyner temsil ettikleri düşüncelerde;
Aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarılması,
Tam bağımsız,millet egemenliğinde huzur ve refah için,
Toplumun temel kurumlarından devletin rejim ve işleyişi sistematiğinde bulunamıyorlar.
Pasta da ufak olunca  paylaşamıyorlar,tutanın elinde kalıyor…
O nedenle ulusal bütünlükte olamıyorlar!

*
Çünkü,
Ulu Atatürk ‘ Biz esasen millî mevcudiyetin temelini,millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz.” diyor!


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir