İN MİSİN CİN MİSİN DİYOR

<p>Başbakan Erdoğan Gaziantep'te gürlüyor!
"Buradan muhaliflere sesleniyorum;önemli olan boy değil ,önemli olan soy,soy!" diyor.
Kılıçdaroğlu yanıtlıyor.
"Eline bir cetvel,pergel al.Gel benim kafatasımı da ölç! Recep Bey ,soya sopa girersen sınıfta kalırsın."diyor...
*
Son zamanlarda dünya, bilgi ve teknolojinin bir aşamasından; iki düşünceden yol alıyor.
İki düşünce tarzından; yaratılış,evrim,soy-sopun kavranmasından hareketle doğruluk iddiasında bulunuluyor!
Sonra o doğrunun egemenliği  isteniyor!
Günümüz uygarlıklar çatışması bu noktadan çıkıyor.
*
Birinci düşünce tarzı; İngiliz evrenbilimcisi Stephen Hawking'in,
"Biz yalnızca çok sıradan bir yıldızın küçük bir gezegeninin üstündeki ileri bir maymun soyuyuz.Fakat biz evreni anlıyoruz. Bu bizi özel kılıyor."
İfadesiyle işaret ettiği Materyalizm; Evrim Kuramı ile Materyalist Diyalektik'dir.
İkincisini,Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Planck Gözlemevinin,
Planck uydu teleskobunun, Big Bang'den 380 bin yıl sonra foton işımalarından-ilk radyasyona ve küçük sıcaklık dalgalanmalarının da algılandığı fotoğraflarla hazırlanan "evren fotoğrafı"ı karşısında,
Bir gözlemcinin düşüncesi oluşturuyor!
Evren fotoğrafı sayısız gök ada üzerinde trilyonlarca gök cismini gösterir sınırlı bir elipsoidten oluşmaktadır.
Gözlemci tıpkı kuantum fizikçisi Hugh Everett'in paralel evrenler teorisindeki gibi düşünüyor.
O gördüğü maddesel evrenin dışını anlamak için  herşeyi bilen,her yerde her zaman olan fakat bilinmedik boyutlarda bir varlık gerektiği bilincinden algılıyor!
İdealizm; Yaratılış Kuramı ve İdealist Gerçeklik bu temelden çıkıyor!
*
Birincisi,Hawking'in dediği anlamda maymun'sak sonuçta soya-sopa gerek kalmıyor!
Başbakan Erdoğan'ın ya da Kılıçdaroğlu'nun  ve taraftarlarının soyunun goril,orangutan,şempanze gibi bir primata dayanıyor olması;
"Maymun maymundur,yok birbirlerinden farkı!" anlamından ileri gitmiyor!
Can sıkıcı, tekdüze,sebepsiz ve olmaz bir sonuçla karşı-karşıya kalınıyor.
*
Evrenin fotoğrafı, Big-Bang'den 380 bin yıl sonrasından bugünü kapsıyor.
Öncesi -işte, Cern deneyiyle  algılanmak isteniyor.
İkinci düşünce tarzında evreni taa başlangıcından itibaren düşünebilmek için;
Gözlemcinin yetisi ve inancı gerekiyor.
Fotograftaki maddi evrenin ötesinde muhayyel varlık;
Gözlemcinin yetisi ve inancına, Bakara3'te  vurgu yapıyor: "Onlar gaybe inanırlar" diyor.
Hangi gayb?  101' de yanıtlanıyor.  " O,göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır."
Gökler kelimesinin anlamı elbette bu evrenin de ötesinde paralel evrenleri de kapsıyor...
Yer kelimesinin anlamı da evreni gösteriyor.
İkinci  düşünce tarzına  bu noktadan başlamak gerekiyor...
*
Gökler ya da paralel evrenler ile  evren fotoğrafında görülen gökler ve  yerler de yaratılıyor.
Giderek evrende bilinen hayatın olduğu tek yer Dünya'da  muazzam bir evrim yaşanıyor.
Atmosfer oluşumu ardından canlı yaşam zincirinde;
Benlik oluşuyor, hayal ediyor,kurguluyor,gelişiyor, bir sosyal hayvan maymun haline geliniyor...
*
Sonra Bakara 30-31 bildiriyor;
"Hatırla ki Rabbin meleklere:ben yeryüzünde bir halife yaratacağım,dedi." ayeti,
"Allah Âdem'e bütün isimleri,öğretti " ayetiyle devam ediyor.
Anlaşılıyor ki önceden yaratılmış tüm evrenlerin süren evrimlerinin anonim bir aşamasında,tüm isimleri öğrenen ya da ak'lın simgesi insan yaratılıyor!
*
Ayetler devam ediyor.
Bakara 34,35,36,38 de;
"Hani biz meleklere Âdem'e secde edin ,demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler.O yüz çevirdi,büyüklük tasladı,böylece kâfirlerden oldu."
"Biz,Ey Âdem!Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin,..sadece şu ağaca yaklaşmayın."
"Şeytan onların ayağını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları cennetten çıkardı."
"Dedik ki:Hepiniz cennetten inin."
Adem,Havva ve İblis'in; cennetten çıkarılıp aşağıların en aşağısına dünyaya gönderildiği anlaşılıyor.
*
Bu noktada tahayyül gerekiyor.
Vaktiyle  toplumsal yaşam seviyesinde  hamile bir maymun;doğum yapmaktadır.
Hiç  görülmedik ve alışılmadık bir durumla karşılaşılıyor!
Doğan yavrunun göbeği kesildikten sonra görülüyor ki onlara benzemekle birlikte çok büyük bir fark göstermektedir.
Nur'u parlıyor ve o ana kadar bilinmedik bir sıcaklığı, sevgiyi, duyguyu ve büyüdükçe ak'lı  gösteriyor.
İlk insan dünyaya gelmiştir!
Havva'da bir başka yerde dünyaya geliyor...
*
Soy ve sop budur!
Kimdensin?
-Orangutan'dan!
Ya sen?
- Adem'den!
*
Adem ve Havva'nın dünyaya gelmesi tarih'in en büyük,en köklü ve en  büyük devrim'ini oluşturuyor.
O günden bu güne  kendine özgün bir soyla insanoğlu dünyaya akıl katıyor.
Onlar maymun emperyalizmini yıktıklarından dolayı ne çok şük're lâyıktırlar!
*
Aynı şekilde Mustafa Kemal'in ezilmiş Türk Ulusunu zilletten çekip çıkaran,
Cumhuriyet Devrimini düşününüz.
Türk İnsanının karartılmış benliğine gösterdiği bağımsızlık ruhu ,
Türk insanının yönünü akıl ve müsbet ilimlere çevirmesi;
O'nun değerini göstermeye yetiyor.
*
Asıl derdi Mustafa Kemal'e sataşarak onun ulusal Devriminden rövanş almak olan;
Ilımlı İslam'la islamı materyalizmin sığlığına gömmek isteyen Başbakan Erdoğan'ın;
Kılıçdaroğlu'nun dediği üzre soyu-sopu karıştırmaması gerekiyor.
Aksi taktirde  inanç alanını ilgilendiren çok özel bir soru ortaya çıkıyor!
- Kimsin bakiim!
İn misin,cin misin!
Ya da;
- Söyle bakiim!
Maymundan mı geliyon, Âdem'den mi?
Sana ne  bundan yahu?
*
Epictetus,
"Akıldan uzaklaşıldığında hayvan ortaya çıkar!" diyor.</p> - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Başbakan Erdoğan Gaziantep’te gürlüyor!
“Buradan muhaliflere sesleniyorum;önemli olan boy değil ,önemli olan soy,soy!” diyor.
Kılıçdaroğlu yanıtlıyor.
“Eline bir cetvel,pergel al.Gel benim kafatasımı da ölç! Recep Bey ,soya sopa girersen sınıfta kalırsın.”diyor…
*
Son zamanlarda dünya, bilgi ve teknolojinin bir aşamasından; iki düşünceden yol alıyor.
İki düşünce tarzından; yaratılış,evrim,soy-sopun kavranmasından hareketle doğruluk iddiasında bulunuluyor!
Sonra o doğrunun egemenliği  isteniyor!
Günümüz uygarlıklar çatışması bu noktadan çıkıyor.
*
Birinci düşünce tarzı; İngiliz evrenbilimcisi Stephen Hawking’in,
“Biz yalnızca çok sıradan bir yıldızın küçük bir gezegeninin üstündeki ileri bir maymun soyuyuz.Fakat biz evreni anlıyoruz. Bu bizi özel kılıyor.”
İfadesiyle işaret ettiği Materyalizm; Evrim Kuramı ile Materyalist Diyalektik’dir.
İkincisini,Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Planck Gözlemevinin,
Planck uydu teleskobunun, Big Bang’den 380 bin yıl sonra foton işımalarından-ilk radyasyona ve küçük sıcaklık dalgalanmalarının da algılandığı fotoğraflarla hazırlanan “evren fotoğrafı”ı karşısında,
Bir gözlemcinin düşüncesi oluşturuyor!
Evren fotoğrafı sayısız gök ada üzerinde trilyonlarca gök cismini gösterir sınırlı bir elipsoidten oluşmaktadır.
Gözlemci tıpkı kuantum fizikçisi Hugh Everett’in paralel evrenler teorisindeki gibi düşünüyor.
O gördüğü maddesel evrenin dışını anlamak için  herşeyi bilen,her yerde her zaman olan fakat bilinmedik boyutlarda bir varlık gerektiği bilincinden algılıyor!
İdealizm; Yaratılış Kuramı ve İdealist Gerçeklik bu temelden çıkıyor!
*
Birincisi,Hawking’in dediği anlamda maymun’sak sonuçta soya-sopa gerek kalmıyor!
Başbakan Erdoğan’ın ya da Kılıçdaroğlu’nun  ve taraftarlarının soyunun goril,orangutan,şempanze gibi bir primata dayanıyor olması;
“Maymun maymundur,yok birbirlerinden farkı!” anlamından ileri gitmiyor!
Can sıkıcı, tekdüze,sebepsiz ve olmaz bir sonuçla karşı-karşıya kalınıyor.
*
Evrenin fotoğrafı, Big-Bang’den 380 bin yıl sonrasından bugünü kapsıyor.
Öncesi -işte, Cern deneyiyle  algılanmak isteniyor.
İkinci düşünce tarzında evreni taa başlangıcından itibaren düşünebilmek için;
Gözlemcinin yetisi ve inancı gerekiyor.
Fotograftaki maddi evrenin ötesinde muhayyel varlık;
Gözlemcinin yetisi ve inancına, Bakara3’te  vurgu yapıyor: “Onlar gaybe inanırlar” diyor.
Hangi gayb?  101′ de yanıtlanıyor.  ” O,göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır.”
Gökler kelimesinin anlamı elbette bu evrenin de ötesinde paralel evrenleri de kapsıyor…
Yer kelimesinin anlamı da evreni gösteriyor.
İkinci  düşünce tarzına  bu noktadan başlamak gerekiyor…
*
Gökler ya da paralel evrenler ile  evren fotoğrafında görülen gökler ve  yerler de yaratılıyor.
Giderek evrende bilinen hayatın olduğu tek yer Dünya’da  muazzam bir evrim yaşanıyor.
Atmosfer oluşumu ardından canlı yaşam zincirinde;
Benlik oluşuyor, hayal ediyor,kurguluyor,gelişiyor, bir sosyal hayvan maymun haline geliniyor…
*
Sonra Bakara 30-31 bildiriyor;
“Hatırla ki Rabbin meleklere:ben yeryüzünde bir halife yaratacağım,dedi.” ayeti,
“Allah Âdem’e bütün isimleri,öğretti ” ayetiyle devam ediyor.
Anlaşılıyor ki önceden yaratılmış tüm evrenlerin süren evrimlerinin anonim bir aşamasında,tüm isimleri öğrenen ya da ak’lın simgesi insan yaratılıyor!
*
Ayetler devam ediyor.
Bakara 34,35,36,38 de;
“Hani biz meleklere Âdem’e secde edin ,demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler.O yüz çevirdi,büyüklük tasladı,böylece kâfirlerden oldu.”
“Biz,Ey Âdem!Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin,..sadece şu ağaca yaklaşmayın.”
“Şeytan onların ayağını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları cennetten çıkardı.”
“Dedik ki:Hepiniz cennetten inin.”
Adem,Havva ve İblis’in; cennetten çıkarılıp aşağıların en aşağısına dünyaya gönderildiği anlaşılıyor.
*
Bu noktada tahayyül gerekiyor.
Vaktiyle  toplumsal yaşam seviyesinde  hamile bir maymun;doğum yapmaktadır.
Hiç  görülmedik ve alışılmadık bir durumla karşılaşılıyor!
Doğan yavrunun göbeği kesildikten sonra görülüyor ki onlara benzemekle birlikte çok büyük bir fark göstermektedir.
Nur’u parlıyor ve o ana kadar bilinmedik bir sıcaklığı, sevgiyi, duyguyu ve büyüdükçe ak’lı  gösteriyor.
İlk insan dünyaya gelmiştir!
Havva’da bir başka yerde dünyaya geliyor…
*
Soy ve sop budur!
Kimdensin?
-Orangutan’dan!
Ya sen?
– Adem’den!
*
Adem ve Havva’nın dünyaya gelmesi tarih’in en büyük,en köklü ve en  büyük devrim’ini oluşturuyor.
O günden bu güne  kendine özgün bir soyla insanoğlu dünyaya akıl katıyor.
Onlar maymun emperyalizmini yıktıklarından dolayı ne çok şük’re lâyıktırlar!
*
Aynı şekilde Mustafa Kemal’in ezilmiş Türk Ulusunu zilletten çekip çıkaran,
Cumhuriyet Devrimini düşününüz.
Türk İnsanının karartılmış benliğine gösterdiği bağımsızlık ruhu ,
Türk insanının yönünü akıl ve müsbet ilimlere çevirmesi;
O’nun değerini göstermeye yetiyor.
*
Asıl derdi Mustafa Kemal’e sataşarak onun ulusal Devriminden rövanş almak olan;
Ilımlı İslam’la islamı materyalizmin sığlığına gömmek isteyen Başbakan Erdoğan’ın;
Kılıçdaroğlu’nun dediği üzre soyu-sopu karıştırmaması gerekiyor.
Aksi taktirde  inanç alanını ilgilendiren çok özel bir soru ortaya çıkıyor!
– Kimsin bakiim!
İn misin,cin misin!
Ya da;
– Söyle bakiim!
Maymundan mı geliyon, Âdem’den mi?
Sana ne  bundan yahu?
*
Epictetus,
“Akıldan uzaklaşıldığında hayvan ortaya çıkar!” diyor.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir