Çigan değil Figan

Mustafa Kemal Atatürk


Ya devletlu hünkar birinci recep han !
Memleketi bana karşı öyle bir doldurdunuz, öyle bir zehirlediniz ki, bugün gitseniz dahi, yerinize geleceklerin gözünde öyle bir ben yarattınız ki.
Galiba gitseniz bile gelen gideni aratır misali bir durum hasıl olacak benim açımdan. İnşallah can havliyle memleketten kaçmak veya mahalle baskısıyla din değiştirmek zorunda kalmaz türk yahudisi.
Televizyondan seyrettim dün CNN türkte. Birkaç *birbilen* bir araya gelmiş gündemdeki terör konusunu tartışırken şu tespiti yakaladım, ağ yerine netvörk (network) demeyi marifet sayanların dedikleri arasında.
*Terör örgütlerine göre şiddet kullanmayı meşru kılan arka fonu oluşturan sebep nedir ?
Temelde yatan, haksızlığa uğramışlık duygusu.*
İyi de, *Hamas* terör örgütü…
Ha ? Ne ?
Hamas bir terör örgütü değil midir ?
OK abicim, öyle varsayalım bir an için.
Hımm.. Peki, denklemi şöyle kuruyoruz.
*Hamas* örgütü, uğradığına inandığı haksızlıkların kaynağı olarak *İsrael* devletini görüyor.
O nedenle var gücüyle gösterdiği direnişle tepkisini ortaya koyuyor.
Tamam, anlaşıldı.
Bunu bir formül olarak ele almamızın bir sakıncası var mı ?
Herkes bu formülde hemfikir mi ?
Bu formülün yanlış olduğu hakkında bir itiraz yok ise;
ARTIK KİMSEYE SORMADAN
AMA İLE BAŞLAYAN CÜMLELER KURULAMAYACAK BİR BİÇİMDE
ÇİFTE STANDARD OLMAMASI BAKIMINDAN
Aynı formülü, hamasa terör örgütü dememi kısıtlayan başvekilin sözleri içimi acıtsa da, aynı kelimelerle, sadece  devletlerin ve terör örgütlerinin isimlerini değiştirerek farklı bir coğrafyaya uygulamak hakkını elime aldım. Devletlu ve adaletlu hünkar başvekil buna da ambargo koyamaz ya. Sırf kendisinin içinde bulunduğu haleti ruhiyeye ayna tutmak adına, içim acıyarak formülü uyguluyorum.
*PKK* örgütü, uğradığına inandığı haksızlıkların kaynağı olarak *TC* devletini görüyor.
O nedenle var gücüyle gösterdiği direnişle tepkisini ortaya koyuyor.
Başka tek kelimesine dokunmadan sadece devlet ve terör örgütlerinin adlarını değiştirdim.
*Ama* ile başlayan hiçbir cümleyi kabul etmiyorum. Çünkü hamas ta pkk da, hedef ayırt etmeksizin askerlere de sivillere de saldıran örgütlerdir.
Küfretmek te, akıl süzgecinden geçirip neye ayna tuttuğum hakkında bir fikir edinmekte serbest.
Şimdi kurduğum bu iki denkleme aynı formülü uyguladığım için küfredecek olanlara sözüm şudur.
Bu uygulamaya *edeceğiniz küfürler kadar iki yüzlü ve riyakarsınız*
Ne şeffafmışsınız be ! Aynaya bakabiliyor musunuz ?
Tabi ebabil bir balıktır, hamsi ise balık değildir, aslında hamsi bir kuştur, bunu bilmeyen ya hoştur ya sarhoştur.
Ne yapayım, huyum kurusun, klavyemi korkak alıştırmadım. Bilirim ki yalancıları ağızlarından salyalar akıtacak derecede kudurtan tek olgu pervasızca söylenen *yalın gerçeklerdir. *
Efendim, ihaha başkanı İsrael televizyonuna röportaj vermiş
http://news. nana10.co. il/Article/ ?ArticleId= 728007&sid=126
E, bizde meraklı turşucuyuz ya. Bir bakalım dedik neler demiş hazret.
———-
Doğrusu Oshrad Kotler, bülent yıldırıma sorular sorarken çok doğru noktalara temas etmiş.
B.Y-Biz oraya ölmeye gitmedik böyle bir sonuç beklemiyorduk çünkü TR IL iliskileri cok iyiydi diyor.
Yahu zaten sizin amacınız o ilişkileri kötüleştirmek için elinizden geleni ardınıza komamak degil miydi ?
İçinden Yahudi düşmanlığı akan damarlarınızdan aldiginiz emir mucibince üstlendiğiniz ve başardığınız vazife bu değil miydi ?
Oshrat hanım hemen, çok yerinde bir hareketle ona mavi Marmara provokatörlerini şehadet mertebesine davet eden tekbirlerle kesilen kendi konuşmasını izleterek yalanını suratına yapıştırdı.
Adam yine pişkince Oshratı mossadın tuzak sorusunu sormakla itham edip, kendisini tuzağa düşürmek istediğini soyledi, şehitlik sevaptır demeye getirerek lafı rodos adasinda yahudileri hitlerden kurtaran konsolosa bağladı.
Kadın şaşkınlık içinde kendisinin mossad çalışanı olduğunu mu sandığını sordu.
Efendim mantık aynı mantıkmış.
Yahu birinin yalanını yüzüne her vuran mossad mı oluyor ?
La havle…
Söz naziler ve konsoloslardan falan açılmışken, gözüme çarpan başka bir makaleyide yazıma teğet olarak maydanoz etme cüreti göstereyim.  Ayşe Sinirlioğlu hanımefendi de bir makalesinde nazi almanyası dönemine yönelik benzer bir paralelden dem vurarak Yahudi profesörlerin Türkiye tarafından kabul edildiğini yazmış.
orum.com. tr/tr/content/ 2010/06/19/ buyukelci- ayse-sinirlioglu ndan-bir- mesaj/
Belki konu dağıtmak olacak ama, yeri gelmişken konuya cevap yapıştırmadan geçmek akıl tutulmasına uğradığım anlamına gelecek ki, buna hiç gelemem.
Peki Ayşe Sinirlioğlu hanımefendi, Albert Einshtein gibi bir dehanın zor durumda olan Yahudi profesörler arkadaşları için, ücretsiz çalıştırılmak üzere kabulunu, yalvaran bir ifadeyle kaleme aldığı mektubu ilkin sümenaltı edip refüze eden de aynı Turkiye değil miydi ?
Ya Atatürk tesadüfen olaydan haberdar olupta onay mektubu yazdırmasaymış ne olacaktı ?
Türkiyede kimsenin ücretsiz çalıştırılmayacağını ekleyip Almanların kendi profesörlerinin *ücreti Almanya tarafından ödenmek üzere* teklifini de reddetmeseymiş , bugün neyle övünüyor olacaktınız hanımefendi ?. Hatta rivayet, bu teklif üzerine Alman büyükelçisini huzurdan kovduğu yönündedir. Sözü geçen mektup alttadır.
http://knol. google.com/ k/suresh- emre/einstein- s-letter- to-turkish- prime/35vsnxisjn 2mw/259#
FOTO einsteinin mektubu untitled
Neyse biz ihahacının röportajına dönelim.
Eyvallah bülent yıldırım, rodos konsolosu selahattin ulkumen hiçbir menfaati olmaksızın kendi insiyatifiyle (TC hukumetinin degil) yahudileri kurtardı. Müteşekkiriz. Kendisi tarih sahnesindeki dürüstler arasında yerini almıştır. Türk Yahudileri bugüne bugün halen bağlılık ve sadakatlerini sürdürmekteler. Ancak hiçbir surette bir Türk unsuru olarak kabullenilmemiş lerdir. Bu durum her fırsatta kendini göstermiştir. Ülkeye bütün bağlılıklarını ve sadakatlerini göstermelerine, tüm vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getirmelerine rağmen ikinci sınıf muamelesini hak etmemiş ve habire günümüz başvekil makamınca zırt pırt başa kakılırcasına, diyetini istercesine, yok ispanyadan kurtardık yok Nazilerden kurtardık diye hatırlatması evvelemirde ayıptır ayıp. Biz bu ülke için askerlik yaptık, vergi verdik, tabiî ki vergimi ödeyeceğim ama hiç olmazsa bizi sakıncalı vatandaş sınıfına sokup ötekileştirmeden subaylik vesair devlet hizmetlerinde bulunma şansı kadar bir eşitlik verebilirdi bu devlet. Vermemişse vermemiştir ne yapalım. Eyvallah, ama Türkiyenin asli unsuru olan her eşit vatandaş gibi hiçbir diyet borcum yoktur, yada her eşit vatandaş kadar borcum vardır.
Gelelim 33-45 arası nazi dönemi Türkiyesine
1934 Trakya olayları
Herkes daha yakın geçmiş olduğundan dolayı 6-7 Eylül olaylarının devlet tertibi olduğunuı bilir. Hem hükümet, hem de bürokrasi tarafından desteklenmiştir. Ancak bundan çok daha vahim bir olay var. 1934 Trakya Olayları.
. com.tr/haber. php?haberno= 64632
.org/wiki/ 1934_Trakya_ Olaylar%C4% B1
soy.com/toplum/ 6-7-eylul- olaylari- ve-1934-trakya- olaylari
1934 olayları da tamamen devlet tertibidir. Bu da, Trakya Yahudilerinin mallarına el koymak ve onları göçe zorlamak için planlanmış bir rezalettir. Olayların alevlenmesi, Nihal Atsız’ın Edirne’ye tayini ile başlar. O zaman lise öğretmeni olan Atsız’ın orada aleni şekilde öğrencileri örgütlemesine seyirci kalınır ve sonunda olan olur.
Tecavüz, hırsızlık, yağma, adam öldürme, her pislik var. Öyle ki, ayak takımına müdahale eden bir jandarma erini öldürecek kadar zıvanadan çıkmışlar. Buna karşılık, Menemen olayındaki kararlılık gösterilmiyor “nedense”. Sonunda ne oluyor? Devlet 13.000 Yahudinin 24 saat içinde bölgeyi terk etmesini emrediyor. Çünkü bu sürede insanlar mallarını satamaz, satsa da ölü eşek fiyatına satar.
Bu konuda daha teferruatlı bilgi sahibi olmak isteyenler, araştırmacı yazar Rıfat Bali’nin 1934 Trakya Olayları adlı kitabını okusun.
Struma gemisi
.org/wiki/ Struma_%28ship% 29
.org/wiki/ Struma_(gemi)
v.net/turk- tarihi/180218- struma-olayi. html
1942 Şubatı: Struma gemisini motoru sökülmüş vaziyette karadenize çekip kaderine terketmek ve torpillenerek batırılmasına sebebiyet vermek TC hükümetinin kararı mıydı, değil miydi ? Bunun utancını kim taşıyor ? Saraçoğlu mu, dönemin topyekün TC hükümeti mi ?
FOTO strumashipeh5
FOTO sturmanr9
Fırın
Ya İstanbul Balatta hazırlanmış olan fırını, kimler, kimin icin ne amaçla hazırlatmıştı ?
FOTO BALAT FIRINI orno_balat[1]
Varlık vergisi
Pekiii ! Ya yine eşit vatandaşlara uygulanan varlık vergisi oranlarının etnik kökenlere göre tespit edilmesi ? Memleketteki toplam tahakkukun yüzde 83’ünü ödemekle mükellef olanlar, ülke nüfusunun yüzde ikisi bile değildi. Haksız bir şekilde talep edilen astronomik rakamları varını yoğunu fırsatçılara üç on paraya haraç mezat satış yoluyla kaybettirilip, ödeyemeyenlerin Aşkalede çalışmak taş kırmak suretiyle günlüğü 50 kuruştan, borca mahsup edilmesi fikri kimin fikriydi ?
FOTOvarlik_vergisi askale 1942
1935 sayımında Türkiye nüfusuna oranı %1,98 olan gayrımüslim azınlıklar, vergiden sonra başlayan göç nedeniyle 1945’te %1,56’ya ve 1955’te %1,08’e düştü.
20 kurra nafia taburları
Ya eşit vatandaşlar olan türk Yahudilerini ve bütün gayrımüslimleri, rastgele sokakta yapılan bir kimlik kontrolu ile gayrimüslim olduğu anlaşılınca 20 sınıf tekmili birden nafia taburları adı altında apar topar toplayıp güya askere almak, 1939 depreminde Yunanistan’dan yardım için gönderilen çöpçü elbiseleri giydirmek, ellerine kazma kürek verip amelelik yaptırmak, çukurlar kazdırmak, *bu çukurlar mezarınız olacak* diyen onbaşıları çavuşları tepelerine dikmek kimin fikri ve neyin nesiydi ?
FOTOyirmi_kurra nafia taburlari
Ya minnetle andığımız Mareşal Fevzi Çakmak, nafia taburlarını Milli Müdafaa Vekaleti emrine aldırıp canlarını emniyet altına almasaydı ?
Yaa bülent yıldırım efendi. Sütten çıkmış ak kaşık değilsin.
Adam olan. adam, birine tencere dibin kara demeden önce dönüp şöyle bir kendi dibine bakmalı.
Yer yüzündeki her Yahudi için İsraelin var olması ve güvenliğinin sağlanması, bu ve bunun gibi adaletsiz ve zalim uygulamalara da maruz kalınmamasi içindir.
Sadece 1490lardaki İspanyol engizisyonları nın mezalimi, sadece 1800lü yılların ikinci yarısındaki antisemit rus pogromlarına ve sadece 1930-45 arasındaki faşist alman Nazilerinin soykırımı maruz kalmamak için değil. Dünyada kimseye karşı boynu bükük kalmamak ve ezilmemek içindir. Sen ve senin türdeşlerinin destek verdiği hamas, terör örgütü olarak kalmak istiyor devlet kurmak değil. Çünkü Filistin devlet kurarsa biliyor ki beleş gelen bir dünya yardımdan yoksun kalacak. Çünkü biliyor ki devlet kurarsa, kuruluş tüzüklerinin vazgeçilmez maddesi olan, İsraelin varlığına son vermek sevdasından vazgeçmek zorunda kalacak.

Ben yine röportaja döneyim çok oyalandım, makalem destana döndü.
Oshrat Kotler-Eger donanmanın amacı sizinle savaşmak olsaydı niye paint ball silahlarıyla gelsin ki ? Amac savaşmak olsaydı daha iyi işler yapabileceğini düşünmediniz mi ?
Adam bu soruya cok pişkin, zaten İsrael donanmasının yarısı oradaydı diyerek gülüyor.

B.Y-Her sehit olmak isteyeni öldürme hakkına sahip misiniz ?
O.K- Eğer bizimle savaşıyorsa evet.
B.Y-İsrael halkina zarar veriyorsunuz. Bu düşüncelerinizle İsraeli yalnızlaştırıyorsunuz.

Yani adamin dedigi *her canı isteyen Müslüman, İsraele saldırabilir. Onunla savaşabilir. Yahudiler varolmak istiyorlarsa saldırgan Müslümanlara ses etmemelidirler. Eğer Yahudiler müslümanın merhametine sığınmayı reddediyorsa başına geleceklere razı olmalı ve katlanmalı. Aksi halde bu durum İsrael halkına zarar verecek ve yalnızlaştıracaktı r.

Bunu biliyoruz sayın yıldırım. Nereden biliyoruz ?
Nureddin şirin dünyadaki ve Türkiyedeki Yahudileri alenen tehdit etmedi mi ?
Sen şimdi buna da fotomontaj dersin.
. yahoo.com/ watch/7462019/ 19667659
Gilad Shalit için bir başvuru olsun aramızda bu konuyu müzakere edeceğiz diyor hazret. Bu arada 11.000 tutuklu filistinliden bahsetmeyide ihmal etmiyor. Bire karşı 11.000 takası. Ne kadar adil değil mi ?  Ulan sen kimsin de sana başvuru yapilsin ?
Üzerine aldığın vazifeyi yerine getirdin gündemi tamamen iktidarın bahsedilmesini istemediği tabu addettiği konunun dışına çektin, abilerinden aferin almışsındır artık.
Ama bak, abilerin de sen de şuncacık bir köylü kadını kandıramadınız.
Domuz gribi furyası zamanından kalma şu feryadı dinle de varsa yaygarasız yapacak bir insani yardımınız, yönünü yurt içine çevir. Tabii yaygarasız yapmayı becerebilirseniz.
Çünkü, millet kör değil. Memleketteki ekonomik yangın sürüyor.
Çünkü, Türk kadını gerçeklere uyandı. Kısacası bu iktidar tarafından çıldırtıldı.
. yahoo.com/ watch/6368585/ 16518880

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir