FEODALİTE

Siz hiç PKK'nın ve DTP'nin, Güneydoğu'da hala geçerli olan Feodal Düzenden,
Aşiret Düzeninden, Ağalık ve Şeyhlikten şikayet ettiklerini duydunuz mu? Bölgede yaşayan insanlara hayatlarını zindan eden bu sömürü düzenini ortadan kaldıracak bir öneri, bir talep, bir yasa teklifi neden yapılmaz. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana her seçim döneminde oluşan TBMM'nin en az üçte birini Kürt kökenli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu, çok zengin ağa, şeyh, aşiret reisi, onlarca, yüzlerce köy sahibi Kürt kökenli Milletvekillerinden, bu konularda bir beyanat  işittiniz mi? Atatürk Cumhuriyetini "gerici" bulan Kürt aydınları, toprak ağalarına, dinci şeyhlere-şıhlara neden övgüler düzerler, anlayan var mı? Peki, PKK emrettiği için, kandilden gelen eşkıyaları karşılamaya giden binlerce insandan, bir demokratik tepki, bir sivil eylem, "ağalık düzenine karşıyız" yeter, artık bizi sömürmeyin diye bir ses duydunuz mu?
Bölgede en çok ezilen, sömürülen "KADINDIR". Kadın Bölgede kelimenin tam anlamıyla KÖLE gibidir. İki görevi vardır. Doğurmak ve çalışmak. İnsan yerine bile konmazlar. Üniversite mezunu Kürt kökenli kadınlardan, hemcinslerini kurtaracak bir proje, bir çalışma, moda deyimle bir açılım gördünüz mü?
Göremezsiniz, Türk Devletine ve kurumlarına karşı KURT gibi olanlar, ağalarının.. Şeyhlerinin, Şıhlarının önünde KUZU olurlar. Ne yazık ki Kürtler umudunu, dinci şeyhler-şıhlara, toprak ağalarına, köhnemiş düzeni sürdürmek isteyen siyaset bezirganlarına ve emperyalist güçlere bağlamış görünüyorlar.
Şeyhlerle, ağalarla, dini istismar eden yobazlarla kol kola girerek, özgürleşme ve ilericilik olabilir mi? Elbette ki olamaz.. Sorularımıza devam edelim; Kuzey  Irak'ta bir erkeğin dört kadın almasına izin veren yasayı onaylayan Mesut Barzani'ye niçin hiçbir Kürt Aydını karşı çıkmaz. Neden bölgedeki dini şeyhlerini "uçurmak" için birbirleri ile yarışırlar? Niçin Kürt Derebeylerine "kahraman" muamelesi yaparlar? Neden Bölgede insanlar Cumhuriyete düşman olarak yetiştirilir de, Kuzey Irak'taki gerici, Feodal düzen alkışlattırılır? Akraba evlilikleri niçin bu kadar yaygındır? Bu yazı için Sayın Soner Yalçın'ın bir makalesinden büyük ölçüde yararlandım. Kendisine teşekkürlerimi sunarım. Eline, kalbine sağlık. Sayın Yalçın'ın yazdığı akraba evliliklerine bir bakalım. Mehdi Zana; Sosyalist Mehdi Zana 1963'te Türkiye İşçi Partisinin Diyarbakır kuruluşunda bulundu. Silvan İlçe Başkanı oldu. 12.Mart.1971 de cezaevine konuldu. 1977'de Diyarbakır Bağımsız Belediye Başkanı seçildi. Kendisinden 21 yaş küçük, 14 yaşındaki DAYISININ KIZI, Leyla Zana ile evlendi. Canip Yıldırım; Sosyalist Canip Yıldırım, Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Fransa'da master yaptı. Türkiye İşçi Partisi'nin kuruluşunda çalıştı. Cezaevinde bile papyon takan Canip Yıldırım, DAYISININ KIZI SELMA Hanımla evlendi. Mehmed Uzun: Sosyalist Mehmed Uzun 1977 yılında zorunlu olarak Türkiye'den ayrıldı. Yıllarca İsveç Yazarlar Birliği Üyeliği yaptı ve Pen Kulüp'te çalıştı. Romanlar yazdı. Oda diğerleri gibi kendisinden 20 YAŞ KÜÇÜK AMCASININ KIZI ZOZAN'LA evlendi. Şivan Perver: Sosyalist şarkıcı Şivan Perver'de, DAYISININ KIZI Gülistan Hanımla evlendi. Musa Anter: Akraba evliliği yapmadı ama Kürt Teali Cemiyetinin kurucusu, İslamcı yazar Abdurrahim Rahmi Zapsu'nun, Avusturya Saint George'te okuyan kızı Ayşe Hale Hanım ile evlendi. Yusuf Azizoğlu: Tıp Doktoru, Sağlık Bakanı, Kürt Aydını. Ölen amcasının eşiyle evlendi. Mustafa Remzi Bucak: Bucak Ailesinin en okumuşu. İstanbul ve Belçika'da hukuk eğitimi gördü. Amcasının kızı Zehra Hanımla evlendi. Ahmet Türk: DTP Genel Başkanı. Ölen Amcasının eşiyle evlendi. Üstelik evlendiği kadın 3 çocuklu idi. 3 çocuk ta Ahmet Türk'ten oldu. Çocuklarının bazılarının amcası, bazısının babası oldu. Abdülmelik Fırat: Şeyh Said'in torunu olan ve geçenlerde vefat eden A. Fırat'ta Amcasının kızı ile evlenmişti. Şimdi esas ve can alıcı soruyu sormanın zamanı geldi; Hepsi çok zengin ve toprak ağası olan bu Sosyalist Kürtler, kendi mallarını koruyabilmek için mi akraba evliliği yapıyorlar ve TOPRAK REFORMUNU bunun için mi ağızlarına bile almıyorlar? Evet, bunun için, kendi saltanatlarının devamı için alçakça bir oyunun içine utanmadan, sıkılmadan girdiler. Bir taraftan kendi sömürülerini Türkiye Cumhuriyeti' nin üstüne attılar, diğer taraftan salak siyasetçileri kandırarak "Biz Devletten yanayız" teranesiyle hem devlet ihalelerini aldılar, aldıkları ihaleleri tamamlamayarak hem devleti hem de milleti kazıkladılar.
Sıkıştıklarında Faşist Diktatör BARZANİ'Yİ alkışlatarak, akılları sıra Türkiye'ye gözdağı verdiler. PKK'da bunların silahlı tetikçisidir.
Çözemedikleri problemleri, silahla, kanla, uyuşturucu ile PKK'ya yaptırırlar. Sapık Apo'da Marksist-Leninist devrim yapacağım diye, dört duvar arasında döner durur. Demokratik Açılım şarttır. Bölge insanını bu kan ve silah tüccarlarının ellerinden kurtaracak, toprak reformu dahil, her türlü demokratik hakların gelişmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Yapılacaklarla ilgili çalışmalarımız ve tekliflerimiz  vardır.. Önümüzdeki günlerde bunları beraberce tartışacağız. Son olarak bölge insanına, Atatürk-Cumhuriyet denince içi titreyen Kürt kardeşlerime seslenmek istiyorum; Yeter artık, seni asırlardır sömüren bu kan emicilere yüz verme. Devletine güven. Yanlış yapan devlet memuru olursa onunla kanun önünde hesaplaşırız. Ya ağa, toprak sahibi, şeyh, şıh'la nasıl hesaplaşacaksın? Hadi
artık ülkeni bölmek isteyen bu zibidilere yüz verme. Onlardan toprak reformu iste. Ne cevap alacağını beraberce göreceğiz. Kürt kökenli vatandaşlarımızı kimin ve kimlerin sömürdüğü belli. Önemli olan bu gerçeği tüm ülkeye anlatabilmek. Onu da başaracağız. Sağlık ve başarı dileklerimle, 27.Ekim..2009
Rifat SERDAROĞLU
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı - soner yalcin
Siz hiç PKK’nın ve DTP’nin, Güneydoğu’da hala geçerli olan Feodal Düzenden,
Aşiret Düzeninden, Ağalık ve Şeyhlikten şikayet ettiklerini duydunuz mu? Bölgede yaşayan insanlara hayatlarını zindan eden bu sömürü düzenini ortadan kaldıracak bir öneri, bir talep, bir yasa teklifi neden yapılmaz. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana her seçim döneminde oluşan TBMM’nin en az üçte birini Kürt kökenli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu, çok zengin ağa, şeyh, aşiret reisi, onlarca, yüzlerce köy sahibi Kürt kökenli Milletvekillerinden, bu konularda bir beyanat  işittiniz mi? Atatürk Cumhuriyetini “gerici” bulan Kürt aydınları, toprak ağalarına, dinci şeyhlere-şıhlara neden övgüler düzerler, anlayan var mı?
Peki, PKK emrettiği için, kandilden gelen eşkıyaları karşılamaya giden binlerce insandan, bir demokratik tepki, bir sivil eylem, “ağalık düzenine karşıyız” yeter, artık bizi sömürmeyin diye bir ses duydunuz mu?
Bölgede en çok ezilen, sömürülen “KADINDIR”. Kadın Bölgede kelimenin tam anlamıyla KÖLE gibidir. İki görevi vardır. Doğurmak ve çalışmak. İnsan yerine bile konmazlar.
Üniversite mezunu Kürt kökenli kadınlardan, hemcinslerini kurtaracak bir proje, bir çalışma, moda deyimle bir açılım gördünüz mü?
Göremezsiniz, Türk Devletine ve kurumlarına karşı KURT gibi olanlar, ağalarının..
Şeyhlerinin, Şıhlarının önünde KUZU olurlar. Ne yazık ki Kürtler umudunu, dinci şeyhler-şıhlara, toprak ağalarına, köhnemiş düzeni sürdürmek isteyen siyaset bezirganlarına ve emperyalist güçlere bağlamış görünüyorlar.
Şeyhlerle, ağalarla, dini istismar eden yobazlarla kol kola girerek, özgürleşme ve ilericilik olabilir mi? Elbette ki olamaz.. Sorularımıza devam edelim; Kuzey  Irak’ta bir erkeğin dört kadın almasına izin veren yasayı onaylayan Mesut Barzani’ye niçin hiçbir Kürt Aydını karşı çıkmaz. Neden bölgedeki dini şeyhlerini “uçurmak” için birbirleri ile yarışırlar?
Niçin Kürt Derebeylerine “kahraman” muamelesi yaparlar? Neden Bölgede insanlar Cumhuriyete düşman olarak yetiştirilir de, Kuzey Irak’taki gerici,
Feodal düzen alkışlattırılır?
Akraba evlilikleri niçin bu kadar yaygındır?
Bu yazı için Sayın Soner Yalçın’ın bir makalesinden büyük ölçüde yararlandım. Kendisine teşekkürlerimi sunarım. Eline, kalbine sağlık. Sayın Yalçın’ın yazdığı akraba evliliklerine bir bakalım.
Mehdi Zana; Sosyalist Mehdi Zana 1963’te Türkiye İşçi Partisinin Diyarbakır kuruluşunda bulundu. Silvan İlçe Başkanı oldu. 12.Mart.1971 de cezaevine konuldu. 1977’de Diyarbakır Bağımsız Belediye Başkanı seçildi. Kendisinden 21 yaş küçük, 14 yaşındaki DAYISININ KIZI, Leyla Zana ile evlendi.
Canip Yıldırım; Sosyalist Canip Yıldırım, Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Fransa’da master yaptı. Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluşunda çalıştı. Cezaevinde bile papyon takan Canip Yıldırım, DAYISININ KIZI SELMA Hanımla evlendi.
Mehmed Uzun: Sosyalist Mehmed Uzun 1977 yılında zorunlu olarak Türkiye’den ayrıldı. Yıllarca İsveç Yazarlar Birliği Üyeliği yaptı ve Pen Kulüp’te çalıştı. Romanlar yazdı. Oda diğerleri gibi kendisinden 20 YAŞ KÜÇÜK AMCASININ KIZI ZOZAN’LA evlendi.
Şivan Perver: Sosyalist şarkıcı Şivan Perver’de, DAYISININ KIZI Gülistan Hanımla evlendi.
Musa Anter: Akraba evliliği yapmadı ama Kürt Teali Cemiyetinin kurucusu, İslamcı yazar Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun, Avusturya Saint George’te okuyan kızı Ayşe Hale Hanım ile evlendi.
Yusuf Azizoğlu: Tıp Doktoru, Sağlık Bakanı, Kürt Aydını. Ölen amcasının eşiyle evlendi.
Mustafa Remzi Bucak: Bucak Ailesinin en okumuşu. İstanbul ve Belçika’da hukuk eğitimi gördü. Amcasının kızı Zehra Hanımla evlendi.
Ahmet Türk: DTP Genel Başkanı. Ölen Amcasının eşiyle evlendi. Üstelik evlendiği kadın 3 çocuklu idi. 3 çocuk ta Ahmet Türk’ten oldu. Çocuklarının bazılarının amcası, bazısının babası oldu.
Abdülmelik Fırat: Şeyh Said’in torunu olan ve geçenlerde vefat eden A. Fırat’ta Amcasının kızı ile evlenmişti.
Şimdi esas ve can alıcı soruyu sormanın zamanı geldi; Hepsi çok zengin ve toprak ağası olan bu Sosyalist Kürtler, kendi mallarını koruyabilmek için mi akraba evliliği yapıyorlar ve TOPRAK REFORMUNU bunun için mi ağızlarına bile almıyorlar?
Evet, bunun için, kendi saltanatlarının devamı için alçakça bir oyunun içine utanmadan, sıkılmadan girdiler. Bir taraftan kendi sömürülerini Türkiye Cumhuriyeti’ nin üstüne attılar, diğer taraftan salak siyasetçileri kandırarak “Biz Devletten yanayız” teranesiyle hem devlet ihalelerini aldılar, aldıkları ihaleleri tamamlamayarak hem devleti hem de milleti kazıkladılar.
Sıkıştıklarında Faşist Diktatör BARZANİ’Yİ alkışlatarak, akılları sıra Türkiye’ye gözdağı verdiler. PKK’da bunların silahlı tetikçisidir.
Çözemedikleri problemleri, silahla, kanla, uyuşturucu ile PKK’ya yaptırırlar. Sapık Apo’da Marksist-Leninist devrim yapacağım diye, dört duvar arasında döner durur. Demokratik Açılım şarttır. Bölge insanını bu kan ve silah tüccarlarının ellerinden kurtaracak, toprak reformu dahil, her türlü demokratik hakların gelişmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Yapılacaklarla ilgili çalışmalarımız ve tekliflerimiz  vardır.. Önümüzdeki günlerde bunları beraberce tartışacağız. Son olarak bölge insanına, Atatürk-Cumhuriyet denince içi titreyen Kürt kardeşlerime seslenmek istiyorum; Yeter artık, seni asırlardır sömüren bu kan emicilere yüz verme. Devletine güven. Yanlış yapan devlet memuru olursa onunla kanun önünde hesaplaşırız. Ya ağa, toprak sahibi, şeyh, şıh’la nasıl hesaplaşacaksın? Hadi
artık ülkeni bölmek isteyen bu zibidilere yüz verme. Onlardan toprak reformu iste.
Ne cevap alacağını beraberce göreceğiz.
Kürt kökenli vatandaşlarımızı kimin ve kimlerin sömürdüğü belli. Önemli olan bu gerçeği tüm ülkeye anlatabilmek. Onu da başaracağız.
Sağlık ve başarı dileklerimle, 27.Ekim..2009
Rifat SERDAROĞLU
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir