DEVİR TESLİM

Mustafa Kemal Atatürk

 DEVİR TESLİM !

Hüseyin MÜMTAZ

 

                Kıbrıs’ta Nisan ayını çok severim.

                Kıştan çıkılmış, kuşlar gelmiş, çiçekler açmış, toprak uyanmıştır.

                Ve Kıbrıs’ta her Nisan siyaset de uyanır, her Nisan mutlaka bir seçim, olmazsa referandum yapılır.

                2003 Nisanı’nda “kapıları açtık”.

                “Mamır” ettik.

                2004 Nisanı’nda Annan’a “yes” dedirttirildik. Yüzümüz kızardı, yerin dibine geçtik.

                2005 Nisanı’nda Talât’ “seçtirttiler” bize.. “Kör ettik”.

                Düşmez kalkmaz bir Allah… 2010 Nisan’ı geldi.

                Kendimize geldik… 2005’in ayıbını temizledik, Talât’ı “yollattık”.

                Kireç gibiydi yüzü, AB bayrakları, Rum bayrakları yoktu, “Çav bela” çalınmıyordu.

                İstiklâl Marşı çalınıyordu.. Bir saat içinde tam 4 kez İstiklâl Marşını, istese de istemese de dinlemek zorunda kaldı Talât naklen yayınlar aracılığı ile.. Yemin töreninde, Girne Kapısı’nda Atatürk’ün önünde, Doktor’un anıt mezarında ve “Saray”da..

                Yusuf Kaptan sahasında, namlularının ucunda Malazgirt, Kocatepe yazan batarya 101 pare top atışı yapıyorken….

                Talât kül gibi bir suratla bindi Isuzu’suna gitti..

                Ama giderken, gitmeden önce söyledikleriyle bizi dünyaya rezil etti. Hazımsız komünistliğini gösterdi; ilânında ağladığı ve beş yıl en yüce makamını işgal ettiği devletin,  devlet töreninin ağzına yandı..

                Konuşmasında dedi ki;

                “Ne benim, ne de ailemin boğazından haram lokma geçmiştir. Burs veya nakdi yardım talebinde dahi bulunmadım. Benim ailemin adına ne bir mal tahsisi vardır ne de mücahit puanı kullanılmıştır”.

                Türkiye’nin verdiği burs veya nakdi yardım “haram lokma” mıdır?

                Mücahit puanı “haram lokma” mıdır?

                Sayın Oya Talât’ın defalarca alındığını ifade buyurduğu AB-D fonları çok mu “helal” dir?

                Isuzu madem “simgesel bir sınıfsızlık protestosu” idi, neden beş yıl onu kullanmadı Talât?

                Halkının ve sınıfının temsilcisi İsveç-Norveç liderleri tramvaya-metroya binerken Talat neden Kombos’u, İtimat’ı kullanmadı?

                Talât “veda konuşması”nın sonunu; “3 sekreter-arşiv memuru, 1 aşçı-garson, 2 odacı, 2 temizlikçi, 7 koruma, 5 çalışma ekibi, 3 araç; EŞİ OYA TALAT İÇİN: 1 araç, 1 koruma,  1 sekreter, 1 posta” istediği yolundaki “dedikodulara” cevap vererek bağladı.

                Kıymetli İsmet Kotak, Talât ile ilgili son yazısının sonunda onun kitabının şu bölümünü dikkate getiriyor;

                “Benim misyonum,hedefim Kıbrıs sorununu çözmektir.Kıbrıs sorununu çözmek yalnızca Kıbrıslı Türkler için, ya da yalnızca Kıbrıslı Rumlar için değil,aynı zamanda Türkiye için,Yunanistan için,bölge için,AB için,BM için,kısacası bütün dünya için(???) yıllardır uğraşılan bir sorunu çok yönlü uluslararası etkiler bırakacak bir uğraştır.Bu da beni Kıbrısla sınırlı değil,dünya ölçeğinde önemli bir işi başarmış bir noktaya getirir.O bakımdan çok önemli olan bu misyonumu gerçekleştirmek için çalışıyorum.”

                Alın işte o çok beğendiğiniz Talât’ın kendine biçtiği misyonu da çerçeveletip asın bir yere…

                Peki Politis seçimden sonra neler yazdı biliyor musunuz?

                Hristofiyas Moon’a mektup yazmış ve demiş ki; “Seçimi kazansın diye Talât’ın dış temaslarına esneklik gösterdik”..

                Bu da Kıbrıs Türkünü, Talât’ın dünyaya bağladığını iddia edenlere kapak olsun..

                Cumhurbaşkanlığı devir teslimindeki “devlet töreni”ne “anlamlı bir katkı” da Davutoğlu’ndan geldi;

                Davutoğlu, Eroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra gerçekleştirilen ortak basın toplantısında; “2004 referandumunda çözüm yönünde açık irade göstermiş olan Kıbrıs Türk halkına yönelik izolasyonların sürüyor olmasının hiçbir gerekçesi yoktur” diyerek Annan Plânı ve referandumuna gönderme yaptı.

                Davutoğlu bu milletin Nisan 2009 genel seçimleri ve Nisan 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa yansıttığı iradesi ile 2004 referandumunu çöpe attığını görmüyor mu, görmek mi istemiyor?

                Neden halâ ve bu kadar açık işaretlere rağmen göremiyor?

                Kıbrıs Türkü’nü AB aldatmamıştır, “AB’ciler” aldatmıştır.

                Türklerden nefret eden AB’yi; “Sizi aslında seviyor” diye takdim ettiği için Talât’ı alaşağı etmiştir bu millet…

                Kıbrıs’ta Nisan çok güzeldir de dikkat edilmesi gerekir.                      

                Bahar havası kısa sürer ve âniden bunaltıcı sıcaklar bastırır.. 26 Nisan 2010

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir