Rıfat Serdaroğlu
Öyle olaylar yaşıyoruz ki, gerçekten kafası çalışan, ülkesini seven ve demokratik rejimi benimseyen, bir şeyler üreten, Türkiye’nin geleceğine güvenen herkesin Allahtan daha fazla SABIR dilemesi zamanı, bu günler. Örnek vermek gerekirse;
*Türkiye’nin KIRK BİN insanının ölümüne sebep olmuş, ülkeyi yüz milyarlarca dolar zarara sokmuş, Güneydoğunun fakirliğinin ve geri kalmışlığının baş sebebi, bebek katili, Avrupa’nın en büyük UYUŞTURUCUSU ŞEBEKESİNİN LİDERİ olan cani herifin, İmralı’da dairesinin duvar kağıdının kalitesi tartışılıyor ve caninin istediği yönde Avrupa duvar kağıdı döşeniyorsa,
*Aynı caninin köy evi, neredeyse türbe haline getirilip, örgüt paçavraları ile donatılıyorsa , ve AKP İktidarı bu olayları görmezden gelip, adeta örtülü destek veriyorsa,
*Ömrünü vatan müdafaası için harcamış, dağlarda terör çetesiyle birebir çatışmış ve bu katillerin korkulu rüyası haline gelmiş, vücudunda hala bu çatışmaların izlerini taşıyan, Apo denen eşkıyayı kulağından tutup, Türkiye’ye getiren Korgeneral Engin Alan, neyle suçlandığını bilmeden cezaevine atılıyor, sonra salınıp tekrar tutuklanıyorsa ve Lâik Cumhuriyetin düşmanı dinci basın, zil takıp oynuyorsa, bizler sabır dilemeyip te ne yapacağız?
*Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı İstanbul’a gidiyor, Sait Halim Paşa Yalısında kendisinin onuruna verilen “FASIL ZİYAFETİNE” katılıyor. Diğer davetliler ise şunlar: Nazlı Ilıcak, Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Barlas, Ergun Babahan, Emre Aköz, Ali Bayramoğlu, TMSF’nin eski ve yeni Başkanları.
Bu muhteşem daveti veren kim? Fehmi Koru. Fehmi Koru, Yeni Şafak Gazetesinden başka nerelerden maaş alıyor? TMSF denetimindeki Televizyonlardan, vergilerimizle yaşayan, son zamanlarda Türk Silahlı Kuvvetlerine devamlı hakaret edilen bir Devlet Kurumu olan TRT’den her ay on binlerce lira para alır. Aynı Fehmi Koru, İstanbul Boğaz manzaralı bir gecekonduyu üç otuz paraya alır, o aldıktan sonra imar değişikliği yapılır ve Fehmi bey yeni evinin sahibi olur. Evin ilk ziyaretçisi kimdir? 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Cumhurbaşkanını en azından, taraf oluyor ve nüfuz kullanıyorsa,
* Her ON çiftçiden DOKUZ’U BORÇLU, Borçlu her Dokuz kişiden ÜÇ’ Ü İCRA TAKİBİNDE, her Üç kişiden bir HAPİSTE. Başka bir anlatımla, Türkiye’deki Çiftçilerin % 90 ı BORÇLU, %30 u İCRA TAKİBİNDE,
% 10’u HAPİSTE. Sarı renkli bir taksi, bir köye geldiğinde, içinde icra memurları var diye kaçan kaçana. Köylü, artık köy kahvesine çıkamıyor, cebinde çay parası dahi yoksa,
*İşsizlik Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranına erişmiş. En korkuncu ise genç nüfustaki işsizlik. Bugün her 5 gençten 2 si işsiz. Kendi gencinize iş veremediğiniz için, ülkede barış ve huzuru sağlayamıyorsanız,
* Bu Milletin Başbakana tahsis ettiği, “BAŞBAKANLIK UÇAĞI İLE” Başbakan’ın eşi, Arap Şeyhinin, kızının “Kına Gecesine” gidip gelebiliyorsa, ve AKP’li milletvekilleri bu çirkin olayı seslerini çıkarmadan seyredebiliyorlarsa,
*Öte yandan AKP Hükümetinin çıkardığı “Varlık Barışı” sayesinde sadece bir kişi, 7.1 Milyar Liralık servet transfer edeceğini beyan etti, kişinin kimliği saklı tutuluyor. Vatandaşlar arasında, gelir dağılımı arasında uçurumlar oluşmuşsa,
Tüm bu zorluklar ve insanlarımızı çıldırtacak olaylar yaşanırken, herkesin Cumhurbaşkanı olması gereken Sayın Gül ne yapıyor? Toplumun kendilerine “Yandaş Basın” adını taktığı, içlerinde döneklerin, kendi kocasını batıranların, liboş ve ihale takipçilerinin olduğu bir grupla, İstanbul’da Boğaza nazır yalıda FASIL dinleyebiliyorsa, bizler sabır dilemeyip te ne yapacağız?
Ülkede öncelikle Siyaset ve Siyasetçi kirlenmişse, Cumhurbaşkanı, Başbakan çocukları ve damatları aniden ve çok büyük servet ve para sahibi oluyorlar ve pişkince dolaşabiliyorlarsa ve bu acınacak durum AKP Milletvekillerini hiç rahatsız etmiyorsa,
*Devlet olanakları, arsız bir şekilde yakınlara dağıtılıp, milletin sadaka paralarını çalanlar, Başbakan tarafından korunuyor ve gözetiliyorsa,
*Anayasa değişikliği yoluyla, tam bir FAŞİST YÖNETİM getirmek için ve Yargıyı emir altına almak için çalışmalar yapılıyorsa ve Cumhuriyetin Üniversiteleri, ülkenin bekasını ilgilendiren bu konuda hayret verici bir sessizliğe bürünmüşlerse,
*İş alemi “VERGİ TERÖRÜ” ile korkutulup, susturulmuşsa,
Alternatif Siyasi Parti diye ortaya çıkan, AKP kurgulu Sarı, sapsarı Sarıgül bile,”siyasi rüşvet dağıtan” ve “yoksulluğu istismar eden” bir tutum içine girdiyse,
Bizler SABIR DİLEMEYİP TE NE YAPACAĞIZ?
Sabretmesine sabredeceğiz de, demokratik tepkimizi her platformda mutlaka göstereceğiz. İnsanımıza doğruyu, güzeli, iyiyi dilimiz döndüğünce, aklımız yettiğince anlatmaya gayret göstereceğiz. Haydi gayret.
Sağlık ve başarı dileklerimle, 12. Nisan. 2010
Rifat Serdaroğlu;Sağlık Eski Bakanı
[email protected]
0 532 2110011
Bir yanıt yazın