Ahmet Türk’ün “4 parça Kürdistan” söylemi ve açılım!

Mustafa Kemal Atatürk
, , ,

Arslan BULUT

Tayyip Erdoğan, “Olağanüstü hali biz kaldırdık, TRT-Şeş’i biz kurduk, Kürtçe kurs açma imkanını biz getirdik” dedikten sonra “Güneydoğu’da bir biz varız bir asker var” sözünü kullanabiliyor!
Atatürk de şöyle diyordu: “Ey yükselen yeni nesil, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yüceltecek olan sizlersiniz.” 
Mesela, artık Güneydoğu’da PKK’nın ölülerine milletvekillerinin de katıldığı törenlerde şehit muamelesi yapılıyor, terör örgütü başının mitinglerde gösterilen posterleri, ekranlardan Ankara’dakilerin ve milletin gözünün içine sokuluyor. Polis, Güneydoğu’daki eylemlerde kendisini taşlayanlara ses çıkarmıyor, Ankara’da ve İstanbul’da ise ağzını burnunu kırıyor.
* * *
Cumhuriyeti koruyacak nesil görevini yapmış olsa zaten ülkede bir AKP iktidarı olmazdı da sınırlarını  “Olağanüstü Hal Bölgesi” diye Turgut Özal’ın çizdiği, ordusunu hazırladığı, devlet içindeki devlet, bakın Ahmet Türk tarafından nerelere yükseltilmek ve yüceltilmek isteniyor.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Erbil’deki konuşmasında “Kürtler arasında ortak bir fikir olması önemlidir. Dönem diyalog dönemidir. Silahlı mücadele dönemi değildir. Türkiye’de yaşanan Kürt sorununu biz diyalogla çözmek istiyoruz. Bizim amacımız halkların kardeşliği temelinde bir çözümdür. Kürtlerin üzerindeki baskılar ancak demokrasi ile çözülür. Avrupa Birliği bir birliktir. Neden Orta Doğu halkları arasında da bir birlik oluşmasın ve birbirlerini tanımasınlar. 4 parça Kürdistan’da Kürtler zorluk içinde ve baskı görüyor. Bu baskılar kalkmalıdır ve bu baskılar da demokrasi ile kalkar. Herkes kendini demokrasi ile ifade eder”  dedi.
* * *
Demek ki, mesele demokratik açılımla, TRT-Şeş ile, Kürtçe kurs ile hatta Kürtçe eğitim ile bitmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, taviz verdikçe, PKK ve DTP daha fazlasını isteyecek. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki “4 parça Kürdistan” ı birleştirip, bölgede Asurlular gibi bir devlet kurmadıktan sonra, ne Ahmet Türk’ün ciğeri soğuyacak, ne Abdullah Öcalan’ın ne de Barzani ve Talabani’nin!
Barzani ve Talabani, doğrudan İsrail istihbaratı tarafından para ve silahla desteklenerek bugünlere getirilmiştir. Yani onların emelleri İsrail’in emelleriyle karışıktır. Son açıklamalardan anladığımız odur ki, Ahmet Türk ve Öcalan’ın emelleri de sınırlarını MOSSAD’ın çizdiği “Büyük Kürdistan” hedefi ile aynıdır! Bu haritayı eski Amerikan Büyükelçisi Pearson, “Erzurum’dan Bağdat’a uzanan bölge tek bir ekonomik bölge olacaktır” diye açıklıyordu. Barzani’nin internet sitesinde de haritaların altına,  “Bu bölge sadece ekonomik bir bölge olarak kalmayacak, tek bir siyasi bölge haline gelecektir. İşgalci Türk Ordusu, Kuzey Kürdistan’dan çekilecektir”  yorumu yapılıyordu.
Bu durumda demokratik açılım neye yarar? Türkiye’nin kendi eliyle kendi coğrafyasını, kurulmakta olan İsrail güdümlü bir devlete şimdiden peşkeş çekmesine yarar!
Tayyip bey, “Güneydoğu’da bir biz varız bir asker var” diyor ama, bu gidişle her ikisi de geri çekilmek zorunda kalır!
Tabii Tayyip bey veya benzerleri görevde kalırsa!
– – – – – – – – – – – – – – – – – – – –
Açıklamayı niçin önce ABD yaptı?
Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Türkiye’nin ABD’den 4 Patriot füzesi bataryası tedarik edeceğini, maliyetinin yaklaşık bir milyar dolar civarında olduğunu, bu projenin ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyetine yerleştirmeyi düşündüğü Füze Kalkanı Projesi ile hiçbir ilgisi bulunmadığını söyledi. Peki öyleyse niçin açıklamayı önce ABD yaptı?

Okumaya devam et  A.Gül’ün açılım konusunda MHP’ye cevabı

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir