Obamam iki gözüm, emrin başımız üstüne!

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hussein Obama

Vatan Gazetesi 24.4.2009

Ruhat Mengi
Yazara ulaşmak için : [email protected]
Obama’m iki gözüm, emrin başımız üstüne!

ABD Başkanı bizden daha küçük ve önemsiz ülkelere de gidiyor ama Türkiye’deki kadar abartıyla ve “emir eri” tavrıyla karşılaşmıyor. Karşısında çok daha dik, tavizsiz durabiliyor onlar…
Türkiye’ye geldi, “Ermenistan işini çabuk bitirin” dedi, o “tak” diye emretti bizimkiler “şak” diye yerine getirmekteler.
Yoksa gecenin yarısında, “aman Obama’nın 24 Nisan konuşmasına yetişsin” diye koca Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı etekleri tutuşmuş gibi neden “ilişkileri normalleştirmek için Ermenistan’la anlaşmaya vardık” açıklaması yapsın?
Ne normalleşmesi, ortada bu kadar ciddi sorunlar dururken yapılana olsa olsa “anormalleşme” denir.
Efendim ayıptır hatırlatması (zira daha bir hafta-on gün önce oldu) biliyorsunuz Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisian “Yukarı Karabağ’ı kesinlikle Azerbaycan’a vermeyeceğiz, Türkiye ile uzlaşma ‘ön koşulsuz’ gerçekleşecek” demiş, o arada “soykırım iddiası” na değinmeyi de tabii unutmamıştı; “Bütün dünyayı arasanız ‘Türkler soykırım yapmamıştır’ diyecek tek bir Ermeni bulamazsınız”…
Ermenistan, çok uzun yıllardır Avrupa ile ABD’de yoğun şekilde “soykırım iddiasına ikna” çalışması yapan Ermeni lobileriyle birlikte bu azmi, kararlılığı, asla geri adım atmamayı hâlâ ısrarla sürdürürken Türkiye ne yapıyor; içerde kendi vatandaşlarına işin önemini azaltmak için “çerçeve belirledik, yol haritası çizdik” gibi şifreli açıklamalar yaparken “Ermenistan’la sınır kapısının çok yakında açılacağı” mesajını dünyaya yayarak ABD’de de Obama’ya “Ermeni diasporasını yatıştırmak için” koz ve taviz veriyor. Ne kadar süre için?
Sadece bu yılın 24 Nisan’ını (Ermenilerin soykırım yıldönümü olarak kabul ettiği gün) atlatmak, Obama’nın bugün yapacağı konuşmada “soykırım” sözünü kullanmasını önlemek için…
Seneye ne olacak?
“Bugünü kurtar” da seneye Allah kerim… Uzun vadeli dış politikaya ne gerek var, içerde günü kurtarma politikaları alavere, dalavere nasıl yürüyorsa dışarda da günü gelince düşünürüz.
“İki devlet, bir millet” dediğimiz Azerbaycan’ı fena halde kızdırmak, Türkiye için çok önemli olan Nabucco yerine “doğalgaz için Rusya ile ortaklığa gitme kararı” almalarına neden olmak mı dediniz, boşverin canım önemi yok. Onlar bize (Türkiye’ye değil, hükümete) ABD’nin sağlayacağı kadar önemli bir destek verebilirler mi?
İHANET!
Azerbaycan’a giden Türk Delegasyonu’nun CHP’li Başkanı, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ dün yaptığımız konuşmada “Azerbaycan halkı Türkiye’nin kendilerine ihanet ettiğini düşünüyor” dedi. Ermenistan’ın değişmez, katı tutumuna karşılık Türkiye’nin yaptığına bakınca hiç de haksız değiller.
Türkiye Ermenistan sınırının açılması için Ermenilerin “Türkiye’yi dünyaya soykırımcı tanıtma” çabalarından vazgeçmesini (ilk Başbakanları Kaçaznuni’nin açıklamasına bakmalarını) ve Karabağ sorununu halletmelerini istemek zorundaydı. Elindeki tek koz “sınır kapısı” idi. Oysa sadece “ortak bir tarih komisyonu kurulması” için verilen vaad Türk Hükümeti’ne yetti. Sınır kapısı açıldıktan sonra Ermenistan yine “Tabii kuralım ama masaya oturmadan önce soykırımı kabul edin” derse hiç şaşırmasınlar.
Sarkisian, arkasından da “toprak ve tazminat” taleplerinin geleceği kesin olan bu iddiadan “vazgeçmeyeceklerini” peşinen açıkladıktan sonra komisyon kurmanın ne anlamı var?
Ben asıl Başbakan Erdoğan’ın kısa süre önce söylediği; “Şartlarımız kabul edilmeden, Azerbaycan sorunu çözülmeden sınır açılamaz” sözünü merak ediyorum. Madem taviz verilecekti, neden aksini söyledi, oyuncak mı bu?
Sorunlar çözülmeden Ermenistan sınırının açılması Türkiye’ye ciddi zararlar olarak geri dönecektir!

*****

Pakistan da bitmiştir!
Taliban militanları Pakistan’ın başkenti İslâmabad’a 100 km uzaklıkta, kilit öneme sahip Buner bölgesinin kontrolünü de ele geçirmiş. Oysa Pakistan, Taliban zulmünden kaçan Afganistan halkı için bir sığınaktı geçmişti. Hasta ise erkek doktora gitmesi, doktor ise mesleğini yapması yasaklanan, bu nedenle ağır hastalıklardan kurtulmayan kadınlar hayat hakkı için “ılımlı Müslüman ülke olan” Pakistan’a kaçıyorlardı.
Gördüğünüz gibi ılımlı, kaçabilecek ülke bırakmıyorlar. Müslüman ülke oldu mu terör baskısı ve diktatör baskısı birlikte geliyor. Geriye kala kala bir Türkiye kaldı.
İç ve dış kaynaklı gelişmeleri tüm dikkatimizle izlemek, ülkemizin özgür rejimini elden kaçırmamaya çalışmak son şansımız değil mi, söyleyin!

Okumaya devam et  Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Ergenekon operasyonuyla ilgili ilk kez konuştu

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir