Türkiye ve Ermenistan: Kalıpları Kırmak, Sınırları Açmak

To access this report in English, please click here. - turkiye ermenistan 350

To access this report in English, please click here.

İstanbul/Erivan/Bakü/Brüksel, 14 Nisan 2009: Türkiye ve Ermenistan, ilişkilerini normalleştirmek, ortak tarihlerine yeni bir yaklaşım getirmek üzere birlikte çalışmak ve yaklaşık yüz yıldır anlaşmazlıklara rehin kalmış bir Avrupa sınırını açmak için şimdiye kadar ortaya çıkmış en iyi fırsatı değerlendirmeliler.

Crisis Group’un son raporu Türkiye ve Ermenistan: Kalıpları Kırmak, Sınırları Açmak,* akademi ve sivil toplumun on yıldır süren çabaları sonucunda Türkiye ve Ermenistan hükümetleri arasında şimdilerde oluşan yoğun resmi ilişkilerin temelinin nasıl atıldığını inceliyor. İki ülke, diplomatik ilişkilerin tesis edilmesini, sınırın açılmasını ve çeşitli konularla ilgilenen ikili bir üst komisyon kurulmasını sağlayacak bir uzlaşma paketini kabul etmeye çok yakınlar.

Alt komisyonlardan biri, Ermeni-Türk ilişkilerinin ortak tarihi boyutuyla ilgilenecek ve bazı üçüncü tarafların Ermeni soykırımı olarak tanıdığı Osmanlı dönemindeki Ermeni tehcirleri ve katliamları konusunun daha geniş kapsamlı incelenmesi için çalışacak. Türkiye, yasal açıdan uygulanamaz olduğunu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’nda üç cephede birden savaşmasından kaynaklanan hafifletici nedenlerin bulunduğunu öne sürerek, soykırım teriminin kullanılmasına karşı çıkıyor. Ancak aralarında yetkililerin de bulunduğu pek çok Türk, Ermenilerin trajik şekilde ve çok sayıdaki can kaybından dolayı üzüntü duyduklarını artık açıkça ifade ediyorlar.

Crisis Group Türkiye ve Kıbrıs Proje Direktörü Hugh Pope, “Türklerin ve Ermenilerin bir zamanlar uzlaşmadan çok uzak olan tarih görüşleri önemli ölçüde yakınlaşıyor ve bu da derin travmaların iyileştirilebileceğini kanıtlıyor” diyor ve ekliyor: “Böylesi hassas bir zamanda üçüncü taraflar, bu siyasi tartışmada iki tarafın kamuoyunu tahrik edebilecek, soykırımı tanımaya veya inkar etmeye dönük ifade veya karar tasarılarından kaçınmalılar.”

Bununla ilişkili bir başka konu da Ermenistan’la Azerbaycan arasında çıkmaza sürüklenen Dağlık Karabağ sorununun Türkiye ile Ermenistan’ın normalleşme paketinde uzlaşmasını hâlâ tehlikeye düşürür nitelikte olması. Azerbaycan, Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilene dek sınırın açılmasına karşı çıkıyor. Ne var ki Türkiye, ilerleme sağlamak için bu fırsatı feda etmemeli ve sorunun çözümü için 15 yıldır süren çıkmazın yerine Ermenistan’ın güvende hissetmesini sağlayacak bir yumuşama politikasının çok daha yararlı olacağı konusunda müttefiki Azerbaycan’ı ikna etmeli. Türkiye ile uzun vadeli normalleşmenin sürdürülebilmesi için, sonuçta Ermenistan ile Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununun çözümü üzerine Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu’nun temel ilkelerini benimsemeliler ve Ermenistan, işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmeli.

Okumaya devam et  Münih’te Yapılan Dağlık Karabağ Görüşmeleri ve Savaş İhtimali

Crisis Group’un Avrupa Programı Direktörü Sabine Freizer’e göre “Türkiye ve Ermenistan, anlaşmalarına son şeklini vermeliler ve böylelikle Güney Kafkasya’da yeni bir barış ve işbirliği ivmesi yaratmalılar. “Dağlık Karabağ sorununun çözümü için beklememeliler. Ayrıca ABD, AB, Rusya gibi dış güçler, nadir ortak çıkarları doğrultusunda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve Dağlık Karabağ sürecinin ilerlemesi için çaba harcamalılar.”


İletişim: Andrew Stroehlein (Brüksel) +32 (0) 2 541 1635
Kimberly Abbott (Vaşington) +1 202 785 1601


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir