Bir Şaşkın’ın Notları!

Mustafa Kemal Atatürk

Bu şaşkının kim olduğunu maalesef bilmiyorum ama ben kesinlikle olabilirim.

Yaklaşık bir haftadır geçmişimi sorguluyorum. Meğer ne kadar yalan-yanlış(!) bilgilerle donatılmışım. ..
Oysa ‘vatana millete hayırlı bir evlat’ olarak yetiştirdi beni ‘cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden’ biri olan babam… Varını yoğunu bunun için harcadı!
Iyi ama ben ‘vatan’ı da ‘millet’i de hiç tanımamışım ki!
Çünkü bana ‘vatan’ diye; ‘bölünmesi mümkün olmayan’ topraklar öğretilmişti.
Bu topraklarda yaşıyan herkes bizdendi.
Bu yüzden kimseye ‘Laz mısın, Kürt müsün’ diye sormadım hayatım boyunca.
‘Bölünmesi akla bile getirilemeyecek’ bu topraklarda benimle birlikte yaşadığına göre ‘vatandaşımdı. ..’
Kimsenin dini de ilgilendirmedi beni!
En yakın arkadaşlarımdan birinin adı Nisan’dı, diğerinin Raffi… Dilimizin en güzel şiirlerini yüksek sesle okurduk birbirimize. ..
Ben onların ‘Ermeni’ vaya ‘Yahudi’ olduklarının bile farkında olmadım, onlar bana bir kez bile ‘Sen Türksün, Müslümansın, bizden değilsin’ demedi…
Korktuk mu aynı çığlığı basardık:
‘Aman Allahım…’
Ayni sözlerle vedalaşırdık:
‘Allaha ısmarladık.. .’
Şaşırınca ‘Allah Allah’ diye tepki verirdik birlikte…
İçimizden biri şaka yapınca, ‘Allah müstahakını versin’ derdi diğeri!
Yanı aynı Allah’a inanırdık… Gerisi çok da önemli değildi bu yüzden…
Askerdeyken yanımda Fener Rum Patrikhanesi’nde görevli ‘Yorgo’ vardı; manga arkadaşım!
Atış talimine de çıktık birlikte, gece tatbikatına da…
‘Vatan… Sana… Canım… Feda!’ diye birlikte haykırdık içtima alanına yürürken…
Annesi de babası da Rum’du ama (bölük yazıcısı olduğum için biliyorum) ana dili Türkçeydi Yorgo’nun, vatanı da Türkiye…
Ve bundan asla kompleks duymazdı!

Bugün 46 (ben 64) yaşındayım.. .

Öğreniyorum ki ‘vatan’ dediğin aslında bölünebilirmiş. .. Ankara’ dan birileri bu gerceği artık görmeliymiş!
Türk vatandaşı olduğu için milletvekili seçilebilen biri, ‘bildiği yabancı dil’ sorulunca ‘Türkçe’ diye yanıt verebilirmiş…
İlkokulda öğretmenimin heyecanla anlattığı Atatürk ilkeleri ve devrimleri ‘ ideoloji’ymiş mesela !
Saltanatın, hilafetin kaldırılmasını sağlayan düzenlemelerin anayasayla güvence altına alınması ‘anti demokratikmiş’…
Bizim uğruna canımızı vermeye hazır olduğumuz değerlerin tümü masalmış meğer!

Okumaya devam et  Afrin’den Kırım’a Taktikler Savaşı

Şaşkınım…

Üzgünüm…

‘Vatana millete hayırlı evlat’ olması için emek harcanan milyonlarca vatandaşım gibi perişanım!
İlk öğretmenim Neriman Hanım… Beni ben yapanlardan Emrullah Öğretmenim!
Liseden edebiyat hocam Sabahat Ana…
Sırtında kerpiç taşıyıp Anadolu’ nun onlarca köyünde okul yapan babam; neredesiniz?
Kafam cok karışık…
Beni yanlış yetiştirmis olabilir misiniz?
Tüm ‘iyi’ lerim aslında bu kadar ‘kötü’ çıkabilir mi ?
Lütfen çıkın ve bana söyleyin:
Siz mi hata yaptınız; yoksa bugün birileri bizi kandırıyor mu?

Bizleri yetiştirenlerin hata yapmadıkları ne derece kesinse, birilerinin bizleri kandırmaya çalıştığı da o derece kesin.
Şaşkınım, üzgünüm.

-Cumhurbaşkanı (benim değil), talimat aldığı için, futbol bahanesi ile devamlı kuyumuzu kazmaya çalışan Ermenistana giderek yalakalık yapıyor,
-Yine aynı Cumhurbaşkanı (benim değil), yanına yamağıni/destekçisini alarak Ulu Önderin Anıt Kabirini ziyaret bile etmeyen bir arabın otelde ayağına giderek, o dalaverelerde elde ettiği yüce makamı rezil ediyor,
-Anayasaya aykırı olmasına rağmen devlet televizyonu kürtçe yayın yapıyor, Ermenice yayın hazırlıkları yapılıyor,
-Üniversitelerde Kürt, Ermeni kürsüleri açılıyor,
-TBM Meclisinde Türk (sözde) Milletvekili Kürtçe konuşma yapıyor,
-Bir siyasi (sözde) parti eş başkanı ‘kimseye taviz vermeden, korkmadan heryerde ana dillerini konuşacakları’ söyleyebiliyor,
-Dokunulmazlığından dolayı serbest dolaşabilen Davos artisti Başbakan (benim değil), utanılmadan ikinci Atatürk, halife hatta peygamber ilan edilebiliyor,
-ve Yine aynı Cumhurbaşkanı (benim değil), terörist ele başlarının yanına gidip, kardeşlerine yaranmak için ‘Kürdistan’ diyerek bütün bunların üzerine tuz.biber ekiyor.

Şaşkınım, üzgünüm .
Bu şaşkınlık ve üzüntümle de sizlere veda ediyorum. Internet sayfam 12 Haziran’a kadar, güncelleşmeden açık kalacak ve 12 Haziran da perdesini tamamen indirecek.

Anlayis göstereceginize inaniyorum, hepimize mutlu, saglikli yarinlar, hür, laik, demokrat bir Türkiye diliyorum.

Murat Binzet

Okumaya devam et  AHMET DAVUTOĞLU BARZANİ’YE NEDEN GİTTİ

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir